tds_thumb_td_300x0
Doctor Who Yeni Sezona Nasıl Başladı?

Sonunda en beklenen sezon geldi. Kadın doktor nasıl olacak , bu zamana kadar erkek olan doktor şimdi kadın olursa role yakışacak mı soruları cevaplandı. Benim çok ön yargı ve çok düşük beklenti ile izlediğim bölüm ağzımı açık bıraktı.  Bölümü izlerken doktorun cinsiyetinin bir öneminin olmadığını fark ettim. Doktorun aslında bir cinsiyeti yokmuş. Biz doktoru hareketleri, karakteri, hayata bakışı açısı yani doktor olduğu için seviyormuşuz onu fark ettim.  Tabi ki Jodie Whittaker kocaman bir tebriği hak ediyor. Role o kadar güzel hazırlanmış ve doktor rolüne o kadar güzel girmiş ki yeni sezonla yeni doctor who izleyicileri bile olabilir.  bölümü izlerken eski doktorlardan biri olsaydı şöyle yapardı hiç demedim çünkü Jodie rolün hakkını fazlası ile vermiş.

İtiraf etmek gerekirse geçen sezonun diğer sezonlara kıyasla hikaye açısından daha kötüydü. Yeni sezonla hikaye tekrardan toparlanabilir mi, hikaye toparlansa kadın doktor değişimi hikayeye adapte olabilir mi soruları kafaları karıştıran daha büyük sorulardı. Yeni bölüm yayınlanmadan önce kesinlikle kötü olacağını düşünenler( bknz:ben) muhteşem bir hayal kırıklığına uğradı. Ama bu hayal kırıklığı iyi yönde bir hayal kırıklığı çünkü yılların dizisi,kült bir yapım olan doktor who adeta küllerinden yeniden doğdu. Eski sezonları aratmayan bir sezon başlangıcı yaptı.

Doktor yeni yol arkadaşları ile tanışması yine eskisi gibi oldu. Ama bana bu sezon ki yol arkadaşları daha farklı geldi.  Karakterler  biraz toplumdan dışlanmış  kendisi ile barışık olmayan ya da kendini daha daha farkında olmayan kişiler. Söylentilere göre bazı bölümlerde olayların lideri sadece doktor değil yol arkadaşları da olabilirmiş. Eski sezonlarda bu tarz olayları göremedik. Yeni sezon Doctor who’ya da bir sürü yenilik getirdi.  Artık Doctor who’nun eski bölümleri daha güzeldi laflarını duymayacakmışız gibi geliyor. Yeni sezon heyecanlı, merak uyandırıcı bir şekilde sezona başladı.

O zaman hadi vira bismillah güzel bölümler bizi bekliyor!

Doctor Who: Bu Doktorlar Gerçekten Kim?

Doctor Who, 1963 yılından günümüze kadar devam eden sadece 1996 ve 2005 yılları arasında ara vererek çekilmiş ve Guiness Rekorlar Kitabına “en uzun süren bilim kurgu televizyon dizisi” olarak geçmiş kült bir yapımdır. doctor who tarihi klasik ve modern olarak ikiye ayrılır.( Bu cümlede tarih öğretmeni gibi yazdım ama meslek defarmasyonu mazur görün. 🙂 ) klasik dönemi bir çok insan tarafından  bilinmez  modern dönemi delice izleyenler arasında da klasik kısmı izlemeyen insanlar var. dizideki doktor karakterini  başlangıcından bu zamana kadar 13 farklı oyuncu rol almıştır. doktorları tanıtacağım ama herkesin merak ettiği soru olan bu Doktor kim?

Doktor görünüş olarak insana benzsede aslında bir uzaylıdır.( örn: görünüş olarak insandır ama bizde bir kalp varken doktor’da iki kalp vardır.) gerçek ismini saklayarak doktor ismiyle tanıdığımız  türünün son örneği olan bir zaman lordudur. en belirgin özelliği ise maceraperest ve barışcıl olmasıdır. 6. sezonda söylediği “Uzay ve zamanda dolaşarak geçirdiğim 900 sene boyunca önemsiz tek bir canlıya bile rastlamadım.” sözü bu karakter özelliklerini tamamlıyor. Doktor aslında doğuştan maceraperest doğmadı. Gezegeni Gallifrey de evrenin en büyük savaşında savaşmış bir askerdi, ki bu savaş onun vicdanında büyük yaralar açtı. Evreni gezmeye ve  yeni maceralara atılmaya ise ödünç (ç)aldığı bir zaman makinası ile evet o mavi polis kulübesi ile başladı. İçi dışından büyük olan izleyen herkesin  odasının camında içinde  doktorlarla beklediği o tadris . 1963 yılından bu yana yanında yol arkadaşları ile birlikte evrenin her köşesini keşfetmeye  başladılar.

