tds_thumb_td_300x0
Sabrina 3.Sezon 7.Bölüm İncelemesi: İhanet Öpücüğü

Siz de benim gibi bölümün son 15 dakikasını şaşkınlıktan izleyemediyseniz, kulübe hoş geldiniz. Sabrina’nın gelmiş geçmiş bütün sezonlarının hiçbirinde bu denli heyecanlı bir bölüm izlediğimizi hatırlamıyorum. Tam bir sezon finali öncesi bölüm olmuş. Sezon finalinde heyecanı o kadar doruklarına çıkarmışlar ki, izlemek için sabırsızlanıyorum.

Peki bu bölümü bu kadar heyecanlı yapan şey neydi diye soracak olursanız, neredeyse kimsenin hayatta kalmamış olması derim! Bırakın herkesin ölmesini, Ambrose haricinde kimse kalmadı. Şu, şunu kurtarsa, şu da şunu kurtarsa bile diyemiyoruz çünkü Lucifer bile kilit altında!

Son anda Roz Nick’i çağırmasaydı, ondan da umudum vardı. Acaba Dorian nereye gitti? Cehennemden ona getirdikleri çiçeğin kaybolmasında bir etkisi var mı merak ediyorum. Elimizde o kadar insan kalmadı ki, artık son çare Dorian bile olabilir.

Ambrose’un Faustus ile gireceği savaşta kim kazanacak? Acaba Prudence, Faustus’a nasıl bir cevap verdi? Suyun içindeki varlık çok kıymetli hepimizin anladığı kadarıyla. Büyük ihtimal onun sayesinde zamanda bir oynama olacak. Bu oynama da ölenleri geri getirecek. Ya da zaman geriye akacak, artık o kısmını sezon finalinde izleyip göreceğiz.

Geçen bölüm yorumunda Zelda’nın ölme ihtimali üstünde durmuştum. Ama bunu o kadar büyütmemiştim çünkü mezarda tekrar dirilebileceğini düşünmüştüm. Fakat daha sonradan aklıma geldi. Hilda gibi Zelda da dirilemeyecekti.

Mamba Marie’nin Zelda’yı korumasına ve yönlendirmesine ise çok şaşırdım. Onun sahip olduğu mistik gücü sanırım bir sonraki sezon daha iyi inceleme fırsatımız olacak. Şimdilik bize zararı dokunmadığı sürece hiçbir sıkıntı yok. Zelda’yı ona emanet ettiklerinde bile bir tereddütle izledim fakat korkmam gereken kişi o değilmiş.

Peki Zelda ne buldu? Yeni ay, yarım ay ve dolunay. İşin sırrını tam çözmüşken, daha yeni dirilmişken yeniden ölmesi çok korkunçtu.

Hele ki, kız kardeşlerin birbirini öldürmüş olması daha da korkunç. Dorcas’ı iyileştirdiler fakat Agatha? Gerçekten Agatha’yı hepimiz unuttuk. Tabi meclisin, insanların ve Sabrina’nın uğraştığı o kadar dert arasında, onun bir sıkıntı oluşturabileceği hiç aklımıza gelmemişti. Maalesef önce Agatha Dorcas’ı, sonrasında Prudence Agatha’yı, en sonunda Prudunce’ı Blackwood öldürdü. Zincire bakar mısınız?

Harvey, Roz, Theo ve Robin ise Paganlara av oldu desek, eksik söylemiş olmayız. Nick son anda onları kurtarmaya gelse de oldukça başarısız bir kurtarma operasyonu oldu. Robin’in öldüğünü, Harvey’nin ise kanının yavaşça emilerek, bir ağaç tarafından öldürüldüğüne şahit olduk. Roz ve Theo şimdilik hayattaydı. Çığlıkları Sabrina’yı uyandırır mı acaba?  Nick’den ise hala bir haber yok.

Şimdi Sabrina’ya da kızmamak elde değil. İsmi Cehennem Prensi olan birine nasıl inanabilirsin ki? Bu çocuk seni bir defa kandırmış, sana evlenme teklifi ederek bu tahtı ne kadar istediğini belli etmeye çalışmış. Bu kadar dikkatsiz olur mu bir insan? İlkinde hata yaptın, ikincisinde yapacak gibi oldun, son anda kurtardın. Bari üçüncü de hata yapma! Direkt gümüşleri iblislere götür ve tahtı kazan! Her şeyi de biz mi söyleyeceğiz yani! O kadar iş tek başına yapıyorsun. Böyle bir hatayı nasıl yaparsın?

