Nilüfer vs. Kaan: Kazanan Kim Olacak?
Yeni bir Çift Kişilik Oda bölümü ve yine ben 😊 Biliyorsunuz Çift Kişilik Oda ilk bölümüyle 22 Mayıs’ta NOW‘da yayın hayatına başladı. Eğlenceli bir içeriğin yanında fazlaca dikkatimi çeken detay var içinde. Bu yüzden bu dizinin yorumunu yapabiliyor olmak çok kıymetli benim için. Dizinin ilk bölüm yorumunu da yapmıştım, dileyenler buradan okuyabilirler… İkinci bölüm de 29 Mayıs (Perşembe) akşamı yayınlandı. Ve Nilüfer ve Kaan’ın hikayesine kaldığımız yerden devam ediyoruz!
Bölümü izlerken kimi zaman buruk duygularla sarıp sarmalandık, kimi zaman da keyifli anlarla… Hissettirdikleri duygularla, atmosferiyle ve seyirciyi de dahil ettiği sıcacık, özlenen arkadaşlıklarla kalplerimize dokunmaya devam etti bu harika ekip ikinci bölümde de…
Bugün biraz Nilüfer ve Kaan‘ın ilişkilerinden ve yaralarından, biraz aşkın hallerinden, biraz da aile kavramının anlamından bahsedeceğiz genel anlamda. Üzerinde durulacak çok konu var ancak ben dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım derdimi.
Her zamanki gibi yazının “spoiler alert” kısmından sonrasını henüz bölümü izlememiş olanların okuması tavsiye edilmez. Bölümleri izledikten sonra bekleriz efendim 😉
!!! SPOİLER ALERT !!!
Diziyi izlerken yaptığım çıkarımlara, tahminlerime ve yorumlarıma eşlik etmeye hazırsanız başlıyoruz. Sıkı tutunun lütfen! ☺️
Çift Kişilik Oda, genel hikayesinin yanında karakterlerinin özellikleriyle de uzun zamandır televizyonda izleyemediğimiz türden bir iş. Sanki bir ilk aşk heyecanı taşıyan esas ikili, onların yakın ve samimi arkadaşları, herkesin sahip olmak istediği samimi ve eğlenceli ortamlar… Bir de bunların yanında daha karanlık, entrikaların döndüğü ve asla hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir taraf… Özlediğimiz gibi bir romantik komedi dizisi! 💖
Hikaye ilerledikçe daha da güzel olacağını düşünüyorum. Daha şimdiden birçok konuda açılmaya başladı hikaye…
Hadi gelin, Lutesya’da odaların arasına karışıp neler olup bittiğine bakalım ve duyguların dönüşümüne, sırlara, aşkın farklı hallerine ortak olalım!

“Siz? Ben? Mümkün Değil!”
Yaşanan onca kaosun, ani gelen öpücüğün, tüm “mümkün değil”lerin ardından yine karşı karşıya Nilüfer ve Kaan. ✨ Kaan aradığı kızı bir anda bambaşka bir isim ve pozisyonda görünce afallasa da geri adım atmıyor ve istemediğini söylüyor. Peki Nilüfer durur mu? Burada Sevil için çalışmaya mecbur olduğu halde kuyruğunu dik tutuyor ve “Ben de bu adamı istemiyorum.” diyor. Kaan’ın otelin varislerinden biri olması dışında bir problemimiz yok. 😅
Nilüfer sınıf ayrımlarının olmadığı, sevgi ve saygı dolu bir çevrede yetişmiş. Haliyle dadılarla büyütülen, Çetin Tunca’nın kendi hatasının bedelini yükleyerek aile ortamından uzak büyümesine sebep olduğu oğlu Kaan için ise her şey tam tersi.
