tds_thumb_td_300x0
Halka 11. Bölüm İncelemesi: Yeni Hayat

Görselliğine kapılıp odaklanamadığımız bir bölümden daha merhaba!

Her bölüm adeta bir görsel şölen, Volkan Kocatürk yine harikalar yaratmış. Diziyi izlerken beyninizde fırtınalar kopuyor, izlediğiniz dizi size bir şeyler veriyor. İnsanın aklıyla dalga geçen mantık hatalarıyla dolu dizilerden çok farklı.

11. Bölümü yayınlanmasına rağmen, gerek senaryo olsun gerek çekim açıları olsun tek bir mantıksızlığa rastlamak mümkün değil. Izlemeyenin bu kadar da büyütmeyin dediği ama izleyenin az bile söylenmiş diyeceğine çok eminim. Her şeyiyle muazzam bir iş Halka.
Ve gelelim son bölüm yorumuna.

Cemal Sandıkçı’nın vurulması ile olaylar karıştı.

Bahar ve Kaan bu olaydan sonra daha da yakınlaşırken, Bahar ‘ın Şube müdürü Altan’a dair şüpheleri de Cemal Sandıkçı’nın vurulması ile arttı. Bahar, Kaan ve Cemal Halka’da olduklarından şüphe ettikleri Altan’ı yaptıkları plan sonucu tutuklattılar. İskender’in mekanına gelen Çağatay, İskender’i iş birliği yapmaya zorladı. Müjde ve İskender’i bir birleri ile tehdit ederek iş birliğine zorlayan Çağatay, kardeşinin kimliğini öğrenmek için Müjde’yi de devreye soktu.Çağatay kardeşinin kimliğini öğrenmek için avukattan aldığı adrese gitti. Çağatay’ın aradığı adamın annesi ile Cihangir’in geçmişte bir bağlantısı olduğunu öğrenen Müjde, öğrendiklerini gizli tuttu.

Yavaş yavaş geçmişini hatırlayan,geçmişe bir adım daha yaklaşan Cihangir, Altan’ı gördükten sonra Onu ilaçlayıp unutturan kişinin ölen Nişanlısı İrem’in babası olduğunu öğrendi. İrem’in babasına giden Cihangir gördükleri ile bir kez daha sarsıldı. Kaan’ın yardımı ile ona her şeyi Halka’nın unutturduğuna emin oldu… Yeni Hayat rehabilitasyon merkezine yatırılan Halit’i (İrem’in babası) hastaneden kaçırmaya çalışırken, Cengizhan’ın adamları ile karşı karşıya geldiler. Cihangir ve Kaan Cengizhan’ın adamları tarafından yakalanıp bayıltıldı. Babasını tuzağa düşürüp Halka’nın başına geçmek isteyen Çağatay ise, avcıyken av olduğunu çok geç fark etti. Cengizhan yakaladiğı üç adamı bir odada bağlı tutarak Hümeyra’nın seçim yapmasını istedi.
Bakalım Hümeyra kimi seçip kimleri ölüme terk edecek. Yıllardır oğlum diyerek büyüttüğü Kaan’ı mi?
Yıllar sonra kavuştuğu öz oğlu Cihangir’i mı? Yoksa Çağatay’ı mı?
Hep beraber izleyip görelim..
Sevgiler
.

Halka 8. Bölüm | Sır Kardeşliği

“Halka, sırları ve saklananları bilir!”

Bölüme İrem’in başında şok halinde duran Cihangir’e “Tamam, kötü bir şey oldu. Çok kötü bir şey oldu. Sakin kalıyoruz.” diyerek, kendi şaşkınlığına rağmen onu kontrolde tutmaya, kendine getirmeye çalışan Kaan’la başladık. İkilinin arasında ilişki ve biriktirmeye başladıkları şeyler açısından hoşuma giden bir sahneydi. Zaten benim bu duruma zaafım olduğunu biliyorsunuzdur.🌝

Cengizhan mekana giriş yaptı ve Çağatay hayatının şokunu yaşadı. Yokluğundan emin olduğu babası “burdayım, sizlerle konuşuyorum” diyerek işlerin seyrini değiştirdi. S.öylediklerinin, tam da benim geçen bölüm yorumunda tahmin ettiğim gibi Hümeyra’nın planı olması çok iyiydi. Biz ne zaman bir şeyler hakkında tereddüte düşsek, Halka daha da ilginç adımlar atıp soru işaretlerimize yenilerini ekliyor! Biz Cengizhan Hümeyra’yı alt edecek, Çağatay oyunlara kanmıyor diyoruz, Halka yönetim devri bitti, Hümeyra köşeye sıkıştı sanıyoruz, Cengizhan’ın kulaklığından harfi harfine komut veriyor.. Ah geçmiş ah.. Daha neler var bu insanların arasında? Geçmişi bu kadar kilit ve güçlü hale getiren ne? İnanın çok sabırsızlanıyorum öğrenmek için.

