tds_thumb_td_300x0
Sümeyye Aydoğan’ın Taçsız Prenses’teki En Güçlü Sahneleri

Bugün «Taçsız Prenses» bu sezonun son olan 10. bölümüyle bizlerle buluşacak. Yaz başında dizi ile tekrar buluşacağız. O yüzden şimdi biraz toparlayabilir ve sevgilimiz Sümeyye Aydoğan‘ın Yağmur olarak en heyecanlı sahnelerinin hangileri olduğunu görebiliriz.

İlk bölümlerde narkoleptik nöbetlerin yaşandığı sahnelerden bahsetmekte fayda var. Bu hastalıkla ilgili bilgileri incelerseniz Sümeye’nin bu hastalığa sahip kişilerin başına gelenleri çok iyi oynadığını göreceksiniz.

3. bölümdeki Yağmur konser sahnesi en akılda kalanlardan biriydi. Yağmur’un acısını birlikte yaşadık, onunla da empati kurduk. Sanırım o an gerçekten onun yanında olmak ve ona destek olmak istiyordum.

6. bölümde annesi İştar’ın da izlediği Yağmur’un Evgin ile konuşma anını izledik. Ardından Yağmur’un «Uyanmak istiyorum!» sözlerini duyduk. Yine Yağmur’un karakterinin içeride ne kadar kırıldığını gözlemleyebildik.

Aynı bölümde bir otelde korkusunu nasıl yendiğini ve gözleri kapalı piyano çaldı görebildik. 

En duygusal sahne ise Yağmur’un en yakınındaki tek kişi olan Neşe’nin ölmüş olabileceği andı. Sümeyye oyunundan sonra gerçekten tüylerim diken diken oldu. «Senden başka kimsem yok!» 

Tabii ki bence en heyecan verici sahne olan 9. bölümdeki anne ile konuşmadan bahsetmemek imkansız. «Evden çıkmak için bir haftan var!» Yağmur konuşmanın ardından koşarak evden çıkar ve ağlamaya başlar. Bu onun için çok büyük bir darbeydi. Ne yaparsa yapsın annesini olduğu gibi seviyordu. Bu sahne gerçekten heyecan vericiydi. Her iki oyuncu Sümeyye Aydoğan ve Seda Akman harika bir iş çıkardılar ve bir anne-kız ikilisi olarak birlikte iyi çalıştılar. Bakalım bizi neler bekliyor ve ilişkileri nasıl daha da gelişecek.

Her yeni projede Sümeyye Aydoğan’ın yeni büyüleyici sahnelerini izleyebiliyor, oyununa hayran kalabiliyoruz. Her sahne hakkında sonsuza kadar konuşabilirsiniz, birçoğu var ve hepsi buraya sığmadı. Ve eminim ki bu onun yolculuğunun sadece başlangıcı. Bu nedenle, daha fazla yeni proje için sabırsızlanıyoruz ve onu kesinlikle destekleyeceğiz ❤️ 

Taçsız Prenses 9. Bölüm Yorumu: Yağmur Teklifi Kabul Etti!

Dün Taçsız Prenses’in yeni 9.bölümünü izledik. Hikayeden maalesef finale yaklaştığımızı görebiliyoruz. Ama her şeyi ustaca güzelleştirmeye çalışan yazarların hakkını teslim etmek lazım, bu yüzden tüm peri masallarında olduğu gibi bizim de güzel bir sonumuz olacağını düşünüyorum. Sonuçta dizi gerçekten bir peri masalı gibi görünüyor.

Son iki bölümde İştar’ın hikayesini öğrenmenin yanı sıra Neşe ile durumun heyecanını yaşadık ve son bölüm sonunda Merve Bulut’un oyunu hayran kaldık. 

Ama tabii ki en büyülü an, Yağmur’un Evgin’den gelen evlilik teklifini kabul ettiği parktaki sahneydi. Çok güzel bir mekandı, her şey çok kaliteli çekildi. Ayrıca zihinsel olarak ilk seriye dönmemizi sağlayan geri dönüşler de gördük. Çok dramatik. Bütün bunlara Canozan’ın «Toprak Yağmura» şarkısı eşlik etti.

