Cenay Türksever ile Özel Röportaj
•Seni daha yakından tanımayı çok isteriz. Cenay Türksever kimdir? Bize dışarıdan herkesin göremediği Cenay’ı anlatır mısın? Seni çok iyi tanıyan bir arkadaşına sorsak Cenay’ı bize nasıl anlatırdı?
Bulgaristan doğumluyum. 10 yılı geçkin süredir İstanbul’da yaşıyorum. Uzun bir süre modellik yaptım.
İstanbul Fashion Week, Moda Haftaları’nda defilelerde sonbahar-kış ve yaz koleksiyonlarında yer aldım ve bir süre sonra da oyunculuk serüvenim başladı.
Cenay, enerjik ve kitap okumayı seven öğrenmeye her zaman açık olan, doğada ve deniz kenarında vakit geçirmekten mutlu olan biri.
• Oyunculuk yolculuğun nasıl başladı? Seni bu mesleğe yönelten en büyük motivasyon neydi?
Oyunculuk fikri, modellik yaparken bile hep içimde vardı. Sonra araştırdım kamera önü eğitimi ve oyunculuk adına neler yapabilirim kendimi nasıl geliştirebilirim diye. Bu hedef için çalışmaya başladım ve gerekli yerlerden eğitimle devam ettim.
Beni bu mesleğe yönelten en büyük motivasyon kaynağı kendimdim. Çünkü kendimi farklı karakterlerde görmek ve bana hissettirdiği hazzı yaşamak çok başka bir şeydi. Kendi bedenimde başka birini canlandırabilmekten ve bir şeyler katmaktan çok etkilendim.
•Börü 2039 dizisinde Çaka Yazgan karakterini canlandırdın. Bu rolü üstlenirken en çok hangi yönünden etkilendin ve karaktere nasıl hazırladın? 40 kiloluk zırhla sette geçirdiğin uzun saatlerden bahsetmişsin. Fiziksel olarak bu kadar zorlayıcı bir rolü taşımak nasıl bir deneyimdi?
Çaka Yazgan karakterine hazırlanırken bu karakterin en çok güçlü duruşunun altındaki nedenlerini açtım ve üzerine düşündüm ne kadar bir zırhta giyse sonuçta o da bir anne babanın çocuğu diye düşündüm. Ama annesiz-babasız büyümüş bir çocuktu güçlü olmak için nedenleri vardı elinde.
Karakter yaratma sürecinde de oyuncunun karaktere yaklaşım süreci çok önemlidir. Her ne olursa olsun karakterin hiçbir şeyini yargılamaman gerekiyor, onu benimseyip çıkarabilmen için. Her oyuncunun kendine göre bir metodu vardır o da bende kalsın diyelim :).
Fiziksel olarak böyle bir rolü taşımak tabii ki zordu ilk önce kendimi sporla beraber bu duruma karşı güçlendirdim sonuçta 40 kilo bir kostüm taşımak kolay değil. Yeri geliyor saatlerce üstünüzde kalıyor. Omuzlarımı bile hissetmediğim oluyordu. Kaslarım ve beynim sayesinde bu durumun üstesinden geldiğimi düşünüyorum. İlginç, zorlayıcı yanları da olan ama bir o kadar da içinde olmaktan keyif aldığım bir deneyimdi.
• Gelin dizisi şu anda büyük bir başarı elde ediyor. Cihan ile nasıl tanıştığını, senaryoyu ilk kez okuduğunda neler hissettiğini merak ediyorum. Cihan ile benzeştiğiniz ve iki ayrı zıt kutup olduğunuz yanların var mı? Cihan’a bir tavsiye verecek olsan ne söyledin?
Cihan Develioglu karakteriyle tanıştığımda ilk önce şaşırdım çünkü Cihan çok sert duygusuz kendi doğrusunu direten kimseyi dinlemeyen, dış dünyaya kapalı bir karakter gibi hissettim. Hatta kızdım. Bu kadar da olmaz dediğim birçok sahne okudum.
Cihan karakteriyle benzeştiğimiz yön, ikimizinde merhametli oluşu. Zıt yönümüz ise Cihan sert ve tabuları olan biri ama Cenay her şeyi akışına bırakan, doğalında, olduğu gibi yaşayan, hayattan zevk almayı bilen biri.