Hümeyra’dan kişisel olarak pek hoşlanmamama rağmen, Cihangir’le olan sahneleri ve Halka’daki yeri genel olarak seviliyor. Özellikle replikler, dizinin genelinde olduğu gibi çok çok özenli yazılıyor. Cenaze sahnesinde Cabbar’ın yeğeni olan kız ve mezara Benjamin bırakması da güzel bir işaret oldu, biz çok sonradan anlamış olsak da.. 

İskender’in tavrını beğendim. Cihangir’i düşmanının veya hiç sevmediği birinin oğlu olarak görmek yerine, ona normal insan gözüyle bakarak yaklaşıyor. Herhangi bir art niyeti veya nefreti yok hatta onunla konuşurken her zaman samimi olduğunu da düşünüyorum. Çağatay’dan aldığı emirle cinayete karşı yardımcı oluyor gibi gözükmesi hariç tabi. Özellikle şu saatten sonra, araları Müjde’nin de katkılarıyla daha iyi olacaktır bence. Tabi bu Halka düzenine ne kadar uyar bilmem ama İskender Akay’ı sevdiğim için onun “itici kötü” karakterlerden olmayışı beni sevindirir.

İlhan kadar insanda hakaret etme isteği uyandıran çok az karakter gördüm. Adam paso boş yapıyor, mantıklı davranmıyor ve söylediği yalanların haddi hesabı yok. Bunların başına açtığı işlerden kurtulmak için de, sürekli birilerini öldürüyor.. Deli midir nedir. Utanmadan oğluna “İrem gelinimizdi bizim, artık aile meselesi, yapanları bulup halledicem” ayağı yaptı bir de ama neyse ki Cihangir de bizim gibi, pek sallamıyor.

Cihangir ve Müjde’nin ilişkisi gittikçe daha anlamlı bir hal almaya başladı. Hele de bu bölüm Müjde’nin ona söylediklerinden, bir de aynı bardaktan su içtiklerinden sonra.. Hem Müjde’nin babasının tüm reddetmelerine inat işlerin içinden çıkmayıp ipleri eline alma durumu da var. Hatırlayın, Cihangir’in Cabbar’ı görüp üstüne atlamaya çalıştığı sahnede kimin etrafında toplandılar? Cihangir diye bağırıp başka hiçbir şey söylemeden gidip oturan ve diğerlerinin O’na eşlik etmesini bekleyen kimdi.. Babasını bile gölgede bırakacak Müjde bu çok bariz. Cihangir’le kulvarları eşit sayılır yani. Artık sık sık aynı ortamlarda olacakları bariz.

İrem’in babasının her hali garipti. Cenazedeki halleri, Cihangir’le konuşmaları, sorgusu.. Şüphelenmemiz için her şey yapıldı ve başarıldı da tabii ki. Hepimiz katili o sandık, değilmiş ama hala Halka’nın adamı olarak hala bi işler karıştırdığı belli. Muhtemelen Cihangir’in hastalığı temelli ve İlhan’la bağlantılı ancak başka neler var şimdilik bilemiyorum.

Şu sahnede söylenen her şey kafamı geçmişe dair daha da allak bullak etmeden başka hiçbir şey yapmadı cidden. Hem bu duruma biraz kızıyor hem de bundan mazoşistçe bir keyif alıyorum sanırım : ) Halka’nın her hafta hemen hemen her konuda, her karakteri dahil ederek, artı bir de üstüne ekleyerek beyinlerimizi yakması, her şeyi katıp karıştırması mahvediyor beni. Bir an önce çözülmeye başlansa diye içim içimi yiyor. Çünkü olayar çözülüyor gibi gözükse de daha da karmaşık bir hal alıyor aslında. Her an, yeni bir sır, yeni bir gizem doğuruyor.

