tds_thumb_td_300x0
Öne Çıkan Görsel foto-1
Flower Of Evil 15. Bölüm | Yolun Sonu

Merhaba sevgili dostlar ve K-Drama severler. Bugün dizimizin 15. bölüm yorumuyla çıkıyorum karşınıza.

Geçen bölüm Do Hyun Su’yu seri katili yakalamak ve rehineyi kurtarmak için eski yaşadığı yere gitmişti. Beak Hee Seong ise; yaptığı plan tutmayınca yine öfkeye kapılıp, Do Hyun Su’dan intikam almak için Cha Ji-Won’u aslında Do Hea Soo’yu öldürmeye teşebbüs etmişti. Gelin şimdi yeni bölümümüzü hep beraber yorumlayalım.

Flower Of Evil foto-2

Do Hyun Su eski yaşadığı yere gelir ve insan kaçakçısıyla buluşur. Fakat ne yaparsa yapsın seri katilin ismini bir türlü alamaz. Çünkü kaçakçı garanticidir ve olası bir satışa karşılık kendini güvenceye almak ister. Do Hyun Su, katilin kendisini yani iansan kaçakçısını canlı bırakmayacağını söylese de buna tam olarak inandıramaz. Şimdi Do Hyun Su’nun yapacağı tek şey rehinenin güvenini kazanmaktır. Rehine yani Jung Mi Sook ikinci kez kandırıldığı için ikna olmada biraz zorlansa da Do Hyun Su, kafesi kilitleyip tek anahtarı Jung Mi Sook’a verince kadının büyük oranda güvenini kazanır.

Öte yandan Cha Ji-Won, Do Hyun Su’nun hayatı daha fazla tehlikeye girmeden bir an önce, kendilerini katile götürecek ipuçlarına ulaşmaya çalışır. Tabii burada ekibini de göz ardı etmemek gerekir. Do Hyun Su’nun katil olmadığına inanıp inanmamakta birçok kez gelgitler yaşayan Dedektif; Choi Jae Sub bile bütün dikkatiyle ipuçları bulmaya çalışır. Sonunda başarılı da olur. Başta maktul’ün ölüm zamanının uyuşmaması, yediği yemeğin sipariş edilen yemekle aynı şeyleri barındırmaması ve maktulün, sağır olduğu halde kapı tıklandığında açması ele geçen en önemli delillerdi.

Bu veriler sonrası Cha Ji-Won bir şey farketti ki; katil sokak kamerasından gizlendiği halde araç kamerasını neden dikkate almamıştı? İşte tam da bu noktada düğüm çözülmüştü. Katil uzun süre bitkisel hayatta kalan ve sonradan uyanan birisiydi. Bundan dolayı araç kameralarından heberi yoktu ve o yüzden kaçınmamıştı. Bir de tüm bunların yanına Do Hyun Su ile ilgili gelişmeleri bildiği gerçeği eklenince katil ve yardımcıları otomatik olarak ortaya çıkıyordu. Beak ailesi!..

flower of evil foto-3

Ortada, ölüme terkedilmiş bir insan gördüğü halde naylon torbada geyik olduğu yalanına yıllarca sarılan Kim Moo-Jin sonunda sevdiği kadının ölüm kalım savaşıyla yüz yüze gelmek zorunda kaldı. Do Hyun Su ve ablasının asla girmediği bodruma, cesaret gösterisi olarak girer ve bir torba içerisinde can çekişen bir canlı görür. Kameraya da aldığı bu görüntüleri, Do Min Seok’dan çekindiği ve sevdiği kızı kaybetmemek için polise teslim etmez. Fakat yıllar sonra hatasının bedelini daha da ağır şekilde öder.

Aynı durum Beak ailesi için de geçerlidir. Oğullarının psikolojik sorunları olduğunu, canlılara eziyet etmekten zevk duyan ruh hastası bir canavar olduğunu bildikleri halde, çözüm yolları aramak yerine yıllarca görmemezlikten gelirler. Tabii bu süreçte olan talihsiz kurbanlara olur. Yıllar yılı oğullarının bir gün bu huyunu bırakacağı umuduyla suçlarının üzerini örterler fakat on beş yıl sonra Beak Hee Seong uyandığında bile adam öldürmekten geri durmaz, duramaz. Ve artık yolun sonuna geldiğini anladığı için son hamlede Do Hyun Su’ya yaşatabileceği en büyük acıyı yaşatmak ister karısını öldürerek.

flower of evil foto-4

Sonunda Beak Hee Seong insan kaçakçısıyla buluşur ve istediği ödemeyi yapar. Fakat yemekten kalan artıkları temizlemeyi de unutmaz. İnsan kaçakçısı da katile elleriyle teslim ettiği kurbanların ah’ları sonucu belasını bulur. Beak Hee Seong son kurbanının da icabına bakma hevesiyle kafesi açmaya çalışır fakat kısa süre sonra kandırıldığını anlar. Do Hyun Su kısa bir boğuşmadan sonra Beak Hee Seong’u etkisiz hale getirmeyi başarır. Bundan sonra tek amacı Beak Hee Seong’u polise teslim etmektir. Ta ki…

Ta ki Beak Hee Seong’un telefonunu cebinden alırken Cha Ji-Won’un kimlik kartı eline geçene kadar. Bu ancak Beak Hee Seong’un Cha Ji-Won’a bir şey yapmış olması karşılığında Beak Hee Seong’un eline geçebilirdi. İşte o anda Do Hyun Su’da kontrol mekanizması devre dışı kaldı. Telefonla Cha Ji-Won’u arar fakat Cha Ji-Won planlarının bozulmaması için bilinmeyen numaralara bakmaz. Beak Hee Seong ise cinayeti işlemeden önce yaptıkları konuşmaları anlatınca Do Hyun Su daha da öfkelenir. Polis merkezini aradığında Cha Ji-Won isimli polisin öldüğü bilgisi verilince kararını verir. Hayatında ilk defa birini öldürecektir. Hem de yavaş yavaş, acı çektire çektire hem de defalarca.

flower of evil foto-5

İnsanlara acı çektire çektire ölümü yaşatan Beak Hee Seong’un, gerçekten ölümün kıyısına geldiğinde ne kadar korkak olduğuna şahit oluyoruz. Bir fırsatını bulup Do Hyun Su’nun elinden kaçan Beak Hee Seong kendini ormana atar ve kaçmaya başlar. Do Min Seok’un ormanla ilgili herkese anlattığı bir şey vardır. Belli bir yönde ilerlersen yolun sonuna gelirsin ve uçurumla karşılaşırsın. Do Hyun Su aklını kaybetmiş bir şekilde Beak Hee Seong’un peşinden gider ve ara yakalayıp bedeninde yaralar açar. Niyeti acı çektire çektire hayatına son vermektir. Beak Hee Seong kaçar Do Hyun Su kovalar ve nihayet yolun sonuna gelirler. Beak Hee Seong’un artık kaçacak bir yolu yoktur. Şu saatten sonra tek dileği Do Hyun Su’nun bir an önce işini bitirmesidir.

