tds_thumb_td_300x0
Tozluyaka’da Kaostan Doğan Bir Aşk: ZeyÇağ 

Herkese coşku dolu bir merhaba sevgili okurlarım. Nasılsınız? Keyifler yerinde, değil mi?  

Size harika bir yazıyla geldim. Kemerlerinizi sıkı bağlayın.  

Tozluyaka’da kaos, aşk, entrika ve gizem tüm hızıyla devam ederken biz bunca hengame içerisinde ZeyÇağ tayfa olarak aşka düştük.  

Bu yazımda da biraz dizinin genel hikayesi hakkında yorum yapıp hemen ardından ZeyÇağ’a odaklanacağım tıpkı diğer yazılarımda olduğu gibi.  

Teoriler

Cemre’nin ölümünün ardında yatan sır perdesi 17. Bölüm itibarıyla açılmış oldu. Bölüm öncesi Cemre hakkında bir sürü teori atıldı ortaya. Dikkatimi çeken kısım ise çoğu kişinin Cemre’nin katili olmadığını, kendi kendisini öldürdüğünü bilmiş olmasıydı. Tebrik ediyorum. Hatta Zeyno’nun Çağrının evine gitme sebebini bile herkes bildi.  

Artık ufkumuz bir hayli açıldı malum, tutturuyoruz.  

Yalan olmasın. Oyuna, planlara ve arkadan iş çevirmeye o kadar alışmışım ki ben Zeyno’nun Çağrı’nın odasına gitmesinde bir bit yeniği aramıştım. Sahnenin gerçek amacını öğrenince pamuk gibi oldum. Çok şükür oyundan ve yalandan arındık artık.  

Gizemli Kişi Kim?

ZeyÇağ hakkındaki yoruma tamamen geçmeden parmak basmak istediğim bir nokta var. O da şu geçen bölüm tanıdığımız siyah kapüşonlu, arkasında kanat sembolü olan gizemli şahıs. O şahıs bu bölüm bize Osman amca gibi gösterildi ama ben Osman amca olduğuna inanmıyorum. Zaten eminim kimse inanmıyordur.  

Çünkü Tozluyaka ekibi çıkacakları sahnenin önünde gitaristleri olan Çağrı’yı ararken gözleri birden okulun koridorunda çevresine turist gibi bakan, nereye gideceğini bilmeyip etrafta dönüp dolanan şaşkın bir gizemli kişi gördüler. Zaten en son kahraman Ali herkesten önce işe el attı ve o kişiye karşı koşmaya başladı. Yakaladıklarında ise o kişinin Osman amca olduğunu gördük. Lakin dediğim gibi inanmadık.  

Bence o kişi her kimse Osman amcayı yem olarak kullandı. Eğer Tozluyakalılar o kişinin sahiden Osman amca olduğuna inanırlarsa çok gülerim valla. Bu işin peşini bırakmamalılar.  

En son Cemre bizim ekibi okulun konferans salonunda, onlar için hazırladığı video ile dev ekranda karşılamıştı. Harcadıkça Kazan isimli bir oyun başlatmıştı. Şimdi düşünüyorum da, Cemre’nin bu görevi verecek kadar güvendiği iş birlikçisi kim olabilir? Bu kişinin bu işi yapması için bizim ekibe karşı iyi hisler beslemiyor olması gerek.  

Birçok kişi bu kişinin Tozluyaka mahallesinden Ferdi olduğunu söyledi. Hatta Bilal’in arkadaşı olan Sadık olabileceğine kadar teoriler uzadı gitti. Ama ben onlardan biri olduğunu sanmıyorum.  

Cemre Gerçekten Öldü mü?

Arkadaşlar ben size bir şey soracağım, Cemre’nin ölmediğini bir tek ben mi düşünüyorum? Birçok oyuncu arkadaşı karakteri canlandıran Ecem Çalhan için veda paylaşımı yaptı ama ben bunun Cemre’nin bir oyunu olduğunu düşünüyorum hala. Çok sert bir ters köşe olacak gibi bir his var içimde.  

Ama tabii gizemli kişinin Cemre olduğunu düşünmüyorum. O kişi başka.  