Geldik BahKan’a! Ya benim gerçekten fikrim hiç değişmiyor bu konuda. Bu ikisi o kadar tatlı ki, sahneler de çok sevimli oluyor dolayısıyla. Kaan’ın haylazlıkları, muzur bakışları, konuşurken paslaşmaları, aralarındaki dil.. Kaan cinayet hakkında aradığında, Bahar’ın ilk baş “yine şakalaşıyor muyuz” diyişine düştüm mesela. Üslubuma biraz şaşırmış olabilirsiniz ama gerçek bu, inanın tutamıyorum kendimi :’) Birbirlerine bakışları bile ayrı bi güzel. Bahar’ın yeri geldiğinde ciddileşmesi, özgüveni, Kaan’ın komiserim diye hitap ettiği anlar.. Anlayacağınız hepsi ayrı güzel.

Yüzsüz kadın.. Ama pek de şaşırmıyorum. Kocasının cinayeti öğrendiğinde bağrına bastığı birinden ne bekliyoruz ki? Sadece Cihangir’e yazık. Böyle bir annesi olduğu için. Bu kadar ileri gidebilen, tıpkı eşi gibi hatalarını can alarak örtmekten başka çare bilmeyen. Koskoca bir yazıklar olsun yani, zaten sevmezdim, artık nefretim oldu. Seveni de yoktur zaten tahminimce.

Kaan’ın Cihangir’e olan sevgisine, korumacı tavrına, ikisinin kusursuz uyumlu partnerliğine eriyip bitmeyen var mı cidden? Partnerlikten kastım gerçek hayat değil bu arada, tamamen dizideki diyalogları ve özellikle aksiyon sahnelerini kast ediyorum. Kaan’ın şimdiden zaaf oluşturmuş olması biraz dezavantaj yaratsa da, gerçekten birlikte olmaları çok güzel. Hem fazla da endişelenmeye gerek yok gibi, ne demişti Çağatay;

“Ya evet, yapıyorlar bunu, kurtarıyorlar birbirlerini genelde” 

Bahar Berkes.. Seviyorum izlemeyi, özellikle Cemal ve Kaan ile olan sahnelerini tabii ki. Bu rol Hazal Subaşı’nın duru oyunculuğuna yakıştı bence. Daha gürültülü, abartılı olsa bu kadar hoş karşılamazdık belki de. Sık sık zor durumda kalan ve onların içinden bi şekilde çıkmaya çalışan bir karakter bence Bahar. Kime güveneceğini şaşıran, aklı karışmış.. Ama neyse ki bu yolda yalnız değil. Hepimiz biliyoruz başta Kaan olmak üzere birilerinin onun arkasında duracağını, kollayacağını. Ek olarak, sahneleri de geçen bölüme nazaran daha hoşnut edici miktardaydı bence.

Müjde Akay’a gün geçtikçe daha çok ısınıyorum. Özellikle o başlardaki anlamsız, şımarık bulduğum sahnelerden vazgeçildiği için. Müjde şu anda çok daha ciddi, derin, aksiyonun içinde güçlü bir karakter. Keşke ilk başta daha hafif bir farklılık yaratılsaydı da bu geçiş böyle sancılı olmasaydı bizler açısından. Yine de neticeye bakıyorum ve diyorum ki, gerçekten tebrikler. Yine replik mevzusu, yine özen mevzusu. Müjde’nin “tamam görüşme ayarlarım ama ben de yanında olacağım” cümlesi ve sonrasındakileri de vurgulamak istiyorum. Halka’nın bu hassas ilerleyişine yine hayran kaldım çünkü. Açık, net, abartısız ve gerektiği gibi. Olması gerekenden daha cıvık değil. 

Sonunda final sahnesine gelebildik. Yine beklemediğimiz bir adım, yine şaşkın yüzler. Halka’nın Kaan’a açık çağrısı, veya en azından öyle görülmesi. Ne demek oluyo bu şimdi? Anahtarlar emanetçilere geri dağıtıldıktan sonra bu olayın yaşanması Kaan’ın Halka’ya ajan olarak girmesi mi demek? Polis bunu bilecek mi? Hümeyra’nın durumu ve alakası ne? Kimse hiçbir şeyden korkmuyor mu? Neler oluyor gerçekten öğrenmek istiyorum.. Haftaya salı 9. bölümünde hepsine cevap bulacağız, umarım yani.