Lucifer ve Lilith nasıl hapsoldu o taşlara anlamadım. Lucifer hepsinden güçlü değil mi? Bunların ödü kopmuyor mu Luciferden? Nasıl oluyor da taşa hapsoluyor? Cehennem prensi kim oluyor da bu hükmü kendinde görüyor?

İşte krallık sistemi bu sezon bana bu yüzden oldukça saçma geldi. Detaylı bakıldığında o kadar hatalı ki! Neyse, diziyi sevdiğimiz için susalım madem.

Sezon finali ise gümbür gümbür. Bakalım kim hayatta kalacak kimler yeniden doğacak?

Sabrina 3.Sezon 6.Bölüm İncelemesi: Hepiniz Cadısınız

Bölümden bahsetmeye tam olarak hangi kısmından başlasam diye düşünürken, daha fazla dayanamayıp Sabrina ve Harvey’den başlayacağım.

1.Sezon bölüm yorumlarımı okumuşsanız, benim bir Harvey ve Sabrina taraftarı olduğumu biliyorsunuzdur. Şimdi üzerinden çok zaman geçmiş gibi gözükse de aslında, bu ilişki hala taze. Severek ayrıldılar, hatırladığınız üzere. Kısa bir hatırlatma yapalım. Sabrina, Harvey’in abisini, geçirdiği maden kazası sonrası yaşama geri döndürmek istemişti fakat, araftan ruhunu çıkarmaya çalışırken maalesef onu kaybetmişti. Sonsuza dek. Tabi o zamanlar bu Lilith yüzünden olmuştu fakat yine de diriltme işlemini tam bir başarıyla gerçekleştirememişti. Ruhu içinde olmayan beden ise git gide daha kötü bir hal almaya başlamıştı ve Harvey abisini vurmak zorunda kalmıştı.

Bunda Sabrina’nın bir suçu olmadığını bilse de, bütün bu yaşadıklarına bir nevi Sabrina’nın neden olduğunu biliyordu ve bu yükü kaldıramadı. Sabrina ise bir yandan Lilith’in oyunlarından kurtulmaya çalışıyordu ve bu cadı işlerine daha çok girmeye başlamıştı. Anlayacağınız, hayat onları iki uzak noktaya savurmuştu.

Fakat daha sonrasında ben yine birlikte olmalarını beklerken, Harvey’in Roz ile birlikte olmasını, hiç doğru bulmamıştım. Hala da doğru buluyorum ve sürekli gözüme batıyorlar desem yeridir. Ama Nick ve Sabrina’yı da yakıştırmıyor değildim. Hatta şu an Caliban ile Sabrina’yı bile yakıştırıyorum ne yalan söyleyeyim. Dizideki erkek karakterlerin böyle bir büyüsü var galiba.

Nick’in 2 sezon boyunca oldukça şüpheli hareketleri oldu. Daha sonra bütün bunların sebebinin Dark Lord’un Nick’e verdiği bir emirden kaynaklandığını öğreniyoruz. Sabrina ile sevgili olması için verdiği emir, Dark Lord’un hiç ummadığı bir şekilde sonuçlanmıştı. Açıkçası Nick ile ilgili daha farklı beklentilerim vardı ama buna da kabulüz. Bu sezon o negatif beklentilerimi karşıladı kendisi. Açıkçası ayrılmalarına üzüldüm.

Caliban’a gelecek olursak, teklifini şahsen düşünmedim desem yalan olur. Sabrina için olumlu mu olumsuz mu olur, kararsız kaldım. ‘Aman kızım evlen gitsin bak dalgana’ desem de, ‘bu dünyada seni hangisi mutlu etti, bırak şansını bir de cehennemde dene’ diyecek olsam da, Sabrina bunun için oldukça küçük. Ne evlilik için ne de kraliçe olmak için uygun değil. Bakalım bu işin sonu ne olacak.

Harvey’in Roz’a gerçekten aşık olmadığını öğrenince ne yalan söyleyeyim sevindim. Bölüm sonunda Sabrina’nın, romantik duygularını ortadan kaldıracak olan o mumu yakmasını başta istemesem de, belki de her şeye yeni baştan başlamış olmak, onun olaylara daha objektif bakmasını sağlar. Kim bilir? Belki de bütün romantik geçmişinden kurtulan Sabrina, duygularını Caliban’a teslim eder. Olamaz mı? Olabilir.

