tds_thumb_td_300x0
WandaVision’ı Neden Sevdik?

Marvel’ın yeni bombası WandaVision 15 Ocak’ta yayına başladı ve çıktığı ilk günden beri herkes tarafından konuşuluyor. Bugün, her yeni bölümü yayınlandığında internette heyecan ve teori fırtınaları kopmasına sebep olan diziyi ben neden sevdim onu anlatacağım. Öncelikle söylemeliyim ki, çok fazla hypelandığı ve sürekli hakkında yeni bir haber duyduğumuz için ben diziden, daha başlamadan önce biraz soğumuştum. Başladıktan sonra ise çok övgü aldığı için beklentim baya yükselmişti ve “ya o kadar güzel değilse” diye hafif endişelerim oluşmuştu. Ama öyle olmadı, beklentimi aslanlar gibi karşıladı. Şimdi gelin bunun sebeplerini konuşalım!

Özen – Tarz

Photo courtesy of Marvel Studios. ©Marvel Studios 2021.

Marvel izleyicisini şaşırtmamış ve yine çok özenli, her detayı emek kokan bir işle çıkmış karşımıza. Dekorlar, kostüm, styling gibi ana unsurların aşırı tatmin edici olması bi kenara, normalde çok dikkat etmeyeceğimiz şeyler bile es geçilmemiş, seyir zevkinin yüksek olması için gereken her şey düşünülmüş.

Sitcom tarzındaki bölümler o kadar tatlı ve başarılı ki, izlerken kusur bulamıyor insan. Eğlence anlamında da doyurucu. Ayrıca ben, bu ikilinin çok büyük fanı olmayan ve diziyi dört gözle bekleyen biri değildim. Ona rağmen birikmiş bölümleri tek günde peş peşe izleyip bitirdim.

Senaryo – Oyunculuklar

WandaVision’ı izleyene kadar haberim yoktu ama ben Marvel’ın dünyasını özlemişim. İlk bölümden itibaren bir yandan gülerken aynı zamanda sürekli tetikte olma hissi, acaba ne olacak gerginliği çok iyi verilmişti. Ayrıca üçüncü bölümden sonra ortaya serilen işin alışık olduğumuz o aksiyonlu, teknolojik kısmı da çok çok keyifli. Ki benim asıl favorim odur, büyük bir Agents of Shield fanı olarak..

Diziyi izleyen herkes hemfikir olacaktır sanırım, oyunculuklar cidden iyiydi. Her oyuncu bu işi ciddiye almış, belli. Wanda’nın sakin anlardaki haliyle öfkeli halleri arasındaki fark gayet güzel yansıtılmış. İzlerken korkuyorsunuz, güçlerini kontrolsüz kullanırsa olabilecekler zihninizde dönüp duruyor.

Referanslar ve Teoriler

Marvel sevenleri bilir ki bu işin en lezzetli kısımlarından biri diziler ve filmler arasındaki bağlantılardır. Ekranda gördüğümüz neredeyse her şeyin bir anlamının olması, acaba hangi çizgiromana, hangi sahneye ya da hangi konuya/karaktere atıfta bulunuyor diye düşünmek, analizler kovalamak ve böyle detayları keşfetmek gerçekten çok zevkli. Zamanların ve evrenlerin birbirine karışması, paralel gerçeklikler, kimin ölü kimin hayatta olduğunun belirsiz olduğu anlar, karakterlerin sürpriz (ya da değil) ittifakları ve daha sayamayacağım kadar nicesi..

Şahsen diziyi kendi başınıza izlediğinizde de bazı çıkarımlar yapabiliyorsunuz ve yaşananlar/yaşanacaklar zaten repliklerle çok açık şekilde desteklenmiş ama ben izlerken her bölümden sonra, bu işi çok iyi yaptığını düşündüğüm Ezginin Kanalı‘na koştum. O taze hislerin üstüne onun yorum ve tespitlerini dinlemek diziden aldığım tadı artıran şeylerden biriydi.

Gidişat

Dizinin her bir bölümü kendi başına yeterince güzeldi ama aynı zamanda çok da sürükleyici bir yapıdaydı. Olayların yavaş yavaş çözülmesi ve istediğimiz noktaya gelirken geçen süre de gayet idealdi. Harika detaylarla bezeli, bu evrene yakışır bir iş olmuş bence WandaVision. Hem eğlendiren, hem üzen, hem geren.. Endgame’den sonra geçen zamanın hakkı verilmiş diyebilirim. Ben dönüşün bu diziyle yapılmasını yetersiz görmüştüm niyeyse yayından önce, ama yanılmışım. Asla küçümsenecek bir iş değil, aksine herkesi kendine hayran bırakacak bence. Görüşmek üzere!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!