Kaan doğru bildiğini söylemekten, insanları kırmaktan geri durmayan; işin kötü kısmı bunu oldukça doğal şekilde yapmaya alışmış bir adam. Evet, arkadaşı Ferit’i de, asistanı Oya’yı da seviyor ama sevgi göstermek pek lügatında olan bir şey değil. Nilüfer ise insanlara sıcacık gülümseyen, insanları dinleyen ve onlara yardımcı olmaya çalışan, sevgisini hem sözleriyle hem de davranışlarıyla göstermekten geri durmayan bir kadın.
O yüzden karşı karşıya geldiklerinde birbirine taban tabana zıt olan bu ikili bir araya geldiğinde tartışmadan uzun bir süre geçiremiyor.
“Bir daha da asla ama asla karşıma çıkma!” – Kaan Tunca
“Siz? Ben? Mümkün değil!” – Nilüfer Yücel
Kaan ve Ferit İş Başında
Ferit dizide özellikle de şu an Kaan için dengeleyici bir karakter. Analizleri ve ipuçlarını bağlama ve yorumlama konusunda oldukça yetenekli. Tüm hikayeye dışarıdan bir göz olarak baktığından Kaan’ın duygularının, özellikle de hırsının mantığının önüne geçtiğini fark ettiği anda müdahale ediyor.
Kaan’ın ani kararlarında, harekete geçmelerinde ve aldığı kararlarda daima yanında olsa da, Kaan’ın ondan soyutlanmasına, onu görmezden gelmesine de izin vermiyor. Gerektiğinde uyarıyor, öneri veriyor ve destek oluyor. Dizide kilit rollerden biri olduğunu düşünüyorum. Kaan’ın duyguları öne çıktıkça onu gelişebilecek tehlikelere karşı uyaracak gerçek bir dost çünkü Ferit.
Özellikle de Kaan’ın kolye çalınma skandalının altında Sevil’in olduğunu fark etmesi ve kalan parçaları da Ferit’in birleştirmesi ne kadar iyi bir ikili olduklarını da gösteriyor bize. Kaan’ın sezgileri ve Ferit’in analizleri Lutesya’da çok işlerine yarayacak!
“Orası Benim Hayalim”
Sevil’in Nilüfer’in gözünü korkutmak için ifadeye çağırılmasından sonra artık her şey açığa çıkmış oldu. Münevver, torununun Lutesya Oteli’nde çalışmaya başladığını öğrendi ve buna asla razı değil. Kızının ve damadının hakkının yendiği o oteli lanetli görüyor adeta. İnsan da böyle olunca hayatlarını kaybetmelerinde bu işle ilgili bir sebep mi var diye düşünüyor… Bir bilgi verildiyse de dikkatimden kaçmış olabilir.
Zaten artık Çetin Tunca, eski ortaklarının kızının hala yaşadığını ve otelde hak sahibi olduğunu biliyor. Nilüfer’i hemen fark eder mi bilemeyiz ama geçmişe doğru bir yolculuğa çıkacağımız kesin.
Bu sahnede Nilüfer’in istekleri o kadar gerçekçiydi ki… Annesi ve babası olmadığından anneannesi tarafından üzerine düşülerek, her kötülükten korunmaya çalışılarak büyütülmüş Nilüfer. Hatta kendisi de hayatını anneannesine adamış minnetinden… Ama artık kendi için bir şeyler yapmak istiyor. Kendisi de bir şeyleri tecrübe etmek, hatalar yapmak hatta belki de anne ve babasının emanetine sahip çıkmak istiyor.
Anneannesinden de onayı aldıktan sonra daha kendinden emin, gizlediklerinin ağırlığını omuzlarında taşımayan bir Nilüfer göreceğiz eminim ki!
“Hem ben oraya gidince annemle babam yanımdaymış gibi hissediyorum biraz…” – Nilüfer Yücel
“Butler’ım Değil Misin?”
Sevil yüzünden Nilüfer’in başının belaya girmesine Kaan’ın kayıtsız kalacağını düşünmedik herhalde. 😎
Nilüfer’in Sevil yüzünden üstelik haksız yere zan altında kalmasına göz yummak yerine kendi hukuk ekibinden birini göndererek kurtulmasını sağladı.
