Yıllarca Yetimhane duvarlarıyla arkadaşlık eden bir kızın zihni ne kadar büyüleyici olabilir? En dehşetli maceraları, prensesleri, kahramanları hayal edebilir mi?
Konu Anne Shirley olduğunda hiçbir şey imkânsız değil.
Matthew ve MarillaCuthbert yaşları geçmiş, çiftliklerindeki işlerinde yardımcı olmak yardımcı arayan iki abla kardeştir. Matthew Cuthbert, belirli sağlık sorunlarından muzdariptir ve ikilinin de bir çocuğu olmadığından MatthewCuthbert, onlara yardımcı olması yetimhaneden bir oğlan çocuk evlat edinmeye karar verir. Nitekim tren istasyonuna vardığında karşısında bir oğlan çocuğu yerine kızıl saçlı bir kız çocuğuyla karşılaşır. Hava iyice kararmaya başladığından Matthew’un içi kızı yalnız bırakmaya dayanmaz ve onu yaşadıkları yer olan Green Gables’e getirir.
Anne Shirley ve Cuthbert’lerin hikayesi de böyle başlar.
Dizinin ismi “Anne With An E” ve 2017 yapımı bir Netflix dizisi. Şu an normal dizi sitelerinde olmamasına rağmen (bir süre sonra olacağını düşünüyorum. ) Netflix kullanıcıları beklemeye gerek kalmadan izleyebilirler. Başrollerinde genç oyuncular Amy Beth Mcnulty (Anne Shirley) ve Lucas Jade Zumann (Gilbert Blythe) ’ın yanı sıra Geraldine James (Marilla Cuthbert) ve R.H Thomson (Matthew Cuthbert) gibi isimler yer alıyor. Dizi Lucy Maud Montgomery’nin “Anne from GreenGables ( GreenGables’lı Anne)” isimli romanından uyarlanmış ve ayrıca 1985 yılında da bir sinema filmine çevrilmiş. Dizinin ilk bölümü 1 saat 25 dk olmasına karşın zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz ve 1 saat 25 dk sanki yarım saat gibi geliyor. Daha sonraki bölümlerse 40’ar dakika. Ve daha ilk sezonu biten dizide sadece 7 bölüm var, 2. Sezon onayını da alan dizinin diğer sezonu 2018 yılında bekleniyor.
Evet şimdiye kadar anlattığım işin ciddi kısmı ve sanırım artık kendi yorumuma geçmeliyim 🙂
Dizi sanırsam 19. yy’da geçiyor ve bu arada çaktırmadan kadının toplumun içindeki yerine de ufaktan değiniyor. Baş karakterimiz Anne kendisinin hoşlanmadığı ama şahsen benim bayıldığım kızıl saçlara sahip. Ama sanırım kızıl saçlardan rahatsız olan tek o değil. Hatta bölümlerden birinde saçlarının rengi yüzünden çok sevdiği pembe renkte bir şey giyemeyeceğini ima etmişti ve bana bu eskiden kızıl saçlıların uğursuz ve cadı sayılmasını hatırlattı. Üstelik Anne bunların yanında bir de yetim.Ve bir yetimseniz hayat sizin için çok da kolay değil. En azından Anne çalışmayı seven biri ve müthiş bir hayal gücüne sahip, ayrıca kelimelere karşı da büyük bir ilgisi olan Anne’in, çok hoşlandığım bir de sözü var:
“Büyük işleri anlatmak için büyük kelimeler gerekir. “
Amy Beth Mcnulty’nin oyunculuğu daha 15 yaşında olmasına rağmen oldukça büyüleyici ve karakterine istemeden de olsa kapılıyorsunuz, onu izlerken yüzünüze kocaman bir gülümseme yerleşiyor ve içinizin ısındığını hissediyorsunuz. Her şeye rağmen gülebileceğinizi de hatırlatıyor bu dizi, hayal gücümüzü nasıl sorunlarımızı aşmakta kullanabileceğimizi anlıyoruz. Ve aslında bize oldukça normal gelen ama aslında büyüleyici olan hayatın detaylarını kaçırdığımızı da yüzümüze vuruyor. Bu sebepledir ki Anne Shirley karakteri pek çok açıdan bir ilham perisi olup çıkıyor karşımıza. Karaktere hayat veren Amy Beth Mcnulty ciddi bir övgüyü hak ediyor.
Dizinin diğer oyuncuları da işlerinde oldukça iyi, sağlam bir hikâye var ve hepsi birleşince dizi tadından yenmez enfes bir şey olarak izleyici karşısına çıkmış. Oldukça kaliteli bu Netflix dizisinin yönetmenliğini ve yazarlığını ayrıca Breaking Bad yazar ve yapımcı kadrosundan olan Moira Welley Becket üstleniyor.
Bence hiç düşünmeden, arkadaşlıkla harmanlanmış belki aşk (kim bilir ) barındıran bu dramaya acilen başlamalısınız ki ben genelde uzun soluklu dram dizilerinden sıkılmama rağmen bu diziye oldukça bağlandım; özellikle Gilbert Blythe karakterine!
Ne kadar yorumlayabildim bilmiyorum ama kesinlikle izlemeniz ve beğenip beğenmeyeceğinize kendiniz karar vermeniz gereken harikulade bir dizi. Bu yüzden bu yazıyı her ne zaman okuyorsanız kâğıt kalem alın ve bu dizinin ismini bir yerlere not edin! Hatta ilk bölümü açabilir ve bölümler akıp giderken zamanın nasıl geçtiğini anlamayabilirsiniz. Pişman olacağınızı hiç sanmıyorum! 😉