Cihan’a tavsiyem bu kadar içe kapanık olma tabularını kır ve hayatın tadını çıkar olurdu 🙂
• Bu projede yer almak senin için nasıl bir deneyim oldu ve setteki atmosferi nasıl tarif edersin?
Bu projede yer almak benim için güzel bir deneyim. Bu projenin içinde olduğum için de çok mutluyum. Setteki atmosfer koşturmalı zaman zaman yorucu ama bir o kadar keyifli geçiyor.
•Set olmadığında neler yapıyorsun? Rutinlerinden bahsedebilir misin bize? Bir günün nasıl geçiyor? 😊
Set olmadığında yoğun çalışma haftasını hafifletmek için kendimi ya doğaya ya da deniz kenarına atarım. Nefes almak ve sadece o an da olmak bana iyi gelir. Sevdiğim ve yapmaktan mutlu olduğum aktiviteleri yapar, günü sonlandırırım.
•Birlikte çalışmayı en çok istediğin oyuncu olarak Haluk Bilginer ve Kenan İmirzalıoğlu’nu belirtmişsin. Beraber rol almak istediğin başka isimler var mı? Bir gün hayalindeki isimlerle aynı projede yer alsan nasıl bir hikâyede buluşmayı tercih ederdin?
Fikirlerim değişmedi hâlâ Haluk Bilginer ve Kenan İmirzalıoğlu ile aynı projede yer almak isterim. Olursa da Haluk Bilginer’in oğlu ve Kenan İmirzalıoğlu’nun da kardeşi olarak bir hikayede yer almak isterdim. Haluk Bilginer ile dram ve Kenan İmirzalıoğlu ile de aksiyonda oynamak isterdim.
•Oyunculuk dışında sporla da ilgileniyormuşsun. Voleybol geçmişinizden tiyatroya geçiş sürecin nasıl gelişti? Hala voleybol oynamaya devam ediyor musun?
Voleybol oynamaya devam etmiyorum. Uzun bir süre voleybol oynadım fakat sakatlanma sonucu bırakmak zorunda kaldım. Okul dönemimde tiyatro deneyimim olmuştu. Bahsettiğim gibi içimde hep bir ekranda olma, kamera karşısına geçme, oyuncu olma isteği vardı. Süreç önce modellik ve daha sonra oyunculukla devam etti.
• Hayatın boyunca dönüm noktası olarak gördüğünüz bir an var mı?
Evet var. Modelliğimi yurt dışında devam ettirebilecekken vazgeçip “Ben oyunculuk kariyerimde devam etmeliyim” diye karar almam ve gitmemem. En büyük dönüm noktasıydı benim için.
•Ekip olarak audition anıları dinlemeye bayılırız. Unutamadığın bir audition anın var mı? Anlatabilir misin? 😊
Çaka Yazgan karakterinin auditionı bana geldiğinde Bulgaristan’a gidiyordum. Bulunduğum yerde doğanın içinde, internet sıkıntısı olan bir yerdi ve acil göndermem gerekiyordu. İnternetin çektiği bir yeri zor sa olsa buldum ve gönderdim. Bulana kadar da bayağı bir zorluk çekmiştim.
•En deneyimsiz, sektöre yeni adım attığın güne geri dönelim. Ve bugünün Cenay’ı zaman makinesiyle yıllar öncesinin Cenay’ının yanında belirse, ona ne söylerdi? Geçmişin Cenay’ı bugünün Cenay’ına ne cevap verirdi?
İçindeki sese inan, sabırlı ol, çalışmaktan ve üretmekten vazgeçme.
• Uğurlu bir ekip olduğumuzu söylerler. Burada ne manifestler ne dilekler gördük kısa zamanda gerçekleşen. 😊 Kariyerinde ya da hayatında gerçekleşmesini çok istediğin bir hayalin var mı? Anlatabilir misin bize?
Tabii ki var ama söylersem sürprizi kaçar 🙂 En güzeli yaşayıp görmek.
• Bugünlerde neler izliyor neler dinliyorsun?
Son dönemlerde geçmiş ve yeni olan Oscar ödüllü filmleri izliyorum. İzlerken göremediğim, izlediğimde kaçırdığım yerleri tekrardan keşfetmek ve görmek hoşuma gidiyor. Her baktığımda oyunculuk adına farklı bi bakış açısı yakalayabilmek beni mutlu ediyor. Müzik olarak jazz ve blues dinlemek bana iyi geliyor. Müziğin her zaman ruhumu beslediğini düşünüyorum.