tds_thumb_td_300x0
Veda Mektubu 6. Bölüm Yorumu

Başrollerini Nurgül Yeşilçay, Bennu Yıldırımlar, Selim Bayraktar, Rabia Soytürk ve Emre Kıvılcım’ın paylaştığı pazartesi akşamları Kanal D’de yayınlanan Veda Mektubu dizisinin 6.bölümünü yorumlamak için geldim. Yine yeniden…

Geçtiğimiz bölüm Aslı’nın Ziya’ya mektuptan haberinin olduğunu annesiyle geçmişlerini bildiğini söylemesiyle ortaya bomba atıp bitmişti. Bu bölüm Aslı Ziya ile bunu konuşurken diğer bir odada Seher’in Mehmet’i doldurmasıyla devam etti.

Ziya geçmişin sancısını çekmeye yeniden başladı. Yıllardır Alanur’un korkup yapamadığını düşündürten bir mektupla kendini avutuyordu ama aynı mektuptan Alanur’da da olduğunu aslında tüm hayatlarının, aşklarının, heveslerinin, geçmişlerinin ve geleceklerinin birinin onlara oynadığı ucuz bir oyun yüzünden yok olduğunu öğrenmesi tüm kabuk bağlamış yaralarını kanattı.

Geçmiş gitmiş diyemedi çünkü hâlâ Alanur’a karşı hissettiği aşk var. Mektubun peşine düştü, önce onlara mektupları getiren Nevzat’la konuştu. Nevzat yalan söyleyip Seher’i ele vermedi hâlâ bazı şeyler sır kalmaya devam ediyor ama bu kadar şeyden sonra ne kadar saklanabilir ki?

Peki ya Ziya Alanur yüzleşmesi… o kadar güzel o kadar duygu yüklüydü ki ağlamayan duygularını aldırmıştır. Kırgınlıklarını o kadar güzel dile getirdiler ki onlarla birlikte yaşadım o 28 yılı. Çocuklarının evliliklerine karşı çıkmalarına rağmen onların aşklarına özenmeleri beni yüz yerimden bıçakladı. Birbirlerinden uzak kalma sözü verdiler ama çok da tutulmayacak gibi…

Geçelim Aslı ve Mehmet’e rüzgar onlara dokunmaya kıyamaz ama Seher kıyıyor. Mina’nın karakolluk olması ve Aslı’nın ona yardım etmesini Seher büyüte büyüte Mehmet’e anlattı sonra tabii aralarında bir tartışma yaşandı ikisininde kendi açılarından haklı olduğunu düşünüyorum. Mehmet karısının ondan bi şey gizlemesine kızdı Aslı da Mina’nın güvenini boşa çıkarmak istemedi. Bu konuyu belki bu kadar uzatmazlardı ama daha sonrasında Aslı Mehmet’i mutfakta Hatice ile konuşurken görünce olay başka boyuta gitti. Ayrı uyudumaları beni bi tık yaraladı açıkcası.

Ertesi gün Mehmet Alanur’la konuşmaya gittiğinde hiç beklemediği bir şey öğrendi. Evlendikleri için Aslı’yı okuldan attıklarını Alanur Mehmet’in yüzüne vura vura söyledi. Oradan çıkan Mehmet ne yapacağını bilemez bi şekilde Aslı ile buluşup bunu ona söyledi. İkisi de bu soruna çözüm bulamayınca Mehmet’in ağzından o yüreğimizi ağzımıza getiren kelime döküldü “boşanalım”. Çaresizlikle söylediği sözler Aslı’yı kızdırsa da iki tarafta birbirini anlayıp tatlıya bağladı çok şükür.

Okul olayı Aslı’yı çok üzse de onların sevgileri ikisini de ayakta tutmaya yetiyor. Çok tatlı, aşık sahnelerini de izledik özellikle mutfakta birlikte tatlı yaptıkları yer favorim gözümden kalpler fışkırdı resmen.

