3 Nisan sabah 10.00 itibariyle, La Casa de Papel’in 4.sezonu Netflix Türkiye’ye gelmiş bulunuyor. Heyecanlı bekleyiş, bu günlerde hepimize büyük bir motivasyon kaynağı da aolmuş durumda. Kafamızı dağıtacak, yeni bölümlerle ekrana kilitlenmemize neden olacak La Casa de Papel için, ben de geçtiğimiz günlerde son sezonu tekrar izleyerek bir tazeleme işlemi yaptığımı söyleyebilirim.
Peki Nerede Kalmıştık?
Sezonun son bölümünde Alicia Sierra’nın, Nairobi’yi çocuğuyla tehdit etmesi işin rengini değiştirmişti. Nairobi’nin hassas noktasını bulmuştu bu da onun vurulmasına yol açtı. Arkadaşları onun yardımına koşarken, diğer yandan Profesör büyük bir yıkım geçiriyordu. Lizbon, polis tarafından bulunmuş ve infaz edilmişti. Tabi biz Lizbon’un ölmediğini sezon finalinde izlemiştik fakat Profesör bunu bilmiyordu. Ve öfkeyle hareket ederek Palermo’ya bunun sadece bir soygun olmadığını ve ona göre davranması gerektiğini söyledi. Bankaya saldırmak üzere harekete geçen zırhlı araçlar, Tokyo ve Rio aracılığıyla füze atılarak patlatıldı.
Sezon finali çok ama çok duygusaldı. Çünkü ne Tokyo ne de Rio füzeleri fırlatmak istememişti. Ama ilk sezondan bu yana Tokyo ne diyordu? Bazen doğaçlama davranman gerekir. Ve bu da böyle davrandıkları bir andı.
Bölüm hareketli başladı. Ama izledikçe gerilmeye başladım. Bir iki tane fotoğraf gördüm İspanyol sosyal medyalarında yayınlanan… Hiç hoş olmayan şeylerle karşılaştım. Size söylemeyeceğim, çünkü bu bildiğiniz Spoiler!
Açık konuşmak gerekirse, bu bölümde beni sinir eden birkaç şey oldu. Denver’den başlamak istiyorum. Bu sezon onda olan sinir ve stres alışılagelmişin dışında gibi gelmedi. Tabi karısı için aynı şeyleri söylemek zor. Biz geçen sezon kendisini izledik. Tabi kadın o sıra Denver’e aşık olmakla meşguldü.
Arturo’nun bankaya gelmesi, Denver ve Stockholm için işleri değiştirdi. Tuvalette geçen olaydan Denver’in haberi yoktu tabi… Benim anlamadığım Stockholm’un nasıl bu kadar saf olabildiği… Arturo’yu hiç mi tanımadın? Bunu söyleyebileceğini hiç mi düşünmedin? ayrıca adam anlatırken abarttı. Neden doğruları sen kendin söylemedin?
Ayrıca, rehineler arasında olan ve konuşmasa da sürekli ekranda gösterdikleri o rehine kadın da kim? Geçen sezondan beri rolünü merak ediyorum. Gazeteci olabileceği aklıma gelmişti. Çok sinsi bakışları var. Gizli görevdeki bir polis de olabilir. Ama bu bölümden sonra diziyle ilişkisinin Denver ile ilgili olmasından endişeleniyorum. Bu bölüm Stockholmle kavga ettirmelerinin sonu, umarım yanlış yerlere çıkmaz. Başımıza bir Tokyo yeter çünkü…
İkinci nokta ise, Tokyo’nun liderliğe bürünmesi? Şimdi iyi güzel hoş, görüp geçirmiş ve eskisi gibi olmayan bir Tokyo var karşımızda. Rio’nun değiştirdiği bir Tokyo… Ama ne yaparsan yap o, Tokyo! Yani bırak liderliği, ortalığı karıştırması 5 saniyesini alır.
Yine de söz konusu Nairobi olunca dikkati elden bırakmaması ve sorumluluğu üstüne alması güzeldi. Ben de ekibin üyeleri arasında yer alsaydım, açıkçası Nairobi’yi dışarı çıkartmak istemezdim. Çünkü Rio’ya yapılanlar ya da çocuğuyla ilgili alacağı birkaç tehdit bile onun her şeyi söylemesi için yeterli olurdu.
Tabi dizi günümüzü anlatırken, geçmişten izler de görüyoruz. Ve bu çoğumuz için Berlin’i görmek demek. Tatiana ile olan düğünü o kadar güzeldi ki, bu evliliğin mutsuz bitecek olmasına oldukça üzüldüm. Bu sezon Tatiana kilit isimlerden bir tanesi olacak, orası kesin. Henüz ismi geçmedi fakat geçmişteki bir karakterden çok daha fazla bence kendisi.
Ayrıca Raquel (Lizbon)’in maruz kaldığı durum, gerçekler içler acısıydı. Onun yokluğu Profesör’e iyi mi gelecek kötü mü henüz bilmiyoruz. Fakat oy kullanmak istesem, iyi gelecek seçeneğine oyumu verirdim. Bu bir nevi motivasyon kaynağı olacak onun için. Raquel’i kaybetmenin verdiği hırsı doğru derecede kullanırsa, oradan sağ salim çıkarlar gibi geliyor bana.
Önümüzdeki bölümlerde öğreniriz artık!