tds_thumb_td_300x0
Tozluyaka’da Kaostan Doğan Bir Aşk: ZeyÇağ 

Herkese coşku dolu bir merhaba sevgili okurlarım. Nasılsınız? Keyifler yerinde, değil mi?  

Size harika bir yazıyla geldim. Kemerlerinizi sıkı bağlayın.  

Tozluyaka’da kaos, aşk, entrika ve gizem tüm hızıyla devam ederken biz bunca hengame içerisinde ZeyÇağ tayfa olarak aşka düştük.  

Bu yazımda da biraz dizinin genel hikayesi hakkında yorum yapıp hemen ardından ZeyÇağ’a odaklanacağım tıpkı diğer yazılarımda olduğu gibi.  

Teoriler

Cemre’nin ölümünün ardında yatan sır perdesi 17. Bölüm itibarıyla açılmış oldu. Bölüm öncesi Cemre hakkında bir sürü teori atıldı ortaya. Dikkatimi çeken kısım ise çoğu kişinin Cemre’nin katili olmadığını, kendi kendisini öldürdüğünü bilmiş olmasıydı. Tebrik ediyorum. Hatta Zeyno’nun Çağrının evine gitme sebebini bile herkes bildi.  

Artık ufkumuz bir hayli açıldı malum, tutturuyoruz.  

Yalan olmasın. Oyuna, planlara ve arkadan iş çevirmeye o kadar alışmışım ki ben Zeyno’nun Çağrı’nın odasına gitmesinde bir bit yeniği aramıştım. Sahnenin gerçek amacını öğrenince pamuk gibi oldum. Çok şükür oyundan ve yalandan arındık artık.  

Gizemli Kişi Kim?

ZeyÇağ hakkındaki yoruma tamamen geçmeden parmak basmak istediğim bir nokta var. O da şu geçen bölüm tanıdığımız siyah kapüşonlu, arkasında kanat sembolü olan gizemli şahıs. O şahıs bu bölüm bize Osman amca gibi gösterildi ama ben Osman amca olduğuna inanmıyorum. Zaten eminim kimse inanmıyordur.  

Çünkü Tozluyaka ekibi çıkacakları sahnenin önünde gitaristleri olan Çağrı’yı ararken gözleri birden okulun koridorunda çevresine turist gibi bakan, nereye gideceğini bilmeyip etrafta dönüp dolanan şaşkın bir gizemli kişi gördüler. Zaten en son kahraman Ali herkesten önce işe el attı ve o kişiye karşı koşmaya başladı. Yakaladıklarında ise o kişinin Osman amca olduğunu gördük. Lakin dediğim gibi inanmadık.  

Bence o kişi her kimse Osman amcayı yem olarak kullandı. Eğer Tozluyakalılar o kişinin sahiden Osman amca olduğuna inanırlarsa çok gülerim valla. Bu işin peşini bırakmamalılar.  

En son Cemre bizim ekibi okulun konferans salonunda, onlar için hazırladığı video ile dev ekranda karşılamıştı. Harcadıkça Kazan isimli bir oyun başlatmıştı. Şimdi düşünüyorum da, Cemre’nin bu görevi verecek kadar güvendiği iş birlikçisi kim olabilir? Bu kişinin bu işi yapması için bizim ekibe karşı iyi hisler beslemiyor olması gerek.  

Birçok kişi bu kişinin Tozluyaka mahallesinden Ferdi olduğunu söyledi. Hatta Bilal’in arkadaşı olan Sadık olabileceğine kadar teoriler uzadı gitti. Ama ben onlardan biri olduğunu sanmıyorum.  

Cemre Gerçekten Öldü mü?

Arkadaşlar ben size bir şey soracağım, Cemre’nin ölmediğini bir tek ben mi düşünüyorum? Birçok oyuncu arkadaşı karakteri canlandıran Ecem Çalhan için veda paylaşımı yaptı ama ben bunun Cemre’nin bir oyunu olduğunu düşünüyorum hala. Çok sert bir ters köşe olacak gibi bir his var içimde.  

Ama tabii gizemli kişinin Cemre olduğunu düşünmüyorum. O kişi başka.  

Gelelim ZeyÇağ’a…

Çok zorlu yollardan geçtik. Yeri geldi hayal kırıklığına uğradık, yeri geldi tam bir sahneye yükselecekken sonumuz yine Zeyno’nun Çağrı’yı azarlamasıyla bitti ama bu defa başardık.  