Bu bölüm biraz da Beste’nin hikayesine girildi. Kocasıyla aslında sanılanın aksine iyi bir evliliğinin olmadığını, şiddet gördüğünü öğrendik. Ben çok şaşırdım açıkçası karıcım karıcım diyerek dolanan bir adamdı Hakan. Şiddet konusunda dizinin verdiği mesajlar çok açık ve netti Beste saklamaya devam etmek isterken bunun yanlış olduğu çok güzel aktarıldı. Gelecek bölümlerde Beste’nin hikayesini çok merak ediyorum.

Gelelim bölüm sonuna…
Veda Mektubu ama Hatice’nin intihar yolu.
Hatice kendini de yaktın bizi de be kızım. Seher’in ve annenin dolduruşlarına gelip Mehmet’ten ümidi kesemedin sonra da tüm bölüm hakkın rahmetine kavuşmak için uğraştın. Keşke en başında böyle olmasaydı sana ümit verilmeseydi ama biri seni istemiyorsa istemiyordur bu ısrar niye? Gerçekten ölmek mi istedi yoksa mağduru oynamak için bilerek mi yaptı orası da muamma tabii. Bu bölüm çok fazla Hatice’ye maruz kaldık umarım gelecek bölümlerde biraz daha dengelenir bu durum. Bölüm Hatice’nin hastaneye kaldırılması ve tabii yine herkesin Aslı’nın üzerine gitmesiyle bitti. Bakalım haftaya bizi neler bekliyor?

Fragmandan anladığımız kadarıyla Aslı hastanede daha fazla kalamıyor hem Seher hem Hatice’nin annesi üzerine fazla gitti diye tahmin ediyorum Aslı da annesiyle birlikte gidiyor Mehmet karısını almaya gittiğinde Alanur izin vermeyince Mehmet de karısını orda bırakmak istemediği için çareyi Alanur’u da Karlı malikanesine davet etmekte buluyor. Aslı bu duruma itiraz ediyor gibi ama ardından Alanur herkes sürpriz yapıp mükemmel stiliyle Karlı malikanesine giriş yapıyor.
Haftaya güzel bir bölüm bizi bekliyor.
Veda Mektubu her pazartesi saat 20.00’da Kanal D’de.

Veda Mektubu 3.Bölüm Yorumu | Duygular Karışık

Başrollerini Nurgül Yeşilçay, Bennu Yıldırımlar, Selim Bayraktar, Rabia Soytürk ve Emre Kıvılcım‘ın paylaştığı Veda Mektubu dizisinin 3. bölümünü yorumluyoruz…

(Veda Mektubu 3. bölümünü okumadan önce 2. bölümde neler olduğunu hatırlamak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.)

Hoş geldiniz….

Hemen başlamak istiyorum çünkü yerimde duramıyorum. O nasıl bir bölümdü hem sırıtmaktan hem de gerilmekten tüm kaslarım ağrıyor. O zaman başlayalım:

Yine Alanur diye ağlayarak başlamak istiyorum ki zaten geçen bölüm orda bırakmıştık kızının geride bir mektup bırakarak evi terk etmesini dayanamadı kadın, nasıl dayansın? Dejavu mu dersiniz karma mı bilemiyorum ama mektuplar Alanur’un kaderi olmuş. Yıllar önce aşkından vazgeçmiş olabilir ama kızından geçer mi? Aslaa.

Ziya’nın evini bu kez kızını çekip almak için giden Alanur büyük bir yıkıma uğradı anne kız yüzleşmesi nasıl da güzel işlenmiş. Aslı ve Alanur’a ne kadar üzüldüysem Nurgül ve Rabia’yı o kadar çok tebrik ettim. Duygu dolu bir sahne izlettiler bize. Bu sahneden anladık ki Alanur’un kabukları yok Alanur baştan sonra zırhlı bir kale örmüş kendine. Aslı mektubun varlığını bildiğini söylediğinde bu kalede gerçekleşen o ufak sarsıntı nasıl da şaşırttı Aslı’yı. 18 yıllık annesinin ilk kez duygularını biraz da olsa açık ettiğini gördü. Alanur sen bunları hiç hak etmedin ama sana da kızmadan edemiyorum bu kadar zor ve dik olmak zorunda değilsin duygular bizi biz yapan şeylerdir bırak ne hissediyorsan bilsin herkes.