Yağmur ve Evgin’ının aşkı çok saf, hassas ve güzel çıktı. Bu aşk ikiliye şifa oldu. Bir yanda çocukluğundan beri yalnız olan ve sokakta büyümüş, babası ve annesi gibi olmamaya çalışan, kibar olmaya var gücüyle çalışan Evgin. Öte yandan annesinin işi nedeniyle yalnız kalan Yağmur ise para içinde büyümüş ama derinden mutsuzdur. Sonunda sevginin onları nasıl birleştirdiğini ve hastalıklarının ortadan kalktığını görebiliriz. Yağmur’da narkolepsi ve Evgin’de kronik uykusuzluk. Son bölümlerde Yağmur’un uyumayı bıraktığını ve Evgin’in uzun zaman sonra ilk kez Yağmur’un yanında uyuyabildiğini görüyoruz.

Bu aşk bir peri masalı gibi, yalansız ve acısız. Bu insanlar birbirine çok yakındır.

Gerçekten de bazı sonuçlar çıkarabiliriz. İyiliğimizin her zaman bize geri döneceğini, siyah bir şeritten sonra her zaman beyazın geldiğini, her insanın bize bir şey için verildiğini, birinin ayrıldığını ve birinin sonsuza kadar kalabileceğini anlayabiliriz.

Tabii ki Sümeyye Aydoğan’ın ve İsmail Hacıoğlu’nun mükemmel oyunundan bahsetmeye değer. Sümeyye’nin röportaj’da dediği gibi: «İsmail beni tecrübesiyle, ben de enerjimle onu besliyorum». Ve Sümeyye’nin gerçekten çok enerjik ve parlak bir insan olduğu konusunda hemfikir olmamak elde değil. Her ikisi de onlar sayesinde harika bir hikaye yaratmayı başardı. Ama henüz veda etmiyoruz ve Salı günkü bir sonraki bölümü sabırsızlıkla bekliyoruz!

Sümeyye Aydoğan: Hiçbir Şeyin İmkansız Olmadığı Bir Oyuncu

Çoğumuz bu yetenekli kızı büyüleyici oyununu izleyebileceğimiz «Duy Beni» dizisinden tanıyoruz. Bize güçlü ve aynı zamanda ahlaki açıdan çok kırık, sorunlu bir karakter olarak sunuldu. Sümeyye’nın tüm duyguları aktarmayı ve role o kadar alışmayı başardığını düşünüyorum ki, onu farklı bir şekilde hayal etmek oldukça zor. Çok az insan bir rolden çıkıp karşı karaktere reenkarne olmayı başarır. Ama Sümeyye Aydoğan başardı.

Şimdi ise başrolünü oynadığı «Taçsız Prenses» dizisindeki karakteri Yağmur Elem hayranlıkla izliyoruz.

Yağmur — masum, kibar, duyarlı, melek gibi tatlı bir kızdır. Narkolepsi hastası, beklenmedik yerlerde uykuya dalıyor. Ama onun da bir hayali var. Hayal — ünlü bir piyanist olmak. Ancak kader öyle bir gelişme göstermiştir ki annesi İştar Elem buna karşıdır. Bence hayatımızdaki pek çok kişi, ebeveynlerin gelecekteki meslekler ve hobilerimiz için hayallerimizi desteklemediği durumlarla karşı karşıya kalabilir. 

Ancak bu hayatta onu tamamen değiştiren ve onu iyileştirecek gibi görünen iyiliği ve sevgiyi bulur. Yağmur’dan gelen nezaketi görüyoruz. Nasıl daha az uykuya daldığını ve seyirci korkusunu nasıl yendiğini ve bir otelde gözleri kapalı piyano çalabilir görebiliriz.

Evet, bazen ortak sorunları olduğu için Yağmur ve Melisa‘nın benzer sahnelerini görüyoruz ama genel olarak bunların iki farklı karakter olduğunu güvenle söyleyebiliriz. Ve Sümeyye yeni rolüyle harika bir iş çıkardı. Görüntüyü tamamen değiştirmeyi başardı, tüm hassasiyeti, özeni, nezaketi karakterinde somutlaştırdı.

