Herkese tekrar merhaba! Bugün seslendiğim kitle Tozlu Yaka izleyenleri olacak. Özellikle ZeyÇağ tayfa!
Bildiğimiz üzere bir süre önce Fox Tv ekranlarında Tozlu Yaka isimli bir gençlik dizisi başladı. Bu dizinin kadrosunda ise Emre Kınay, Dolunay Soysert, Tayanç Ayaydın ve Begüm Birgören gibi birçok değerli isim yer almakta. Ek olarak bu dizi ile keşfedilmeye başlanmış, geleceğin parlak yıldızları olacaklarını tahmin ettiğim Serra Pirinç, Kaan Miraç Sezen, Can Bartu Aslan, Ahmet Haktan Zavlak, Ulvi Kahyaoğlu, Ecem Çalhan gibi genç yetenekler de var!
Bu yazım aslında genel bir yorum lakin izleyicilerin bildiği üzere dizide Zeyçağ ve EgZey’ciler olarak iki ayrı grup oluşmuş durumda. Yani Zeynep & Çağrı veya Zeynep & Ege olarak da açılımını yapabiliriz.
Dizi Ne Anlatıyor?
Öncelikle dizinin genel hatlarını yorumlamam gerekirse, hikayesinin çok keyifli olduğunu söyleyebilirim. Ben normalde oturup da iki saat bir televizyon dizisi seyretmeyi sevmem… İlk ve son kez bunu Sana Bir Sır Vereceğim dizisinde yapmıştım.
Ama bu dizi beni yakaladı. Ben zaten gençlik dizilerini severim. Özellikle de içerisinde gizem varsa…
Dizinin ana çatışması “Vefa’yı kim öldürdü?”
8 bölümdür bu sorunun cevabı üzerine ilerliyor dizimiz. Lakin yeni fragmandan gördüğüm kadarıyla 9. bölümde olay gecesi alınan kamera kaydından katilin kim olduğu bulundu. Ya da biz bulundu zannediyoruz ve bir süre sonra ters köşe yiyeceğiz. Hiç belli olmaz…
Ama bize gösterildiği kadarıyla katil Kenan Yağızoğlu.
Yan çatışmalarımız ise saymakla bitmez. Her karakterin kendi hayat hikayesi var. Bir tarafta zenginler, diğer tarafta biraz daha mütevazı yaşam süren aileler.
Zengin kesimden gördüğümüz kadarıyla anlıyoruz ki kimsenin hayatı dışarıdan görüldüğü kadar ışıltılı değil. Para sadece mutluluk getirmezmiş.
Favori Çiftler
Az önce bahsettiğim gibi Tozlu Yaka izleyenleri ZeyÇağ ve EgZey’ciler olarak ikiye ayrılmış durumdalar. Ben de ZeyÇağ’cılardanım. Benim ZeyÇağ’cı olma sebebim ise şu: Hem dış görünüş olarak yakıştırıyorum hem de karakteristik olarak. Yaşanmışlık olarak…
İki karakter de hem aile bakımından hem yaşlarının getirisi olan ergenlik bakımından oldukça gergin ve asabiler. Ama kalpleri oldukça yumuşak ve hassas. Kendilerini kolay ifade edemiyor olmanın da gerisi diyebiliriz. Zeyno zaten çocukluktan beri hem kamyoncu bir babanın ‘aslan kızı’ olarak hem de iki tane erkek dost ile büyümüş bir kız olarak dişiliğinin farkında değil. Annesi ne kadar onun zamanında kendisini fark etmesini sağlamaya çalışsa da Zeyno her seferinde değişimi reddetmiş bir kız. Ama Zeyno da zamanla kendisinin aslında böyle bir kız olmadığının farkına varacak gibi. Değişim çok uzak değil…
Bir de eğer tartışmaya sebebiyet vermeyecekse bir şey söylemek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde burada okumuştum. EgZey kesimi Çağrı’nın Zeyno’yu güzel giyindikten sonra beğendiği iddiasını öne sürmüş.
Bu beni biraz güldürdü.