Son olarak, Halka, bizim insanları anlamamıza sevmemize müsaade etmiyor resmen. Hem her şey göründüğü gibi, hem de tam aksi gibi. Hem her şey aleni, hem de son derece gizli. Her an her şey olabilir. Hayretler içerisindeyim.

        Bakalım anahtar, bize hangi kapıları açacak?

Halka 7. Bölüm | Yangın Başladı!

Öncelikle söylemeliyim ki, dizinin bu bölümünden çok memnun kaldım. Söylemeden edemeyeceğim, tıpkı diğer izleyiciler gibi Halka’nın günden güne daha çok kişi tarafından izlenmeye başlanıp takdir ediliyor oluşuna ben de seviniyorum ancak, bu süreç dizinin hak ettiğinden çok daha yavaş ilerliyor.

Çünkü Halka, gerçekten söylenildiği kadar sağlam, karışık bir senaryoya sahip ve dizinin çekimleri, replikler ve diğer pek çok şey alıştığımız standartların üstünde. Hatta açıkçası, beklentileri karşılayan tek Türk dizisi olma olunda ilerliyor. Uzun lafın kısası, yerli efsane Halka “Cengizhan’ın Vasiyeti” bölümünde de, öncekilerde olduğu gibi izleyicinin yüzünü güldürmeyi başardı. Herkes ekran başından olumlu hislerle ayrıldı. Şimdi gelin bakalım neler oldu, neler dikkat çekti?

ANAHTARLAR 

Bölüm boyunca başrol anahtarlardı neredeyse. Kimde, nerede, dördü bir araya gelebilecek mi diye kendimizi yedik bitirdik. Tahminlerimizin doğru çıktığı yerler oldu doğal olarak ama hiç beklenmeyen şeyler de gördük. Bir tanesinin saklandığı yer gibi mesela, Çağatay.. tam üstüne bastın, kalkıver : )) Şaka bir yana, anahtar olayı gerçekten iyi kurgulanmış. Görsel olarak da hoştu. Kaan’ın birlikte çatışmaya girdiği adamın evindeki sahne favorilerim arasına girdi mesela. Adamın hasta rolü yapması ve sonrasında yaşananlar, keyifliydi. Kaan’la Cihangir’in telefon konuşmaları ve söyledikleri dahil.

BAHAR

Benim dizide en sevdiğim karakterlerden birisi komiser Bahar Berkes ve en sevdiğim ilişki kesinlikle Bahar & Kaan. İkisi birlikte o kadar güzeller ki başından beri, sahneler su gibi akıp gidiyor. Hiç rahatsız etmeden, abartısız, dozunda. Hatta birazcık daha fazla olsa beni rahatsız etmez ama Halka’nın bu konudaki tutumu çok yerli yerinde. Hikayedeki ‘örgüt, mafya, polis, gizem, olay, suç’ bütünlüğünü bozmamak için aşk konusunda temkinli davranılıyor. Doğru zamanda, yeteri kadar vakit ayrılıyor ve senaryonun dışına taşmadan izliyoruz çiftleri. Henüz ne bu ikisi, ne de diğer cephe henüz sevgili olmamış olsa da. 

Bu bölüm sahnesi azmış gibi gelse de, Bahar’ın kişisel geçmişi de hikayeyle gayet bağlantılı. Cemal’in anlattıkları doğrultusundaki bulgular ve babası hakkındaki gerçekler bizi epey şaşırtacak gibi. Halka’nın bu özelliğini de çok seviyorum. Diziye yeni bir kişi, konu, sır, durum eklerken bunu hiç göze sokmadan, sakin ve kontrollü şekilde yapıyor bence. Çağatay’dan daha önce kimin haberi vardı? Hangimize battı gelişi, hiçbirimize. İşte bunun gibi. Ha hatası kusuru yok mu, illa ki vardır ama akıl mantık sorgulatacak kadar değil. Bu iki durum için de teşekkür ve takdirlerimi sunup müsadenizle bir diğer noktaya geçiyorum. 