Yağmur’un Evgin’le ilişkilerinde biraz ürkek olduğunu, duygularının ne kadar saf olduğunu gördüğümüzü belirtmekte fayda var. Onları bir araya getiren, Masal’a olan aşkları ve ona nasıl yardım ettikleriydi. Sonunda, bu dizi hayattaki en kötü durumda bile her zaman bir çıkış yolu olduğunu, her zaman sizi terk etmeyecek insanların olduğunu öğretiyor.

Taçsız Prenses‘in başrol oyuncusu Sümeyye Aydoğan‘ın haklı olarak çok yetenekli ve her rolü oynayabilecek bir insan olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz diye düşünüyorum. Üstelik çok da çalışkan, bunu üst üste ki üçüncü projesi olmasından anlıyoruz. Onunla çok gurur duyuyoruz ve bunun onun yolculuğunun sadece başlangıcı olduğuna eminiz. Seni seviyoruz. 🤍

Yazan: @soulaydogan (Twitter’da Instagram’da)

Yer Aldığı Dizi ve Filmlerde Şarkı Söyleyen Oyuncular

Oyunculuğuyla konuşulduğu kadar seslerinin güzelliğiyle de konuşulan, bugüne kadar yer aldığı dizi ve filmlerde şarkı performanslarıyla damga vuran ünlülerimizi yazıyoruz bugün. 

Erkan Kolçak Köstendil & Şebnem Bozoklu  

Televizyon tarihinin en iyi ikililerinden olan Karlos ve Yaren’in meşhur Yanarım düetini bilmeyeniniz yoktur. Erkan Kolçak Köstendil ve Şebnem Bozoklu’nun uyumunu ve bu düeti yıllardır konuşuyoruz. Daha da çok konuşacağız gibi.

Pınar Deniz

Oyunculukta yetenekli olduğu kadar şarkı söylemekte de bir o kadar yetenekli olan bir diğer ünlümüz ise Pınar Deniz. Pınar’ın en sevdiğim performansı Bir Deli Rüzgar’ın ilk bölüm sonunda seslendirdiği “Küçüğüm” parçasıydı. Hem Gökçe’nin hem de şarkılarının tadı damağımızda kaldı. Keşke daha çok duyabilseydik.

Serenay Sarıkaya

Sizi bilmem ama benim dizilerdeki şarkı performansları denince aklıma ilk Medcezir ve Serenay geliyor. Serenay bugüne kadar katıldığı programlarda, yer aldığı projelerde birçok kez şarkı söyledi fakat hepimizin hafızalarına kazınmış en iyi performansı İsyan oldu. Bu şarkının pek çok kişiden farklı versiyonlarını duyduk ama bence zirve Serenay’a ait.

Damla Sönmez

Sesiyle beni büyüleyen, hatta daha çok şarkı söyleyebileceği bir işte yer alsa da doya doya dinleyebilsek dediğim bir diğer isim de Damla. Çukur da “Durdurun Dünyayı”, “Su Ver Leylam”, “Son Mektup”, “Sorma”, ve “Sen Affetsen Ben Affetmem” gibi performanslarla bizi çok etkilemişti.

İlker Kaleli

İlker de Poyraz Karayel de seslendirdiği “Sorma, “Unutamadım”, “Bir Derdim Var”, “Elleri Ellerime”, “Hikayem Bitmedi” gibi parçalarla çok beğenilmiş ve konuşulmuştu.

Farah’ı dinleyipte hayran kalmamak mümkün değil. Öyle ki o da pek çok işinde sesini kullanan oyuncularımızdan. Arif V 2016, Unutursam Fısılda, Bergen, Masumlar Apartmanı, Gülizar gibi projelerde söylediği şarkılarla bizi mest etmişti.  

Aslı Enver

Süre, süre, süre Süreyya, Süreyya, aşık Süreyya güzel Süreyya. 

Ne güzeldi Aslı Enver’i şarkı söylerken izleyebilmek. O da İstanbullu Gelin’de ki performanslarıyla beğeni toplayan ünlülerimizden…

Ecem Erkek

Belki de “kadife sesli” tanımına en çok uyan oyuncularımızdan biri o. Güzel Günler’in Füsun’u bizi güldürüyorken şarkılarıyla da duygulandırıyor. Kendisine bayılıyoruz. 

