Fragmanda cevabını bulmayı merakla beklediğim soruyla açtık tabii ki bölümü. Bizim deliler erken biten düğün macerası yüzünden eve dönen aile tarafından basılmaları durumundan nasıl kurtuldu? Ateş’in abartılı nefes alamama yalanı, Ayşen’in annesinin Ateş’in halasını lüzumsuz kıskanması, Demir’in arıza halleri derkeen çok da memnun kalmadığım bir çözüm çıktı karşıma.
Ben böyle zorlama, sahteliğin paçalardan aktığı sahneleri pek sevmiyorum. Dizinin şimdiye kadar harika giden akışına da yakışmadı bence. Özellikle Yasemin’de doğal duran şeyleri bu kadar sevmişken, ona da zarar gelmesi bi tık canımı sıktı. “Ah annecim babacım”lı kolpasından bahsediyorum. Her dizide olan, akıllara durgunluk veren bi saçmalık bu, neden hala sürdürülüyor anlamıyorum. Her neyse.
Düğün yapamadık hüzünlüyüz dramasını da atlattıktan sonra, Ateşl’le Yasemin’in çok tatlı olduğu mini kutlamayla devam ettik. Tabi “artık bize kimse ilişemez” sevinçlerinin uzun sürmeyeceğine hepimiz eminiz değil mi..
Çocuklara hiç kanının ısınmadığını gözünün tutmadığını söyleyen babannenin, gelinin sunduğu düğün fikrine evet demesi mantıksız geldi ama yapacak bir şey yok. Dizinin tarzı “sürekli bir curcuna, karakterlere yok mola” mottosuyla işliyor çünkü 🙂 İzleriz her türlü.
(İzlerken yazdığım için hemen güncelliyorum burayı) Sevabına evet dememiş yaşlı kurt, bi işler çeviriyormuş. Gittikçe sevimsizleşen torunuyla konuşurken zaten olmayan saygımı daha da kaybetti karakter. Saman altından su yürütmüş, gitmiş insanların özel alanına bakmış ya!
Yasemin’in Demir’i dürterek vurarak ya da bağırarak uyandırmasını falan tercih ederdim. Boğmasına gerek yoktu, gereksiz buldum. Düğünün iptal edilmesi için uyguladıkları plan da fiyasko. Keşke Ateş’in aklına uymak yerine Yasemin’i dinleselerdi de, cidden sağlık konusunda bu kadar ciddi bir yalana girmeselerdi. Hem eminim ellerinde patlayacak ayaklarına dolanacak, hem de çok sonra işler açığa çıktığında insanlar affetmeyecek bence bu konuda onları. Çok güven sarsıcı demiyorum çünkü her hareketleri yalan dolan ama, bu mesele daha başka işte.
Babannenin meseleye bu kadar çabuk uyanması ve “sahte evlilik” diye tutturup peşlerine düşmesi canımı sıktı. Demek senaristin malzemesi bol, şimdiden bu konuyu böyle kurcalatıyorsa.. Ayşen’in zamanı durdurup kendi kendine konuştuğu, tartıştığı anların bol olmasını sevmedim. Zaten çok matah bir şey değil, olacaksa da bu kadar sık olmasın.
Ateş Celal’in arabasını aldığında çok gerildim. Dedim kesin kaza yapacak çarpacak arabayı bir yere küt diye. Demir de keşke anahtarı kaybedip çatı katında kitli kalsaydı diye çok istedim ama.. olmadı.
Evlilik cüzdanı konusunda Demir’in bakışlarından umutlandım ve fragman yorumundaki tahminim doğru çıktııı. O kadar sevindim ki! Onun da bu oyuna ortak olacağına, ve tabi Yasemin’e koşacağına.
Bölüme dair genel bir özet yorum yapacak olursam, birkaç yerde (bir tanesi defile sonrası sonuçlar açıklandığında) Ayşen’in Ateş’e sarılmasını çok istedim ama olmadı, bu kadar bekletiyorlar umarım çok özel bir anda gerçekleşir. Gerçi daha üç bölümcük oldu, ve karakterin hareketleri tutarlı ama olsun, insan istiyor işte.😂
Halanın aileye ve mahalleye olan tavrından nefret ettim. Aşırı saygısız, kabul edilemeyecek bir tavırdı. Bu küstahlığa rağmen evlerinde ağırlamaya, bir şeye ihtiyacı olduğunda yardım etmeye devam ettiler. Bu kadar iyilik fazla bence, çok çok rahatsız oldum uzatmayacağım.
Demir & Yasemin güzeldi. Çocuk artık kendini tokatlamak zorunda kalmayacak, iyi ki öğrendi evliliğin sahte olduğunu. Yasemin’e olan hislerinden rahatsız oluyor, kendini kontrol etmeye çalışıyordu. Şimdi bakışlar değişti, geliyor gelmekte olan. 🔥
Dizinin duygusal kısımlara özenmesini seviyor ve takdir ediyorum. Ateş Ayşen’in sözlerine kırılınca dönüp gider diye düşünmüştüm. Kalıp kendisini ifade etmesi, hassaslığını anlatması çok güzeldi. Özellikle cümleler, güzel seçilmişti. “Sana zaafım var, nereden istersen oradan vur ama buradan vurma, burası çok acıyor.” Ayşen de etkilendi, biz de etkilendik.
Demir’in durumu bilmesine rağmen düğüne niye bozulduğunu anlamadım. Aksine o rahatlıkla gidip güzelce eğlenmesini, oynamasını beklerdim. Nilay bu bölüm iiinanılmaz güzeldi, bakmalara doyamadım! Takı merasiminde bizimkilerin vicdan azabı çekmesi hoşuma gitti. Bence o paraya dokunmayacaklar, dokunsalar da sonra tekrar biriktirip yerine koyacak ve aileye teslim edecekler.
Demir’in yemekte saati aldığında lafın gelişi “babacım” diyerek teşekkür etmesi ve bizim önleyemediğimiz heyecanımız..
Bölüm sonunda şok oldum. İki saatli bomba geldi, ve bitti. Hemen fragman vermeyişlerine deli oluyorum keşke beklemek zorunda kalmasak. Biraz gergin bir bölüm olacak sanki. Önceki bölüm yorumu burada, gelecek bölümde görüşürüz!