Geçmişin fırtınası hiç dinmeyecek gibi Ziya’da hiçbir şey bitmemiş gibi. Hani youtubeda bazı yorumlar vardır ya erkekler çok üzülür o yorumlara, biz kadınlar ise çok kızarız “yanındaki ile yaşlanır aklındaki ile ölürsün” gibi Ziya tam olarak o adamların vücut bulmuş hâli. Yarım kalan şeylerden hep korkarım çünkü bir yerlerde tamamlanmayı beklerler. Seher 28 yıl önce başarmış belki ama tam anlamıyla hiçbir zaman galip olamamış olamayacak da. Bu hikayenin şimdilik hiç kazananı yok ama çok kaybedeni var. Umarım karma Aslı ve Mehmet’ten uzak durur.

Aslı ve Mehmet demişken onlara gelelim. Tv sektöründe işlenen en iyi çift olma yolunda o kadar güzel ilerliyorlar ki… onları izlerken iç çekmemek, gülümsememek elde değil. Aşkları, heyecanları, birbirleri için yaptıkları fedakarlıkları izlerken insanın AŞK diye bağırası geliyor. Mehmet’i sakin biri olarak tanıdık ama Aslı’nın yanında nasıl güzel çocuklaşabiliyor. Aynı şekilde Aslı’ya henüz çocuk çok enerjik ama aklı havada da dedik ama yeri geldiğinde nasıl olgun kararlar aldığını da gördük. Gerçekten yapbozun iki parçası gibiler birbirlerinin eksik parçalarını tamamlıyorlar.

Mehmet bu bölüm hepimizi kendine aşık etti. Evlilik teklifi olsun, Aslı’nın annesiyle konuşmak istemesi olsun özellikle o gelinlik sahnesinde erimeyen kaldıysa gelin sarılalım. Mehmet’imiz oldu da biz mi 18 yaşında evlenmedik… şaka şaka siz yine de 18inizde evlenmeyin. Ama uzun zamandır böyle güzel naif erkek izleyemiyorduk televizyonda ilaç gibi geldi..

Seher’e gelmeden bitiremezdim yazıyı ah Seher ahhh sen bizim başımızı yakacaksın. Sana söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. Geçmişe sünger çekip birbirini seven iki insnaı desteklemek bu kadar zor olmamalı ya. Seher henüz tam olarak planını devreye sokmadı ama ikili oynaması Aslı’ya melek gibi görünüp arkadan Hatice’yi desteklemesi bile fırtınanın kapıda olduğunun habercisi. Ah Aslı’mm aç gözünü kızım iki şefkat gördün diye yelkenleri suya indirme kötü günler geride kaldı şimdi sıra daha kötü günlerde.

Hep başrollerden bahsediyoruz ama yan roller de çok güzel işleniyor. Beste’nin kardeşinin yanında olması Aslı’ya destek olması çok güzeldi. Selçuk’un o esprili yanı ama bu bölüm bizi şüpheye düşüren hal ve hareketleri acaba nolacak dedirtti. Mina’nın Aslı’yla güzel iletişim kurması ama bir yandan da Aslı’nın başına gelecekleri tahmin edip üzülmesi bize bazı şeylerin habercisi gibiydi. Fatoş, Fatoş’a değinmeden geçemeyeceğim çünkü benim favori karakterim olma yolunda ilerliyor aşşşırı eğlenceli birisi onu izlerken gülememek elde değil. Ve son olarak Hatice namı diğer küçük Seher, Hatice hiçbir zaman bu durumu hazmedemeyecek, elinden geleni de ardına koymayacak gibi. Bakalım izleyip görücez.

2 saat 10 dakikalık bir bölümdü, zaman olarak çok uzun ama gerçekten ne zaman bittiğini anlayamadım. Aşka, gülmeye, entrikaya, gerilime her şeye doyduk. Oyunculuklarıyla oyuncularımız, diyaloglarıyla senaristlerimiz, çekim açılarıyla da yönetmenlerimiz beni büyüledi. Dolu dolu temposunu hiç düşürmeden geçen bir bölüm izledik. Şahsen pazartesiyi nasıl edicem hiçbir fikrim yok..