Bir an geçmişe döndüğünde anlıyoruz ki Beak Hee Seong’u rahatsız eden, kendi merhametsizliği değil de Do Hyun Su’nun hep merhametli olması ve babası katil olduğu halde Do Hyun Su’nun asla böyle bir huya sahip olmadığıydı. Öte yandan Do Min Seok’un kendisini başarılı bir iş olarak tanımlaması Do Hyun Su’dan intikam alma isteği uyanmasının en büyük nedeniydi belki de. Öte yandan kendi kötü huylarına karşı acziyetinin farkındaydı ama bunun üstesinden gelmeye çalışmak yerine, asla böyle bir merhametsizliği içinde barındırmayan Do Hyun Su’yu bu karanlığa çekmek daha tatmin edici gelmiş olmalıydı ve sonunda da amacına ulaşacaktı.

flower of evil foto-6

Neyse ki Do Hyun Su Beak Hee Seong’u öldürmeden Cha Ji-Won ve ekibi olay mahalline geldiler. Cha Ji-Won Do Hyun Su’ya yaşadığını, Beak Hee Seong’u öldürmemesini söyler. Fakat yaşadığı travmadan dolayı yine babasını görmeye başlayan Do Hyun Su Cha Ji-Won’un da hayaletini gördüğünü sanır. Cha Ji-Won Do Hyun Su’yu ikna etmede epey zorlansa da sonunda Do Hyun Su ikna olarak elindeki bıçağı bırakır ve Cha Ji-Won’a doğru korku ve endişeyle, ürkek adımlarla ilerler. Çünkü ona vardığında karşılaştığı şey bir hayalden ibaret de olabilir. Karanlık dünyasından kurtulmanın tek yolunun ölümden geçtiğini bilen Beak Hee Seong amacına ulaşamayınca son bir hamleyle kendisini tutuklayacak olan polisin silahını alır ve Cha Ji-Won’a doğru ateşler. Karşılığında da polis kurşununa maruz kalır, tıpkı istediği gibi.

Beak Hee Seong’un son hamlesinin kurbanı ise Do Hyun Su olur ve kanlar içerisinde yere yığılır. Bundan sonrası ise araf’tır. Do Hyun Su’nun etrafı büyük bir sessizliğe gömülür. Olduğunu sandığı yerde ise fazlasıyla huzur vardır çünkü sevdiğinin kollarındadır. Yılların verdiği yorgunluk öyle büyüktür ki Do Hyun Su derin bir uykuya dalmak ister huzur içinde. O da artık, çok yorucu geçen bu uzun yolculuğun sonuna gelmiştir…

Bir bölümün daha sonuna geldik dostlar. Son bölümde son kez buluşmak dileğiyle. Sürçülisan ettiysek affola. Yeni bölümde, yeni yorumlarda görüşmek dileğiyle kalın sağlıcakla…☹

Flower of evil öne çıkan görsel
Flower Of Evil 14. Bölüm | Ait Olduğumuz Yer

Merhaba sevgili dostlar ve K-Drama severler. Bugün dizimizin 14. bölüm yorumuyla çıkıyorum karşınıza.

Geçen bölüm Beak Hee Song’un kurduğu oyun tahtasında, farkında olmadan oyun taşı olan Do Hyun Su’nun başı, bu sefer ciddi anlamda derttedir. Çünkü öldürülen hizmetçinin sarılı olduğu bantta Do Hyun Su’nun parmak izi vardı. Fakat veri tabanında bulunmayan bu izin Do Hyun Su’ya ait olabileceğini düşünen Cha Ji-Won şüphelerinde haklıydı ve son çare Do Hyun Su’yu tutuklaması gerektiğine karar verir. Bölümü Do Huyn Su’nun Cha Ji Won’u rehin almasıyla bitirmiştik. Gelin şimdi yeni bölümü hep beraber yorumlayalım.

Flower of evil resim-2

Cha Ji Won’u rehin alan Do Hyun Su bilgisayarın fişlerini çektirerek kameraları devre dışı bırakır. Amacı Cha Ji Won’u olası suçlamalarda muaf tutmaktır. Fakat yaptığı hareket sonrası gerçekten rehin alındığını zanneden Cha Ji Won çok öfkelenir. Her ne kadar Do Hyun Su’ya bu hareketinden dolayı kızsa da kendisini şüphelenmesi de Do Hyun Su’yu fazlasıyla üzer. Çünkü bu hayatta en çok güvendiği kişi Cha Ji Won’dur. On dört yılın sonunda hâlâ güven sorunu yaşanması Do Hyun Su’yu fazlasıyla üzer hatta yıkılır desek daha doğru olur. Çünkü bu olay sonrası yıllardır görmediği babasının hayalini görür tekrar. Varın şokun büyüklüğünü siz düşünün.

Aslında Cha Ji Won’da şüphe etmekte haklı sayılabilir. Her ne kadar Cha Ji Won’u beladan uzak tutmak için Do Hyun Su seri katille ilgili gelişmeleri Cha Ji Won’a söylememesi ortada şüphelein artmasına zemin hazırladı. Fakat şu durumda artık her şeyi söylemek zorundaydı Do Hyun Su ve öyle de yaptı. Tüm gerçekleri anlattı ve kendisine bir gün süre vermesini istedi. Çünkü herkes ait olduğu yere gitmeliydi. Cha Ji Won’un ise Do Hyun Su’yu artık tek başına bırakmaya niyeti yoktu. Kelepçeyi kendi koluna da takarak Do Hyun Su’yu bir şekilde mecbur bırakır evden birlikte ayrılmaya.

Flower of evil resim-3

Kurduğu planı adım adım uygulayan Beak Hee Song ailesinin verdiği yalan ifadeden sonra amacına bir adım daha yaklaşır. Tam da bu esnada bir telefon gelir. Telefon insan kaçakçısındandır ve Jung Mi Sook’un hâlâ hayatta olduğunu söyler. Başından beri Beak Hee Song’un kaza anında kiminle buluşacağı meçhuldü. Hatta bir ara annesine, bir kadınla buluşacağını ve onunla evlenmeyi düşündüğünü söylemişti. O zaman ya Cha Ji Won ya da Do Hea Soo ile buluşacak diye düşünmüştüm ama bu tahminlerin hiçbiri doğru çıkmadı. Annesini kandırdığı gibi beni de kandırdı. Meğerse Do Min Seok’u öldürdüğü esnada elinden kaçırdığı kurbanının yani yarım kalan işinin peşindeymiş. O zaman da buluşacağı kişi insan kaçakçısıymış Jung Mi Sook’u geri alabilmek için.

