Yürek Çıkmazı Nasıl Bir Dizi? Eleştiriler

Trt’nin yeni gözdelerinden Yürek Çıkmazı, salı günleri ekrana gelen bir dram dizisi. Psikolojik sorunlara ve sebep olduklarına bir türlü doyamadığımızdan olsa gerek, yine ruh hastası bir karakteri merkezine alıyor Alp Navruz ve İrem Helvacıoğlu başrollü dizimiz. Öncelikle diziyi -özellikle diğer yerli işlere kıyasla- başarılı bulduğumu söyleyeyim, sonra hiç beğenmedik karalıyoruz vesaire zannedilmesin.

Direkt lafa girmek istiyorum, oyunculuklar orta seviye. Baba karakterini canlandıran tecrübeli oyuncumuz da dahil olmak üzere (bol bol olan bağırma sahnelerinde sesini doğru kullanmıyor mesela), yer yer eksiklikler mevcut ama kötü bir performans yok, en azından şimdilik.

Diziyi izlememiş ve atmosferini merak eden varsa, psikopatımsı bir babanın elinde ve evinde yetişen üç çocuk düşünün. Bunların biri öfke, diğeri sünme, öteki de çok şiddetli inkar olmak üzere çeşitli baş etme mekanizmaları geliştirmiş ve öyle yaşıyorlar. Üç kardeş arasında bana en ağır vaka ortanca olan Feride gibi gözüktü, bir yalanın, pardon daha doğrusu yalanlar yumağının içinde hayatını sürdürüyor. İzlemesi çok garip hissettirdi, dizinin genelinde olduğu gibi, söylemiş olayım.

Huzurlu veya keyifli bir atmosferden çok uzak Yürek Çıkmazı. En neşeli denebilecek anların bile temelinde ortak bir büyük acı olduğu için rahatsızlık veriyor, bence. Güldükleri şeyler canavar bir ebeveynle neler yaşadıkları, nasıl kurtulmaya çalıştıkları falan çünkü. Ha bir de ortada şüpheli bir ölüm ve onu aydınlatmaya çalışan avukat hikayesi de var tabi, kriminal bir havada değil ama. Baya bildiğiniz kusturan aile draması, haberiniz olsun.

Böyle negatif bahsediyorum diye diziyi kötü sanmayın tekrar söylüyorum. Trt Dizilerinin Sorunları yazımıza eklenmesi gereken ultra gereksiz uzunluktaki ağır çekim sahneler haricinde dizi kendini izletiyor, akıcı diyebilirim. Yazıya göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Bir de şey çok gözüme batıyor, adamın (Yılmaz’ın) lakabı mahallede Deli. Yani herkes az çok ne mal olduğunu biliyor ama ona rağmen hafiften bir saygı var gibi, agresiflikleri hoşgörülüyor yutuluyor, insanlar dükkanından alışveriş yapıyor falan. Bu çağda böyle insanlık dışı şeyler sergileyenlere hak ettiği muameleyi göstermeye alıştığımızdan mıdır nedir (ya da en azından cancellamak tarzı şeyler bile olsa bir tepki vermeyi) bunlar bana çok saçma geldi. Kimse yüzüne bakmamalı, yok saymalıydı.

Çifte gelecek olursak, Alp’le İrem’i alakasız bulmuştum. Hala çok uyumlu olduklarını düşünmüyorum ama fena değil. Karakterleri arasındaki iletişimse güzel olacak gibi. Hikayelerini sevdim ben.

Son olarak, esas oğlandan hoşlanan ve esas kızı kıskanacak iyi kız klişemiz var, fitneci yenge karakterimiz var, asi ruhlu gencimiz de var… Acı, manipülasyon, dram içi dram, bol gözyaşı ve biraz da bağırış çağırış izlemek isterseniz Yürek Çıkmazı’na bakabilirsiniz. Bence tam da tarif ettiğim gibi bir dizi.