Veda Mektubu 3.Bölüm Yorumu | Duygular Karışık

Başrollerini Nurgül Yeşilçay, Bennu Yıldırımlar, Selim Bayraktar, Rabia Soytürk ve Emre Kıvılcım‘ın paylaştığı Veda Mektubu dizisinin 3. bölümünü yorumluyoruz…

(Veda Mektubu 3. bölümünü okumadan önce 2. bölümde neler olduğunu hatırlamak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.)

Hoş geldiniz….

Hemen başlamak istiyorum çünkü yerimde duramıyorum. O nasıl bir bölümdü hem sırıtmaktan hem de gerilmekten tüm kaslarım ağrıyor. O zaman başlayalım:

Yine Alanur diye ağlayarak başlamak istiyorum ki zaten geçen bölüm orda bırakmıştık kızının geride bir mektup bırakarak evi terk etmesini dayanamadı kadın, nasıl dayansın? Dejavu mu dersiniz karma mı bilemiyorum ama mektuplar Alanur’un kaderi olmuş. Yıllar önce aşkından vazgeçmiş olabilir ama kızından geçer mi? Aslaa.

Ziya’nın evini bu kez kızını çekip almak için giden Alanur büyük bir yıkıma uğradı anne kız yüzleşmesi nasıl da güzel işlenmiş. Aslı ve Alanur’a ne kadar üzüldüysem Nurgül ve Rabia’yı o kadar çok tebrik ettim. Duygu dolu bir sahne izlettiler bize. Bu sahneden anladık ki Alanur’un kabukları yok Alanur baştan sonra zırhlı bir kale örmüş kendine. Aslı mektubun varlığını bildiğini söylediğinde bu kalede gerçekleşen o ufak sarsıntı nasıl da şaşırttı Aslı’yı. 18 yıllık annesinin ilk kez duygularını biraz da olsa açık ettiğini gördü. Alanur sen bunları hiç hak etmedin ama sana da kızmadan edemiyorum bu kadar zor ve dik olmak zorunda değilsin duygular bizi biz yapan şeylerdir bırak ne hissediyorsan bilsin herkes.

Geçmişin fırtınası hiç dinmeyecek gibi Ziya’da hiçbir şey bitmemiş gibi. Hani youtubeda bazı yorumlar vardır ya erkekler çok üzülür o yorumlara, biz kadınlar ise çok kızarız “yanındaki ile yaşlanır aklındaki ile ölürsün” gibi Ziya tam olarak o adamların vücut bulmuş hâli. Yarım kalan şeylerden hep korkarım çünkü bir yerlerde tamamlanmayı beklerler. Seher 28 yıl önce başarmış belki ama tam anlamıyla hiçbir zaman galip olamamış olamayacak da. Bu hikayenin şimdilik hiç kazananı yok ama çok kaybedeni var. Umarım karma Aslı ve Mehmet’ten uzak durur.

Aslı ve Mehmet demişken onlara gelelim. Tv sektöründe işlenen en iyi çift olma yolunda o kadar güzel ilerliyorlar ki… onları izlerken iç çekmemek, gülümsememek elde değil. Aşkları, heyecanları, birbirleri için yaptıkları fedakarlıkları izlerken insanın AŞK diye bağırası geliyor. Mehmet’i sakin biri olarak tanıdık ama Aslı’nın yanında nasıl güzel çocuklaşabiliyor. Aynı şekilde Aslı’ya henüz çocuk çok enerjik ama aklı havada da dedik ama yeri geldiğinde nasıl olgun kararlar aldığını da gördük. Gerçekten yapbozun iki parçası gibiler birbirlerinin eksik parçalarını tamamlıyorlar.

Mehmet bu bölüm hepimizi kendine aşık etti. Evlilik teklifi olsun, Aslı’nın annesiyle konuşmak istemesi olsun özellikle o gelinlik sahnesinde erimeyen kaldıysa gelin sarılalım. Mehmet’imiz oldu da biz mi 18 yaşında evlenmedik… şaka şaka siz yine de 18inizde evlenmeyin. Ama uzun zamandır böyle güzel naif erkek izleyemiyorduk televizyonda ilaç gibi geldi..

Seher’e gelmeden bitiremezdim yazıyı ah Seher ahhh sen bizim başımızı yakacaksın. Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Geçmişe sünger çekip birbirini seven iki insnaı desteklemek bu kadar zor olmamalı ya. Seher henüz tam olarak planını devreye sokmadı ama ikili oynaması Aslı’ya melek gibi görünüp arkadan Hatice’yi desteklemesi bile fırtınanın kapıda olduğunun habercisi. Ah Aslı’mm aç gözünü kızım iki şefkat gördün diye yelkenleri suya indirme kötü günler geride kaldı şimdi sıra daha kötü günlerde.

Hep başrollerden bahsediyoruz ama yan roller de çok güzel işleniyor. Beste’nin kardeşinin yanında olması Aslı’ya destek olması çok güzeldi. Selçuk’un o esprili yanı ama bu bölüm bizi şüpheye düşüren hal ve hareketleri acaba nolacak dedirtti. Mina’nın Aslı’yla güzel iletişim kurması ama bir yandan da Aslı’nın başına gelecekleri tahmin edip üzülmesi bize bazı şeylerin habercisi gibiydi. Fatoş, Fatoş’a değinmeden geçemeyeceğim çünkü benim favori karakterim olma yolunda ilerliyor aşşşırı eğlenceli birisi onu izlerken gülememek elde değil. Ve son olarak Hatice namı diğer küçük Seher, Hatice hiçbir zaman bu durumu hazmedemeyecek, elinden geleni de ardına koymayacak gibi. Bakalım izleyip görücez.

2 saat 10 dakikalık bir bölümdü, zaman olarak çok uzun ama gerçekten ne zaman bittiğini anlayamadım. Aşka, gülmeye, entrikaya, gerilime her şeye doyduk. Oyunculuklarıyla oyuncularımız, diyaloglarıyla senaristlerimiz, çekim açılarıyla da yönetmenlerimiz beni büyüledi. Dolu dolu temposunu hiç düşürmeden geçen bir bölüm izledik. Şahsen pazartesiyi nasıl edicem hiçbir fikrim yok..

Son olarak gelecek hafta bizi neler bekliyor?

İlk fragmanı dizinin hemen ardından yayınlandı Aslı Hatice yüzleşmesi sert geçecek gibi Aslı’nın tepkisi yerinde ve oldukça sert ama benim asıl merak ettiğim Mehmet’e nasıl bir tepki koyacağı. Alanur ise durmuyor kızını oradan çıkarmak için geçmiş kozunu oynayacak daha gerilimli daha entrikalı bir bölüm bizi bekliyor.

Sabah uyanıp hemen reytinglere baktım yeşil oklar gelmiş ve dizi artışa geçmiş daha da fazlalarını görürler umarım.

VEDA MEKTUBU YENİ BÖLÜMLERİYLE HER PAZARTESİ 20.00’DA KANAL D’DE TAKİPTE KALIN HOŞÇA KALIN…