Her detayına bayılmasak da sevdiğimiz, birinci sezonunun tüm bölümlerini tek gün içinde bitirip yeni sezonu için gün saymaya başladığımız Atiye’nin 2. sezonuna nihayet kavuştuk. Hiç uzatmadan direkt başlayayım.
Öncelikle, Beren Saat’in oyunculuğunu iyi bulmuyorum ve Atiye karakteri de başından beri “kafası karışmış ya da şaşkın”dan çok “sarhoş” bir halde. İlk sezonda olduğu gibi bu sezonda da karakter tüm cümleleri olağanüstü bir sakinlikle, sanki dünyanın en normal şeyini söylermişçesine söylüyor ve içinde bulunduğu, önceki hayatından farklı bir gerçeklikte gördüğü büyük değişikliklere “hadi canım, has…” şeklinde komik tepkiler veriyor.
Bu bölüm, Atiye’nin normalde hayatında olan kişilere gidip tek tek onlar tarafından tanınmadığını gördüğü, etrafta dolaşıp madde sayar gibi bazı şeylerin gösterildiği, (kolye, simge, kız çocuğu) seyirciye “bakın şunlar şunlar olacak, konu buna odaklanacak” dendiği bir bölümdü.
Şaşırdığım pek bir şey olmadı. Eğer spoiler yememiş olsaydım sonda Madencilik firması sahibi olarak Erhan’ı görüşümüze şaşırırdım belki. Annesinin aklı ve hafızası ne durumda onu anlamaya çalışıyorum, çünkü bütün olayları bağlayacak şeylerden biri de bu.
En merak ettiğim şey Ozan & Erhan arasındaki ilişki oldu. Atiye’nin, kollarında öldüğünde çok normal karşıladığı anneannesini canlı bir şekilde karşısında görünce hiç şaşırmayıp seslenmesi de sürpriz olmadı. Tam onluk bir hareket 🙂 Atiye etrafta dolaşıp oraya buraya yürümek ve arada bir mistik olayları anlatmaya çalıştığı birkaç cümle söylemek dışında hiçbir şey yapmıyor gibi geliyor bana ya..
Dizinin durgun havasına ve “hiçbir şey olmasa bile mutlaka bir şeyler oldu” havasına alışkın olduğum için bölümün sakinliği rahatsız etmedi ama gittikçe heyecanlanmasını tercih ederim tabii ki. Erhan’ın hocasının, Atiye’nin annesinin ve muhtemelen Ozan’ın babasının önemli konumda olacağını düşünüyorum bu olaylar içerisinde.
Atiye’nin bu işte işbirliği yapması gereken kişinin Erhan olduğunu biliyoruz. Ama ne diyip nasıl ikna edecek merak konusu. İlk sezondaki gibi ısrarlar sonucu bi yola girme paralelliği görür müyüz acaba? 👀 Ayrıca bu sefer ortada inanmasına yardımcı olacak bir şeyler de yok gibi Atiye’nin kendini bildi bileli çizdiği sembol, yaptıkları araştırmalara dair belgeler, ya da anılar. Hepsi kayıp bu gerçeklikte.
Kayıbı da geçtim, Atiye yok, varlığı bile kanıtlanamıyor ki bu büyük bir sorun. Böyle bir gizem bu dünyadaki Erhan’ın ne kadar ilgisini çeker acaba?
Dizideki her şeyin ve herkesin birbirine bi noktada bağlanacağı bir konu dinamiği var. Ama bu izleyiciyi yeterince tatmin ederek yapılmıyor bence, ya da yapılamıyor daha doğrusu. Her şeyin daha sağlam ilişkiler kurularak net, güçlü bağlantılarla birleştirilip sunulmasını umuyorum. O şekilde daha keyifli olacak.
Çekimler ve renkler yine güzeldi, teknik ekibi tebrik ederim. 2. bölüm yorumunda görüşmek üzere!