Aslında Beak Hee Song’un Jung Mi Sook’u ortadan kaldırmaya çalışması caniliğinin bir sonucu olmasından öte Jung Mi Sook’un etkili bir tanık olmasındandır. Çünkü hem bodrumu hem katillerin yüzünü hem de Do Min Seok’un öldürülmesini bilen tek kişidir. İnsan tacirinin Beak Hee Song’a güveninin sarsılmasında da etkisi büyüktür. Beak Hee Song’un nasıl bir soğukkanlılıkla cinayet işlediğini anlatınca insan kaçakçısı ister istemez endişeye kapılır ve Do Hyun Su ile iş birliği yapmaya karar verir. Bu yolla ilerde olası düşmandan da kurtulmuş olacaktır.

Flower of evil resim-4

Polis baskınından, elleri kelepçeli bir şekilde birlikte kaçan çiftimiz bir otele gelirler. Sitemlerine bir süre de burada devam edeler. Evet Do Hyun Su Cha Ji Won kendisinden şüphelendiği için çok kırılmıştır çünkü o başkaları değildi kendisi için fakat korumak adına da olsa, Do Hyun Su birçok şeyi sakladığı için Cha Ji Won’un da bir polis olarak görevini yapması kaçınılmazdı. Üstelik Do Hyun Su’yu tutuklamasındaki bir amacı da karakolun daha güvenli bir yer olmasındandı. Fakat artık işler bambaşka bir hâl aldığına göre şimdi bir şeyler yapma zamanıydı.

Do Hyun Su’nun bir amacı da polisten kaçan bir suçlu olarak görünüp insan kaçakçısıyla irtibat kurmaktı. İşte bu yüzden onu arar ve aynı tarafta olduklarına ikna eder. Konuşma esnasında, insan kaçakçısı komployu kuranın kendisini değil seri katilin işi olduğunu söyler. Do Hyun Su kadını teslim ettiği anda katilin kendisini de öldüreceğini bu yüzden birlikte hareket etmeyi önerir. Kaçakçı Do Hyun Su’nun sözüne inanmasa da rehinenin, Do Min Seok’u gözünü kırpmadan öldürdüğünü söyleyince insan kaçakçısı Do Hyun Su ile iş birliği yapmaya razı olur.

Cha Ji Won insan kaçakçısının daha da inanması için bir süre saha Do Hyun Su’nun rehinesi olarak kalmayı düşünür. Fakat Do Hyun Su hiç böyle düşünmez. Kendisiyle birlikte gelmemesi için küçük bir oyunla Cha Ji Won’u kalorifere kelepçeler ve takip cihazı bulunan kol saatini de çıkarır. Çünkü Cha Ji Won’un da ait olduğu yere dönmesi gerekir. Giderken Cha Ji Won’a söz verir geri döneceğim derken ama öyle bir seri katilden kurtulmak ne kadar mümkün orası şüpheli. Fakat Cha Ji Won’un yapabileceği pek bir şey olmadığı için mecburen karakola geri döner. Fakat dönüşü boşa olmaz. En azından ses kaydını dinleterek, ekibin Do Hyun Su ile ilgili şüphelerini ortadan kaldırmış ve doğru kişiyi yakalamaya yönlendirmiş olur.

Flower of evil resim-5

Beak Hee Seong planının kusursuz bir şekilde ilerlediğini zannederken babasına gelen bir telefon tüm dengelerini bozar. Cha Ji-Won Do Hyun Su’nun elinden kurtulmuştur. Hem de hiçbir zarar görmeden. Do Hyun Su ise kayıptır. Beak Hee Seong yıllar öncesinden Do Hyun Su’ya kin duymaktadır. Çünkü birçok suç işlemelerine rağmen Do Min Seok bir kere bile Do Hyun Su’yu bu suçlara bulaştırmamış hatta korumuştur da. İşte bu öfkenin ilk karşılığını Do Min Seok’un öldürülmesinde görüyoruz. Şimdi ise sıra karısını öldürmeye gelmiştir.

Olayları çözmek için çok meşgul olan Cha Ji-Won kızını, tek güvenebileceği Do Hea Soo’ya emanet eder. Baek Eun-Ha’nın eşyalarını almak için eve giden hala ve yeğen, ortada garip bir şeyler olsa da pek şüphelenmezler. Fakat bir süre sonra salondan garip sesler gelince Do Hea Soo odada kim olduğuna bakar. İşte o anda tehlikenin farkına varır ama yapacak pek bir şey de yoktur. Eun-Ha’ya kapıyı kilitleyip annesinden başka kimseye açmamasını tembihler. Daha önce saldırıya uğradığı için üzerine aldığı Cha Ji-Won’un ceketinin cebinden polis kimliğini çıkarıp boynuna takar. Artık kardeşi için bir şeyler yapacak ve Do Hyun Su’ya olan borcunu ödeyecekti.

Yıllardır uykuda olan Beak Hee Seong elbette şu anda kim kimdir bilemez. Cha Ji-Won zannıyla kimliğe baksa da kaçarlarken kırılan kimlik kartındaki fotoğraf ta belli değildir. Bu yüzden yalnızca isme bakıp kimliği taşıyan kişinin Cha Ji-Won olduğuna karar verir. Bu esnada Do Hea Soo’da yıllar önce cenazede gördüğü kişinin karşısında duran kişi olduğunu hatırlar. Cha Ji Won’u öldürmeden çok merak ettiği soruyu sorar Beak Hee Seong: “Do Hyun Su’nun masum olduğuna neden inanıyorsun?” Do Hea Soo’nun cevabı ise netti: “Çünkü Do Hyun Su’nun insanları öldürmesi imkânsız. Başkalarından nefret etme gibi bir huyu yok.” Bu cevap Beak Hee Seong’u daha da çok öfkelendirir ve Cha Ji Won diye Do Hea Soo’yu bıçaklar. Bölüm sonunda Do Hea Soo ölüm kalım savaşı veriken Do Hyun Su eskiden yaşadığı yere gider ve Cha Ji Wok ise çok önemli bir delil içeren araç kamerasına ulaşır. Bu gelişmeler sunucu olaylarının sonuçlanmasını önümüzdeki bölümde göreceğiz.

Bir bölümün daha sonuna geldik dostlar. Yeni bölümde yeni gelişmelerle tekrar buluşmak dileğiyle. Sürçülisan ettiysek affola. Yeni bölümde, yeni yorumlarda görüşmek dileğiyle kalın sağlıcakla…

The King öne çıkan görsel resim-1
The King Eternal Monarch 14. Bölüm | Zamanda Sıkışmak

Merhaba sevgili dostlar ve K-Drama severler. Yeni bir bölümle ve yeni bir yorumla tekrar birlikteyiz.

