tds_thumb_td_300x0
Hava Muhalefeti: Yüksek Dozda Kahkaha Dolu Bir Gala

14 Nisan’da sinemalarda izleyicileri ile buluşmaya hazırlanan, Ali Sunal ve Doğa Rutkay’ın başrollerini paylaştıkları, heyecanı bol, aksiyonu yüksek, siyasi hicvi gündem kadar taze yılın en havalı filmi “Hava Muhalefeti”nin galası geçtiğimiz akşam  Kanyon Paribu Cineverse Sineması’nda gerçekleştirildi. 

Filmin oyuncuları; Ali Sunal, Doğa Rutkay, Ege Kökenli, Burak Hakkı, Kerem Atabeyoğlu, Ali Yoğurtçuoğlu, Kemal Uçar, Bülent Seyran, Ünal Yeter, Kadir Polatçı, Mekin Sezer, Mazlum Çimen, Aziz Aslan, Serkan Atar ve filmin yönetmeni Murat Kepez’in hazır bulunduğu gala seyircileri kahkahalara boğdu.

BOL KAHKAHALI HİCİV DOLU BİR FİLM

Pek de hayırlı bir eş olmayan milletvekili adayı Cemil Yıldırım, sevgilisi Gözde ile birlikte hafta sonu kaçamağı yapmak için bindiği Bodrum uçağında karısı ile karşılaşınca olanlar olmuş, küçük bir kaçamak diye başlayan hafta sonu tatili seyirciler için çok eğlenceli bir yolculuğa dönüşmüştür. Bu ikili ve uçaktaki diğer yolcuların sürprizlerle dolu hikayesi bir de günümüz siyasi gündemini hicveden bir tatta anlatılınca filmi izleyenlerden tam not aldı.

KAHKAHALAR HİÇ SUSMADI

Kanyon Paribu Cineverse’de gerçekleşen gala katılanlar arasında; Gül Sunal, Ezo Sunal, Yasemin Sakallıoğlu, Burak Yırtar, Fettah Can, Feyza Altun, Cansu Kurtçu, Nazlı Sunal, Kerimcan Kamal, Pınar Altuğ, Yağmur Atacan, Derya Uluğ,Rachel Araz, Hatice Aslan, Mahir İpek, Alper Kul, Açelya Topaloğlu, Onur Buldu, Özgün Aydın, Uğur Bilgin, Erdem Yener, Onur Atilla, Hakan Bilgin, Özge Borak, Toygan Avanoğlu, Aslı İnandık, Hüsnü Güreli, Hakan Ateş, Alpay Erdem, Giray Altınok, Özgür OzanGürhan Altundaşar veMurat Cemcir de vardı. 

Yüksek dozda kahkaha vadeden HAVA MUHALEFETİ filmi yıldız oyuncu kadrosuyla 14 Nisan’da sinemalarda!

Çığlık 6 İncelemesi: Ghostface New York’ta!

Korku sinemasının en kült filmlerinden biri olan Çığlık serisinin 6. filmi sinemalarda serinin hayranları ile buluşmaya devam ediyor. Özellikle 1996’da yayınlanan ilk Çığlık filmine tek kelime ile bayılan ve tüm seriyi tamamlamış bir hayran olarak ben de sinemadaki yerimi aldım.

Çığlık filmi özellikle 2011’den yani serinin 4. filminden itibaren artık 90’lar korku atmosferini de yitirmesi ile biraz sıradanlaşmış olsa da yine de kendini izlettirmeyi başarıyor. Asla tam olarak kopamıyorsunuz seriden. Bu filmde üstelik bir yenilik de katıp; Ghostface’in katliamlarını New York’a taşımışlar.

Bu zamana kadar Woodsboro’da geçen filmlerin aksine bu film New York’ta geçiyor. Bu sefer bir lise değil de üniversite kampüsüne konuk oluyoruz. Üstelik ilk defa bir Çığlık filminde Sidney Prescott karakterini göremiyoruz. Karakteri artık altıncı filmde emekliye ayırmaya karar vermiş olacaklar ki bu kez kurduğu aile ile mutlu mesut yaşayıp, Ghostface’in planlarından uzak durmayı seçiyor ve onu durdurmak için kendini New York’a kadar sürüklemiyor. Yaşadığı yerde ailesi ile gizlenmeyi seçiyor. Ancak Gale Weathers’imiz bu filmde de bizimle.

Scream 6, hikayesini beşinci filmin kaldığı yerin üzerinden inşa ediyor. Tek fark, hikayeyi New York’a taşıması. Amber ve Tara kardeşler, New York’a taşınmışlar. Yanlarında beşinci filmden tanıdığımız dostları ve yeni eklenen komşuları, arkadaşları ve aşkları da var. Ghostface’in ortaya çıkması ile kendimizi yine kime güveneceğimizi bilmediğimiz bir cadı avı içerisinde buluyoruz. Katil, herhangi biri olabilir. Çünkü her zaman en yakınlarındaki çıkıyor!

Bunu iyi bilen karakterlerimiz, Woodsboro kasabasından olmayanlara karşı kendilerini korumaya alıyorlar ama bir yandan da Woodsboro’da onca tramvayı yaşayan karakterler, değişmiş midir? Bir katile dönüşmüş müdür? Film bize bunu da sorgulatıyor. Özellikle de Amber üzerinden! Çünkü babasının orijinal ghostface Billy olmasının psikolojik etkilerini Amber üzerinde çok net görüyoruz.

