La Casa de Papel, ne yalan söyleyeyim, sezon finaliyle beni oldukça şaşırttı. Dizinin beşinci sezonu olur mu olmaz mı net bir bilgim olmadığı için, daha fazla da uzatmayacaklarını düşünerek bu sezonu final sezonu olarak düşünmüştüm hep. Bölümün son dakikalarında hala ‘ee nasıl yani?’ derken buldum kendimi.
Bir yandan da sevindim açıkçası. İlk iki sezondan sonra dizinin yeni sezonu olmaz, işlenecek bir şey kalmadı diyorduk. Geri dönerek bizi sevindirdiler. Açıkçası çoğu insan beğenmese de ben yeni konuyu ve soygunu çok beğendim. Harika bir geri dönüş ve mükemmel bir final olacaktı. İlk iki sezonda yarım kalan hikayelerini, yeni sezonla tamamlama fırsatı buldular. Berlin ve Profesör ilişkisi gibi… Yeni karakterler katarak da hikayeyi renklendirdiler. Yine de toplamda dört sezon olacağını düşünmüştüm hep. Bir yandan sevindim, sıkıştırılmadan tane tane işlenmesi hoşuma gitti. Bir yandan da artık finale açım! Neler olacağını aşırı merak ediyorum.
Bölüme gelirsek; Profesör’ün, Lizbon’u orada bırakmayacağı zaten belliydi. Yakalanmaları halinde, neler yapacaklarını planladıklarını da tahmin etmiştim önceki yazılarımda. Bunu hepimiz aklımızdan geçiriyorduk. Bir şekilde hepsi Paris planıyla oradan çıkacak diye düşündüm yalan yok ama baktım hala bir şey yok, bölüm Lizbon’un kaçışı üzerine, durumu anladım ve finali beklemeyi bıraktım.
Plan, aşırı detaylı ve zahmetliydi. Şöyle bir düşününce, başarıyla tamamlanması bile mucize aslında. Ama Nairobi’nin kaybından sonra da böyle bir mucizeye ihtiyacımız vardı açıkçası. Bu yüzden bu konu üstünde durmak istemiyorum. Ama yine de planın adının Paris olmasının aşırı romantik olduğunu söylemeden de geçemeyeceğim.
Romantik demişken… Berlin ve Palermo arasında geçen sahne beni şok etti. Berlin Palermo’nun ona olan sevgisini anlayacak kadar zeki olsa da, Palermo’nun bunu Berlin’e asla söylemediğini düşünüyordum. Berlin resmen o sahnede bile isteye Palermo’nun üstüne gidiyor. Palermo’yu testten geçiriyor aslında. Kardeşinin haklı olup olmadığını öğrenmek için böyle bir şey yapıyor. Ve Palermo testten kalıyor.
Palermo’nun karakteri de bir nevi Berlin gibi… Sevip sevemeyeceğinizi kestiremiyorsunuz. Yaptığı küçümseyici yorumları ve takındığı aşağılayıcı tavırları onu sevmeyi zorlaştırıyor. Üstelik Nairobi’nin ölümünden onu sorumlu tutmam da buna pek yardımcı olmuyor tabi. Bunu nasıl yaparsın diye yakasına yapışmak istiyorum.
Peki herkes ikinci bir şansı hak eder mi? Bu sorunun cevabını beşinci (ve umarım son) sezonda alacağımıza inanıyorum. Berlin için canımı feda ederdim demişti Palermo. Acaba iki sezonda yaptıklarını affettirmek ve sonunda kendini kanıtlamak için geride kalan isim o olur mu? Merak konusu… Yoksa Helsinki ile bambaşka bir yaşama mı sürüklenecekler? Belirsiz.
Peki ekibimiz ne yapıyor? Eee, onlar da Lizbon kurtarma ekibinin bir parçası tabi… Gandia’yı kullanarak dedektifleri kandırdıktan sonra bu soygunu Nairobi için yapacaklarını haykırdılar. Keşke seslerini karşı taraf duyuyor olsaydı.
Bölümün bomba etkisi yaratan kısmı Lizbon’un kurtarılmasından çok Profesör’ün Alicia’ya yakalandığı andı! Düşüncesi bile tüylerimi diken diken etti şu an! İNANILMAZDI! E şimdi ne olacak peki? Aklımda deli sorular var ve bunlardan bir tanesi ‘acaba Alicia bizimkilerin tarafına geçer mi?’ Evet tamam o hikaye bir defa yazılır ama polis merkezinin ona attığı kazıktan sonra kaybedecek çok da bir şeyi kalmadı diyebiliriz. Profesör’ü yakalayarak üstündeki cezaların düşeceğine inanıyor olabilir ama bu işten bu kadar kolay sıyrılacağına inanmıyorum ben. Hikaye beşinci sezon bu noktada yeniden başlayacak, işte bundan adım kadar eminim.
Bize yine yeni sezon bekleme yolları göründü. Hepimize kolay gelsin!