Geçen bölüm Lee Gon en büyük zayıflığına yenik düşmüş, Luna’nın tuzağına düşüp zehirlenmişti. Zehirlenmeden hemen önce hem Lee Gon hem de Lee Lim yıllar önce küçük Lee Gon’u kurtaran kişinin yine kendisi olduğunu anlarlar. Yeni bölümde çiftimizi ne tür olaylar bekliyor gelin hep beraber bir bakalım.

The King resim-2

Lee Gon’u zehirleyen Luna’nın amacı flütün diğer yarısına ulaşmaktı. Lee Lim ile anlaşmaları bu yöndeydi. Tabii flütün gerçekte ne işe yaradığını bilmediğinden onun için önemli olan, anlaşma sonrası rahat bir yaşama kavuşmaktı. Jo Young’un son anda yetişmesiyle Luna flütü ele geçirmeden oradan kaçmak zorunda kaldı. Lee Gon da acil olarak, Jung Tae eul aracılığıyla hastaneye kaldırıldı. Bu anlardan sonra Jo Young’un yine aksiliği tutar ve büyük bir endişeyle hastaneye gelen Jung Tae eul’ün Lee Gon’u görmesine izin vermez. Neymiş efendim; Luna’yla aynı yüze sahipmiş de Tae eul’ün Luna olmadığına dair net kanıt yokmuş da falan filan. Zaten geçen bölümde de Jung Tae eul’ü Kang Shin Jae’ye teklif etmişti sırf Lee Gon’dan ayırmak için. Son anlara yaklaşıldığı halde Tae eul’e karşı tutumunda zerre değişme olmadı ve ona olan olumsuz tavrını, bulduğu her fırsatta sergilemekten çekinmedi. Garibim Tae eul’de şu durumda yapabileceği bir şey olmadığı için bir köşeye büzülüp gözü yaşlı beklemek zorunda kaldı. Çünkü Lee Gon’un başına gelenler dolaylı da olsa kendi yüzünden olmuştu çünkü Lee Gon bu yüze karşı çok zayıftı.

Lee Gon baygınken yine flütün sesini duyar ta ki yıllar önce ihanet gecesinde ve sonrasında dünyalar arasında seyahat edeceği zamanlarda olduğu gibi. Flüt sesi varmak istediği yere gitme vaktinin geldiğinin işaretiydi. Lee Gon Tae eul’e veda bile etmeden, hiç hazzetmediği halde Tae eul’ü koruması için Jo Young’a yeni görevler vererek kapıdan geçmek için oradan ayrılır.

The King resim-3

Hem Lee Lim hem de Lee Gon geçmişe gidip hatalarını telafi etmek ister. Bu yüzden ikisi de aynı anda kendilerine açılan kapılardan geçer. Ne demişti yo yo çocuğu; “flüt kapının içinde tamamlanınca zaman ve mekân için her iki eksen aynı anda kapının içinde oluşur. Flüt tam olduğunda sizi, kendinizi kurtarmak istediğiniz o ana götürür.” Olay tam da yo yo çocuğunun dediği gibi oldu ve hem Lee Lim hem de Lee Gon aynı anda aynı zamana geri döndüler.

Lee Gon olayın gerçekleştiği yere gidip yine kendini kurtarmaya çalışır. Lee Lim ise ilk denemedeki hatasını telafi etmek için kendisini ziyaret eder ve yapması gereken ilk şeyin küçük kralı öldürmesi olduğunu söyler. Böylece geçmişi olmayan kralın geleceği de olmayacak ve kendisi flüte tek başına sahip olacaktır. Fakat hiç beklemediği bir şey olur ve genç Lee Lim kendisini öldürür. Hırsın gözlerini kör ettiği genç Lee Lim flüte, yirmi beş yıl sonraki Lee Lim’in sahip olmasına razı olmaz ve onu ortadan kaldırır. Fakat onun da hesap edemediği bir durum gelişir. Yaşlı Lee Lim’in ölümüyle, elinde kalan yarım flüt de yok olur. Böylece her şey yeniden başlamış olur.

Olay gecesi yenden yaşanır fakat bu sefer küçük farklarla. Artık Lee Gon daha deneyimlidir ve kendisini kurtardıktan sonra bu sefer isyancıların peşine düşer. O esnada karşısına saray hanımı Noh çıkar. Lee Gon kendisinin gelecekteki kral olduğunu, gitmesine izin vermesini ve dediği gibi kaderinin peşinden gittiğini söyler. Bu olay Lee Gon’un geleceğe gönderdiği ilk mesajdı. Takip sonrası asilerin kaçışına yardım edenin de kral olmayı arzulayan Prens Byoung’un hain oğludur.

The King resim-4

Gelelim dizinin başından beri hüzünlü hüzünlü gezen Kang Shin Jae’ye. Lee Lim’in benzerinin izini sürerken izler onları bir bakımevine götürür. Olayların düğüm noktası bakımevidir. Başbakan Koo’nun benzerini de orada bulacakları düşüncesiyle bakımevini ziyaret edeler. Bu ziyaret esnasında Kang Shin Jae hiç ummadığı bir sürprizle karşılaşır. Uzun zamandır hayatının gerçek mi hayal mi olduğuna karar vermeye çalışan Shin Jae sonunda gerçeklerle karşılaşır. Evet gerçek Kang Shin Jae bitkisel bir hayat yaşamaktadır. Kendisi ise onun yerine kullanılan bir dublördür sadece. Annesi onu terk ederek Lee Lim’in ellerine terk vermiştir. Zaten Kang Shin Jae’nin hep bir içe kapanık hali bu terk edilmişliğin bir sonucudur. Tüm bu olaylar olurken Anne diye bildiği kadının aslında olanlardan haberinin olmaması ayrı bir dramdır. Kendi oğlu yatağa bağlı yılları geçerken, kendisine benzeri verilerek kandırılır. Tüm bu olayların müsebbibi ise daha çok para kazanmak isteyen ve yatalak oğlu için üzülen karısı ile uğraşmak yerine onu kandırmayı tercih eden babadır. Tabii diğer tarafta da oğlunun bu oyunda kullanılmasına razı olan bir anne de var. Kang Shin Jae öz annesine ne kadar sitem etse azdır.

The King resim-2

“Bekle beni Jung Tae eul, sana doğru geliyorum.”