Her ne kadar Ferit’in “Sen kovma, kendi istifa etsin.” önerisini dikkate aldığını söylese de, Kaan’ın istemsizce Nilüfer’e çekildiği bir gerçek. Atışmalarını, pes etmemek için çırpınmalarını, lafını esirgememesini bir noktada seviyor sanırım Nilüfer’in. Çevresinde olmasını seviyor çünkü Nilüfer sahte bir insan değil. Tamamıyla gerçek ve ne karşısındakine parası için iyi olan biri, ne de doğru bildiğini söylemekten geri duran biri…
Bence tam da bu sebeplerden Nilüfer’in zor duruma düşmesini ve hedef olmasını istemiyor. Tabii bunun yanında Nilüfer’de de benzer bir çekim yaşama durumu var. Kaan ona oldukça sert davransa da, onun sabrını zorlasa da, bazen oldukça kaba bir adam olsa da ona karşı bir çekim duyuyor. İçten içe onun bu kadar sert ve umursamaz biri olmadığını düşünüyor bence.
Bir dosya dolusu kuralı Nilüfer’e kabul ettiren inadı, bir noktadan sonra aşka ve hayallerine attığı ilk adımı olarak kalacak hafızasında. 💖

Aşkın Yasak Hali
Her aşk ufak inatlaşmalarla başlayan, sırların olmadığı “normal” bir aşk olmuyor tabii. Arzular, adrenalin ve gizliliğin verdiği heyecanın peşine düşüp tehlikeli bir hale bürünen aşklar da var: Yasak aşklar gibi…
Ahu ve Baha’nın birlikteliği baştan sorunlu bir birliktelik aslında. Evli bir adamın sevgilisinin olması… Hele ki karısının sahibi olduğu otelin bir çalışanıyla… Oldukça tehlikeli… Bu ikilinin en çok nasıl bu ilişkiye başladığını merak ediyorum.
Ahu’nun tüm bunlardan haberi var mıydı, Baha nasıl ikna etti Ahu’yu vs. vs. Çok fazla soru işareti olan bir ilişki. Ahu’nun en yakın arkadaşlarına dahi anlatamayacağı kadar gizemli. Ki bu sebepten Begüm ve Nilüfer ile bir noktada arkadaşlığının tehlikeye gireceğini düşünüyorum.
Karısını aldatmasından da belli olacağı şekilde Baha da karakter sorunları yaşayan bir adam zaten. Sevil tarafından aşağılanmayı, değer görmemeyi kendine yediremediği için intikamını bu şekilde alıyor ve kendisine değer veren bir kadınla olmayı seçiyor. Ama o kadar güçsüz ki Sevil’e karşı ondan ayrılamıyor, ona karşı çıkamıyor.
Otele kadar gelip Ahu ile konuşmaya, sözde kendini affettirmeye çalışsa da darda kaldığı anda Ahu’yu Sevil’in önüne atmaktan çekinmiyor. Sevil tarafından Ahu’nun azarlanacağını bile bile ona sıradan bir otel çalışanı gibi davranıp Sevil’in öfkesini ona yönlendiriyor, sonra da utanmadan özür diliyor.
Aslında Ahu’nun ayrılmak isteme sebepleri bunlar. Hem evli bir adamın sevgilisi, özgürce bir ilişki yaşayamıyor ve herkese yalanlar söylüyor hem de asla arkasında durmayacak olan, daima bahaneler uydurup ne karısından ne de Ahu’dan ayrılmayan bir adam var. Bu ikili arasındaki ilişkinin nereye gideceğini de fazlasıyla merak ediyorum. İzleyip göreceğiz!
“Ben senin sevgilin olmak istedim, kapatman değil!” – Ahu Atakan

Nilüfer vs. Kaan: Butler Olabilir Misin, Olamaz Mısın?
