Bahar’ımıza Neler Oluyor?
Neler oluyor bilmiyorum ama her ne oluyorsa iyi oluyor. Selamlar, bugün Bahar dizisindeki değişiklikleri konuşuyoruz. Kendine sağlam bir kitle edinmiş ve görece herkes tarafından sevilen Bahar, bir süre önce bayağı sendelemiş ve kan kaybetmişti. Ana karakterimizin sürekli dert çekip haksızlığa uğraması, en güvendiği yerlerden yediği bitmek bilmeyen darbeler seyirciyi öfkelendirip diziden soğutuyordu.
Bir dizide sürekli huzurlu, sorunsuz bir ortam tabii ki olamaz. Şimdiye dek bu tercihle çekilmiş işlerin sayısı da epey -yok denecek kadar- azdır. Ancak istediğimiz zaten bu değildi. Bahar da biraz nefes alsın, savaşlara biraz molalar verilsin, karakterlerin hikayeleri düzgün ilerlesin, bir şeyler geçiştirilmesin istiyorduk sadece.
Neyseki bir şeyler değişti. Tam olarak istediklerimiz mi oldu, hayır. Ancak dizinin eli yüzü bir toparlandı. Buna sebep olan şeyse senarist değişikliyimiş, ben diziyi geriden takip ettiğim için bunu daha sonra öğrendim ve bazı taşlar yerine oturdu. Hem genel akış hem de son transferimiz Tolga öyle doğru noktalarda ki şu an! (Çağla mevzusu >>>>>>) İlaç gibi geldi.

Hele son bölümdeki terapi kısımlarından bahsetmiyorum bile. Karakterlere dair öğrendiğimiz şeyleri geçtim, adamın genel karakterinde de sahip olduğu doğrudanlığı da geçtim, Evren’e sorduğu o soru neydi öyle ya? Resmen dağıldım, ara ara düşünmeye devam ediyorum bu ne güzel bir hamledir böyle. Biz onların aşkını tatlı bi tesadüf sonrası doğal gelişen bi süreç olarak izlemişken tamamen, Evren’in hislerinin kaynağı veya sebeplerinden birazının Bahar’ın kişiliği, bizzat kendisi değil de ailesi, onlarla olan ilişkisi ve düzeni olma ihtimali.. Yazarken tekrar şok olup takdir ettim. Emeklere sağlık gerçektren.
Genel anlamda rahatsız olduğum/uz şeyler tabii ki hala var bu arada. Misal Aziz Uras’ın dengesizlikleri, Efs*n’a olan düşkünlüğü, körlüğü, kendi annesine yaptığı haksızlıklar, Evren’le bi dönem çok güzel olan ilişkilerini artık göremeyişimiz, dizide asla akla yakın bi zaman çizelgesi olmayışı, Rengin’in anlamsız ötesi gidişatı, Parla‘nın yalnızlığı, hala bir sürü şeyin yerli yersiz, önemli önemsiz ayrımı yapılmaksızın geçiştirilmesi falan derken.. Ama her şeye rağmen bu diziyi evimiz biliyor, sahipleniyor, koruyor ve daha iyisini umuyoruz elbette. 🫂