Hümeyra ve Cengiz !

beni o kadar yoruyor kii, anlatamam size. Yanlış anlaşılmasın şikayetçi değilim. Aksine bir dizi beni böyle kendine çekebildiği için, düşündürdüğü için mutluyum. Bu ikisi neler biliyor, neler saklıyor, neler planlıyor hepsi muamma. Zaman zaman bir iki tüyo veriliyor ama asla kesin bir şey yok. Dizinin tamamında olan hisler gibi. Sürekli “her an her şey olabilir, herkes her şeyi yapabilir” diye tetikte izliyoruz. Beklenmeyen anda beklenmeyen işler.. Halka’nın olayı bu! 8. bölümün sonu olan Cengizhan’ın, tahtını ele almaya çalışan oğluna seslenerek mekana giriş yapmasını Hümeyra’nın taktiksel olarak son anda planladığını düşünüyorum.

Mutlaka mantıklı bir sebebi vardır ama bizler tabii ki bilemiyoruz. Zaten Hümeyra konusunda kafam hep sorularla dolu. Hem geçmişi, hem şimdisi. Oğlu Kaan’a yaptırdıklarının sebebi ne mesela, ortaya çıkmaktan korkmuyor mu, elinde başka kozu var mı, bu kadar şeyin sebebi var mı?

Bu bölüm işler çığrından çıkıp alarm moduna geçince ani bi atak yapıp Çağatay’ın önüne Halka’nın liderini kullanarak set koymak gibi bir hamle yaptı ama.. Çok büyük risk olduğunu düşünüyorum. Şimdi her şey nasıl yönetilecek? Cemal, Bahar ve Kaan Çağatay’ın ortalıklarda oluşunu avantaj görmüşlerdi ama Hümeyra bundan pek hoşnut olmayabilir. Bakalım başına neler gelecek. Bu bölümün bitişi gerçekten çok güzeldi. İşlerin dev karışacağının açık bi ilanıydı resmen. Gelecek bölüm çok kritik olacak kesinn, diyip hemen başka bir şeyden bahsetmek istiyorum.

Doğrudan ve dolaysızca, dümdüz: Bu adam ne ayak? Kızını acaba kendi mi öldürttü diye düşünmekten bi fena oldum. Cihangir’i o hale sokan sensin, anladık. Hatta İlhan da işin içinde bence, tavırlarından çıkarttığım kadarıyla. Ama, cani misin, manyak mısın, ne işler çeviriyosun.. Cidden senin üstüne şimdilik fazla düşünmek istemiyorum. Cihangir ve (eğer bu olayda birlikte olurlarsa) Kaan’ın tutacağı ipin ucu er geç seni bulur, merak etmeyelim. Bilen, bu konuda fikir yürüten varsa benimle paylaşabilir bu arada.

İrem‘i başından beri sevmiyordum, MüjGir istediğimden değil çünkü ben Müjde de sevmiyordum. Hatta abartmıyorum ben Cihangir’i de sevmiyorum. Serkan beyin oyunculuğu bana hitap etmediğinden ve Cihangir kasvetli geldiğinden, tek başına tahammül edemiyorum. Hele Adem’le birlikteyse çok tadım kaçıyor yani. Kaan’la birlikteylen okeyler ama. Ölümüne bromance bi kafam olduğu için kalpler gözümden çıkmaya meylediyor hemen. Her neyse İrem diyordum, öldüğüne üzülmedim. Cihangir’e üzüldüm, çünkü çok etkilenecek. Zaten psikolojisi sağlam değil diye. Ama daha yeni yeni “oluru var” gözüyle baktığım Müjde & Cihangir için hoş olmayan bir hamle oldu. Ölü bir sevgili değil, ayrılıp bitirilmiş bir eski sevgili olmalıydı ki işin içine vicdan azabı, gönül borcu vs girmesin. Gerçi bu kadar emin konuşuyorum ama, öldüğünü gördüm diye hani. Öldü değil mi? Yaşıyor olabilir mi? Halka’dayız ya hani şimdi, bilemedim pek!

Şu sahnenin altından gizli alışveriş çıkması beni çok mutlu etti ya. Resmen saman altından su yürütüldü ve ben şüphelenmemiştim. Bu Vekilharç ne saçmalıyor falan diye bakıyordum. Teşekkür ederim sevgili senarist, hem sinirli Kaan görebildik hem de başka bir detay verildi bize. Kaan’ın o mesaja kesinlikle baktığını düşünüyorum ben, İlhan sorduğunda şaşırmışa yattı ama. O az değil o, yapmıştır bir şeyler 🙂