Kaan kurduğu oyunlarla insanları alt etmeye alışmış bir adam, Nilüfer ise ona “yapamazsın” denen şeyleri inada bindirip yapmak konusunda iddialı bir kadın. Haliyle müthiş bir çekişme var bu ikili arasında. 🔥
Kaan sunduğu şartların Nilüfer’i yıldıracağını düşünüyor ancak Nilüfer ne Sevil’i karşısına alıp hapse girmek istiyor ne de haz etmediği (!) bir adamın onu küçümsemesine izin vermek… İkisi de aynı zamanlarda ve birbirlerinden farklı yerlerde habersizce birbirlerine zıt şekilde planlar yapıyor ve bir savaş başlatıyorlar. Bakalım bu inatlaşmanın sonucunda kim kazanacak? Kaan mı, Nilüfer mi, Aşk mı? ❤
“Görelim bakalım Nilüfer Hanım ne kadar zorlamaya dayanabiliyor?” – Kaan Tunca
“Anneannem için, hapse girmemek için her zorluğa dayanırım ben.” – Nilüfer Yücel
Kâmil ve Melike’den Nilüfer’e Butler Eğitimi
Tecrübeli butler Kamil, personel müdürü Melike ve kendini aniden Kaan’ın butler’ı olarak bulan Nilüfer… Bence müthiş bir üçlü oldular. Yerine aniden Nilüfer getirildiği için bozulmuş bir durumda Kamil. Nilüfer’in torpilli olduğunu düşünüyor aslında ancak Sevil’den aynı ücreti almaya devam ettiğinden ve hala değer gördüğünden bunu dillendirmiyor. Melike ise Kamil’e karşı ilgisinden dolayı sanırım ona yapılan haksızlığa sinirli ve bu yüzden Nilüfer’den hoşlanmıyor.
Nilüfer ise her şeyden habersiz Sevil’in tehditleri, Kaan’ın planları arasında gidip geliyor. Yıllardır bu işi bilen insanların yanında tecrübesizliği, heyecanı ve durumları anlamlandıramamasıyla mücadele etmeye çalışıyor. Ve biz de bunları izlerken feci şekilde eğleniyoruz. 🙂
Nilüfer’in bavul hazırlarken yaptığı hatalara Melike ve Kamil’in verdiği tepkiler o kadar muhteşemdi ki. Her işi nefes almak kadar doğal gerçekleştiren Kamil ve hatadan hiç hoşlanmayan Melike, Nilüfer ile daha epey uğraşacaklar gibi duruyor. Devrim Özkan, Onur Büyüktopçu ve Hivda Zizan Alp‘in enerjilerine bayıldım! ❤️🔥 Bundan sonraki sahnelerini de merakla bekliyor olacağım.
“Müşteri her zaman haklıdır Nilüfer! Benim asabımı bozma Nilüfer!“ – Kamil Şendul
Butler Nilüfer
“Odamda sessizlik ve yalnızlık istiyorum.” diyen Kaan’a ıslık çalarak nevresim seren, kapıyı kapatamayınca kapı ile savaşa giren, durmadan sağa sola koşan ve asla sessiz kalamayan Nilüfer şoku. 😅
Özellikle sessiz ve görünmez olmaya çalışırken büründüğü haller çok sempatikti Nilüfer’in. Üstelik gerçekten de rahatsızlık vermek için yapmamıştı… Nilüfer zaten yerinde duramayan, enerjik, gürültülü bir kadın. Haliyle bu da Kaan’ın isteklerini imkansıza yakın bir hale getiriyor.
Tabii Nilüfer inatsa, Kaan daha da inat. Sessizce iş yapabilmesi için tek tek kalemlerini temizlettirecek kadar hem de… Ama Nilüfer’in de yılmaya pek niyeti yok. Kaan’ın tüm gerekli gereksiz iş yüklemelerine dirense de Gamze’yi bulmasını istemesi son nokta oluyor. Kaan’ın bile aramalarına dönmeyen Gamze’yi de bulsa bulsa Nilüfer bulur bence. 😎

Bitmeyen Çatışma: Sevil ve Baha
Sevil ve Baha arasındaki sürekli bir gerilim var. Ve bunun temel sebebi Sevil’in daima Baha’yı küçümsemesi ve Baha’nın da bunu gururuna yedirememesi… Yine ilişkilerinin nasıl başladığını merak ettiğim bir ikili… Yani bir zamanlar birbirlerini sevmişler miydi, ya da en azından biri diğerini seviyor muydu? Çok merak ediyorum.