Gelelim ZeyÇağ’a…

Çok zorlu yollardan geçtik. Yeri geldi hayal kırıklığına uğradık, yeri geldi tam bir sahneye yükselecekken sonumuz yine Zeyno’nun Çağrı’yı azarlamasıyla bitti ama bu defa başardık.  

Tabii bu süreçteki en büyük destekçimiz dizinin karakterlerinden biri olan Hazal’dı. Hazal olmasa bugün bu seviyede olmamız çok zordu. Zeyno’nun Çağrı’ya karşı gözlerini açan kişi sadece Hazal’dı. Ah kıyamam o da başkasının aşkını kurtarırken kendisi bir ihanetin kucağına düştü. Çok üzüldüm Hazal”a ben.

Zeyno hep Çağrı’ya karşı agresif davranışlar sergiliyordu. Hep ona karşı bir saldırı halindeydi. Lakin Harca Kazan oyununda Çağrı’nın kendisini feda etmediğini, onun yerine kendini yaktığını öğrenince bizim Zeyno yavaşça yelkenlerini suya indiriverdi.  

Artık Zeyno da Çağrı’ya karşı bir şeylerin farkına varmaya başladı neyse ki…  

Özellikle hislerinin… 

Bu bölüm ikilinin sahneleri yine bizim beklentilerimize göre bir hayli kısaydı ama bence gayet doyurucuydu. Özellikle Zeyno’nun Çağrı’nın odasındaki sahnesini otuz iki diş gülerek izledim. O kadar tatlılardı ki!  

Çağrı’ya da helal olsun, nasıl bir cesaretse şak diye öptü kızı. 

Bu durumdan utanıp ayaklandıklarında ikilinin eli ayaklarına dolandı. Ne diyeceklerini ve yapacaklarını bilemediler. O kısımda Çağrı yine Zeyno’ya doğru eğilmişti. Bu hareket için bazıları “Yine öpecekti” diye yorumlarken bazıları ise “Sarılacaktı çocuk ya” diye yorumladı.  

Ki bence de sarılacaktı. Kollarını açmıştı ama olmadı.  

Olsun, bir sonraki bölümde bol bol sarılma sahnemiz var fragmandan gördüğümüz kadarıyla.  

Bu konu hakkında da bir detaya değinmek istiyorum. Bu laf bir tek Haktan Zavlak’a mı yoksa her ikisine de mi gitti bilmiyorum, tam olarak anlamadım ama izlediği diziden ve sahneden anlamayan, sadece oturduğu yerden içi boş yorumlar yapan çok bilmiş birkaç insan o sahnedeki oyunculukları eleştirmiş.  

Yani beklentiniz tam olarak neydi çözemedim ben. 16 yaşındaki taze aşık bir çiftten nasıl bir hareket bekliyorsunuz ki?  

Neyse… Konumuza dönelim.  

Romantik Sahneler

Bölümde toplam iki tane romantik sahnemiz vardı. Bunlardan birisi okul koridorunda Çağrı’nın Kalbim senin için çarpıyor” dediği sahneydi, hemen ardından da oda sahnesiydi.  

Bu ikiliyi taze aşık bir çift olarak görmek o kadar güzel ki… Bu süreçte çok öfkelendik ve çok hayal kırıklığına uğradık ama sonumuz güzel oldu. Bizi kavuşturan şey de kaosmuş meğer…Kaostan doğan bir aşk.  

Oyunlar oynandı, güvenler sarsıldı, yaralar alındı, kararsız kalındı ve ön yargılar havada uçuştu ama sonuç güzel oldu. 

18. Bölümde Neler Olacak?

Önümüzdeki bölüm bayağı bir duygulanacağız gibi görünüyor. Çünkü dizinin ilk bölümünde KÖFN grubundan dinlediğimiz “Bir tek ben anlarım” şarkısını 18. bölümde Zeyno’dan dinleyeceğiz. Dizide şarkıyı Zeyno söylüyor lakin sanırım gerçekte o şarkıyı söyleyen ses bir başkasına ait. Karakteri canlandıran Serra Pirinç’in sesine benzetemedim ben pek.