Ve sonunda özellikle bahsetmek istediğim yere geldim. Müjde Akay! Şu bölüme kadar karakterin biraz zorlama yazıldığını ve tam oturmadığını, sallantıda, uçuk olduğunu düşünüyordum. Bu bölüm, dikkatimi vererek odaklanarak izlediğimden olsa gerek, veya bölümdeki duruşunun etkisi olarak, kafamda bir şeyler oturdu ve sonunda İskender kızı Müjde’yi benimseyebildim. Mafyaya dahil olan, babasını şaşırtan, adamları yöneten, kendi başına işler çeviren bu kadın Halka’nın bir parçası evet. Eksikleriyle, fazlalarıyla da olsa Müjde’ye yaratılmak istenen tarzın, gelinmesi istenen konumun ve durumun önceki bölümlerdeki sahnelerle desteklendiğini anladım. Hala sırıttığını düşündüğüm, geliştirilmesi gereken şeyler var ama artık “of bu nasıl sahne, saçmalık, abartı” diye tepkiler vermeyeceğim en azından.

Müjde’nin yazılışı beni kazandı, repliklerin de büyük yardımıyla. Hayalimde çok daha farklı olsa da en azından ortaya çıkması beklenen hissiyatı çözdüm ben, bu da bir şeydir izleyici için. Hande Erçel’e gelecek olursak, fena iş çıkarmamış, mimiklerini çok çok fazla ve sesini bazen yanlış kullandığını düşünmekle beraber, kendisini daha önce başka bir işte izlemediğimden, role girme, iz taşıma ve benzeri gibi karşılaştırmalar yapamıyorum. Umarım Müjde daha sağlam temeller üzerine oturtulur ve sevgili Erçel kendisini daha çok geliştirir. 

Bu itirafı da bıraktığıma göre, benim söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Bitti, yorumun sonuna geldik. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ediyor, haftaya yine görüşmeyi umuyorum. Sevgilerle..

Halka 5. Bölüm | Kara Kedi!

Gizem severlerin yeni favorisi Halka yine güzel bir bölümü geride bıraktı! Bölüme Müjde’nin mekana girişiyle başladık. Babasının öldürülme riski varken nasıl öyle rahat davrandı, ölü olup olmadığı belirsiz bedeni yerde yatarken nasıl soğukkanlı kalabildi anlayamamış olsam da, sonuç olarak babasını alıp götürmeyi başardı. Yani İskender, beklediğimiz gibi kurtulmuş oldu.

“Babam ölseydi ikimiz de ölürdük İlhan amca!”

Müjde babasını götüreceği anda Cihangir’i muhattap almış ve o da “tamam istediğin gibi olsun” diye yanıtlamıştı. Babası da adamlara “çünkü Cihangir öyle istiyor” diyerek onay vermişti ki bu daha sonra yeniden görüşeceklerinin işaretiydi. Öyle de oldu.

Cihangir’le babası arasındaki gerilim hala sürüyor. Babasının bilmediği, açıklayamadığı üstleri hakkında endişeli olan Cihangir bu bölüm ona “Neden, patronların mı kızar?” diyerek tekrar laf etti.

Babasının yaralı halinde adamları katı şekilde yönetmesiyle dikkat çeken Müjde, “Kızın ağlamayacak baba” diye kendine söz verirken, Cihangir’in doktoruyla ve terziyle ayarladığı buluşmada pes etmeyeceğini göstererek bu sözü tutacağını belli etti. Müjde deli midir korkusuz mu bilmiyorum ama yaptıkları cidden gittikçe tuhaf bir hal almaya başladı.

Biz Halka’nın başının Hümeyra olduğunu sanarken, bu bölüm asıl ismin, halihazırda akli dengesi kayıp olan “Cengizhan” olduğu ortaya çıktı. Hümeyra “Hayatımı mahvettin!” diyip boğazına yapıştığı beyefendinin yerini almış bir şekilde ve işleri kendi istediği şekilde yönetiyor, planları her zaman tutmasa da. Özel kata çıkarken kullandığı, dizinin de simgelerinden biri olan ANAHTAR’ı görmek de çok güzeldi.

Aksiyonun yanı sıra işin komedi kısmına ufak bir bakacak olursam, Kaan’ın Adem’e tepkileri her zaman iş görüyor. Bu bölüm “Ademcim ne istiyorsun, neden sana bir şey anlatmak çok zor?” replikleriyle gördük.