Tabii bu süreçteki en büyük destekçimiz dizinin karakterlerinden biri olan Hazal’dı. Hazal olmasa bugün bu seviyede olmamız çok zordu. Zeyno’nun Çağrı’ya karşı gözlerini açan kişi sadece Hazal’dı. Ah kıyamam o da başkasının aşkını kurtarırken kendisi bir ihanetin kucağına düştü. Çok üzüldüm Hazal”a ben.

Zeyno hep Çağrı’ya karşı agresif davranışlar sergiliyordu. Hep ona karşı bir saldırı halindeydi. Lakin Harca Kazan oyununda Çağrı’nın kendisini feda etmediğini, onun yerine kendini yaktığını öğrenince bizim Zeyno yavaşça yelkenlerini suya indiriverdi.  

Artık Zeyno da Çağrı’ya karşı bir şeylerin farkına varmaya başladı neyse ki…  

Özellikle hislerinin… 

Bu bölüm ikilinin sahneleri yine bizim beklentilerimize göre bir hayli kısaydı ama bence gayet doyurucuydu. Özellikle Zeyno’nun Çağrı’nın odasındaki sahnesini otuz iki diş gülerek izledim. O kadar tatlılardı ki!  

Çağrı’ya da helal olsun, nasıl bir cesaretse şak diye öptü kızı. 

Bu durumdan utanıp ayaklandıklarında ikilinin eli ayaklarına dolandı. Ne diyeceklerini ve yapacaklarını bilemediler. O kısımda Çağrı yine Zeyno’ya doğru eğilmişti. Bu hareket için bazıları “Yine öpecekti” diye yorumlarken bazıları ise “Sarılacaktı çocuk ya” diye yorumladı.  

Ki bence de sarılacaktı. Kollarını açmıştı ama olmadı.  

Olsun, bir sonraki bölümde bol bol sarılma sahnemiz var fragmandan gördüğümüz kadarıyla.  

Bu konu hakkında da bir detaya değinmek istiyorum. Bu laf bir tek Haktan Zavlak’a mı yoksa her ikisine de mi gitti bilmiyorum, tam olarak anlamadım ama izlediği diziden ve sahneden anlamayan, sadece oturduğu yerden içi boş yorumlar yapan çok bilmiş birkaç insan o sahnedeki oyunculukları eleştirmiş.  

Yani beklentiniz tam olarak neydi çözemedim ben. 16 yaşındaki taze aşık bir çiftten nasıl bir hareket bekliyorsunuz ki?  

Neyse… Konumuza dönelim.  

Romantik Sahneler

Bölümde toplam iki tane romantik sahnemiz vardı. Bunlardan birisi okul koridorunda Çağrı’nın Kalbim senin için çarpıyor” dediği sahneydi, hemen ardından da oda sahnesiydi.  

Bu ikiliyi taze aşık bir çift olarak görmek o kadar güzel ki… Bu süreçte çok öfkelendik ve çok hayal kırıklığına uğradık ama sonumuz güzel oldu. Bizi kavuşturan şey de kaosmuş meğer…Kaostan doğan bir aşk.  

Oyunlar oynandı, güvenler sarsıldı, yaralar alındı, kararsız kalındı ve ön yargılar havada uçuştu ama sonuç güzel oldu. 

18. Bölümde Neler Olacak?

Önümüzdeki bölüm bayağı bir duygulanacağız gibi görünüyor. Çünkü dizinin ilk bölümünde KÖFN grubundan dinlediğimiz “Bir tek ben anlarım” şarkısını 18. bölümde Zeyno’dan dinleyeceğiz. Dizide şarkıyı Zeyno söylüyor lakin sanırım gerçekte o şarkıyı söyleyen ses bir başkasına ait. Karakteri canlandıran Serra Pirinç’in sesine benzetemedim ben pek.

Ayrıca 18.Bölümün fragmanının son kısmında Çağrı ve Zeyno sahnede sarılırken Çağrı gözlerini kapatıp Zeyno’nun saçlarını kokluyor… Bu detay çok tatlıydı. Sanırım önümüzdeki bölüm bayağı ayılıp bayılacağız.  

Önceki yazılarımda “Umarım artık Zeyno Çağrı’ya daha insancıl davranmaya başlar.” yazmıştım. Çok şükür dileğim, dileğimiz gerçek oldu. Gördük ki Zeyno’yu itici yapan şey aslında Çağrı gibi masum ve saf bir karakteri her seferinde anlamadan dinlemeden, yalnızca dolduruşa gelerek azarlamasıydı. Ne zamanki Çağrı’nın ona karşı gerçekten saf ve yalansız, temiz bir sevgi beslediğini, onu gerçekten önemsediğini öğrendi, yavaş yavaş onun da kalbi açılmaya başladı aşka. Yani bu konuda biraz Çağrı da hatalı çünkü kendisini açıklamayı bilmiyordu. Hep sustu hep alttan alan taraf oldu. Ama sonunda her iki taraf da açıldı. Bu bilmecenin sonucunda kazanan biz olduk.  

