”Geçmiş asla geçmemiş ve geçmeyecek olandır. Ben bunu anladığımda her şey çoktan geçmişti.”
Gain’de ilk bölümü yayınlanan Terapist dizisinin ilk sahnesi bir grup terapi seansı ile açılıyor. Dizinin kalanında ise grup seansına gelen kişilerin tabii ki de tek tek yaşamları, travmaları ele alınacak.
İlk olarak grubun en sinirlisi Kerem’den başlıyoruz. Kerem bir doktor ve her başarılı erkeğin arkasında bir travma olduğu gibi Kerem’in de herkesten gizlediği bazı yönleri elbette var. Stresli anlarında kendini rahatlatacak bir yöntem bulmuş, koltuk altını koklamak.
Kerem’in hikayesi şurada dursun ortamda birden kader tartışması ortaya çıkıyor. Bu tartışma esnasında da diğer 4 kişinin hayatından da kısa bazı kesitler görüyoruz ve anlıyoruz ki bu dizide kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz en az bir hayat, bir cümle, bir sahne görebileceğiz.
Armağan, bir iş adamı olsa gerek, içinde nefes alamadığı takım elbisesinin altında ruhunu boğmuş hayatı boyunca. Ve artık mutluluğu hak ettiğini düşünüyor. Bunu yapmak için de toplumun ‘normal’ine uymak zorunda değil. Ya normal kendisiyse? Çünkü toplumun normlarına baktığımız zaman ortalama 40-45 yaşlarında birinin hala bezlenmekten hoşlanması pek de normal olarak karşılanmıyor. Hele ki bu en büyük hayali evlendiği zaman gerdek gecesinde karısı tarafından bezlenmek olan biriyse.
Tam karakterlere alışıyoruz derken bir anda terapistin değişeceğini öğreniyoruz. Bu durum seansa gelenleri etkilediği kadar izleyicide de merak uyandırıyor. Sanki bundan sonra her şey farklı olacakmış gibi bir his. Bu hissimizi destekleyecek yeni bir travmaya da şahit oluyoruz bölüm sonlanırken. Terapistimiz Çetin, önce karısının cesedi ile karşılaşırken sonra da izleyicilerin aklında soru işareti yaratacak olan sürekli çizdiği o resmi görüyor.
Şimdi ne olacak?
O resim neyi anlatıyor? Çetin’in karısını kim, neden öldürdü? Yeni terapist nasıl biri olacak? Çetin de terapiye katılacak mı? Diğer karakterlerin asıl hikayeleri nasıl ilerleyecek? 2. bölüm şimdiden merakla bekleniyor diyebiliriz.