Lee Lim kendisin öldürdükten sonra elindeki yarım flüt de yok olur. Geriye sadece Lee Gon’daki yarım flüt kalır. Lee Gon asilerin peşine düşer ama onları yakalayamaz çünkü asilerin kaçmasına yardım edenin aileden birisi olduğunu söylemiştik. Çaresizlik içerisinde ne yapacağını bilemezken ertesi gün küçük Lee Gon’un yas tutmasına şahit olur. Kapıdan geçtiğinde ise yine aynı zamanda olduğunu görür. O zaman anlar ki yarım flüt zaman atlamasını sağlayamıyor. O zaman yapabileceği tek şey sıfır ile bir aralığında ilerlemek. Yaptığı hesaba göre yirmi altı yıl o aralıkta yaklaşık dört ay sürüyor.

İkinci kez kapıdan geçtiğinde cumhuriyette olduğunu anlar fakat pek bir ilerleme kaydedemez. Fakat o an aklına cumhuriyetteki kendilerini kurtarmak gelir ve ihbar hattına ihbarda bulunur ama geç kaldığını öğrenir çünkü Lee Lim cinayetleri çoktan işlemiştir. Ardından küçük Jung Tae eul’ü ziyaret eder. Gerçekten de Tae eul’ün annesi ölmüş yas halindedirler. Lee Gon küçük Tae eul’e nerede ve hangi yılda olduğunu söyleyerek anı oluşturma yoluna gider çünkü bundan başka Tae eul’e haber ulaştırma çaresi yoktur. Zaman içinde ilerlerken ikinci kez Tae eul’ü ziyaret eder bu sefer de tekrar karşılaşacaklarını, bu karşılaşma esnasında kendisini sıcakkanlı karşılayıp daha nazik davranmasını çünkü zamanlarının az olduğunu söyler. Her mesajının sonunda da ona doğru geldiğini ve kendisini beklemesini ısrarla vurgular. Dizinin en çok sevdiğim bölümlerden birisiydi bu bölüm. Hele Lee Gon’un bellekte anı oluşturarak mesaj göndermesine kalbimi bıraktım. Hele de telefon kulübesinde ikisinin de ayrı zamanlarda fakat aynı anda orada olması ve Lee Gon’un yazdığı mesajı anında Jung Tae eul’ün görmesi olağanüstüydü. 😊

The King resim-6

Gelelim dizinin ana kahramanına. Daha önce detaylarıyla açıklamıştım yo yo çocuğunun flütün vücut bulmuş hali olduğunu. Burada niyetini daha net açıkladığını görüyoruz. Ne demişti yo yo çocuğu kim olduğunu soran Song Jung hye’ye; İnsanları tehlike konusunda uyarıyorum ve düşmanı yeniyorum. Ayrıca kendimi korumak ve tek parça kalmak istiyorum.” Ve sohbetin devamında kralın kaderinin peşinden gittiğini öğreniyoruz. Yo yo çocuğu da endişeli aslında. Kral kaybolmadan sağ salim dönebilecek mi? O da biliyor ki flüt yarım kaldığında güçsüzdür.

Sohbet esnasında hiç beklenmeyen bir şey gerçekleşir. Jung Tae eul’ün, sıfır ile bir aralığına ektiği zambak filizlenir. Bu olay Tae eul’ün inancının ne kadar güçlü olduğunun ve sorun ortadan kaktığında bir araya gelebileceklerinin işaretidir. Sanırım bu filizlenen zambak ilk ektiği zambak tohumuydu. Çünkü zambağın bir diğer anlamı da kayıp hatıralardı. Zambağın filizlenmesi Lee Gon’un Jung Tae eul’ün belleğinde hatıra olarak yer alması ve kısa süre sonra Tae eul’ün bu anıları hatırlamasıydı. İlerleyen bölümlerde ikinci kez ektiği tohumların da filizlendiğini göreceğiz. Şimdilik biraz sabır.

The King resim-7

“Tut onu Jung Tae eul. Onu kollarında tut.”

Luna, karşıma çıkma yoksa ölürsün demişti Jung Tae eul’e. Gerçekten de dediğini yaptı. Lee Gon beni bekle demişti Jung Tae eul de aynen öyle yapıyordu. Fakat babasının başına bir şey gelmesinden endişe ettiği için Luna’yla karşılaşmaktan çekinmedi. Fakat hiç beklemediği bir anda Luna Tae eul’ü bıçakladı. Neden mi? Kendisi sefil bir hayat yaşarken Tae eul’ün mutlu bir hayatının olmasıydı. Tam da bu esnada, ilk karşılaştıkları yerde Lee Gon belirir hafızasında. İşte tam bu esnada Tae eul’de kendisine mesaj yollar; Tut onu Jung Tae eul. Onu kollarında tut. Bunu istemesinin bir nedeni Lee Gon’un isteğini yerine getirmek bir diğer nedeni de Lee Gon’u bir daha görme ihtimalinin olmaması diye düşünüyorum. Sonuçta ciddi yaralandı ve Lee Gon geri dönemeden ölebilir de. Ve şükürler olsun ki hem geçmişten hem de gelecekten bilinçaltına yollanan mesajları alan Jung Tae eul, detayları atlayıp Lee Gon’a sıkı sıkı sarılır.

Bir bölümün daha sonuna geldik. Ben yazarken büyük keyif aldım, umarım sizler de aynı keyifle okursunuz. Sürçülisan ettiysem affola. Okuyan herkesin emeğine, gözlerine sağlık. Gelecek bölümde buluşmak üzere kalın sağlıcakla… 😊

Öne çıkan görsel resim-1
Flower Of Evil 13. Bölüm | Oyun Tahtası

Merhaba sevgili dostlar ve K-Drama severler. Bugün dizimizin 13. bölüm yorumuyla çıkıyorum karşınıza.

Geçen bölüm Do Hyun Su tutuklanmayı beklerken, Dedektif; Choi Jae Sub’un jestiyle son anda tutuklanmaktan kurtulmuştu. Bölüm bir parça Beak Hee Seong’un Do Hyun Su olarak gündelik hayatına odaklı geçti. Bunun yanı sıra Do Hyun Su’nun kendisinin öldürülmesini isteyen tek kişiyi, baba Beak’ın açığını yakalamak için plan kurması da vardı. Bölüm, çiftimizin Beak evine ani baskınıyla sonlanmıştı. Gelin şimdi hep beraber yeni bölümü yorumlayalım.

Flower of evil resim-2

Öldürdükleri hizmetçiyi ortadan kaldırmaya hazırlanan Beak ailesi bir sürprizle karşılaşır. Çiftimiz beklenmedik bir sürpriz yapmış ve ziyarete gelmiştir. Aslında Do Hyun Su yazlık evlerinde çalışacağını söyleyerek baba Beak’ın katili oraya yönlendireceğinden adı gibi emindir. Böylece tetikçi yakalanacak ve Do Hyun Su’yu öldürmek isteyen kişinin kim olduğu ortaya çıkacaktı. Fakat işin sonu bekledikleri gibi olmadı. Yakalanan adam sıradan bir bahçıvandı. Bir şeylerin ters gittiğini anlayan Do Hyun Su baba Beak’ı hafife aldığını geç de olsa farkına vardı. Kurduğu plan tutmamıştı. Peki ne olmuştu da planı bozulmuştu?