1963 başlayan bu macerada doktoru 13 farklı kişi hayat verdi. Dizide bu olay şöyle açıklanmıştır: bedeninin  zamanı sona eren Doctor kendini  yok ederek ederek saf enerjiye dönüşür ve yeni bir bedenle maceralarına kaldığı yerden devam eder.

9. doktordan başlayarak günümüze kadar olan doktorları incelemeye ne dersiniz? Haydi başlayalım !

Dokuzuncu Doktor: Christopher Eccleston(2005)

   Hayatımıza  Rose adlı bölüm ve plastik mankenler ile olan mücadelesi ile katılıyor. Doctor who tarihine Fantastik repliği ile hatırlanan  yol arkadaşı rose ile gönüllere taht kuran doktoru  malesef sadece bir sezon görüyoruz ve beden değişerek başka bir bedene geçiyor. Kısa süreli  doktor who macerasında aklıllarda rose ile olan muhteşem arkadaşlığı kalıyor.

Onuncu Doktor:  David TENNANT(2005 – 2010)

Ah David !  Doctor who izleyicilerinin bir türlü kopamadığı hala daha  keşke  hep o kalsa dediği doktor.  Kendisi ile özdeştiği o takım elbisesi  ve akıllardan gitmeyen Allons-y  repliği ile hala özleniyor. 10 .doktorun  birden fazla yol arkadaşı oldu.  Tüm yol arkadaşları ile unutulmaz maceralara gittiler.Ama bir yol arkadaşı oldu ki , Rose. sarı saçlarını gönlümüze bağlayan Rose. onun ile olan bölümler biraz daha özel old.  Belki rose’un doktora karşı olan duygularından dolayı olabilir. 

 David diziden  ayrıldıktan sonra  diziyi bırakanlar oldu, diziyi bırakmayıp ama izlerken de sürekli David’i ananlarda oldu. Ama yapacak bir şey yok sayın Doctor Who izleyicileri bu  doktor değişecek.Yıllardır süre gelen dizinin kuralı  bu. Ama kabul edilir bir gerçek var ki David doctor karakterini en iyi giyenlerden biri oldu. Hareketleri mimikleri izleyenlere bu adamdan başkası doktor olmaz dedirtti . Keşke tekrardan eski doktorların toplandığı bir olsa diye içimden geçmiyor değil. Belki yine özel bir bölümle karşımıza gelir kim bilir.

On Birinci Doktor: Matt Smith (2010 – 2013)

Bence  Doctor Who tarihinin en şansız oyuncusu Matt.. Evet o papyonu VE sempatik tavrıyla bile şansız doktoru. Çünkü çok fazla seveni olan  David’ten sonra diziye gelmesiyle  eleştiri  yağmuruna tutulması bir oldu.

Doctor Who  tarihinin en çok eleştirilen  papyonlu biricik doktorum. Ön yargıları kırmak onun için biraz zor oldu hala  bile doktor olarak yakıştırmayan var. Ama oynadığı sezonlar boyunca   yol arkadaşları olan güzel uyumu ile doktor who tarihinin en çok sevilen doktorlar arasına girmeyi başardı .  Özellikle Ağlayan melek bölümleri ve Van Goh bölümü ile  kendisini doctor olarak kabul ettirdi. Onunla vedalaşmak en az David Tennet vedalaşmak kadar zordu. David Tennet’dan sonra doktor rolüne girip hatır sayılır bir fan kitlesine ulaşmak zor bir olaydır.. O zaman  Matt Smith aksanı ile GERENİMO!

On İkinci Doktor: Peter CAPALDİ( 2015-2017)

Bnee Doctor Who tarihinde bu kadar ön yargı ile yaklaşılıp bu  kadar sevilen bir doktor olmayacak. Modern doktorlara göre biraz daha yaşlı olmasına rağmen enerjisiyle izleyici çok şaşırttı. ondan önceki doktorlar kadar enerjik ,zeki , ve maceraperestti. belki de bukdar ön yargılı yaklaşılmasının nedeni yaşı olabilir. diğer modern dönemdeki doktorların genç oluşu izleyicede bir acaba oluşturdu. ama peter bu rolün altından başarılı bir şekilde üstesinden geldi.Unutulmayan yol arkadaşı  Clara ile bizi çok şaşırttığı hikayeleri oldu . Gitarı ve havvalı gözlüğü ile   Doctor Who tarihinin en ilginç doktorlarından biri oldu. Doktor  seni hala sevmeyenlere inat gözlüğünü tak ve gitarını çalmaya devam et. 