Açıkça söylemek gerekirse diziyi izlememin en sağlam sebebi ZeyÇağ çifti. Her an onların sahneleri gelecek diye diziyi izlerken televizyona yapışıyorum adeta. Seyir zevki çok yüksek bir çift. Bir de Berk karakteri… Berk benim için çok anlamlı bir karakter. Hem canlandıran oyuncusu çok yetenekli hem de karakter çok ikonik. 

Artık anlamış olduk ki önümüzdeki bölümlerde Zeyno ve Çağrı’yı sevgili olarak göreceğiz. Ama tabii her şey böyle bitmiyor. Bu çifte beraber savaşmaları için bir aksiyon gerek. Onları birbirlerine bağlayacak ve birbirlerini kollamalarını gerektirecek olaylar silsilesi gerek. Umarım senarist, çiftimiz için güzel olaylar yaratır ve heyecanlı sahneler izleriz.  

Küçük Bir Öneri

Ve benden bir olay akışı önerisi gelsin o halde. Bu gizemli kişinin Osman amca olmadığını söylemiştim. Bu gizemli kişi yine kolej tayfa ve tozluyakalıların gözüne takılsa ve yine kovalama oyunu başlasa. Ardından heyecanlı bir aksiyon sahnesi izlesek. En son ise şans eseri o kişiyi Çağrı yakalayıp kapana kıstırsa. Gizemli kişi de sıkışmışlığın verdiği korkuyla yakalanma ihtimalini en aza indirgemek için herkes ona doğru gelirken Çağrı’yı bıçaklasa ve kaçıp gitse. Ardından güzel bir dram sahnesi izlesek ZeyÇağ için…

Ya da tam tersi olup bıçaklanan kişi Zeyno da olabilir.  

Ayrıca şunu demeden de geçmek istemem, ben artık Zeyno’nun intihar konusunun da açılmasını istiyorum. Özellikle bu konu hakkında Çağrı ile sohbet etmesini. Zaten bizim tayfanın en başından beri istediği şey buydu.  

Bu benim ZeyÇağ ağırlıklı olarak kaleme aldığım dördüncü Tozluyaka inceleme yazım. Şu zamana kadar yazdığım şeylerin geneli tarafınızca güzel tepkiler aldı. İlginiz için çok teşekkür ederim. Gerçekten sizinle birlikte diziyi izlemek, sahneleri paylaşmak ve heyecan paylaşmak çok kıymetli. Ayrıca aramızda çok yetenekli insanlar var. Çok güzel ZeyÇağ video editleri görüyorum. Herkesin eline emeğine sağlık. Bu hikaye sizin sayenizde daha çok anlam kazanıyor.  

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım kendimi güzel ifade edebilmişimdir. İlerleyen bölümlerde görüşmek dileğiyle o halde. Kendinize iyi bakın.  

Tozluyaka 11. Bölüm Yorumu | Çiftler Belli Oldu

Herkese tekrardan merhabalar. Nasılsınız? Umarım keyfiniz yerindedir.  

Geçen haftalarda Tozluyaka dizisinin gözde çiftlerinden biri olan ZeyÇağ hakkındaki yazım çok beğenildi ve harika yorumlar aldı. Öncelikle bunun için çok teşekkür ederim. Ve o yazımdan sonra yenisinin de talep edildiğini gördüğüm için bu haftaki bölümü esas alarak bir çalışma daha yapmak istedim. Umarım beğenirsiniz.  

Geçen haftaki bölüm Ali, Arap ve Zeyno’nun, Vefa’nın saatindeki ses kaydını dinlemesiyle bitmişti ve büyük merak uyandırmıştı. Herkes tam “Aha Cemre deşifre oldu!” içerikli bir yükselme yaşamıştı ama yeni bölümden görüyoruz ki umduğumuzu bulmadık. Zaten öğrensek saçma olurdu çünkü hikayenin daha akması gerek. Ki bu durum uğuruna çiftler bile iş birliği yaptı! 

Bu bölüm, çoğunlukla geçtiğimiz bölümlerde temelleri atılan çiftlerimizin bağlarının nasıl güçleneceğini gördük. Bunların yanı sıra ZeyÇağ’cılar olarak geçen haftaki fragmanda bu çiftten çok sahne beklemiştik. Özellikle ekmek sahnesi izlemek için en sabırsızlandığımız sahnelerden birisiydi.  

