Terapist Dizisi 3. Bölüm Yorumu | Gain

İlk bölümden beri düşünüyorum. Çetin normal bir psikolojide değil, kesinlikle değil. Ve Çetin’in fire vereceği anı da sabırsızlıkla bekliyorum. Gerçi Terapist’in 3. bölümün ilk sahnesinde Çetin’in gördüğü rüyaya bakarsak Çetin’in bilinçaltının ne kadar yoğun ve karmaşık olduğunu görebiliriz. Karısını öldürdüğünü düşündüğü danışanlarını rüyada ölü görmek…hmm.

Uyandığında da bu takıntısına devam ediyor Çetin. Bütün danışanları ile ilgili aldığı notlarını baştan gözden geçirmeye karar vermiş. Biz de bu sayede aslında dizinin ana karakterlerinin iç dünyalarına doğru bir yolculuğa çıkmış oluyoruz.

Armağan.

Erişkin ya da diğer adıyla yetişkin bebek sendromuna sahip. Bu tarz bir sendromun altında genellikle bebeklik döneminde ya da erken çocuklukta yaşanan travmatik bir olay yatar, örneğin cinsel istismar. Armağan’a baktığımızda da annesinin onu 7 yaşına kadar emzirdiğini öğreniyoruz. Daha sonra bırakmak kolay olmuyor tabii. Annesinin yerini emzikle doldurmaya çalışıyor, hem de lise 3.sınıfa kadar.

”Arkadaşlarım lisenin tuvaletinde gizli gizli sigara içerken ben çaktırmadan emziğimi emiyordum.”

Sendromunun altında yatan tek etken emme güdüsü sanıyorsanız yanılıyorsunuz çünkü Armağan kendini bildi bileli annesi ile uyumuş, elini annesinin göğsüne koyarak. Evet tam da Çetin’in eşinin bıçaklandığı yere, göğüse.

Armağan annesini kaybettikten sonra bu sendromu daha da tetiklenmiş. Hatta bezlenme alışkanlığı asıl o zaman başlamış. Daha öncesinde ise stres altında hissettiği zaman birkaç iç çamaşırını üst üste giyerek kendini rahatlatmaya çalışıyormuş.

Özlem.

Özlem’e gelelim. En çok merak ettiklerimden birisi Özlem. Kerem ile arasında yaşanan ufak tartışmadan anlıyoruz ki Özlem tacize uğramış. Dedesi tarafından. Şu cümlesi oldukça etkileyiciydi: ”Benim çocukluğum şefkatle şehvetin arasındaki farkı anlamadan geçti.” Çocuklukta yaşanabilecek en ağır travma olsa gerek. Hayat boyu etkisi süren; insana, hayata karşı tüm yaklaşımını etkileyen bir travma.

Özlem de insanlara karşı özellikle de erkeklere karşı duruşunu bu çerçevede şekillendirmiş. Ve kendince bu durumla başa çıkabilmek için bir yol bulmuş. Otostop çekerek erkeklere aslında kontrolün onlarda değil kendinde olduğunu kanıtlamaya çalışmış. Kendini kullanarak.

Şimdi olaya bir de Çetin’in gözüyle bakalım. Karısının katilini bulmak için adeta her kelimeyi dikkatlice dinleyip süzen Çetin, Özlem’in cümlelerinden de bir anlam çıkarmaya çalışıyor. Özlem’in ”Bazıları var ki onları bağlı oldukları insanlardan koparmak çok zor. Bu yüzden onlar yalnız kalmadan siz onunla yalnız kalamazsınız.” sözü Çetin de dahil tüm izleyenlerde aynı fikri oluşturdu muhtemelen.

Ama bana göre bu kişilere bu kadar vurgu yapılması bir ters köşenin zemini olabilir. Kimi dinlesek onun katil olabileceğini düşünüyoruz. Peki ya bizim öyle düşünmemiz için ayarlandıysa her şey? Ya katil başkasıysa?

Terapist dizisi 1.bölüm yorumu için buraya tıklayabilirsiniz.
Terapist dizisi 2.bölüm yorumu için buraya tıklayabilirsiniz.