ON ÜÇÜNCÜ DOKTOR Jodie Auckland Whittaker(2018)

Doctor who tarihinin en sürprizli sezonun doktoru olacak .Çünkü bu zamana kadar tüm doktorlar erkekti ama yeni sezon ile birlikte doktorumuz artık bir kadın. Son rejenarasyonla doktor cinsiyet değiştirerek kadın oldu. Yeni sezonun başlamasına az  bir süre kalmışken ,yeni doktor ile tanışmayı heyecanla bekliyorum.

 Modern dönemdeki doktorlarımız bu kadar. Her doktor bizi farklı maceralara  farklı duygulara  götürdü. Hepsinin seveni sevmeyi oldu. Eğer Doctor Who  izlemediyseniz bilim kurguya merakınız varsa sizi doktorun heyecanlı maceralarına davet ediyorum. Şimdiden uyarıyorum sizi uzun bir yolculuk bekliyor:) .

Lost: hiçbir şey rüya değil, her şey gerçek!

Lost…

Bir zamanların değil tüm zamanların efsane dizisi. Çoğu insan tarafından yanlış anlaşılmış, yanlış anlayanların da yanlış anlattığı, dizi sektörünün en anlaşılmayan dizisi. Dizinin senarist değişikliklerinin de bu anlaşılmazlığa etken olduğu söylenebilir fakat dizinin genel hikayesi insanların dikkatini çekecek bir yapıya sahip. Bir uçak kazası ve adada yaşam mücadelesi veren insanlar… Bu hikayeye gerilim, gizem ve  bilim kurguda girince  tadından yenmeyen bir dizi ortaya çıkıyor. Çıkıyor da bu dizinin finali neden bu kadar yanlış anlaşıldı? Lost’dan bahsedildiğinde, “O dizinin finalinde her şey rüyaymış!” gibi basit bir anlam çıkarılıyor vallahi haykırmak istiyorum “Dizideki her şey gerçek!” diye, ki rüya olsa bile koskoca 6 sezonu çöpe atamayız. Çünkü bu dizinin verdiği felsefi mesajları hiç bir dizide görmedim. Her karakteri dünyada var olan insan tiplerinden birini temsil ediyor. Karakterler tartıştığında adeta içimizdeki sesleri yansıtan bir ayna gibi karşımıza çıkıyor. Dizideki her karakter ya biziz ya da arkadaşımız. (Bknz: Ben = Desmond)

Eğer Lost’u izlemediyseniz ya da her şey rüyaymış komple teorisini görüp yarıda bıraktıysanız bilgisayarınızı alıp ön yargılarınızı bir kenara bırakın ve tarihin en iyi dizilerinden birini izlemeye başlayın.

Diziyi izlerken bir çok komple teorisi üreteceksiniz ama diziyi bitirdiğinizde bir sürü arkadaşınız olmuş olacak. Belki, moraliniz bozuk olduğunda dertleşmek bile isteyebilirsiniz. (Dizinin aynı zamanda psikoloğu olan Jack gibi.)  Yada uğurlu sayılarınızda değişebilir. Sizi şimdi ilk bölüm ile  baş başa bırakıp iyi seyirler diliyorum. Losttaki sahneler hakkında konuşmak isterim ama no spoi 🙂 

Not: Dizi izlemiş olan ve izleyeceklere ‘See you another life brotha’ (Desmond hume aksanı ile)   

NOT: Gerçekten hiçbir şey rüya değil her şey gerçek!

Bilim Kurgu Severlere Yabancı Dizi Önerisi: 12 Monkeys

“Bütün dizilerim bitti, şimdi ben ne izleyeceğim?” mi diyorsunuz? Ya da “Acaba şimdi hangi türde dizi izlesem?” sorusu mu geçiyor aklınızdan? Korkmayın! Artık Vani…

Şaka şaka, deterjan reklamında mıyız canım? Aaaaa…

“İlgi alanım bilim kurgu…” , “Bana zaman makinesi olsun.” ,”Kardeşim ordan bir paradoks alabilir miyim?” diyorsan, doğru linktesin. E… Ne izledik? 12 Monkeys.

Bana göre iki tür bilim kurgu vardır: Türlerin birinde; başlarda dizinin iyi mi yoksa kötü karakteri mi olduğunu anlamayıp, ilerleyen sezonlarda inanılmaz seveceğimiz, orta yaşın üstünde, hafiften sosyopat fakat mutlak bilim insanı rolünde bir karakter… (Check)

Bu karakterle bir şekilde bağlantısının bulunduğu esas oğlan… (Check)

İlk sezonlarda esas oğlanla birbirlerinden hoşlanmayan fakat daha sonra devlerin aşkı niteliğinde bir  ilişkileri olan esas kız… (Check)

Ve en önemlisi GİZEMLİ BİR OLAY! (Aslında virüs diyecektim ama… Eehh.)