Bu bölüm, çiftler arasında geçen haftalardaki kadar romantik enerji alamasak da, ZeyÇağ ikilisinin arasındaki bağın sağlamlaştığını söyleyebilirim. Aralarındaki en büyük gelişmeyi ise Zeyno’da gördük. Çünkü bildiğimiz üzere Zeyno Çağrı’yı sürekli tersleyen, atar gider yapan bir kızdı. Ama ekmek sahnesinde Zeyno’da o gelişmeyi gördük. Zeyno “Sen bizim tarafımızda değilsin” diyerek bu araştırma işine kendisi devam edeceğini belirttiğinde Çağrı gücendi ve küçük çaplı bir “Galiba yalnız öleceğim.” Tribi attıktan sonra Zeyno hemen yumuşadı ve Çağrı’yı yollamadı. Tam aksine, “Tamam bu işte beraberiz.” Diyerek gardını romantik delikanlımıza karşı indirdi.  

Ki Zeyno bunu herkese yapmaz. Bildiğiniz üzere sadece Ali’ye karşı yapardı. 🙂  

Bu sahne benim çok hoşuma gitti. Yani diğer sahneleri kadar güçlü olmasa da bunun hakkını yemek istemem. Ne de olsa bu sahne, Zeyno’da gelişme gördüğümüz ilk sahneydi her şeyden önce.  

Artı ek olarak sınıfta Cemre’nin defteri arasında Vefa’nın fotoğrafını görüp cırladığı sahnede de Çağrı ve Zeyno’nun hemen birbirlerine bakıp sorgulama yapması da hoşuma giden bir başka detay.  

Önceki günlerde ZeyÇağ tayfasının sahil sahnesi için “Kesin sevgili olduk” ibaresini gördüm ve heyecanlandım açıkçası. Ben mi detayını es geçtim bilmiyorum ama ben sevgili olduklarını yansıtacak bir durum görmedim henüz. Hepsi gözlerini dikmiş, kıyıya vurmuş Cemre’ye bakıyordu sadece. Ama şöyle bir detay da olabilir. Bölüm başında o sahnenin tarihi için “3 Hafta sonra” yazıyordu. Yani bu 3 hafta içerisinde bu ikili çoktan ilişkiye başlamıştır diye düşünmüş de olabilirler ki bu düşünce mantıklı. Bence de olmuş olabilirler.  

Olmamışlarsa da olmaları çok yakın diye düşünüyorum. 🙂  

Dizide çiftler belli oldu diye düşünüyorum ben. Senarist artık bunu belli etti. Dizide ne zaman bir yan çatışmanın kilidi açılsa, o sahnede aralarında ilişki olan kişiler bilinçli bir şekilde dizilmiş gibi duruyorlar yerlerinde. Bunu hem Mavi karakterini okul koridorunda gördüğümüz sahnede fark ediyoruz hem de Cemre’nin kıyıya vurduğu sahil sahnesinde.  

Tozlukaya’nın Çiftleri

Zeynep, Çağrı  

Cemre, Berk  

Hazal, Ege  

Duru, Arap  

Diziden analiz ettiğim kadarıyla genç çiftlerimiz bu şekilde.  

Mavi karakteri için ise sosyal medyada bir hayli heyecan yaratıldı. Onun da geliş sebebini ve hikayeye katacaklarını merak etmiyor değilim. Bakalım Mavi nasıl bir kız?  

Bu bölüm arkadaş grupları arasında yaşanan elle tutulur bir aksiyon yoktu. Sadece Berk, Cemre olayı üzerinden eski ekibiyle konuşma yaptı ve yine ters düştüler. Çünkü artık çoğu kişi Cemre’den şüphelenmeye başladı ve Berk Cemre’ye aşık. Ne pahasına olursa olsun Cemre’yi korumaya ant içmiş gibi. Bu yüzden özellikle Hazal’ın söylediklerine bir hayli sinirlendi. Çünkü Hazal gerçekten akıllı bir karakter ama kimse onu dinlemiyor. Sanırım yalancı çoban hikayesine döndü biraz. Bir kere Vefa hakkında yalan söyledi, daha da kimse inanmıyor dediğine.  