Ödev çekimi yaptıkları günden sonra Berklerin kendilerini konuşmak için çağırdıkları akşam Zeynep sıkılıp gitmişti ve Çağrı peşinden gitmişti hatırlarsanız. O gün Zeynep’in üzerinde şık bir abiye, yüzünde bir ton makyaj yoktu hatırladığım kadarıyla. Her zaman gördüğümüz Zeyno’ydu.
Dizi ilerledikçe Çağrı’nın tam bu aksiyonların göbeğindeyken bile ne kadar iyi kalpli ve empati yeteneği yüksek bir çocuk olduğunu görebiliyoruz. Zaten Çağrı’nın babası Önder de oldukça naif ve insan sarrafı bir adam. Oğlunu bu anlamda çok iyi yetiştirdiğini düşünüyorum.
Zengin kesim arasında o kadar olay döndü, herkes birbirine bir sürü iftira attı, kazık attı, sesi soluğu nadir çıkan tek kişi Çağrı’ydı. Özellikle Ege’nin sürekli Çağrı’yı merhametli olduğu için suçlaması da ayrı komiğime gitti.
Yahu bir insan merhametli olduğu için suçlanır mı?
Tabii iyi güzel söylüyorum da, Vefa’nın intihar ettiğini zannettiği zamanki sevinci çok kötü bir tepkiydi. Hatta Ege orada “Seni bu kadar keyiflendirdiyse ben de kendimi atayım bir yerden” demesi cuk oturmuştu. Tamam belki katil değilsin ama ölen bir arkadaş, hatta direkt bir insan üzerine intihar ettiği için bu kadar sevinmek de diğer iyi huylarına biraz gölge düşürdü. Ek olarak olay gecesi konser günü Vefa’nın içeceğine uyuşturucu katması da cabası…
İlk bölümlerde Çağrı’ya çok sinir oluyordum. Lakin sonradan karakter değişimini gördükçe ısındım.
Şu an Çağrı favori karakterim 🙂
Ege‘ye gelirsek… Çağrı ekibin yapacağı her kötü işe engel olmaya kalktığında ya da “bu kadar ileri gitmeyin” diye kendince uyarı yapmaya kalktığında çocuğu sürekli ezdi. “Geldi yine ahlak şube” gibi bir sürü alaycı cümle kurdu.
Artık içinde nasıl bir öfke yaşıyorsa merhametli ve ahlaklı olmak onun kitabında bir şey ifade etmiyor. Ya da ona kimse -başta ailesi- merhamet göstermediği için o da başkalarına merhamet göstermeyi pek tercih etmiyor. Yaşantısı üzerinden yorumlayacak olursak gerçekten bazı konularda kendince haklı ve derin bir karakter Ege Şimşek. Ben onun hikayesini de izlemek isterim.
Çağrı’nın arkadaşlarından böyle muamele görmesine rağmen bile çizgisinden çıkmaması da hoşuma giden ayrı bir detaydı. Özellikle Zeyno’nun derdini dinlediği günün gecesinde Hazal sorduğunda “Anlatmadı” demesi de hoş bir detaydı.
Çağrı konusunda beni çok güldüren bir olay var. Okuldayken Zeyno için “erkek Fatma” göndermeli bir sürü laf ettikten ve ona hediye olarak tespih aldıktan sonra Zeyno’dan hoşlanması…
Burada da okulda Ali’nin söylediği “İstese hepinizi köpek gibi peşinden koşturur” sözüne dönüyoruz. Ki sürekli “İyi misin” diye koştu da 🙂 İyi ki de koştu.
Amann be çok tatlılar ahahaha
Son yayınlanan bölüme kadar Çağrı için söyleyebileceğim şeyler bu kadar. Ben ayrıca Çağrı’nın ekranda daha fazla gözükmesini isterdim. Çağrı’nın diğer karakterler kadar ön planda olduğunu düşünmüyorum. Zeyno’ya olan ilgisi onu biraz öne doğru itti lakin daha fazla öne sürülmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Umarım ilerleyen bölümler de o da olur.
Zengin kesimde yer alan herkesin hayatı berbat. Özellikle aile ilişkileri. Ege zaten ailesi tarafından terk edilmiş, yalnız bir çocuk. Berk’in annesi yok, psikopat bir baba ile yaşamını sürdürüyor. Cemre’nin de babası yok, travmaları var. Hazal zaten ailesi müştemilatta çalışan, gösteriş yapmayı seven bir genç kız. Çağrı ise zaten söyledim.