Son olarak gelecek hafta bizi neler bekliyor?

İlk fragmanı dizinin hemen ardından yayınlandı Aslı Hatice yüzleşmesi sert geçecek gibi Aslı’nın tepkisi yerinde ve oldukça sert ama benim asıl merak ettiğim Mehmet’e nasıl bir tepki koyacağı. Alanur ise durmuyor kızını oradan çıkarmak için geçmiş kozunu oynayacak daha gerilimli daha entrikalı bir bölüm bizi bekliyor.

Sabah uyanıp hemen reytinglere baktım yeşil oklar gelmiş ve dizi artışa geçmiş daha da fazlalarını görürler umarım.

VEDA MEKTUBU YENİ BÖLÜMLERİYLE HER PAZARTESİ 20.00’DA KANAL D’DE TAKİPTE KALIN HOŞÇA KALIN…

Veda Mektubu 2. Bölüm Yorumu | Ne İzledik?

Herkese merhabalar! Bu hafta da yine başrollerini Nurgül Yeşilçay, Selim Bayraktar, Bennu Yıldırımlar, Rabia Soytürk ve Emre Kıvılcım’ın paylaştığı Veda Mektubu dizisinin yeni bölümünü yorumlamaya geldim. Hazırsanız başlayalım bakalım neler olmuş.

İlk bölüm için Alanur’dan modern despot bir kadın, Seher’den geleneksel katı bir anne, Ziya’dan sakin durağan bir adam, Aslı’dan enerjik eğlenceli bir genç kız ve Mehmet’ten de yine sakin olgun bir adam olarak bahsetmiştik. Yanıldık mı aslında yanılmadık ancak ilk bölüm Alanur’a ne kadar kızdıysak bu bölüm bir o kadar hak verdik.

Bu annene yapılır mı be Aslı bu o kadına yapılır mı?

Neyse sırayla devam edelim geçen bölüm diziyi Alanur’un kızı Aslı için Ziya’nın kapısına gitmesiyle bitirmiştik bu bölüm de o kapı yeniden açıldı ve yeni bölüm başladı. Alanur ve Ziya 28 yıl sonra ilk kez karşı karşıya geldi ve ikisinin de hem özlemle hem de oldukça öfkeyle birbirlerinde kalmalarını izledik. Seher’in Alanur’un çıkıp gelmesiyle yaşadığı şok ve endişe onu konuşmaya itti ve resmen Alanur’un modern yapısıyla Seher’in geleneksel yapısının çarpışması yaşandı. İki kadının karşı karşıya gelmesi oldukça etkileyici bir sahneydi.

Aynı dakikalarda Aslı ve Mehmet ise başbaşa bir gece geçiriyordu. İkilinin birden, çok yoğun duygular hissetmesi aralarındaki çekim, aşk ne yapacaklarını bilememelerine sebep oldu. Çok tatlı ve bir o kadarda sevgi dolu sahnelerini izledik ama bir sahne vardı ki tüm türkiye bunu konuşmalı.
Mehmet çok naif bir adam evet ama Seher gibi geleneksel zihniyete sahip bir kadın tarafından yetiştirilmiş bu zihniyet ona empoze edilmiş. Bu etkiyle düşünmemesi gereken bir şey düşündü ve Aslı’ya sormaması gereken bir soru sordu. Ancak senaristimizi tebrik ediyorum Aslı’ya o kadar güzel replikler yazmış ki televizyonun karşısında işte bu ya işte güçlü kadın işte olması, söylenmesi gerekenler diye yükseldim. O sahne kamu spotu diye herkese izletilmeliydi.

Daha sonrasında Aslı ve Mehmet’in aşkları için ailelerini karşılarına almalarını izledik. Verdikleri evlilik kararı iki aileden de özellikle de Ziya ve Alanur’dan kesin bir red yedi.

Önemli bir anda Aslı’nın Alanur’un yıllardır sakladığı Ziya’dan geldiğini düşündüğü mektubu bulmasıydı. Aslı bu mektup yüzünden annesinin aslında kendisinin geleceğini düşünmediğini tek derdinin geçmişte yaşadığı kırık aşk hikayesi olduğunu bencilce intikam duygusu güttüğünü düşünmeye başladı.