Bölümün başında gerçek Beak Hee Seong’un ne kadar hasta bir ruha sahip olduğunu görmekteyiz. Bunun sorumlusunun baba olduğu düşüncesindeydim ama şu amna kadar babanın suçlu olduğuna dair elle tutulur bir bilgi verilmedi bizlere. Fakat annenin, çocuğunun kişiliğindeki bozukluğu görmezden gelmesi ve hatayı kendisi kabullenmesinin bir sonucu gibi görünüyor. İlk bölümlerde Beak Hee Seong’un yetişmesi esnasında babanın hiç yanlarında olmadığı cümleleri geçmişti. Belki de her ikisinin de etkisi vardır Beak Hee Seong’un böyle psikopat olmasında. Ve bir şekilde Do Min Seok’la yolları kesişir ve Beak Hee Seong, üstesinden gelinemez bir seri katil olur.

Beak Hee Seong zeki birisidir aslında. Bu zekası psikopatlığıyla birleşince mükemmel bir oyun kurucu haline dönüşüyor. Uzun yıllar Do Min Seok’la vakit geçirince Do Hyun Su’nun niyetini anlamada fazla zorlanmaz ve hemen oyun tahtasını kurar. Bu tür şeylerde hiç işi olmayan Do Hyun Su farkında olmadan oyun taşı olarak yerini alır.

Flower of evil resim-3

Beak ailesinin evinde istediği ipuçlarına ulaşamayan Do Hyun Su eli boş döner. Fakat biliyordur ki babasının ortağı bir yerlerde kendilerini izliyor. Bu endişeyle daha da asabi bir tavır sergiler. Endişelenmesinin en büyük sebebi ise katilin karısına ve kızına zarar verebileceği ihtimalidir. Bir de ani bir kararla işi bırakıp ortadan kaybolan evin hizmetçisi vardır. Do Hyun Su onun bir şeyler bileceğini düşünerek onunla görüşmek ister. Bir şekilde soruların cevabının onda olacağına ve katile bu şekilde ulaşacaklarına emindir.

Endişeli bekleyiş devam ederken tam da tahmin ettiği şey gerçekleşir. Gece yarısı isimsiz bir telefon gelir ve Do Hyun Su’yu karısı, kızı ve kız kardeşiyle tehdit eder. Karısının ne iş yaptığından tut da kızının hangi okula gittiğine kadar her şeyi bildiğini söyler. Do Hyun Su numarayı kontrol ettiğinde telefon kulübesi olduğunu öğrenir ve hemen oraya gider. Kulübede de tehditler devam eder. “Sen beni göremezsin ama ben seni her zaman görürüm” şeklinde not vardır. Yakındaki araba kamerasına ulaşamayan Do Hyun Su yine eli boş döner. Yeni güne endişeli başlayan Hyun Su, endişelenmesin diye olanları Cha Ji-Won’a anlatmaz ama kızını da tembihlemekten geri durmaz. Bu esnada kızının; gece neden dışarıda olduğu sorusuyla yine şüpheli duruma düşer. Nedenini Cha Ji-Won’a söylememesi ise yine aralarında güven sorunu oluşturur. Çünkü ola aydınlatılmadığı sürece Do Hyun Su daha da saldırgan tavır sergiler olmuştur.

Flower of evil resim-4

Do Hyun Su’nun niyetini anlayan Beak Hee Seong oyun tahtasını kurmuş ve Do Hyun Su farkında olmadan oyun taşı olmuştu bile. Beak Hee Seong’un kurduğu oyun planı ise şu şekildeydi; Do Hyun Su ve Cha Ji-Won eve geldikleri sırada Beak Hee Seong şalteri indirip elektriği kesecek, baba Beak Beak Hee Seong’u Do Hyun Su’nun arabasına delil bıraksın diye dışarı çıkaracak, anne ise mum alma bahanesiyle elindeki ktuyu yere düşürecek, Do Hyun Su da yardım amacıyla düşenleri toplarken koli bandını da tutacak, böylece kuvvetli delil olarak parmak izine de sahip olmuş olacaktı.

Yeni güne yeni olaylarla başlamışlardı. Hizmetçinin cesedi tam da Do Hyun Su’nun gittiği telefon kulübesi civarındaki ağaçlık alanda bulunmuştu. Cesedin sarıldığı bantta parmak izi bulunmuştu ama kayıtlarda bulamıyorlardı. Tüm bu şüpheli sonuçlar Cha Ji-Won’un kafasında yine soru işaretleri oluşmasına neden olmuştu. Öyle ya! Do Hyun Su ne olursa olsun hizmetçiyle görüşmeyi istiyordu. Üstelik gece yarısı yine dışarı çıkmıştı ve bulunan parmak izi veri tabanında da mevcut değildi.

Flower of evil resim-5

Cha Ji-Won istemeyerek de olsa evde parmak izlerini karşılaştırır ve suç mahallinde bulunan kanıtla Do Hyun Su’nun parmak izleri eşleşir. İnanıp inanmamak arasında gidip gelse de durumu Dedektif; Choi Jae Sub’a bildirir. Gelişmelerden habersiz bir şekilde atölyesinde iz üzerinde çalışan Do Hyun Su Cha Ji-Won’un yüz ifadesinden bir şeyler olduğunu anlar ama aklına kendisini itham edeceği gelmez. Cha Ji-Won durumu açıklayıp onu tutuklayacağını söyleyince büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak dünyası başına yıkılır adeta ve tam bu esnada, yıllardır görmediği babasının hayalini görür.

Bölümün en yürek burkan sahnesiydi Do Hyun Su’nun babasının hayalini tekrar gördüğü an. Babası, annesi kendisini terk ettiği için yıllarca kimseye özellikle kadınlara güvenmemesi gerektiğini söyleyip durmuştu. Şimdi en güvendiği kişi kendisine inanmayıp kendisini tutuklamak istiyordu. Bu Do Hyun Su’nun hiç beklemediği bir durumdu ve yaşadığı hayal kırıklığı tüm mimiklerinde görülebiliyordu. Öyle ya! En sevdiği kişi bile kendisine inanmazsa başkalarını nasıl inandırabilirdi?