Başlarda Ali ve Cemre çifti için yeni serüvenler bekleniyordu lakin o ikili arasında bir ilişki kalmadı. Hatta Cemre’ye bu psikolojik oyunları oynayan kişinin de Ali olduğunu öğrendik. Cemre zaten Ali olan ilişkisine de Ali’nin kolundaki saati almak için başlamıştı katil olduğunu hatırladıktan sonra. Samimi bir his kalmamıştı o ikili arasında. Belki başlarda gerçekten bir şeyler olabilirdi ama artık oluru yok gibi. Sahil sahnesinden yola çıkarsak sanırım Cemre öldü. Ama ben öldüğüne çok da inanmıyorum. Bu da bir oyun olabilir.  

Derya ve Önder çiftinde ise tatlar biraz kaçtı. Nesrin ne yaptı etti ortaya attığı sahte bir şiddet yalanıyla çiftin arasını bozdu. Derya aslında Nesrin’in bu duruma karşı hikayeye dahil oluş şeklini sorgularken Nesrin ortaya Çağrı’nın uyuşturucu madde hikayesini ortaya atarak şüpheyi üzerinden kaldırdı. Yoksa Nesrin’in mahalleye gelmesinin asıl sebebini anlayacak kadar akıllı bir kadın Derya. 

Ve altını çizmek istediğim bir konu daha var ki bu bölüm en ama en çok hoşuma giden sahne oydu.  

Nesrin ve Önder evde tartışırken Çağrı içeri girip tartışmanın sonlarına şahit olmuştu. Önder’in her ne kadar kötü niyeti olmasa da Nesrin’e sesini yükselttiği yerde Çağrı’nın babasına diklenmesi ve “Bana kadınlara karşı saygıyı öğreten babamın yaptığına bak” içerikli gönderme yaparak annesiyle evden gitmesi beni çok duygulandırdı. Haklı ya da haksız hiç fark etmeksizin, annesine ses yükseltilmesine karşı sessiz durmayan Çağrı bu bölüm de bu hareketi üzerinden benden tam puan aldı.  

Zaten Çağrı’nın kadınlara ne kadar saygılı olduğunu biliyoruz. Zeynep bile zamanında ona ne kadar atar yapsa da efendiliğinden hiç ödün vermedi. Bu karakterin kadınlara olan saygısı en sevdiğim özelliği. Çatı sahnesine Zeyno’nun suçlama ibaresine karşı “Artık kesin Cemre katil demek istemiyorum. En son çok yaralanmıştı.” Demesi de çok objektif bir bakış açısı ve saygılı bir hareketti. Şüpheleniyor ama kesin yargılamak istemiyor. Direkt kıza saldırılmasındansa araştırma yaparak, kızı yaralamadan sürece devam edilmesini tercih ediyor, ettiriyor.  

Ege ve Zeynep

Ege ve Zeynep’in herhangi bir olayı kalmadı artık. Ege’nin de Hazal ile olacağı tahminler içerisinde. Zaten Cemre olayında da bu ikili yola beraber çıktı. Şahsen ben Ege’nin de hikayesini merak eden biri olarak bu çiftin de serüvenini izlemek istiyorum. Hazal’ın hikayesini biliyoruz zaten. 

Küçük bir detay da eklemek isterim ki, sırf Ege ve Zeynep “ship”  olmadığı için sosyal medyada gerek senariste gerek oyunculara büyük saygısızlık yapan bir kitle var. Arkadaşlar, bu bir dizi. Kurgusal bir dünya. Her şey bizim istediğimiz gibi olmak zorunda değil. Hele ki senaristler, kaleme aldığı bir hikayeyi sosyal medyada yazılan yorumlara göre şekillendirmek zorunda hiç değil. Çifti ve hikayeyi beğenmeyenin yapması gereken tek şey bir daha diziyi izlememek. Çözüm bu kadar basitken kimsenin kimseye saldırmaya ve saygısızlık yapmasına gerek yok. Haksız mıyım?  

Önceki yazımda Nesrin ve Önder’in arasının bozulmasının Çağrı’yı da etkileyeceğini ve Zeyno ile ilişkilerine olumlu yansıyacağını söylemiştim. Bence Zeyno’nun babasının olayı dışında Çağrı ile dertleşeceği bir diğer olay da Bilal ve Kader’in gizli aşk durumu olabilir. Çünkü Zeyno bu ilişkiyi duyarsa tahminimce Arap’a karşı mahcup hissedecek ve çok sinirlenecek. Zaten Çağrı ile artık yakın oldukları için bir dertleşme serüveni daha başlayacak diye düşünüyorum. Nesrin ve Önder’in arasındaki huzursuzluk Çağrı’yı daha sağlam etkilediğinde, dertler derya olduğunda bu ikili birbirlerine ilaç olacaklar ve aşık olduklarını fark edip yavaştan sevgili olma yolunda ilerleyecekler diye düşünüyorum.  