Alanur ise kendi yaşadıklarını kızının da yaşamaması için verdiği mücadele onu Ziya ile yeniden konuşmaya itti buluşup konuşan ikili geçmişten bahsetmeden birbirlerine olan öfkelerini belirmeden geçemezken bu evliliğe de kesinlikle onay vermediklerini belirttiler ancak bu esnada onları izleyip yanlış fikirlere kapılan Seher’i hesaba katamadılar.

Tüm bu olaylar esnasında Aslı’ya ablası Beste destek olurken Mehmet’e hiç beklemediği bir yerden destek geldi Seher’den…

Evet evet yanlış okumadınız Seher oğluna eğer bu kadar çok istiyorsa Aslı’nın gelip elini öpmesini söyledi. Gerekçe olarak da oğlunu kaybetmek istemediğini… Ama biz yer miyiz? Aslaaa. Çünkü orda ince bir ayrıntı vardı o ayrıntı da Aslı’nın annesinin onayını almadan Alanur’u tamamen geride bırakarak o eve gelin olarak gelmesiydi. Ah seher ah yaptığın büyülerle kadının sevgilisini alman yetmedi sıra kızına mı geldi?

Aslı mı naptı Aslı da 18 yaşında genç tecrübesiz bir kızın verebileceği kararı verdi sanki inadına yaparmış gibi annesinin kabuk bağlamış yarasını kanatmak ister gibi ardında bir mektup bırakıp aşkı için Mehmet’le o eve elinde valizlerle gitti. Sen bunları hak etmedin Alanur…

Yorum

Dolu dolu geçen bir bölüm izledik ben ne zaman bittiğini anlayamadım. İlk bölümlerde genelde oyuncuların karakterlerine alışma süreçlerini izleriz ancak dizide tüm oyuncular sanki bu roller için doğmuş gibi gözüme batan tek bir kötü sahneleri bile olmadı. Oyunculuklar, hikaye, replikler sektörde devam eden birçok işe göre o kadar güçlü ve sağlam ki izlemeyen çok şey kaybeder diyorum.

Veda Mektubu 3. Bölümde Neler Olur?

Pekiii son olarak yeni bölümde bizi neler bekliyor? Üçüncü bölüm fragmanında Alanur’un kızından vazgeçmediği mücadele ettiğini ama Aslı’nın da aldığı kararın arkasında durduğunu annesini karşısına aldığını görüyoruz. Aslı ve Mehmet’in aşkı tüm engellere rağmen devam ederken Seher’in de hiç duracağı yok gibi…

Çok konuştum umarım beğenirsiniz 3.bölümde görüşmek üzere izlemeyenlerin izlemesini şiddetle tavsiye ederim. Hoşça kalın…

Veda Mektubu 1. Bölüm Yorumu

Başrollerini Nurgül Yeşilçay, Selim Bayraktar, Bennu Yıldırımlar, Rabia Soytürk ve Emre Kıvılcımın paylaştığı Veda Mektubu geçtiğimiz pazartesi Kanal D’de yayın hayatına başladı.

Karakterleri kısaca tanıtmak gerekirse;
Alanur Yıldız: Nurgül Yeşilçay’ın hayat verdiği Alanur geçmişte terk edildiği bi ilişkiden sonra babasının onayladığı bi adamla evlenmiş iki kızı olan güçlü modern bir iş kadını ve aynı zamanda despot bir annedir.

Ziya Karlı: Selim Bayraktarın oynadığı Ziya karakteri yıllar önce aşık olmuş ancak kavuşamamış istemediği bir evlilik yaptıktan sonra da kendini tasavvufla oyalamış sakin ılımlı bir adamdır. 3 çocuk sahibi işinde gücünde oldukça sıradan biridir

Seher Karlı: Bennu Yıldırımların canlandırdığı Seher aşık olduğu adamla zor yollardan da olsa evlenmiş fakat evliliğinde mutluluğu tadamamış acılı bir kadındır. Bu acısı onu katılaştırmış fazla geleneksel yapısıyla birlikte katı despot bir ev hanımına çevirmiştir. Aynı zamanda 3 çocuğuna da bu despotluğunu aşılamış bir annedir.

