Mazhar Alican Uğur: Oyunculuk için eğitim de çok önemli, yetenek de

Mazhar Alican Uğur: Oyunculuk için eğitim de çok önemli, yetenek de

Merhaba Mazhar Alican Uğur! Öncelikle bizi kırmayıp röportaj teklifimizi kabul ettiğin için çok teşekkür ederiz, umarız senin için keyifli bir röportaj olur ☺

  • Seni daha yakından tanımayı çok isteriz. Bize dışarıdan herkesin göremediği Mazhar’ı anlatır mısın? Seni çok iyi tanıyan bir arkadaşına sorsak Mazhar’ı bize nasıl anlatırdı?

Valla benim için “dışı buz içim balım” derler. Sert mizaçlı gözüküyorum dışarıdan ama sonra tanıdıklarında beni enerji patlaması bir insanla karşılaşıyorlar. Hiperaktif diyorlar bile diyebilirim. Çok sert gözüküyorsun diyenlerin en çok şaşırdığı bir diğer şeyde aşırı duygusal olmam.

  • İlk audiotionını hatırlıyor musun? Dinlemeyi çok isteriz. ☺

Oooo… Hatırlamaz olur muyum. Baya evde yoktum ilk auditionımda 🙂 Heyecandan oyundan önce tanıtım çekmek istediler, adımı bile düzgün söylemek bir kaç tekrarımı almıştı. :))))

  • Zamanda biraz geriye gitmek istiyorum. Aşk Yeniden dönemlerine. Aşk Yeniden çok sevilen bugün bile konuşulduğunda etkileşimi fazla olan bir iş. Her karakteri ayrı ayrı seviliyor. Aşk Yeniden’in sana kazandırdıklarını merak ediyoruz. İlk set gününde neler hissettiğini, dizinin kariyerindeki etkisini anlatabilir misin? Mustafa ile nasıl tanışmıştın? Senaryoyu ilk kez okuduğunda neler hissettiğini anımsıyor musun?

Aşk Yeniden benim ilk göz ağrım, uzun soluklu bir iş olarak. Her zaman yeri ayrı olacak bende. Ekip bir kere birbirinden kıymetli ve eğlenceli insanlardı. Hem çok şey öğrendim hem gerçekten çok eğlendim işimi yaparken. O zamanlar çok toydum bambaşka bir heyecanı vardı benim için. Ben sadakata çok önem veririm, Mustafa’da öyle bir karakterdi. Buğra Gülsoy’un karakterine çok bağlıydı, o açıdan çok örtüşüyorduk. Biraz da safçaydı, o kısımları köpürtmekte benim için inanılmaz eğlenceli oluyordu.

  • Hayatımın dönüm noktası dediğin bir anın var mı?

Babamı erken kaybetmek benim için bir dönüm noktası oldu.


  • İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sahne ve Gösteri Sanatları mezunusun. Bölümünün kariyerine katkıları neler? Oyunculuk için eğitim mi yoksa yetenek mi daha mühim sence?

Ben çok şanslı bir döneme geldim. Çok sevdiğim arkadaşlarımla aynı dönemde okudum. Hocalarımızla da çok iyi ilişkilerim vardı, sanata dair çok kıymetli şeyler kazandırdılar bana. Oyunculuk olarak fakat asıl eğitimimi Craft Atölye’de aldım. Oyunculuk için eğitim de çok önemli, yetenekte. Birinden biri eksik kalırsa bir bacağı yarım kalan bir iş bence.

  • Ünlü oyuncu eğitmeni Anthony Vincent ile de tanışıp Eric Moris tekniği üzerine eğitim almışsın sanırım. Vincent’in eğitim sırasında size verdiği nasihatlerden birkaçını bizimle de paylaşabilmen mümkün mü? ☺

Anthony ile çalışmamızın sonunda bana sınıfın önünde söylediği şu cümle beni hep çok motive etmiştir, “Sınıfa Alican ilk boksör gibi girdi, bizi dövecek sanmıştım. Şimdi çıkarken ki dönüşümünü hepimiz görüyoruz. Bambaşka bir Alican’ı hepimize tanıttı buradan giderken.” diyip beni alkışlatması beni çok onore etmişti.

  • Hudutsuz Sevda perşembe günlerinin en sevilen ve izlenilen projelerinden biri. Kadrosunda çok başarılı isimler yer alıyor. Hudutsuz Sevda’nın senaryosunu okuyup Bal Osman ile tanıştığında neler hissettiğini merak ediyorum. Bal Osman’a nasihat verecek olsan ne söylerdin? Sette aldığın en unutulmaz anekdot neydi?