Kaan’ın Bahar’dan yardım istemesi ve birlikte hareket etmeleri her zamanki gibi çok hoşuma gitti bu bölümde de. İşler çok keyifli bir hal almaya başlıyor çünkü. Karşılıklı fedakarlıklar, iletişimlerinin güçlenmesi.. Bunlar hep kalbimde çiçek açtırıyor : )

“Durumundan haberdar et beni, nerede olduğunu bileyim”

******************************************************************************************

Cihangir’le kader kardeşi oldunuz siz, demişti annesi Kaan’a. Haklıydı. İkisinin bu saatten sonra ayrılmak gibi bir şansı yok. Her yerde, her olayda, her kişiye karşı birlik o zaman zorundalar.

Benim için bölümün şaşırtan bir tarafı da vardı. Müjde’nin yaptığı anlaşma sonucu Kaan’ın, Cihangir ve onun üstüne kalacak cinayet suçundan kurtulmaları, hem de İskender’i hastaneden kaçırarak. Gerçi o ara baş destekçi Bahar bayıltıldı ama umarım bu fark edilip başına bela açılmaz. Kadın polis sonuçta, bu ara çok farklı şeylerle uğraşmak zorunda kalsa da mesleğini kaybetmesini istemeyiz. Sonradan hainliğini gördüğümüz Altan müdür yüzünden zaten daha önce açığa alınmış, bu yüzden seyircinin keyfi kaçmıştı.

Lafı geçmişken fikrimi paylaşayım; Halka’nın çökertilmesinde, çözülmesinde Cemal’in en büyük destekçisi Bahar olacak ve Cihangir bir şekilde cezasını çekip sonra aklanacak.

Kaan’ın onu sürekli koruma içgüdüsünde olduğunu, ona zarar gelmesini istemediğini zaten sık sık görüyoruz. Hatta bildiğimiz kadarıyla şimdilik Kaan, Cihangir’i, Cihangir’in onu sevdiğinden daha çok seviyor. İkilinin arasındaki “kardeşlik” çok güzel ilerleyecek. Basit bir konuda konuşurlarken bile fikir birliğine varmaları, birbirlerini desteklemeleri çok hoşuma gidiyor.

Zaten bu ikiliyi, hatta dörtlüyü sevmeyen yoktur ha? Hikayenin sonunda bu insanları ya çok güzel bi arkadaş grubu ya da iki güzel çift olarak bi masada oturup gülüşürken uğurlarız diye düşünüyorum. O kadar olay atlatılıp her şey bittikten sonra imrenilecek bir dostluk çıkar ortaya.

Tabi Halka’nın bizim için çok daha heyecanlı planları yoksa!

 

Halka’nın 2. Bölümünden Yeni Tanıtım Yayınlandı!

Seyirci karşısına çıktığı ilk bölümle dikkatleri üzerine çeken taze dizi Halka’nın yeni tanıtımı nefes kesti! Salı günü yayınlanacak olan bölümde bizi neler bekliyor neler.. Gelin hep birlikte bakalım!

Aksiyonun heyecanın bir an bile azalmayacağı sahneler bizim için geliyor. Cihangir’in kafası karışık, aklındakileri çözme peşinde. Müjde ve İskender arasındaki diyalog ise fazlaca gerilimli olacak gibi.

Müdürün başkomiserden şüphelenmesi ve ardından gelişenler Bahar’ın da aklını karıştırıyor ve işler bu cephede de kızışacak gibi.

Yeni emir geldi, BİLMEMELİ!

Cihangir için hayli karışık bi dönem yolda. Vereceği kararlar, sorduğu sorular ve attığı her adım hayli kritik.

Kaan ve Bahar ilişkisi ilk anlara göre biraz yumuşarken, Müjde ile Cihangir’i daha fazla yan yana görüp göremeyeceğimiz hakkında henüz bir ipucu yok.

İskender bütün olayların tam ortasında, her halinden belli. Ama geçmişte neler yaşanmış, neyi amaçlıyor, ortada bir intikam varsa temeli nedir henüz bilmiyoruz. Tabii olayların kızıyla kesişeceği aşikar. Özellikle Cihangir’le tanışmasından sonra.

“Senin yaşın kadar hatırası var oranın bende!”

Bomba gibi bir bölüm bizi bekliyor. Yüksek tansiyonda seyredecek her an için kemerlerinizi bağlayın, çünkü bu iş gittikçe güzelleşiyor!

error: Korunan İçerik!