Aslı Yıldız: Rabia Soytürk’ün canlandırdığı Aslı henüz 18 yaşında eğlenceli, hayatı kaale almayan enerjik bir kızdır. Ablasının aksine annesine boyun eğmez çıkmazda olduğu bir anda karşısına çıkan Mehmet’le aşkının peşinden gitmeye karar verir.

Mehmet Karlı: Emre Kıvılcım’ın oynadığı Mehmet 28 yaşında sakin, babasından kalan işin başına geçebilecek kadar olgun bir iş insanıdır. Annesinin dayatmasıyla evlenmek üzereyken karşısına çıkan Aslı ile hayatı değişecek ve belki de hayatında ilk kez ailesine karşı gelecektir.

Dizinin ilk bölümünde Aslı ve Mehmet’i farklılıkların bir araya getirdiğini izledik. Aslı enerjik eğlenceli biriyken Mehmet sakin bir yapıda, Aslı dans ederken Mehmet sema gösterisi izlemekte, Aslı modern bi ailede büyümüşken Mehmet geleneksel bir ailede büyümüştür. Senarist ilk bölümde bu farklılıkları tabiri caizse izleyicinin gözünün önüne serdi.

Ancak bu iki genci asıl bir araya getiren ikisinin de farklı çıkmazlarda olmasıydı. Aslı annesinin zoruyla çok istediği dansı bırakıp Fransa’ya hukuk okumaya gidecekken Mehmet de yine annesinin zoruyla kardeş gibi büyüdüğü Hatice ile evlenmek üzeredir ikisi de bu çıkmazda birbirlerini bulurlar ve olaylar, aşk gelişir.

Hikayenin bir de yıllar önce olan kısmı var Aslı’nın annesi Alanur ve Mehmet’in babası Ziya… ikili yıllar önce büyük bir aşk yaşamış iki tarafta ailelerinin karşısına almış ancak kavuşamamışlar. Bu yarım kalan aşk içlerinde hep ukte olarak kalmış ayrılık için Alanur ona gelen mektup yüzünden Ziya’yı suçlamakta, Ziya ise aynı şekilde Alanur’u. Bölüm sonunda ikili çocuklarının onaylamadıkları aşkı yüzünden karşı karşıya geldiler.

Bakalım yeni bölümünde neler olacak? Seher‘in çabalarıyla yıllar önce bittiği düşünülen bu aşk gerçekten bitmiş mi? Yoksa küllerinden yeniden mi doğacak? Her iki ailenin de şiddetle karşı çıktığı Aslı ve Mehmet’in aşkı nasıl devam edecek? İzleyip görelim.

İlk bölüm hakkında naçizane yorumum; oyunculuklar gerçekten çok iyiydi cast çalışması oldukça başarılı. Aslı ve Mehmet’in çift uyumu da ilk bölümden beni çekti. Hikaye, karakterler oldukça açık yansıtılmış seyircinin kafasında soru işareti kaldığını düşünmüyorum. Eleştirilecek noktalar yok muydu elbette vardı örneğin Aslı ve Mehmet’in aşık olması çok hızlı oldu ben en azından bir bölüm daha flört edişlerini izlemek isterdim.

Oldukça tempolu ve hızlı bir bölümdü biraz daha vites düşürmelerini ağırdan almalarını tavsiye ederim biz Türk dizilerinde alışık değiliz bu kadar hıza. Genel itibariyle dizi beni çekti yalnızca başroller değil yan rollerin hikayeleri de merak uyandıracak gibi izlemeye devam edeceğim yolları açık reytingleri bol olsun. Okuduğunuz için teşekkürler…

Veda Mektubu Sevildi mi? Seyirci Tepkileri!

Veda Mektubu dizisi ilk bölümü ile seyirci karşısına çıktı. Dizinin ilk bölümüne sosyal medyadan nasıl yorumlar yapıldı?

https://twitter.com/hayattaanbikmis/status/1630258905686200322?s=20
https://twitter.com/kivileta/status/1630468551172669440?s=20
error: Korunan İçerik!