Bal Osman’ı ilk okuduğumda hepimizin hayatında böyle bir arkadaşı, ailesinden biri olduğunu düşünmüştüm. Osman, benim için “iyi ki var” dediğim tipte adamlardan. Sert görüntüsünün altında inanılmaz renkli, temiz kalpli bir adam var. Dışı boz, içi bal ayısı :))) Osman’a bir nasihat verecek olsaydım “kendini hiç bozma kardeşim, sen böyle çok güzelsin.” derdim…

Sette yaşadığım bir çok anekdot var ama bir tanesi çok komiktir benim için onu paylaşayım; bir sahnede Bal Osman vuruldu, evde iyileşme sürecindeydi. İyileşirken de evde bolca sütlaç tükettiği bir dönemdi Osman’ın. Sahne çekilirken 7 tane sütlaç yemem gerekti, sütlacı da çok severim bu arada… Fakat çekimin sonlarına doğru küçük bir baygınlık yaşadım.. Çünkü şeker hastasıyım! :)))) fakat Osman’a o kadar kaptırmışım ki kendimi şeker meker unutup sütlaçları silip süpürmüşüm… :)))))

  • Sette günlerin nasıl geçiyor? Sana setin enlerini sorsak (en komik, en uykucu, en meraklı, en dakik, en sakini, en sinirlisi, en çalışkanı, en pozitifi, en enerjiği, en neşelisi, en duygusalı) ne derdin?

Biz güzel bir ekip olduk. Çok uyumlu, saygılı ve gerçekten eğlenceli insanlarla beraber çalışıyorum. Bu benim için inanılmaz bir şans ve mutluluk. Setin enleri ne olabilir diye düşünürsem,

Setin en komiği: Emre Bulut derim.

Setin en uykucusu: Şekerden dolayı ben diyelim :))))) Setin en dakik ismi: Denizcan Aktaş

Setin en pozitifi: Miray Daner

Setin en sakini: Yönetmenimiz, canımız Murat Öztürk. Setin en çalışkanı: Tevfik Erman Kutlu

Aklıma gelenler böyle valla :))) Setin geneli neşeli olduğu için tek tek herkesi yazmak istemedim.

  • Bir rol için hazırlık sürecin nasıl geçiyor? Bir totemin, ritüel haline getirdiğin bir alışkanlığın var mı?

Ben yeni bir işe çalışırken de, var olan işlerimde de senaryoma çalışırken genelde uzun yürüyüşlere çıkarım. Yürürken hem ezber yapar, hem karaktere çalışırım. Müzikle beraber yürümek benim ritüelim diyebilirim sanırım. Totem olarak her karakterimin ayrı totemleri olur benim. Mustafa’da her sahne öncesi önümü ilikler gibi yaparak sahneye girmek totemimdi. Bal Osman’da da her sahne öncesi “Höööğğ”lerim… Set ekibimiz bilir :)))))

  • En deneyimsiz, sektöre yeni adım attığınız güne geri dönelim. Ve bugünün Mazhar’ı zaman makinesiyle yıllar öncesinin Mazhar’ının yanında belirse, ona ne söylerdi? Geçmişin Mazhar’ı bugünün Mazhar’ına ne söylerdi? ☺

Zaman çok hızlı geçiyor, kıymetini bil derdim geçmiş Mazhar’a. :))

  • Sektördeki cinsiyet eşitliği konusundaki görüşlerini paylaşabilir misin?

Bence artık o konu eskiye göre çok aşıldı. Hala günümüzde böyle bir cinsiyet eşitsizliği olduğunu düşünmüyorum, düşünmek dahi istemiyorum. Kesinlikle böyle bir ayrım zaten olmamalı. Herkes çok kıymetli bir emek veriyor sektör için. Sadece kadın-erkek değil, setteki her emekçinin eşit olması gerektiğini düşünüyorum.

  • Biz biraz uğurlu bir ekibizdir. Burada kayıtlara geçen birçok manifestin gerçekleştiğine şahit olduk. ☺ Kariyerinde ya da hayatında gerçekleşmesini çok istediğin bir hayalin var mı? İleride çalışmak istediğin oyuncular ve yönetmenler kimler?

Tabii ki birçok hayalim var. Oynamak istediğim roller, ileride anlatmak güzel hikayeler var. Umarım gerçekleştiğinde tekrar konuşuruz ve size onları da anlatırım. Ama hayal olarak, oyunculuğa gönül verdiğimden beri en çok istediğim şey, yönetmen olarak Martin Scorsese ile çalışmak! 🙂

  • Bugünlerde neler dinliyorsun? Muhakkak izleyin dediğin dizi/filmleri önermeni isteyebilir miyiz?

Ben iyi olan her yemeği yer, her müziği dinlerim. :)))) Benim ailem müzisyen olduğu için, müziğe karşı hep çok ilgili yetiştim. Onları dinleyerek büyüdüm zaten. Son dönemde önerebileceğim iki tane çok kıymetli yerli yapımımız var. “Mukadderat” ve “Evcilik” i en son izledim ikisini de kesinlikle izlemelisiniz 🙂

Şimdi sırada sosyal medyadan gelen sorular var. ☺

  • Bugüne kadar canlandırdığı karakterlerden kendine en yakın hissettiği hangisi?

“The Ruse” diye bir kısa filmimiz vardı, orada ki Hazer karakteriyle, Bal Osman’ımın karışımı diyebilirim. Bu ikiliye kendimi çok yakın hissediyorum 🙂

  • Hudutsuz Sevda setinde en çok eğlendiği en yakın olduğu kişi kim?

    Valla en çok Oflu kardeşim, Emre Bulut’la eğleniyoruz :))))

  • Bugüne dek en eğlendiği sahnesi hangisiydi?

Hudutsuz Sevda’da bir kumarhane baskını sahnemiz vardı. Onda ekipçe baya eğlendik 🙂

Teşekkür ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!