Çağatay Ulusoy

Karizmasıyla ve oyunculuğuyla etkilediği kadar sesiyle de etkileyen bir diğer oyuncumuz ise Çağatay. Delibal ve Medcezir’de ki performansları hala aklımızda!

“Ağlaya ağlaya kalmadı gözlerimde yaş.”

Öyle Bir Geçer Zaman Ki’yi çok severim ve bu ülkede yapılan en iyi işlerden biri olduğunu düşünürüm. Aras ilk işi olmasına rağmen Mete’yi çok güzel bir şekilde canlandırmıştı ve Mete’nin şarkı söylediği sahneler de beni hep duygulandırır. Bu listeye eklemesem olmazdı diye düşündüm. 

Demet Evgar

Ve listemizin son ismi “Fark Etmeden” ve “Büklüm Büklüm” gibi performanslarıyla beni çok etkileyen ve birçoğunuzun da bayıldığına emin olduğum Demet Evgar. Kendisini daha çok şarkı söylerken duymayı çok isteriz.

Yazan: ecetivitirda 

Parlayan Yıldız Alarmı: Sümeyye Aydoğan 😍

O aurası ekranın ötesine taşan, yeteneği ve güzelliğiyle büyüleyen oyuncularımızdan. Şimdilerde Taçsız Prenses’te başrol oynayan Sümeyye Aydoğan’ın kariyer yolculuğuna ve etkileyici performanslarına göz atalım! 

Kariyerine Kahraman Babam da canlandırdığı Menekşe karakteri ile başlayan, daha sonra Akif, Geçen Yaz, Sadakatsiz gibi projelerle karşımıza çıkan Sümeyye birçoğumuzun gözüne Duy Beni ile çarpmıştı. “Kendimi bulma yolunda başucumda.” dediği Duy Beni de pek çok hafızalara kazınan etkileyici performansı oldu. 

Bunlardan biri 3. bölümdeki havuz sahnesiydi.

Arkada çalan Madrigal – Dip şarkısının sahneye uyumu, geçmişi hatırlayan Melisa ve Sümeyye’nin performansı çok beğenilmişti. 

Sümeyye’nin en iyi canlandırdığı ve unutulmaz sahnelerinden bir diğeri Melisa’nın intihar girişimiydi. 

Sümeyye’nin bize Melisa’nın çaresizliğini en iyi hissettirdiği sahnelerden biri de “Ben deli değilim!” diye bağırdığı sahneydi. 

Sümeyye öyle iyi oynadı ki Melisa’ya sarılmak istedik diyebileceğimiz, yalnızlığını en iyi hissettiğimiz sahnelerden biri ise 15. bölümdeki tuvalet sahnesiydi.

“Sonra akan gözyaşları kalbini sertleştirdi ve delinemez bir zırh oluşturdu. Ve acıları belli olmasın diye de yüzüne bu maskeyi taktı. Yani o küçük kız çocuğu öldü, yerine bu biyonik insan geldi.”

Melisa’nın sert, kendinden emin ve acımasız görünüşünün altında yatan kız çocuğunu ve yaşadıklarını anlattığı sahne de izleyen herkesi derinden etkilemiştir eminim. 

Yazımın sonuna Sümeyye’nin beni en çok etkileyen sahnesini koymak istedim. Cem Adrian – Ben Sana Veda Edemem şarkısı eşliğinde Melisa’nın kendisiyle yüzleşmesini, annesine olan özlemini ve takıntılarından kurtuluşunu izlemiştik. İzleyen herkesin çok beğendiği bu sahne uzun süre konuşulmuştu.

Sümeyye’nin bizi etkileyen sahnelerini saya saya bitiremeyiz. Şimdilerde bizi Taçsız Prensesle büyülüyor. Çok yakında da kadrosunda yer aldığı yeni Blu Tv dizisi Magarsus’la karşımızda olacak. Kariyer yolculuğunun çok açık ve kendisi gibi ışıl ışıl olacağına eminiz. Seni çok seviyoruz Sümeyye 🙂 

error: Korunan İçerik!