Neden ZeyÇağ?
Zengin kesimdeki bu insanlar arasından en merhametli ve empati kurabilen kişi Çağrı. Bu yüzden Zeyno ile ikisinin olmasını ben çok istiyorum ve yakıştırıyorum. Zeyno da aslında oldukça naif ve iyi kalpli bir kız. Ama hislerini pek dışarı yansıtmayı beceremiyor. Belki aşk ona kendini ifade etmeyi öğretir ileride? Ali’den sıyrılıp Çağrı’yı görürse tabii…
Zaten gördüğümüz kadarıyla yavaş yavaş değişim sürecine giriyor Zeyno. Biz seyirciler ile birlikte Zeyno da kendisini tanıyacak gibi görünüyor.
Zeyno Çağrı’ya sürekli atar gider yapsa da Çağrı’nın bir an olsun terbiyesinden ödün vermemesi de Çağrı üzerine çok hoşuma giden bir diğer detay.
Zeyno’ya değer verdiği, onu anladığı ve mutlu etmek istediği artık kesinleşti. Hoşlanıyor mu, aşık mı oldu, hislerinin detayını tam bilemem lakin Zeyno’ya değer verdiği yadsınamaz bir gerçek haline geldi. Çağrı’nın bu olgun davranışları üzerine artık Zeyno’nun da biraz sinirli halinden sıyrılarak Çağrı’ya biraz daha insan gibi davranmasını da beklemiyor değilim. Zeyno’nun bazı hareketlerine de sinir olmuyor değilim bu bakımdan. Ama sanırım az önce dediğim gibi artık Zeyno’nun hem fiziksel hem karakteristik değişimini izleyeceğiz.
Neler izleyebiliriz?
Bunların yanı sıra ben Çağrı’nın ailesinin arka planda kalan hikayesini de merak ediyorum. Yani Nesrin Önder’e geçmişte ne yaptı da Önder Nesrin’den bu kadar soğudu? Nesrin neden Önder’den sürekli ret yemesine rağmen Çağrı’yı bahane ederek sürekli Önder’e yakın olmaya çalışıyor?
Bence bu sorular da Zeyno ve Çağrı’nın ilişkisinin temelini atacak bir çatışma gibi görünüyor. Çünkü Nesrin’in hikayesinin gerçekleri Çağrı’yı hassas bir delikanlı olarak fazlasıyla etkileyebilir ve bu sefer Çağrı’yı teselli eden kişi Zeyno olur. Zamanında Çağrı’nın Zeyno’yu teselli ettiği gibi 🙂
Bu teorilerime göre eğer ters köşe yemeyeceksek ve ZeyÇağ olacaksa, bu uyumlu ikili üzerine çok tatlı sahneler izleyebiliriz. Düşüncesi bile beni heyecanlandırdı.
Ama hikayenin nasıl ilerleyeceği de hiç belli olmaz. Bence her an her ihtimale karşı da hazırlıklı olmalıyız.
Dizinin genel yorumunu artık ilerleyen günler için saklayacağım. Bu yazımda ZeyÇağ hakkında küçük bir yorum yapmak istedim. Daha hikayemiz yeni açılıyor, her şey yeni başlıyor. Daha çok görüşeceğiz Tozlu Yaka evreninde 🙂
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım alınmaca gücenmece olmaz. Yalnızca kendi tarafımı belli eden küçük bir dizi yorumu yaptım. Zaten tarafımı belli ederken kendimce sebeplerini de yazdım. EgZey’cilerin de kendilerine ait sebepleri vardır elbet.
Peki siz hangi taraftasınız ve neden?
Düşüncelerinizi tweet alıntılarına bekliyorum. Tabii arzu ederseniz.
Yeni yazılarımda görüşmek dileğiyle. Yeni bölümlerde görüşürüz.
Tozlu Yaka yeni gününde, 28 Ağustos Pazar günü saat 20.00’da Fox Tv‘de. Unutmayın.