Diğer bir türde ise ; Son sezona kadar tam anlayamadığımız çok derin ve gizemli bir konu… (Check) 

Dizinin sonuna kadar net siyah veya beyaz olmayan, hep gri kalan bir bilim insanı… (Check)

Başrollerde bu gizemli konuyu çözmeye çalışan ve birbirleriyle çatışma yaşayan, bir dargın bir barışık, asıl önemli olanın kişinin kendi potansiyelini anlamasıdır diyen ve bunu ön plana çıkartan iki ana karakter vardır. (Check)

Evet, bilim kurgu da ikiye ayrılır. Eğer ikisinden birini sevmiyorsanız araştırmanızı buna göre yapmanızı öneririm. 12 Monkeys hangi türden mi? Sınıflandırmayı size bırakıyorum. Hadi spoiler vermeden biraz inceleyelim.

Nasıl Başlıyor?

İlk bölümde karşımıza James Cole (Aaron Stanford) adında bir karakter çıkıyor ve Cassandra Railly (Amanda Schull) adlı bir doktordan yardım istiyor. Çok yakında dünyada milyarlara yakın ölüme sebep olacak bir virüsün yayılacağını, bunu engellemek için gelecekten geldiğini ve kendisinin ona yardım etmesi gerektiğini söylüyor. Cassie -böyle sesleniyorlar- inanmıyor başta tabi… (Cassie hiç bilim kurgu izlememiş anlaşılan.) Daha sonra Cole’un gösterdiği kanıtlar ışığında Cassie içerisinde bulunduğu duruma inanıyor ve birlikte çalışmaya başlıyorlar.

Gelecekteki insanlığın durumu ise olabileceğinden daha kötü… Dizide hayatta kalan insanların bu virüse karşı bağışıklık kazanmış olmaları yetmiyor çünkü virüs her geçen gün mutasyona uğruyor ve bağışıklık git gide önemini yitiriyor. Anlayacağınız insanlık ölüyor. (Kırk kere söylersek olurmuş) Bununla birlikte insanlar kolonileşmiş ve zamanla başka kolonileri yağmalayan gruplar ortaya çıkmış. Dizide bu insan toplulukları leşçi olarak adlandırılıyor. En tehlikeli leşçi gruplarından olan West7 ile çok yakından tanışacağımızı söylemeden geçemeyeceğim.

Baktılar insanlık elden gidiyor. Çılgın bilim insanımız, kimi zaman kibirli kimi zaman disiplinli, tek derdi ‘görevi’ olan Katarina Jones (Barbara Sukowa) daha önce üzerinde çalışmış olduğu zaman makinesini bitiriyor ve hoş olmayan birkaç deney sonucunda doğru deneği buluyor. James Cole! Görev açık; virüsü yok et!

Daha sonra öğreniyoruz ki iş virüsü bulmakla bitmiyormuş. Dizinin başında görülen 12 Maymun amblemlerinin bu virüsle bir ilişkisi varmış. Bunu öğrenmemiz yetmiyor, dizi her bölümünde farklı bir seviye atlıyor ve bunu yaparken aklınızda tek bir soru işareti bırakmıyor.

Kahramanlarımız, gerek virüsü gerek ise 12 Maymun ordusunu araştırırken, dizinin kilit ismi-efsane ismi- Jennifer Goines (Emily Hampshire) ile karşılaşıyorlar.  Ruh ve Sinir Hastanesine kapatılmış fakat bundan çok daha fazlası olan Jennifer, ana karakterlerden biri olup çıkıyor. ‘Virüs ile bir ilgisi var mı? Her şey Jennifer yüzünden mi oluyor?’ soruları kafanızda uçuşacak. Hem merak uyandırıcı hem de dizinin en eğlenceli karakteri. Onun dünyası çok farklı, çok renkli ve bir o kadar karanlık.  Aman! İlerisi spoiler…

Uzun lafın kısası, dizi böyle başlıyor fakat bambaşka bitiyor. Baştan sona kadar merak uyandırıcı olan bu dizimiz tam dört sezon sürdü ve geçtiğimiz ay final yaptı. Ayrıca dizinin senaristlerinden biri olan Terry Matalas sosyal medyada sorularınıza cevap veriyor. Oyuncular ise fanlarla yakın bir iletişim içinde… İzlemek için çok geç değil. Okuduğunuzdan çok daha fazlası olan bu diziye, biz bir göz atın deriz.

 

error: Korunan İçerik!