İlişki sorunları yaşayan tek kişi Sabrina değil maalesef. Hilda tam da evlenme teklifi almışken sevdiği adamı öldürdü. Yine de Dr. Cee’nin kurtulabileceğine inanıyorum. Sonuçta sargılanmıştı. Diğer adam gibi değildi. Hilda öldürdüm zannetmiş olabilir ama bence yaşıyor. Adamın içinde iblis var sonuçta. Hemen ölebilir mi?

Mamba Marie’den ise oldukça negatif enerji alıyorum. Prudence’ın ise bir planı var bence. Bu sezon ondan kötü bir iş yapacağı enerjisi almamıştık. Mamba Marie’nin, özellikle Zelda ile konuştuğu sahnede oldukça farklı bir enerji aldım.

Ayrıca Prudence’ın kardeşleri de dizideki en korkutucu iki karakter galiba. Daha suyun içinde yaşayan mistik canlının varlığını da öğrenmedik üstelik. Ve iki bölüm var sezon finaline. Oldukça heyecanlı.

Dark Lord’un Wardwell’in evine gelmesiyle işler, Lilith’in sandığı gibi olmadı. Ama Dark Lord düşmanını hafife aldı. Lilith ile birlikte kendi itaatkarsızlığı nedeniyle öleceğini bilen Blackwood’un sonraki planı ne acaba?

Greendale’de cadıların olduğunu öğrenen Wardwell ise Zelda halayı vurdu. Tabi ki de Hilda’nın yanına gömecekler ama ne zaman dirilirler bilmem. Malum, güçlerini Dark Lord’dan alıyorlardı. Belki de sezon finaline kadar dirilmezler. Bu da Sabrina’nın Paganlar karşısında yalnız olacağına işaret ediyor. Tabi, farklı diyarlardan gelen cadıları saymazsak.

Bakalım sezon finalinde Sabrina, hangi cephelerde savaşı kazanacak, hangilerinde kaybedecek?

Sabrina 3.Sezon 5.Bölüm İncelemesi: İçinde Şeytan Var

Bu kadar karmaşıklığın içinde Sabrina’nın yerinde olmak istemezdim diyenler, el kaldırsın. İnsan olan arkadaşlarının başı belaya giriyor der demez Nick ile ilgili bir  şey oluyor, derken karşılarına paganlarla ilgili bir sorun çıkıyor. Onu çözüme kavuşturayım isterken, Caliban ‘hoop beni unutmayın’ diyor ve emanet arayışlarına devam ediyorlar. Anlayacağınız bu bölümde Sabrina birden fazla parçaya bölünmüş olarak karşımıza çıktı.

Durup da kimse, Sabrina’nın bütün bu olanlar karşısında ne hissettiğini ya da aslında ne yapmak istediğini sormuyor. Sabrina için sadece yapmak zorunda olduğu şeyler var. Ve kendisi sadece 16 yaşında…

Sabrina gibi Hilda’ya da kimse sormuyor. Hilda oraya git, bunu yap, şunu söyle! Kadının bir derdi var ve ufak bir dert de değil. Zelda oturup dinlemeye tenezzül bile etmiyor. Gece kilisesinin içinde bulunduğu durum çok zor, üstünebir de paganlar savaş açtı, evet. Fakat zaten başınız dertten kurtulmuyor ki. Kardeşinin o durumunu fark etmemek zor olmasa gerek. Açıkçası fark etmediğine de inanmıyorum. Önemsemedi sadece. Hilda’nın yine ‘gereksiz’ işlerle meşgul olduğunu düşündü.

Nick’i detoksa sokmak harika bir fikirdi. Zaten şu dizide aklı başında olan çok az kişi var. Ambrose, bazı ufak hatalarıyla bazen kendine ‘yok artık’ dedirtse de, bu dizi onsuz asla olmazdı. Çözüm yollarını gösteren, okuyup araştıran her zaman o oldu. Ve tabi ki de küçük kuzeninin sırlarını her zaman saklayan da…

Nick’den sonra arkadaşlarının yanına gidip Roz’u gören Sabrina, onunla ilgili şu an bir şey yapamayacağını söyledi. Dönüş yolunda da Lilith kızımızı bulup cehenneme, ikinci emaneti bulmaya götürdü.