Flower of evil resim-6

“Hak etmediğin hiçbir cezayı almana müsaade etmeyeceğim.” Cha Ji Won Do Hyun Su’nun bileğine kelepçeyi takarken bunları söylemişti. Öyle ama mükemmel kurulmuş bir oyundan, hem de içerdeyken nasıl kurtulabilecekti Do Hyun Su? Bir de üstüne eski hastalığının nüksetmesi vardı. Fakat Do Hyun Su katilin kurduğu oyunu bozacak ve kendisini yenmesine izin vermeyecekti. Çünkü şu durumda başka seçeneği yoktu. Eğer kendisi hapse atılırsa katil çok rahat bir şekilde ortalıkta dolaşır, üstelik sevdiklerine zarar verebilirdi. İşte bu düşüncelerle bir karara vardı. Cha Ji Won’u rehin alıp kaçacak ve kendisini tutuklamaya gelen ekipten bu şekilde kurtulacaktı. Fazla beklemeden hemen planını uygulamaya koyuldu. Dizinin sonlarına doğru gelirken heyecan da aynı oranda artıyor. Bakalım Do Hyun Su’muz sorunun üstesinden nasıl gelecek hep beraber göreceğiz.

Bir bölümün daha sonuna geldik dostlar. Yeni bölümde yeni gelişmelerle tekrar buluşmak dileğiyle. Sürçülisan ettiysek affola. Yeni bölümde, yeni yorumlarda görüşmek dileğiyle kalın sağlıcakla… 😁

The King öne çıkan görsel
The King Eternal Monarch 13 Bölüm | Benim Tek Zayıflığım…

Merhaba sevgili dostlar ve K-Drama severler. Yeni bir bölümle ve yeni bir yorumla tekrar birlikteyiz.

Geçen bölüm Lee Gon Jung Tae eul’ü Lee Lim’in elinden kurtarmış ve bu esnada geleceğin kraliçesini ilan etmişti. Bölüm sonunda da Başbakan Koo’nun da dünyalar arası seyahat ettiğine şahit olmuştuk. Gelin şimdi hep beraber yeni bölüme bir bakalım.

The King resim 2

Bölümler ilerledikçe olaylar ve sırlar da çözülmeye başlar. Bu sırlardan birisi de saray hanımı Noh’un da büyükbaba Kral Heajong tarafından krallığa getirildiğidir. Sohbetin sonunda bizleri bir parça mutlu eden şey ise saray hanımı Noh’un Lee  Gon’u Jung Tae eul’e emanet etmesiydi. Başbakan Koo geçen bölümde duyduğu haberle, hesap sormak ve Lee Gon’u tehdit etmek için saraya ani baskın yapar. Bu çıkışıyla tehditlerinin işe yaramayacağını açıkça görmüş oldu. Çünkü Lee Gon açıkça; söylentilerin doğru olduğunu ve her adımını, her kararını desteklediği sevdiği bir kadın olduğunu söyler. Bu esnadan çakan bir şimşek Başbakan Koo’nun da Lee Lim ile irtibatta olduğunu gösterir. Çıkışta Jung Tae eul’e de tehditler savuran Koo’nun şimşek yarasının görünmesiyle Tae eul de emin olur Koo’nun dünyalar arası seyahat ettiğinden. Lee Lim kendisine ulaşan bilgiler neticesinde, yara yüzünden ölenlerin olduğu sonucuna varır. Şimdi yapması gereken bunları yerinde görmektir. Bu araştırmalar esnasında Lee Gon; Jung Tae eul ve Jo Eun-Seob’un yaralarının olmamasına dayanarak, olayın dünyalar arası seyahatle ilgisinin olmadığı, benzerlerinin ölümüne bağlı olarak bu yaranın oluştuğu sonucuna varır.

The King resim 3

Sürekli yeni hamlelerde bulunan Lee Lim’in son hamleleri krallıktan Başbakan Koo ile cumhuriyetten fakir bir kadındır. İpuçlarını çabuk çözen Başbakan Koo Lee Lim’in niyetini en kısa sürede çözen tek kişidir. Olayın gerçekliğine doğru olup olmadığını anlamaya çalışmakla vakit kaybetmek yerine kesin kanıt göstermesini ister ve kendisini cumhuriyete götürmesini ister. Tabii bu durumda iki kişiden biri ölecektir ve bu kurban cumhuriyetteki benzeri olur. Fakat Başbakan Koo, kraliçe olma hırsıyla giriştiği bu oyunun sonunda kaybedenin yine kendisi olacağını bilse yine de böyle bir şeye kalkışır mıydı çok merak ediyorum. Çünkü hiçbir sebep olmasa da dengeyi sağlamak için flüt hayatta kalan diğer kişiyi de yakarak yok etmeye çalışıyor.

The King resim 4

Sevdiği adam için daha doğrusu kral için bu dünyada da canla başla çalışan, fedakar teğmenim Jung Tae eul. Lee Lim’in bambu ormanını bulabilmek için hatırladığı şeylerden yola çıkara bir ipucu bulmaya çalışır. Bir şeyler bulur ama bu pek işe yaramaz gibi. Lee Gon’un tahmin ettiği yerlere adamlar yerleştirmesini ister ama gözden kaçırdığı bir şey vardır. Lee Lim dünya değiştirirken zamanın donması ve buna bağlı olarak da insanların donması. Olası yerlere adam yerleştirilmesi demek onları savunmasız bir şekilde Lee Lim’in avucuna teslim etmek demektir. İşte bu yüzden ne yapılacaksa Lee Gon tek başına yapmak zorundadır. Çünkü o esnada hareket edebilen tek kişi odur.

Durumun vahametini anlayan Jung Tae eul ise Lee Gon’un yalnızlığına çok üzülse de yapabileceği pek bir şey yoktur Lee Gon’u teselli etmekten başka. Şu durumda Lee Gon için tek çözüm yolu geçmişe gidip olaya müdahale etmektir. Bunun nasıl mümkün olacağına gelince; flüt yarıya bölündüğü için gücünün yarısını kullanıyordur. Eğer mekân ekseni varsa, bir yerlerde zaman ekseni de vardır ve o kilit noktayı bulduğu zaman geçmişe gidebilecektir. Şimdilik Lee Gon için tek çözüm yolu bu gibi görünür. Eğer teorisi doğruysa yirmi beş yıl önce Tae eul’ün kimlik kartına nasıl sahip olduğunun cevabını da bulabilecektir.