Derya ve Kenan’ın geçmişte yaşanan hikayesini de çok merak ediyorum. Acaba Kenan kim? Derya’yı bırakmasının sebebi ne? Bunlar kritik sorular.  

Tabii Derya, Kenan ve Önder üçlüsünün arasındaki gerginlik, çok yakın arkadaş olan Kenan ve Önder’in de arasını bozacak gibi. Hatta bozdu bile.  

Şu an hikayemiz bu şekilde ilerlemekte. Umarım ilerleyen bölümlerde çiftlerimizden güzel sahneler alırız ve keyifleniriz.  

Umarım analizi güzel yapabilmişimdir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.  

Yine ilerleyen bölümler için yeni yazılar isterseniz seve seve yazarım 🙂 Beni çok mutlu ettiniz.  

Kendinize iyi bakın. Yeni bölümlerde tekrar görüşmek dileğiyle…  

Yaşanmışlıklarla adım adım: ZeyÇağ Çifti

Herkese tekrar merhaba! Bugün seslendiğim kitle Tozlu Yaka izleyenleri olacak. Özellikle ZeyÇağ tayfa! 

Bildiğimiz üzere bir süre önce Fox Tv ekranlarında Tozlu Yaka isimli bir gençlik dizisi başladı. Bu dizinin kadrosunda ise Emre Kınay, Dolunay Soysert, Tayanç Ayaydın ve Begüm Birgören gibi birçok değerli isim yer almakta. Ek olarak bu dizi ile keşfedilmeye başlanmış, geleceğin parlak yıldızları olacaklarını tahmin ettiğim Serra Pirinç, Kaan Miraç Sezen, Can Bartu Aslan, Ahmet Haktan Zavlak, Ulvi Kahyaoğlu, Ecem Çalhan gibi genç yetenekler de var! 

Bu yazım aslında genel bir yorum lakin izleyicilerin bildiği üzere dizide Zeyçağ ve EgZey’ciler olarak iki ayrı grup oluşmuş durumda. Yani Zeynep & Çağrı veya Zeynep & Ege olarak da açılımını yapabiliriz. 

Dizi Ne Anlatıyor?

Öncelikle dizinin genel hatlarını yorumlamam gerekirse, hikayesinin çok keyifli olduğunu söyleyebilirim. Ben normalde oturup da iki saat bir televizyon dizisi seyretmeyi sevmem… İlk ve son kez bunu Sana Bir Sır Vereceğim dizisinde yapmıştım.  

Ama bu dizi beni yakaladı. Ben zaten gençlik dizilerini severim. Özellikle de içerisinde gizem varsa…

Dizinin ana çatışması “Vefa’yı kim öldürdü?”  

8 bölümdür bu sorunun cevabı üzerine ilerliyor dizimiz. Lakin yeni fragmandan gördüğüm kadarıyla 9. bölümde olay gecesi alınan kamera kaydından katilin kim olduğu bulundu. Ya da biz bulundu zannediyoruz ve bir süre sonra ters köşe yiyeceğiz. Hiç belli olmaz… 

Ama bize gösterildiği kadarıyla katil Kenan Yağızoğlu

Yan çatışmalarımız ise saymakla bitmez. Her karakterin kendi hayat hikayesi var. Bir tarafta zenginler, diğer tarafta biraz daha mütevazı yaşam süren aileler. 

Zengin kesimden gördüğümüz kadarıyla anlıyoruz ki kimsenin hayatı dışarıdan görüldüğü kadar ışıltılı değil. Para sadece mutluluk getirmezmiş. 

Favori Çiftler

Az önce bahsettiğim gibi Tozlu Yaka izleyenleri ZeyÇağ ve EgZey’ciler olarak ikiye ayrılmış durumdalar. Ben de ZeyÇağ’cılardanım. Benim ZeyÇağ’cı olma sebebim ise şu: Hem dış görünüş olarak yakıştırıyorum hem de karakteristik olarak. Yaşanmışlık olarak… 

İki karakter de hem aile bakımından hem yaşlarının getirisi olan ergenlik bakımından oldukça gergin ve asabiler. Ama kalpleri oldukça yumuşak ve hassas. Kendilerini kolay ifade edemiyor olmanın da gerisi diyebiliriz. Zeyno zaten çocukluktan beri hem kamyoncu bir babanın ‘aslan kızı’ olarak hem de iki tane erkek dost ile büyümüş bir kız olarak dişiliğinin farkında değil. Annesi ne kadar onun zamanında kendisini fark etmesini sağlamaya çalışsa da Zeyno her seferinde değişimi reddetmiş bir kız. Ama Zeyno da zamanla kendisinin aslında böyle bir kız olmadığının farkına varacak gibi. Değişim çok uzak değil… 

Bir de eğer tartışmaya sebebiyet vermeyecekse bir şey söylemek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde burada okumuştum. EgZey kesimi Çağrı’nın Zeyno’yu güzel giyindikten sonra beğendiği iddiasını öne sürmüş.  