Sabrina, oldukça akıllı bir cadı. Öyle olmadığını yazmaya elim gitmezdi zaten. İlk emaneti Caliban’a kaptırdıktan sonra ahlak dersi veren Sabrina, ne kadar haklı olsa da, ikinci emanet  için aynı şeyi yapmamaya karar verdi. Bunun için onu kim suçlayabilir ki? Özellikle geçtiğimiz bölümlerde bu konu hakkında pek iyi şeyler yazmamıştım. O yüzen bu bölümü izlerken bile keyif aldım. Fakat Sabrina gibi ufak bir suçluluk duygusu da hissetmedim değil. sonuçta sonsuza kadar hapsolmak ya da ölmekten bahsediyoruz. Gerçi cehennem prensinin kilden yapılma olduğunu unutmuştuk. Kendisi havalı bir şekilde giriş yaparak, kendini bizlere hatırlattı.

İkinci emanetin sahibi de böylelikle Sabrina olmuş oldu. Geriye kaldı son emanet. Bakalım Sabrina bu işin altından kalkabilecek mi?

Sabrina bu işlerle uğraşırken, Lucifer de her zaman yaptığını yapıyordu. İnsanların ve cadıların aklına fitne fesatlık sokmakla uğraşıyordu. Önce kendi meclisinden bir kızın ölümüne sebep oldu. Derken Harvey’in eline sopalarla karnavala gitmesine neden oldu. Hiç mantıklı bir hareket değildi. Bunun sonucunda ise arkadaşları domuza dönüştü. Ve Robin korku kulübünün bir üyesi haline geldi.

Meclis ise bu arada kendine bir destek ekibinin gelmesini sağladı. Tabi Prudence ve Ambrose sayesinde. Prudence’ı hep seviyorduk ama bu sezon şahsen bir başka sevdim. Değiştiğini düşünmüyorum, yanlış anlaşılma olmasın. Sadece onun farklı bir yönünü gördüğümüzü düşünüyorum. Geçtiğimiz sezonlarda bize çıtlatılan ama doya doya izlemeye fırsat bulamadığımız o yönü… Bu sezon bolca izledik.

Ambrose ile akıllarına gelen fikir sayesinde farklı cadıları, gece kilisesinde misafir etme fırsatı buldular. Tabi, bu cadılardan hangisi dost hangisi düşman, onu izledikçe göreceğiz.

Bölüm finalinin en duygulandıran kısmı ise Nick ve Sabrina’nın birbirlerine yaptıkları veda konuşmasıydı. Sanırım, bu onlar için doğru bir hareketti. Bunu yapmaya Nick cesaret gösterdi. Nick’in kendine çeki düzen verip, kim olduğunu bulmaya çalışmasına ihtiyacı var. Hayatında çok şey değişti. Sabrina ile temiz bir başlangıç yapacağını umuyorum. bu sezon mu yoksa bir sonraki sezon mu? Onu henüz bilmiyoruz.

Bakalım, cadılarımız güçlerini yeniden toplayabilecekler mi?

 

Sabrina 3.Sezon 4.Bölüm İncelemesi: Tavşan Ayı

Bölüm boyunca, ortalık daha ne kadar karışabilir diye kendime sorup durdum. Sadece olaylardan değil, insan ilişkileri açısından da oldukça karmaşık bir bölüm izledik. Dizideki her ilişki, bu bölümde farklı bir boyuta evrildi.

Harvey ve Roz’un ilişkisinin, bu sezon sekmelere uğradığını gördük. Karnaval akşamında Harvey’in kendini diğer çocukların içinde yetersiz görmesi, belki de Roz’a yetememe düşüncesinin, onu sinirlendirdiğini gördük. Bu durum, sezonun ilerleyen bölümlerinde kendini açığa çıkartır mı bilemem. Ama ilişkide bir nokta ilerisini göremiyor olmak, ikili arasında bazı sorunlara neden olabilir.

Kendi başlarına karnavala gitmeleri ise hiç doğru bir hareket değildi. Korku kulübü olabilirsiniz ama bu her yola bir başınıza girebileceğiniz anlamına gelmez. Bu işin sonunda Roz’un taşa dönüştüğünü görmek, bu açıdan bizleri pek şaşırtmadı.