Baha sevmiyor belli, ayrılamamasının sebebi Sevil’in çok baskın kendisinin ise pasif bir karakter olması. Peki Sevil? Seviyor mu, sevmiyor mu bilmem ama evliliğinin dağılmaması için oteli bahane ediyor gibi geliyor bana çoğu zaman. Kendi evliliği de anne ve babasının evliliğine benzemesin diye de olabilir. Bilemiyorum.
Ayrıca annesine benzemekten de korkuyor olabilir ve Baha’nın otelde çalışan bir kadınla sevgili olmasıyla beraber korktuğu şey de başına gelmiş olacak. “Sevgi falan çok da önemli değil.” diyor ancak bence fazlasıyla ihtiyacı var sevmeye ve sevilmeye…
“Saygı ve sevgi görmediğim bir yerde yaşamaya katlanamıyorum artık. Oğlumuz da bu yüzden çekip gitmedi mi zaten?” – Baha İnan
Bu bölümün sürprizi kesinlikle Sevil ve Baha’nın bir çocukları olduğunu öğrenmemizdi… 😳 Bu durum daha çok bu ikiliyi merak etmeme sebep oldu. Ayrıca oğulları nerede, ne yapıyor, kaç yaşında? Kafamda deli sorular. Neyse bakalım konu açıldığına göre devamı gelecektir. Merakla bekliyor olacağım.
Ortaya Çıkan Gerçekler
Kaan, Nilüfer’in anneannesinin esnaf hesabıyla yaptığı borç yerine başka şeyler yazma taktiği sayesinde babası Çetin Tunca’nın evraklarda yaptığı değişimi bulmuş oldu. Meğer Lutesya Otel evraklardakinin aksine batmak üzere olan bir şirketmiş. Bu sayede biz de Çetin Tunca’nın neden yıllar sonra Kaan’ı yanında istediğini daha net anlamış oluyoruz: Para!
Tabii unuttuğu şey oğlunun bir finans uzmanı olduğu… Sevil başta bu duruma inanmasa da babasının da kabul etmesiyle gerçekleri görüyor. Babası ve kocası onun haberi dahi olmadan evraklarla oynamış ve onu da kandırmışlar…
Bir kez daha Çetin Tunca’nın evlatlarına ne kadar değer vermediği ortaya çıkıyor. Kaan uzağında, Sevil yakınında büyümüş ancak ikisi de ne baba sevgisi ne de baba ilgisi görememişler… Değer bile görememişler ki ikisi de babalarına yabancılar. Kaan daha küçüklüğünden beri Çetin Tunca’yı “baba” olarak görmese de Sevil için durumlar bu kadar basit değil.
Sevil daha hala babasının göz bebeği olmak isteyen, ondan takdir kapmaya çalışan, sevemediği üvey kardeşini kıskanan küçük bir kız çocuğu taşıyor içinde. Muhtemelen Kaan sayesinde babasının bu yüzünü görmeye devam edecek. Ki Kaan’ın Çetin Tunca’ya yaptığı konuşmada Kaan’a hak verdiği mimikleriyle de görülüyor.
“Evet, bu otel senin evladın. Ona da diğer evlatlarına davrandığın gibi davranmışsın. Özensiz ve riyakarca…“ – Kaan Tunca
Kaan’ın Nilüfer İle İmtihanı
Kaan Nilüfer’e Gamze’yi bulma görevini verince Nilüfer bir kez Gamze’yle konuşsa da onu ikna edemeyeceğini anlar. Peki bu onu durdurur mu? Asla. Bir kadın olarak görmek isteyeceği ilgiyi sanki Kaan yapıyormuş gibi göstererek Gamze’ye romantik jestler yapmaya, romantik notlar göndermeye başlar.