Bu beni biraz güldürdü. 

Ödev çekimi yaptıkları günden sonra Berklerin kendilerini konuşmak için çağırdıkları akşam Zeynep sıkılıp gitmişti ve Çağrı peşinden gitmişti hatırlarsanız. O gün Zeynep’in üzerinde şık bir abiye, yüzünde bir ton makyaj yoktu hatırladığım kadarıyla. Her zaman gördüğümüz Zeyno’ydu.  

Dizi ilerledikçe Çağrı’nın tam bu aksiyonların göbeğindeyken bile ne kadar iyi kalpli ve empati yeteneği yüksek bir çocuk olduğunu görebiliyoruz. Zaten Çağrı’nın babası Önder de oldukça naif ve insan sarrafı bir adam. Oğlunu bu anlamda çok iyi yetiştirdiğini düşünüyorum.  

Zengin kesim arasında o kadar olay döndü, herkes birbirine bir sürü iftira attı, kazık attı, sesi soluğu nadir çıkan tek kişi Çağrı’ydı. Özellikle Ege’nin sürekli Çağrı’yı merhametli olduğu için suçlaması da ayrı komiğime gitti.  

Yahu bir insan merhametli olduğu için suçlanır mı?  

Tabii iyi güzel söylüyorum da, Vefa’nın intihar ettiğini zannettiği zamanki sevinci çok kötü bir tepkiydi. Hatta Ege orada “Seni bu kadar keyiflendirdiyse ben de kendimi atayım bir yerden” demesi cuk oturmuştu.  Tamam belki katil değilsin ama ölen bir arkadaş, hatta direkt bir insan üzerine intihar ettiği için bu kadar sevinmek de diğer iyi huylarına biraz gölge düşürdü. Ek olarak olay gecesi konser günü Vefa’nın içeceğine uyuşturucu katması da cabası…  

İlk bölümlerde Çağrı’ya çok sinir oluyordum. Lakin sonradan karakter değişimini gördükçe ısındım.  

Şu an Çağrı favori karakterim 🙂  

Ege‘ye gelirsek… Çağrı ekibin yapacağı her kötü işe engel olmaya kalktığında ya da “bu kadar ileri gitmeyin” diye kendince uyarı yapmaya kalktığında çocuğu sürekli ezdi. “Geldi yine ahlak şube” gibi bir sürü alaycı cümle kurdu.  

Artık içinde nasıl bir öfke yaşıyorsa merhametli ve ahlaklı olmak onun kitabında bir şey ifade etmiyor. Ya da ona kimse  -başta ailesi-  merhamet göstermediği için o da başkalarına merhamet göstermeyi pek tercih etmiyor. Yaşantısı üzerinden yorumlayacak olursak gerçekten bazı konularda kendince haklı ve derin bir karakter Ege Şimşek. Ben onun hikayesini de izlemek isterim.  

Çağrı’nın arkadaşlarından böyle muamele görmesine rağmen bile çizgisinden çıkmaması da hoşuma giden ayrı bir detaydı. Özellikle Zeyno’nun derdini dinlediği günün gecesinde Hazal sorduğunda “Anlatmadı” demesi de hoş bir detaydı.

Çağrı konusunda beni çok güldüren bir olay var. Okuldayken Zeyno için “erkek Fatma” göndermeli bir sürü laf ettikten ve ona hediye olarak tespih aldıktan sonra Zeyno’dan hoşlanması…  

Burada da okulda Ali’nin söylediği “İstese hepinizi köpek gibi peşinden koşturur” sözüne dönüyoruz. Ki sürekli “İyi misin” diye koştu da 🙂 İyi ki de koştu. 

Amann be çok tatlılar ahahaha 

Son yayınlanan bölüme kadar Çağrı için söyleyebileceğim şeyler bu kadar. Ben ayrıca Çağrı’nın ekranda daha fazla gözükmesini isterdim. Çağrı’nın diğer karakterler kadar ön planda olduğunu düşünmüyorum. Zeyno’ya olan ilgisi onu biraz öne doğru itti lakin daha fazla öne sürülmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Umarım ilerleyen bölümler de o da olur. 