Harvey ve Roz ilişkisi bir yana, Sabrina ve Nick ilişkisi de pek rayında gitmiyor. Nick kendini pozitif düşüncelere kapatmış durumda. E içine şeytanı hapsettikleri düşünülünce, bu gayet anlaşılır bir durum. Fakat bu süreç, Sabrina ile olan ilişkilerine oldukça zarar verdi. Sabrina onun yaşadığı bu ‘travmatik’ olayın geçici olduğunu düşünüyor ama bence geçici değil. Bırakın değişmeyi, sanki Sabrina’yı sevmiyormuş gibi davranıyor. İçindeki kötülük kalbine de iyice yayılmış olmalı, yoksa bunun başka bir açıklamasını asla kabul etmiyorum.

Malumunuz, ben Harvey ve Sabrina çiftini daha çok seviyordum. Ta ki Nick gönlümü kazanana kadar. O yüzden bu ikilinin bir an önce barışmasını diliyorum. Nick! Lütfen kendine gel!

Sabrina ise, cehennem ve dünya meseleleri arasında şimdi bir de aşk meselesi ile uğraşıyor. Ergenlik dönemi hiç bu kadar zor olmamıştı!

Bir yandan güç kaybeden gece kilisesi, tekrar güç kazanabilmek için, tavşan ayında güzel bir ay banyosu yapmaya karar verirler. Ama açık konuşalım. Bu zamana kadar hangi işleri düzgün gitti ki?

Başta her şey oldukça güzel gidiyordu. Meclisin yaş olarak en küçüğü Sabrina olduğu için, tavşanı ormana salmak da Sabrina’nın göreviydi. Güzel bir dans ve şarkıdan sonra Sabrina tavşanı saldı. Ve sonra karşında paganları gördü. Hemen koşup halalarına bu haberi iletse de artık çok geçti.

Başta izlerken, düşmanı yakınında tutmak iyidir diye düşündüm. Belki tanışırlarsa, paganların zayıf noktasını da bulabilirlerdi. Tabi buluşma sandığımızdan farklı ilerledi. Paganları başlarından defetmek isterlerken onlara yakalandılar. Derken, Hilda içinde olmak üzere büyüye maruz kaldılar.

Buraya kadar her şey tamam fakat özür mahiyetinde pasta götürmek de ne? Farklı bir meclis değil karşınızdakiler. Farklı inançları olan varlıklar ve çok açık bir şekilde size düşmanlar. Dorcas’ı tehlikeye attıkları çok belliydi. Dorcas’ı Agatha’da yalnız bırakmadı tabi.

Gerçi ikisini de sevmiyorum. O yüzden üzüldüğüm bir ikili olmadılar desem yeridir. Sadece, yaşananlardan dolayı cadılarımızın ay banyosunu tamamlayamamış olmaları oldukça kötü. İşler daha da kötüye gidecek ve meclisin gücü gün geçtikçe azalıyor.

Paganlar tarafından tehdit edilen cadılar ise çareyi yine Karanlık Lord’da buldu. Cezalandırılacaklarını bilseler de şu durumda kısa zamanlı çözüm odaklı ilerlemek bence de en iyisi olurdu. Ta ki, Nick Lucifer’i serbest bırakana kadar.

Yetmedi, bir de ona güvenip iksirleri içmiş. Bence Lucifer’in her zaman bir kaçış planı vardı zaten. Nick’in içine hapsolduğu ilk andan itibaren, bu günü hesaplıyordu. Ve Nick, onun tuzağına çok güzel düştü.

Cadıların Paganlara karşı üç günü var. Üç günü üç bölüm olarak mı izleyeceğiz acaba? Oldukça heyecanlı. Bakalım sadece paganlar değil, serbest kalan Karanlık Lord karşısında da, cadılarımızın sıradaki hamlesi ne olacak?

Sabrina 3.Sezon 3.Bölüm İncelemesi: Tacın Ağırlığı

Sabrina Spellman’ın maceraları bütün hızıyla kaldığı yerden devam ediyor. Cadımızın, içine şeytan kaçan erkek arkadaşı, içindeki şeytandan kurtulsa da, onun ardında bıraktıklarından kurtulamıyor bir türlü. Aslında geçen bölüm yorumunda bundan bahsedecektim ama önce izlemek istedim. Ne kadar ruh çıkarma işlemi uygulanmış olursa olsun, böyle bir durum insanda -ister ölümlü ister ölümsüz olsun- iz bırakır. Ve Nick’in izleri, oldukça derin.