Ancak bilmediği bir durum vardır… Gamze, üniversiteden beri Kaan’a takıntılı şekilde aşıktır. Ve Nilüfer’in jestlerinden sonra Kaan’ın da ona aşık olduğuna ikna olması çok da zor olmamıştır. Gamze’nin birden Lutesya’ya dönüş yapması ve Kaan’a yaklaşım tarzı Kaan’ı şüphelendirir ve o da Nilüfer’i sorguya çeker.
Nilüfer çekine çekine de olsa anlatır, Kaan ise sinir krizi geçirmenin eşiğine gelir. Yıllardır köşe bucak kaçtığı kadın, artık aşkının karşılıklı olduğuna inanıyordur çünkü. Üstelik bu bedavaya da olmamıştır… 😅
“32 bin dolar mı harcadın sen?” – Kaan Tunca
“Ama hepsinin fişini aldım Kaan Bey.” – Nilüfer Yücel
Kaan’ın limitsiz kredi kartını Oya, Nilüfer’e teslim etmişti. Nilüfer de yaptığı jestlerin tüm harcamasını Kaan’ın kartından yapmış. Nadir bulunan bir inci türünü de Gamze’yi ikna etmek için alınca, olanlar olmuş. Butler olması Nilüfer’e imtihan olacakken Kaan’a olmuş oldu böylece. 😂
“Siz çok gerildiniz. Ben size bir papatya çayı yapayım. Papatya çayı sakinleştirir, bütün sinirleri alır.” – Nilüfer Yücel

“Bize Düştü Çift Kişilik Oda”
Nilüfer, Kaan’ın aldığı kararla artık 24 saatini otelde geçirecektir. Ancak zaten Kaan’ın verdiği görevler, Gamze’yi bulma telaşı derken hiç uyuyamadığından Kaan duştayken onun yatağında uyuyakalır. 😴
Kaan duştan çıktığında Nilüfer’i yatağında bulmasıyla şaşırsa da çok doğal bir şekilde gidip üstünü örtüp ve Nilüfer’i seyretmeye başladı. Nilüfer uyanıkken ona zorlu görevler verip yıldırmaya çalışsa da, karşısında uyurken en samimi haliyle onu izledi Kaan.
Bence Nilüfer’den etkilendiğinin ve bu butler olma mevzusunu da bundan kabul ettiğinin farkında, sadece bunu sesli dile getirmekten çekiniyor gibi bir hali var… İnsanlara olan güvensizliğinden de kaynaklı olabilir bu durum.
Ancak Gamze’nin gelip Nilüfer’i Kaan’ın yatağında, Kaan’ı ise bornozuyla onu izler bir şekilde görünce ve çığlığı basınca Nilüfer de ayaklanıyor. “Aramızda hiçbir şey yok, beni de görmeyeceksiniz.” konuşmaları yaptığı Gamze’ye bu şekilde yakalanmasıyla işler arap saçına dönüyor bir anda.
Bu durumu buradan nasıl kurtaracaklar, Gamze’yi nasıl ikna edecekler aşırı merak ediyorum. Harika bir son sahneydi!💖
Eveettt! Çift Kişilik Oda için ikinci yazımızın sonuna geldik. Umarım keyifli geçmiştir. 🙂 Diziyi izlemekten, detaylar fark etmekten ve de yorumlamaktan da büyük keyif alıyorum. Yapımda emeği geçen herkesin emeğine sağlık! Müthiş bir iş olmuş. 🩵 Dilerim reytingi bol olsun ve bu ekip uzun bir süre daha bizimle olsun. 12 Haziran’da yayınlanacak 3. Bölümün yorumu ile görüşmek üzere…
O zaman dizinin dilimize dolanan jenerik müziği ile bitirelim yazımızı…
"Artık adresim bu kalp benim,
Bize düştü Çift Kişilik Oda..."