tds_thumb_td_300x0
Son Yaz Nasıl Bir Dizi? | 1. Bölüm Yorumu

Son Yaz: İki Yabancı

Merakla beklediğimiz güçlü kadrolu yeni dizimiz, nihayet yılın ilk gününde yayın hayatına başladı ve hevesle yolunu gözlediğimiz karakterlere kavuştuk! Şimdi gelin keyifle izlediğimiz ilk bölümde neler oldu, diziyi nasıl bulduk biraz anlatalım.

Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki, Alperen role inanılmaz yakışmış ve gerçekten çok iyi oynuyor. Sırıtabilecek onca şey varken hiçbiri sırıtmamış, Akgün diye birini oynamıyor, direkt Akgün olmuş resmen. Oyunculuk anlamında beni tatmin etti, bu açıdan sevinçliyim.

Akgün Gökalp Taşkın

Karaktere gelecek olursak, babasının izinden giden, cesaretli, sempatik bir serseri diyebiliriz. Tabi sempatikliği hayli göreceli. Çok hürmet gösterdiği babasını örnek almış her zaman, ona karşı boynu kıldan ince. Tabii bazı yanlış anlaşılmalar sonucu işler biraz değişiyor.. Hayal kırıklığının getirdiği bazı tepkiler var.

Selim ailesiyle sorunlu ilişkileri olan, kendini mesleğine fazlasıyla adamış ve gördüğümüz kadarıyla henüz bilmediğimiz sebepler yüzünden oldukça işkolik bir adam. (Umuyorum ki sıradan bir bağlılık değildir, altından muhakkak bir şey çıkmasını umuyorum.) İlk andan beri izlediğimiz tüm sahnelerde bunu gördük. Aşık ama çok kırgın bir eş ve ikisi birbirinden farklı duygular taşıyan iki çocuk.

Canan Kara – Avukat/Selim’in Eşi

Avukat Selim’in kızı Yağmur, babasından, yokluğunda bile isim soyisim kullanarak bahseden, öfkeli bir genç. Ama sahneleri doğallıktan çok uzak ve izleyiciye geçmiyor, ne yazık ki sebebi de karakteri canlandıran Hafsanur’un performansı. Çünkü bence repliklerde veya oluşturmak istenen tavırda bir sorun yok.

Canan’ın ablası ve o ortam komik yapılmaya çalışılmış ama çalışılmasa da olurmuş sanki, çok gerekli gelmedi bana. Kadın itici değil, rahatsız olmadım ancak kızı için (kuzen diye eline telefon yapışık gezen ergen arkadaşımız) aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Naz (kuzen) ve Selim’in kızı Yağmur

Partide yaşanan gerginliği bi kenara bırakırsak, ortam inanılmaz yapaydı ya. Neyse önemli olan bu olmadığı için, üstünde durmuyorum. Aslında Akgün savcının kim olduğunu dansöz muhabbetinde anladı sanmıştım ama yanılmışım, o yüzden öğrendiği ana ve verdiği yüksek tepkiye, daha doğrusu o kaosa bi tık şaşırdım.

En önemli konudan, yani dizinin binevi ana olayından bahsetmek gerekirse, savcıyla çenesi düşük Akgün şimdiden o kadar iyi bi ikili oldular ki, izlerken hem gülüyor eğleniyor hem de aralarında gelişecek, daha doğrusu gelişmeye çoktan başlamış olan o ilişkiyi deli gibi merak ediyorsunuz. Buram buram abi-kardeşlik kokuyor çünkü, tahmin edeceğiniz üzere. Sahneler çok hoş. Allah’ım çok heyecanlıyım! Bu çeşit bağlar > çoğu aşk hikayesi.

Selçuk Taşkın’la başlayıp hızlı geçişlerle bize herkesi sıkmadan tanıtan bir bölümle açılış yapan Son Yaz, birçok klişe barındırmasına rağmen akıcı, seyir zevki yüksek bir dizi olmuş. Şimdi fazla uzatmadan, bazı sahnelerden kısaca söz etmek istiyorum.

Akgün, Selim’i başta polis sandıktan sonra savcı olduğunu öğrendiğindeki tavrı ve yaşadıkları diyaloglar komikti, Akgün zaten genel olarak eğlenceli bir tip. Selim’in, karısıyla kavga ederken “bana vakit ayırmaya tenezzül bile etmiyosun” demesiyse baya iyi ironiydi.

Savcıyla Akgün’ün zoraki birlikteliği şimdilik çaresizlik kelimesine bağlıyken ve Selim (Akgün babasıyla telefonda konuştuktan sonra kaldıkları yerde)Tutunacak benden başka kimsen yok.” demişken, bu sözler sonradan çok daha anlamlı, altı dolu hale gelecek. Gerçekleşeceğine neredeyse emin olduğum bir sürü tahminim var bu konu hakkında.

“Sen bu yüzden mi kızgınım sanıyorsun? Ben yıllardır her gün sinirli uyanıyorum! Bunu niye yapıyorum biliyo musun baba, çünkü kızmayı bıraktığım gün seni unuturum diye korkuyorum..”

Yağmur’un en etkileyici sahnesi kesinlikle buydu.

Selim ve Canan’ın tartışma sahneleri gerçekten güzeldi. İki başarılı oyuncuyu karşılıklı izlemek böyle oluyormuş demek ki. Hissiyatın geçtiği, gerçekçi.. Neredeyse herkesin bol bol hayal kırıklığı yaşadığı, Akgün’ün defalarca istemesi ya da denemesine rağmen bir türlü savcıdan uzaklaşamadığı, eninde sonunda yanına yöresine döndüğü bir bölümdü.

Dizinin aşk ayağına pek ısınamadım, onun dışında neredeyse her şeyi sevdim diyebilirim. Evet çok farklı, aşırı ilginç bir konu veya işleniş değil, her şey gayet aşina olduğumuz şekilde ama Son Yaz kendini izletiyor, üstüne bir de sevidiriyor. Sürükleyici, dolu dolu bir başlangıç yaptı, emeği geçen herkesi tebrik ediyor ve sonraki bölümlerde de bu frekansta devam etmesini diliyorum. Ha bir de, kullanılan müzikler aşırı hoştu ya.🥺 Başka yazılarda görüşmek üzere! ❤

2. Bölüm Yorumu3. Bölüm Yorumu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!