Sabrina’nın Nick’in yanında olmak istemesini anlıyorum. Ama yine de, onu normal hayattaki aktiviteleri yapmaya iterek, travmasını azaltma düşüncesini doğru bulmuyorum. Nick, anlaşıldığını hissetmiyor olabilir. Ki bakışlarıyla da bizlere bunu söylüyor aslında. Sabrina ile gitmek istemediği yerlere gidiyor, yapmak istemediği şeyleri yapıyor. Nick’in içinde kontrol edemediği bir öfke var diye düşünebilirsiniz ama aslında bundan daha fazlası var. Nick’in içinde Lucifer’in bir kalıntısı var. Günlük hayatta hissettiğimiz öfke duygusundan daha yoğun ve daha acı verici. Sadece duygularının değil, kendisinin de değiştiğini düşünüyor Nick. Ve asıl problem de burada başlıyor.

Bu arada durumlar sadece Sabrina ve Nick için karışık değil, Greendale’in hiçbir yerinde işler yolunda gitmiyor. Hatta bırakın Greendale’i yani dünyayı, cehennemde bile işler oldukça karışık. Cehennemi büyük bir kaos kapladı demek isterdim ama cehennemin olayı zaten bu, öyle değil mi?

Sabrina bir yandan erkek arkadaşı ile işleri yoluna koymaya çalışırken bir yandan da cehennemde kontrolü eline almaya çalışıyor. Fakat ne kadar başarılı? Cehenneme sadece bir ruh getirdiğinde işler zaten yeteri kadar karışmıştı. Şimdi de Cehennem Prensi bütün olaya muhalefet oluyor. Topladığı imzalar sayesinde, artık tahtta hak iddia edebiliyor. Hemen sonrasında ise Sabrina’yı kazanacağını düşündüğü bir düelloya davet etti. Kendisi Spellmanları hiç duymamış.

Sabrina ilk emanetin peşine düşmüştü ki, bulması çok da zor olmadı. Ambrose ile arkadaşlıklarını izlemeyi çok özlemişim. Gelin görün ki, emaneti bulduktan hemen sonra tacı, cehenneme götürmemesi, Sabrina’nın yaptığı en büyük hatalardan biri oldu. Gerçekten bu kadar kolay olacağını mı sandınız? Tacın sahibi Herod’un peşlerine düşmesini geçtim, Cehennem Prensi gibi bir varlığın, bu alçakça hileye başvuracağını nasıl olur da göremezler. Bu ihtimal aklımdan bir saniye bile çıkmadı ve sonunda ne kadar da doğru düşündüğümü görmüş oldum. Eminim çoğunuzun aklına gelmiştir. O kadar çok dizi izliyoruz ki artık, bu tür detayları anlamamak elde olmuyor bazen.

Cehennem Prensi, tacı Sabrina’dan çaldı. Sabrina’nın bunu akıl edememiş olması yetmiyor gibi, bir de kendisine yardım etmesini bekledi! Sabrina! Karşındaki cehennemde doğmuş. Bırak sadece onu, cehennemedeki kimsenin umrunda değil insani ilkeler. Zaten dua ederken de bunun üzerine dua etmiyor musunuz?

Ama Sabrina öyle bir tokat attı ki! Bırakın Lilith’i, bütün cehennem bir anda Sabrina’nın adını haykırmaya başladı. Ve Sabrina bu haykırışların verdiği gücü dibine kadar hissetti.

Sabrina’nın cehennem prensiyle arasında bir şey var sanan Nick ise bu arada bildiğini okumaya devam etti. Ama eminim bu sorunun üstesinden de geleceklerdir.

Cehennemde neler olup bittiği hakkında hiçbir fikri olmayan gece kilisesinde de işler pek yolunda gitmiyor. Bütün cadılar teker teker hasta olmaya başladı. Ya da normalde yapmayacakları şeyleri yapmaya başlıyorlar. Bunların hepsinin nedeninin bölüm sonunda eski tanrılara dua eden karnavalcılardan kaynaklandığını düşünüyorum. Robin’den de iyi sinyaller almamıştım zaten. Fazla yapmacık gelmişti. Nedeni belli oldu. Peki ya bu bir grup insanın amacı ne? Evet, büyük ihtimal eski tanrıları çağırarak dünyaya hatta belki cehenneme hükmetmek. Bilmiyorum. İzleyip göreceğiz.

error: Korunan İçerik!