Filmin, New York’a taşınmasının altını bir kez daha çizeceğim çünkü şehrin keşmekeşi, kalabalığı ve yoğun temposu Çığlık serisine yakışmış ve yeni bir soluk getirmiş. Kendinizi o gerilime, mekanlar ile de sonuna kadar kaptırıyorsunuz. Özellikle metro sahnesindeki o keşmekeş, gerilim dozunu doruklara taşıyan çok iyi bir sahneydi! İzleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır… Yine benzer şekilde bu kez villa olmayan evlerden kaçarken yaşanan o yükseklik sorunu, apartmandan apartmana kovalamacalar, market baskınları… Özetle, bu kez kasabaya sığmayan film şehrin mekanlarından ve ambiyansından oldukça iyi beslenmiş!

Henüz izlemediyseniz, seanslar henüz devam ederken Çığlık 6’yı sinemada deneyimleyin deriz. Salondan memnun ayrılacaksınız. Şimdiden iyi seyirler…

Murder Mystery 2 İncelemesi: Nick ve Audrey Geri Döndü!

Jennifer Anniston ve Adam Sandler‘ı bir araya getiren Murder Mystery film serisinin ikinci filmi Netflix’te izleyici ile buluştu. Yayınlandığı günden beri serinin iki filmini de gündeme sokan Murder Mystery 2‘yi nasıl bulduk? Gelin birlikte inceleyelim.

Öncelikle, bu seri Sandler ve Anniston’ın ilk partnerliği değil. İkilinin uyumunu beğenenlere; daha soft bir romantik komedi olan Just Go With It (Hayatım Yalan) filmini izlemerini kesinlikle öneririz diyerek yorumumuza başlamak isteriz… Çünkü, evet bu seriyi bu kadar ilgi çekici kılan şeylerden biri kesinlikle ikilinin kimyası, uyumu ve komedideki başarıları.

Senaryosunu yine serinin ilk filminde olduğu gibi James Vanderbilt’in yazdığı, yönetmen koltuğuna ise Kyle Newacheck’in yerine bu kez Jeremy Garelick’in oturduğu film, Nick ve Audrey Spitz çiftinin kendi ajan şirketlerini kurduğunu ancak işlerinin pek de iyi gitmediği bir noktada başlıyor. İkilinin, milyarder arkadaşlarının düğününe davet edilmesi ve arkadaşlarının kaçırılması ile birlikte olayı çözmek zorunda kalmaları ajanlık şirketleri için bir dönüm noktası oluyor.

Film, bir aksiyon/gizem komedisinin başvurabileceği tüm klişelere başvuruyor. Bu anlamda tür açısından benzer olarak değerlendirebileceğimiz ve yine yakın dönem işlerinden olan Knives Out serisinin çıtasını yakalayamıyor diyebiliriz. Ancak; işin gizem kısmını çok da beslemek gibi bir derdi yok Murder Mystery 2’nin. Kaçıran kişiyi tahmin etmek son derece kolay ama bu klişeler ile dalga geçmek konusunda iyi bir iş çıkardıklarını düşünüyorum. Anniston ve Sandler’ın karakterlerinin doğallığı da eklenince, birçok sahne kendini keyifle izletiyor. Gizem kısmı şaşırtmasa bile, absürtlüklerine arada bir ”yok artık” dedirtmeyi ve güldürmeyi başarıyor.

Aksiyon sahnelerinde de oldukça iyi iş çıkarmışlar. Düğün, kaçırılma, trafik kovalamacası, opera baskını, kazalar, patlamalar, yangınlar, eyfel kulesinde çatışma derken temposu bir an bile düşmeyen film, başına oturduğunuzda su gibi akıyor. Kısacası beklentileriniz doğrultusunda oldukça keyifle izleyebileceğiniz bir film çıkmış ortaya. Meraklısına, hiç durmayın izleyin diyor; iyi seyirler diliyoruz…

”Kim Bu Aile?” Filmi Beğenildi mi? | Yorumlar

Renkli kadrosuyla sinemaların ardından Netflix’te de yerini alan ”Kim Bu Aile?” filmi hakkında sosyal medyada neler konuşuluyor?

https://twitter.com/suheylaipeker/status/1639735262702972930?s=46&t=mZj8Lh0qXAlqROBbXU2Z7w
https://twitter.com/korayatasoy4/status/1638228842568376320?s=46&t=mZj8Lh0qXAlqROBbXU2Z7w
Derin Bir Film: ”Bana Karanlığı Anlat” | Yorumlar

Aslıhan Gürbüz’ün başrolünde yer aldığı ”Bana Karanlığı Anlat” filmi Netflix’te yayınlandı. Filme sosyal medyadan çok fazla yorum geldi. İşte yorumlardan bazıları:

https://twitter.com/perimsi7/status/1642644708215193601?s=46&t=mZj8Lh0qXAlqROBbXU2Z7w
https://twitter.com/kelebek6134/status/1642464919235751937?s=46&t=mZj8Lh0qXAlqROBbXU2Z7w
error: Korunan İçerik!