tds_thumb_td_300x0
Kusursuz Kiracı 3.Bölüm Yorumu: Kirpi

Kirpimizin dünya ile arasında bir perde vardır. Bazı zamanlarda belki de çoğu zaman o perdeyi açıp içeriye güneş girmesine izin vermek ona çok zor gelir. Kendi karanlığına ve loşluğuna alışmaya başlar. Rutubet kokusunu güzel sanar çünkü başka hiçbir kokuyu reva görmemiştir kendine. Halbuki açılsa o perdeler; pencereler de açılır, o zaman da gök dolabilir içeri. Perdeler dış dünyaya açılmayınca dünya içeriden ibaret kalıyor. Mona’mızın ‘Kirpi’ olarak isim alan hayatı da biraz bu doğrultuda şekilleniyor. Kendini dışarıya kapatan, sarılmayı bilmeyen Mona kafasının içinde yeni bir dünya yaratıyor. Tabi bu şimdilik dizideki ipuçlarıyla birlikte biz izleyicilerin gözlemi.

Bölümün başına dönecek olursak; Mona’nın yetimhaneye girişinden beri dilinin çözülmesiyle birlikte Mona’yı daha yakından tanımaya başladığımız bir sahneyle başlıyoruz dizideki maceramızı devam ettirmeye. Mona’nın kafasına dair ilk intibamızı oluşturan bu sahne bölümün de Mona ile ilgili çok şey anlatacağını vurguluyor. Zaten dizideki flashbacklerin paraleller aracılığıyla verilmesi çok dozunda bir geçmiş seyri sunuyor bizlere. Saklambaçta herkesi sobeleyen Mona bu kez de yetimhanedeki bir konuğun üzerinden alınıp saklanan eşyasını buluyor. Yetimhane müdürü Mona’nın sezgi gücünün yüksek olduğunu vurguluyor.

Ana karakterimizin çok çalışkan, çok yetenekli, çok güçlü gibi kalıplar yerine sezgi gücü yüksek biri olarak vurgulanması da Kusursuz Kiracı’nın televizyondaki diğer dizilerden ayrılan yönlerine bir tanesini daha katıyor. Çünkü felsefeden psikolojiye pek çok disiplinin bir konusu olan sezgi muhakemesel ve daha görünmez bir şeyi ifade ediyor. Bu kısa flashback sahnesinde önemsiz gibi görünen sezgi detayı hikayenin genelindeki Mona için bir ipucu aslında.

Görünmez bir şey. Leyla? Tam o esnada Leyla da dahil oluyor sahneye. Bu sahnede o odada bulunanların gördükleri ve hitaba aldıkları Leyla’yı ilerleyen sahnelerde emlakçı görmüyor. Tıpkı ilk bölümde çay bahçesindeki garsonun görmediği gibi. Bu da Leyla’nın tamamen Mona’nın kurduğu bir karakter olduğu teorilerini çöpe atıyor. Leyla vardı ama ne zamana kadar? Bu sorunun cevabını ilerleyen bölümlerde eşelemeye devam edeceğiz.

Dizinin devamında geçen bölüm sobelenen komşulardan Sami ‘Sen tek biz hepimiz’ diyor Mona’ya. Ama bir şekilde pazarlıklar yapılıyor ve Mona bir anda komşuların altın arama sırrına 3 günlüğüne ortak oluyor ki bu sahneler dizide dairelerin içine girip olan bitene daha yakından bakabilmemiz için bize fırsat tanıyor ve Mona gibi biz de ısınmaya başlıyoruz gizemli komşulara. Daha yakından baktığımız evlerden biri Beyaz Yakalılar. Nihat ve Suzi işleri sebebiyle evliliklerinde soğuk bir dönem geçiriyorlar. Nihat’ın tavan arasında unuttuğu yüzüğü ise Mona’nın yetimhaneden kalan kutuyu tavan arasında bulmasına varan bir durumlar zincirinin halkası oluyor.

Nihat ve Suzi karakterlerinin oyuncuların da katkısıyla izlerken seyir zevkimizi yükselttiklerini söyleyebiliriz. Özellikle de Umut Kurt hiç sırıtmıyor arzulu, zaman zaman isyankar ama zararsız eş rolünde. Bölüm içinde konuk olduğumuz diğer daire ise Sami ve Hamiyet’in evi oluyor. Sami’nin evdeki ekonomik kısıtlamalarının altında ne zorluklarla çalışıp para kazandığı gerçeğinin yattığını zaten tahmin ediyor olsak da bu duruma bu sefer komedi unsuruyla değil evin çocuğu Pelin yoluyla daha gerçekçi ve duygusal bir pencereden bakıyoruz. Evler içindeki gerçek dertler, komşular arasında geçen dedikodular ve günlük muhabbetlerin her yeni bölümde artışı özlediğimiz apartman dizilerini böyle bir dizinin içinde tatmamıza vesile oluyor. Bu yönüyle Kusursuz Kiracı her yaşa ve kitleye hitap edebilecek bir dizi olma özelliğini koruyor. Üstelik bölüm süreleri de daha kısa.

Bölümün bir diğer başlığı ilk iki bölümde dizideki varlığını kendi halinde aile apartmanında yaşayan genç gazeteciden ibaretmiş gibi gördüğümüz Yakup’un ne işler çevirdiği oluyor. Yakup kim olduğunu bilmediğimiz biriyle telefonda Manolya hakkında konuşuyor. Daha önceki bölümde Yakup’un Mona ile tanışmasının bir tesadüften fazlası olduğuna dair de ipuçları verilmişti. Bir de Yakup’un dedesine cezaevinden gelen Mona ile ilgili bir mektup vardı. Tüm bunlar doğrultusunda Yakup’un konuştuğu kişinin Mona’nın cezaevindeki ya da cezaevinden henüz çıkmış olan babası olma ihtimalini şimdilik yazıyoruz bir kenara. Mona ve Yakup demişken yangınlara değinmenin sırası da geldi. Dizinin ilk tanıtımından beri gördüğümüz, duyduğumuz yangınlar Mona’nın bir gazeteci olarak ilgisini çeken bir konudan daha fazlası gibi gözüküyor ama zaten yangın meselesi hikayenin ana kolonlarından biri ve bu meseleyi senarist gibi daha sonrasına bırakmakta fayda var.

Sırlarla dolu Yuva Apartmanı bazı gerçekleri ve gizemleri barındırdığı gibi birçok insanı ve aileyi de barındırıyor bünyesinde. Bu da demek oluyor ki daha izleyeceğimiz çok fazla hikaye, bize sunulacak çok fazla açı ve çözülmeyi bekleyen gizemler var. Kusursuz Kiracı’nın her bölüm heyecanımızı katlayan ve bir sonraki bölümü dört gözle bekleten bölümlerine şahit olmak çok zevkli. Yeni bir bölümde yeni yangınlarda görüşmek üzere. Mona’nın da dediği gibi, nerede yangın orda biz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!