Ayrıca 18.Bölümün fragmanının son kısmında Çağrı ve Zeyno sahnede sarılırken Çağrı gözlerini kapatıp Zeyno’nun saçlarını kokluyor… Bu detay çok tatlıydı. Sanırım önümüzdeki bölüm bayağı ayılıp bayılacağız.  

Önceki yazılarımda “Umarım artık Zeyno Çağrı’ya daha insancıl davranmaya başlar.” yazmıştım. Çok şükür dileğim, dileğimiz gerçek oldu. Gördük ki Zeyno’yu itici yapan şey aslında Çağrı gibi masum ve saf bir karakteri her seferinde anlamadan dinlemeden, yalnızca dolduruşa gelerek azarlamasıydı. Ne zamanki Çağrı’nın ona karşı gerçekten saf ve yalansız, temiz bir sevgi beslediğini, onu gerçekten önemsediğini öğrendi, yavaş yavaş onun da kalbi açılmaya başladı aşka. Yani bu konuda biraz Çağrı da hatalı çünkü kendisini açıklamayı bilmiyordu. Hep sustu hep alttan alan taraf oldu. Ama sonunda her iki taraf da açıldı. Bu bilmecenin sonucunda kazanan biz olduk.  

Açıkça söylemek gerekirse diziyi izlememin en sağlam sebebi ZeyÇağ çifti. Her an onların sahneleri gelecek diye diziyi izlerken televizyona yapışıyorum adeta. Seyir zevki çok yüksek bir çift. Bir de Berk karakteri… Berk benim için çok anlamlı bir karakter. Hem canlandıran oyuncusu çok yetenekli hem de karakter çok ikonik. 

Artık anlamış olduk ki önümüzdeki bölümlerde Zeyno ve Çağrı’yı sevgili olarak göreceğiz. Ama tabii her şey böyle bitmiyor. Bu çifte beraber savaşmaları için bir aksiyon gerek. Onları birbirlerine bağlayacak ve birbirlerini kollamalarını gerektirecek olaylar silsilesi gerek. Umarım senarist, çiftimiz için güzel olaylar yaratır ve heyecanlı sahneler izleriz.  

Küçük Bir Öneri

Ve benden bir olay akışı önerisi gelsin o halde. Bu gizemli kişinin Osman amca olmadığını söylemiştim. Bu gizemli kişi yine kolej tayfa ve tozluyakalıların gözüne takılsa ve yine kovalama oyunu başlasa. Ardından heyecanlı bir aksiyon sahnesi izlesek. En son ise şans eseri o kişiyi Çağrı yakalayıp kapana kıstırsa. Gizemli kişi de sıkışmışlığın verdiği korkuyla yakalanma ihtimalini en aza indirgemek için herkes ona doğru gelirken Çağrı’yı bıçaklasa ve kaçıp gitse. Ardından güzel bir dram sahnesi izlesek ZeyÇağ için…

Ya da tam tersi olup bıçaklanan kişi Zeyno da olabilir.  

Ayrıca şunu demeden de geçmek istemem, ben artık Zeyno’nun intihar konusunun da açılmasını istiyorum. Özellikle bu konu hakkında Çağrı ile sohbet etmesini. Zaten bizim tayfanın en başından beri istediği şey buydu.  

Bu benim ZeyÇağ ağırlıklı olarak kaleme aldığım dördüncü Tozluyaka inceleme yazım. Şu zamana kadar yazdığım şeylerin geneli tarafınızca güzel tepkiler aldı. İlginiz için çok teşekkür ederim. Gerçekten sizinle birlikte diziyi izlemek, sahneleri paylaşmak ve heyecan paylaşmak çok kıymetli. Ayrıca aramızda çok yetenekli insanlar var. Çok güzel ZeyÇağ video editleri görüyorum. Herkesin eline emeğine sağlık. Bu hikaye sizin sayenizde daha çok anlam kazanıyor.  

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım kendimi güzel ifade edebilmişimdir. İlerleyen bölümlerde görüşmek dileğiyle o halde. Kendinize iyi bakın.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!