tds_thumb_td_300x0
The Good Place’in Finalinde Ne İzledik?

The Good Place’i sadece komedi dizisi olarak tanımlamak en başından beri çok güçtü, dizi final sezonu ve final bölümü ile de bu durumu bozmamış aksine daha da güçlendirmiş oldu. Yoksa final bölümünün tamamını gözyaşlarıyla izlememin başka bir açıklaması olamaz değil mi? Finalde ağlattıkça, ‘‘sen komedi dizisisin, kendine gel” diyesim gelse de The Good Place her zaman daha fazlasıydı, biliyorduk.

Öncelikle, dizi ilk sezondan bu yana birçok felsefi soruyu canlandırmalı olarak tartışıyordu. Evrenin ve yaşamın amacı sorgulanıyor, farklı bakış açıları tartışılıyordu. Üstelik bunu absürd komedi dilinde yapmak, mükemmel bir mizahtı. (Bu diziyi özellikle de Felsefe ve Sosyloji öğrencileri kesinkes izlemeli.)

Dizinin yaratıcısı Michael Schur’u bir kez daha tebrik ederek, final yorumuma geçiyorum. (İzlemeyenlere Michael Schur imzalı The Office ve Brooklyn Nine Nine dizileri de şiddetle tavsiye edilir.)

The Good Place Ekranlara Nasıl Veda Etti?

Peki öyleyse final bölüm incelememize başlayalım. The Good Place ekranlara nasıl veda etti?

Öncelikle finale gelene kadarki yolculuk son derece anlamlıydı. Bu kısımdan bahsedecek olursak dörtlümüz; neredeyse Antik çağlardan beri kimsenin Good Place’e yani Cennet’e gidemediğini ortaya çıkardı. Çünkü uzun zamandır Dünya öyle devirler yaşıyor ki özellikle de günümüzde sadece pazardan domates alırken bile arka planda çevreye verilen zarardan tutun da, çiftçilerin emeğine kadar bilmeden birçok kötülüğe neden olmuş oluyoruz. Yani dörtlümüz, dünyanın kusurlu bir yer olduğunu ve şartlar farklı olsaydı insanların iyi olabileceklerini iddia ediyorlar. Buradan da insanın doğası gereği iyi mi kötü mü olduğunu, çevre faktörünün ne derece etkilediği tartışmalarına giriyoruz.

Evet The Good Place’in her zaman bir felsefesi vardı.( Örneğin meşhur tren ikilemi…) Ama son sezonlarda bunu daha da bir hissettirdi. Resmen bu durumu ölçmek için bir deney ortamı kuruldu. Finalden kısa bir süre önce de deneyin sonucu gördük. Çevre faktörü düzeltikçe, insanlarda da %100 olmasa da belli oranlarda iyileşme görülebileceği gözlendi. Dörtlümüz ile birlikte iblis olmasına rağmen Michael da Good Place’e kabul edildi.

Ama tabii The Good Place de pek görüldüğü gibi bir yer çıkmadı. Buradaki sorun da istediğin her şey göz açıp kapayıncaya kadar mümkün olunca, insanın bir yaşam amacı ve mücadelesi kalmıyor ve bu durum insanı aptallaştırıyor. Bir de Antik çağlardan beri kimsenin Cennet’e giremediğini düşünürsek ünlü filozoflar bile sadece milkshake içer ve boş bol gülümser olmuşlar. Bu noktada da filozof rolü ile Friends’te Phoebe Buffay olarak gönüllerimize taht kuran Lisa Kudrow çıkıyor karşımıza. 🙂

Eleanor ve diğerleri kısa sürede bu soruna da bir çözüm bulup Good Place’e bir kapı daha koyuyorlar. Kişi artık hiçbir amacının kalmadığını fark edip, içine bir boşluk yerleştiğinde o kapıdan çekip gidiyor. Böylece Cennette geçirdiği zamanı daha iyi ve mutlu geçiriyor çünkü bir sonunun olduğunu biliyor. İşte final yolculuğumuz da tam olarak burada başlıyor…

Artık The Good Place’deki zaman dilimine göre uzun yıllar birlikte yaşadıktan sonra karakterlerimizin tek tek doyum noktasına ulaşıp, o kapıdan çıkıp gitmelerini izliyoruz…

Tabii hepsi değil.

Tahani, Michael’ın yolundan gidip Mimar olarak görev almayı seçiyor, Cennet’i bırakıp çalışmaya başlıyor.

Michael ise Eleanor’un yardımı ile asıl amacına ulaşıyor ve insan olarak dünyaya gönderiliyor. Böylece insan hayatı yaşayabilecek, ölecek, o da puanlandırılacak ve sonucunda Good ya da Bad Place’e gidecek. 

Bunun dışında ise herkes bir bir o kapıdan çıkıp gidiyor.

Son olarak da Eleanor.

Çünkü çiftimizden ilk giden Chidi oluyor. Ve vedalaşmalarını izlerken ağlamamak mümkün olmuyor…

Eleanor da The Good Place’e veda ettikten sonra dünyadaki Michael, tüm diziye, yaşama, yaşam amacına ve evrene bir son söz söylüyor: ÇOK DA KASMA!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!