Zengin kesimde yer alan herkesin hayatı berbat. Özellikle aile ilişkileri. Ege zaten ailesi tarafından terk edilmiş, yalnız bir çocuk. Berk’in annesi yok, psikopat bir baba ile yaşamını sürdürüyor. Cemre’nin de babası yok, travmaları var. Hazal zaten ailesi müştemilatta çalışan, gösteriş yapmayı seven bir genç kız. Çağrı ise zaten söyledim. 

Neden ZeyÇağ?

Zengin kesimdeki bu insanlar arasından en merhametli ve empati kurabilen kişi Çağrı. Bu yüzden Zeyno ile ikisinin olmasını ben çok istiyorum ve yakıştırıyorum. Zeyno da aslında oldukça naif ve iyi kalpli bir kız. Ama hislerini pek dışarı yansıtmayı beceremiyor. Belki aşk ona kendini ifade etmeyi öğretir ileride? Ali’den sıyrılıp Çağrı’yı görürse tabii… 

Zaten gördüğümüz kadarıyla yavaş yavaş değişim sürecine giriyor Zeyno. Biz seyirciler ile birlikte Zeyno da kendisini tanıyacak gibi görünüyor. 

Zeyno Çağrı’ya sürekli atar gider yapsa da Çağrı’nın bir an olsun terbiyesinden ödün vermemesi de Çağrı üzerine çok hoşuma giden bir diğer detay. 

Zeyno’ya değer verdiği, onu anladığı ve mutlu etmek istediği artık kesinleşti. Hoşlanıyor mu, aşık mı oldu, hislerinin detayını tam bilemem lakin Zeyno’ya değer verdiği yadsınamaz bir gerçek haline geldi. Çağrı’nın bu olgun davranışları üzerine artık Zeyno’nun da biraz sinirli halinden sıyrılarak Çağrı’ya biraz daha insan gibi davranmasını da beklemiyor değilim. Zeyno’nun bazı hareketlerine de sinir olmuyor değilim bu bakımdan.  Ama sanırım az önce dediğim gibi artık Zeyno’nun hem fiziksel hem karakteristik değişimini izleyeceğiz.  

Neler izleyebiliriz?

Bunların yanı sıra ben Çağrı’nın ailesinin arka planda kalan hikayesini de merak ediyorum. Yani Nesrin Önder’e geçmişte ne yaptı da Önder Nesrin’den bu kadar soğudu? Nesrin neden Önder’den sürekli ret yemesine rağmen Çağrı’yı bahane ederek sürekli Önder’e yakın olmaya çalışıyor?  

Bence bu sorular da Zeyno ve Çağrı’nın ilişkisinin temelini atacak bir çatışma gibi görünüyor. Çünkü Nesrin’in hikayesinin gerçekleri Çağrı’yı hassas bir delikanlı olarak fazlasıyla etkileyebilir ve bu sefer Çağrı’yı teselli eden kişi Zeyno olur. Zamanında Çağrı’nın Zeyno’yu teselli ettiği gibi 🙂  

Bu teorilerime göre eğer ters köşe yemeyeceksek ve ZeyÇağ olacaksa, bu uyumlu ikili üzerine çok tatlı sahneler izleyebiliriz. Düşüncesi bile beni heyecanlandırdı. 

Ama hikayenin nasıl ilerleyeceği de hiç belli olmaz. Bence her an her ihtimale karşı da hazırlıklı olmalıyız.  

Dizinin genel yorumunu artık ilerleyen günler için saklayacağım. Bu yazımda ZeyÇağ hakkında küçük bir yorum yapmak istedim. Daha hikayemiz yeni açılıyor, her şey yeni başlıyor. Daha çok görüşeceğiz Tozlu Yaka evreninde  🙂  

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım alınmaca gücenmece olmaz. Yalnızca kendi tarafımı belli eden küçük bir dizi yorumu yaptım. Zaten tarafımı belli ederken kendimce sebeplerini de yazdım. EgZey’cilerin de kendilerine ait sebepleri vardır elbet.  

Peki siz hangi taraftasınız ve neden?  

Düşüncelerinizi tweet alıntılarına bekliyorum. Tabii arzu ederseniz.  

Yeni yazılarımda görüşmek dileğiyle. Yeni bölümlerde görüşürüz.  

Tozlu Yaka yeni gününde, 28 Ağustos Pazar günü saat 20.00’da Fox Tv‘de. Unutmayın. 

error: Korunan İçerik!