The King resim 5

“Çok sevdiğim bir kadın var. Her anını ve her adımını destekliyorum.” Jung Tae eul ve Jo Eun Seob için geri dönme vaktidir artık. Dönüş yolunda, Jung Tae eul yine zambak tohumları alıp sıfır ile bir aralığına eker. Lee Gon burada herhangi bir bitkinin yetişeceğine inanmaz ama Tae eul inancını sonuna kadar korur. Öyle ya denemeden hiçbir şeyin sonucundan emin olamayız. Lee Gon henüz sıfır ile bir aralığının sırrını tam çözemese de gözlemlediği kadarıyla Jung Tae eul’ün ektiği tohumlar toprağa batmış, cansız cisimler ise havada asılı kalmıştır. Bu durum Tae eul’ün, bir gün zambağın filizleneceğine olan inancını destekler niteliktedir. Bölüm sonunda Luna zambağın anlamıyla ilgili “umutsuz aşk” anlamına geliyormuş dese de ben buna katılmıyorum. Lee Gon ve Jung Tae eul’ün aşklarına olan inançlarından dolayı, sonları umutsuz aşk değil yeniden doğuş yani flüt tek parça haline gelse bile sonrasında yeniden bir araya geleceğine inanıyorum. (Not: Zambakla ilgili geniş açıklama 6. Bölüm yazımızda.)

Ve yine sıra geldi bölümdeki şifreleri açıklamaya. Lee Gon kapıların kapanacağından endişe ettiğini söylediğinde Jung Tae eul on yedi kuralından dokuzuncusunu söyler: “İşin başından korkma, daha gerçekleşmedi bile.” Dokuz sayısı; ruhsal uyanış, sevgi ve karma olarak bilinir ve bir doruk noktası ya da bitiş öncesinin simgesidir. Tek basamaklı sayıların sonuncusu olan dokuz, evrenin kapısını açan bir sayıdır ve bazen başarı için yapılacak son bir hamlenin ve bu hamleden sonra kişinin hayatında belirecek büyük bir değişim ya da dönüm noktasının simgesidir. Bir sayısının başlattığı enerjiyi kucaklayan sayı dokuzdur ve problem çözücüdür, soruna değil çözüme yoğunlaşır. Büyük sorunların ya da yükün son aşamasına ve bir kapanışa gelindiğinin habercisidir.

The King resim 6

Jung Tae eul ve Luna. İki ayrı dünyada iki ayrı hayat. Burada araya girerek Kim Go Eun’un mükemmel oyunculuğuna değinmeden geçemeyeceğim. Evet iki ayrı kişi, iki ayrı karakter ve başarılı bir oyunculuk. Bir yanda şüpheci, endişeli ve biraz da özgüvensiz Luna, diğer tarafta özgüvenli, ne istediğinden emin ve gözlerinde endişe belirtisi olmayan Tae eul. Fakat Jung Tae eul’ün yokluğunda onun yerini aldı bile Luna. Bu arada Kang Shin jae’yi hemen öpmeseydi iyiydi ama fotoğraflardan Tae eul’e karsı ilgisi olduğunu anlamış olmalı ki öperek işi sağlama almak istedi herhalde. Tae eul’ün yerini aldığında bu dünyada kendisini koruyacak birisinin olması için. Ailesine zarar vereceğinden endişe eden Tae eul Luna’ya ulaşmayı başarır. Şimdilik, her şeyden habersiz Tae eul hedefindeki kişinin kendisi olduğunu anlayınca biraz da olsa rahatlar.

Şu durumda Luna’ya kızmalı mıyız bilemiyorum. Yıllarca sefil bir hayat sürmüş ve şu durumda da ölümcül bir rahatsızlığı olan birisi. Bir parça da olsa rahat yaşamak istiyor her ne kadar yolu yanlış olsa da. Arabanın içinde, yapayalnız bir halde acılar içinde kıvranırken insan acımadan edemiyor Luna’ya. Zaten Lee Lim’in en iyi kullandığı yöntem insanların zayıflıklarıydı ki Luna’nın sefil hayatı da kullanabileceği bir fırsattı.

The King resim 7

Jo Young’u geri götürmek için cumhuriyete Jung Tae eul ile birlikte gelen Lee Gon Tae eul’ü Bir kez daha görmek için evlerine gider. Yine Tae eul’ün ani bir kararıyla Lee Gon’u erkek arkaşaı olarak tanıtır babasına. Beklenmeyen bir şekilde gerçekleşen tanışma faslından sonra veda zamanıdır. Ama Tae eul bu kadar çabuk beklemiyordu geri dönüşü. “Bugün mü gidiyorsun? Şimdi mi? Kalmalı mıyım? Sadece bugünlük kalmalı mıyım? Seni durdurursam kalacak mısın?” Lee Gon’un iki şartı vardı; Tae eul ne “gitme” diyecekti ne de “gelme”. Çünkü böyle bir istek karşısında Lee Gon çaresiz kalacak ve sevdiğinin isteğini geri çeviremeyecekti. Ama şimdi Tae eul “gitme” diyordu. O zaman Lee Gon nasıl gidebilirdi? Böylece bugünlük de kalmaya karar verdi akşam buluşmak üzere.

“Kandırılmayacağımı düşünmüştüm ama sanırım bu yüz benim tek zayıflığım.” Akşam beklediği gibi Jung Tae eul gelir. Fakat ortada garip bir şeyler vardır. Yüz Tae eul’dür ama bakışlar çekingen ve korkaktır. Boşuna dememişler “gözler kalbin aynasıdır” diye. Luna’nın bakışlarında Tae eul’ün kendinden emin bakışları olmayınca Lee Gon hemen anlar yanlış kişiyle buluştuğunu. İşte o an düğüm çözülmeye başlar. Luna’nın kullandığı Tae eul’ün kimlik kartını eline alan Lee Gon aynadaki yansımasını görür. Üzerinde Tae eul’ün hediye ettiği kıyafetler vardır. O an anlar ki kendisini kurtaran kişi yine kendisidir. Tam o anda Lee Lim de olayları yeniden analiz ettiğinde anlar ki Lee Gon’u kurtaran kişi yine Lee Gon’dur.

Fakat tam o esnada zayıflığına yenik düşen Lee Gon büyük bir hata yaparak Luna’nın getirdiği içecekten içer ve yıllardır kendisini korumaya çalıştığı zehirlenme, yine sevdiği kadının yüzüne sahip birisi tarafından gerçekleşir. ☹ Ölümün kıyısına ikince defa gelen Lee Gon yere yığılırken bizler de onunla birlikte yıkıldık desek yeridir. Neyse ki Jo Young o esnada içki almaya çıkmıştı da bir nebze olsun, fazla gecikmeden geleceği ve Lee Gon’u onun kurtarabileceği ümidiyle bölümü sonlandırıyoruz.

Bir bölümün daha sonuna geldik. Ben yazarken büyük keyif aldım, umarım sizler de aynı keyifle okursunuz. Sürçülisan ettiysem affola. Okuyan herkesin emeğine, gözlerine sağlık. Gelecek bölümde buluşmak üzere kalın sağlıcakla… 😊

error: Korunan İçerik!