Yunan “Yargı”sına Bi Göz Atalım!

İlk sezonuyla ekranlarda fırtınalar estiren Yargı dizisi, ikinci sezonuyla geri döndü. İstanbul’un göbeğinde bulunan dört ceset çerçevesinde başlayan ikinci sezon hikayesi, cesetlerden birinin canımız ciğerimiz Pars Savcı’nın kız kardeşi Hakime Neva Seçkin’e ait olduğunun ortaya çıkmasıyla daha da kızıştı.

Her hafta seyircileri merak içinde bırakan ve hali hazırda birçok ülkede yayınlanan dizi yalnızca hikâyesi ve temposuyla değil, Yunanistan uyarlamasıyla da gündemde!

KARŞINIZDA “PAGİDEVMENOİ” YANİ “KAPANA KISILMIŞ”

Dizi; Yunancada “kapana kısılmış”, “köşeye sıkışmış” anlamlarına gelen “Pagidevmenoi” ismiyle yayınlanıyor. 19 Eylül’den itibaren her hafta pazartesi, salı ve çarşamba günleri saat 22.00’de ANT 1 Kanalında seyircilerle buluşan dizi; bire bir çekimler ve daha birçok detayla dikkatleri çekiyor.

TÜRK SEYİRCİSİNİN “UYARLAMA DEĞİL KOPYALAMA” DEDİĞİ

Dizi, mekân tasarımından kıyafetlere; repliklerden sahne sıralamalarına kadar her şeyiyle bire bir aynen çekiliyor. Bu duruma Türk dizi sektöründe de rastlamak mümkün. Özellikle son zamanlarda “Kore uyarlamaları” denilerek Türkiye’de çekilip yayınlanan diziler çoğu zaman bire bir kopya oluyor ve seyirci bu durumu bir eleştiri malzemesi olarak kullanıyor.

Örnek için tıklayın.

Ben bunda bir sakınca görmüyorum. Farklı kültürlere mensup toplumların bırakın sosyal yapıları, yargı sistemi, hukuk ya da güvenlik kurumları açısından dahi birbirine benzediği düşünülürse esas mesele aynı hikâye bile olsa nasıl işlendiği, ortaya seyir açısından nasıl bir malzeme çıktığı oluyor.

İNGİLİZCE ALTYAZI YOK

Her şeyiyle bire bir aynı çekiliyor olması şu an benim için bir avantaj. Çünkü çok aramama rağmen Pagidevmenoi için İngilizce altyazı bulamadım. Türkçe Yargı’ya bakarak ne dediklerini çıkarıyorum 🙂 Sanırım Yunan dizi sektöründe dış pazara değil, daha çok iç pazara yönelik dizi üretiliyor. Sektörün dünyaya o kadar da açılmadığını bu vesileyle öğrenmiş olduk. Tabi bu ve birkaç detay daha bize Türk dizi sektörünün çıtayı ne kadar yükseğe çıkardığını da gösteriyor.

İşte o detaylar:

SOLUK RENKLER, KARANLIK SAHNELER, AMATÖR GİBİ GELEN KAMERA AÇILARI

Pagidevmenoi’nin henüz fragmanını izlediğimde şöyle söylemiştim: Bu dizide 2000’lerin başında çok izlediğimiz Latin Amerika ve İspanyol soap operalarının (pembe diziler) havası var.

Bölümler geçti ve oyunculukları da izledikten sonra bu sözümün altına bir kez daha imza atıyorum.

Özellikle ilk bölümler sizi bayağı şaşırtıyor. Çünkü Türkiye’de yayınlanan dizilerde artık görülmeyen, geride bırakılmış, aşılmış bazı problemler Pegidevmenoi’de karşınıza çıkıyor. Dizideki soluk renkler o kadar dikkat çekici ki color correction hiç kullanılmamış gibi hissediyorsunuz. Ev içi çekimlerde karanlık çok göze batıyor. Yine dar alanlarda (bir oda, merdiven aralığı vb.) yapılan çekimlerde kişilerin kadraja uzaklığı-yakınlığı arasındaki fark çok fazla. Sanki kameraman ve oyuncular o alana zor sığmış gibi bir hava var ve sanırım zaten öyle 🙂

GEÇELİM OYUNCULARIN PERFORMANSLARINA

Yargı dizisinde Zafer karakteri hayattayken ve İnci’nin flashbacklerini izlerken (fanlar hatırlayacaktır) Ceylin’in aile castının ne kadar uyumsuz olduğu konusunda o kadar çok yorum geliyordu ki! Bu iki karakter göçtü gitti de aileye gözümüz alıştı. 🙂 Yunan uyarlamasında da aile castında sırıtan bazı oyuncular var: Anna’nın ablası, eniştesi ve kızı ile Türk izleyicisinin katil olduğunu bildiği Aggelos’u canlandıran oyuncu. İsimlerini verip şimdi Google aramalarına girmeye gerek yok 🙂 Ama şahsen ben performanslarından pek memnun kalmadım.

Yabancı dillere ve yabancı kültürlere –dolayısıyla o dillerde üretilen filmlere, müziklere, dizilere– yoğun ilgi duyan biri olarak hayatımda ilk kez Yunanca dizi izlediğimi itiraf etmeliyim. Hatta daha önce birçok defa Yunanca film izleyip, müzik dinlememe rağmen; neden dizi izlememişim, hiç merak etmemişim, diye sordum kendime. Şunu söylemeliyim ki bir süre sonra biraz yoruyor ama sanırım bu yorgunluğun en önemli sebebi “Yunanların Ceylin’i” Anna’yı oynayan oyuncunun mimikleri ve Yunancadaki baskın s-ş harfi. Ama hem oyuncunun oyununa hem de duyduğunuz seslere bir süre sonra alışıyorsunuz.

Pagidevmenoi’de Savcı Ilgaz’ı Michalis Leventogiannis, Ceylin’i Martha Lampiri-Fedorov, Savcı Pars’ı Kimonas Kouris, canımız Eren Komiserimizi ise Petros Lagoutis canlandırıyor. Bölümleri geçtikçe her birini izlemeye alışıyorsunuz. Bakalım senaryoyu aynen uygulamaya devam edecekler mi yoksa yollar bir noktada ayrılacak mı?

YERLİ DİZİ YERSİZ UZUN

Evet! Gelelim esas meseleye. Bizim Yargı’mızın her bölümü iki saat ya da iki buçuk saate uzuyor. Yunanistan’ın Pagidevmenoi’si ise yalnızca bir saat ve belki bunu birkaç dakika aşıyor. Yani Yargı’nın tek bölümünden genel olarak iki hatta bazen üç bölüm çıkarmışlar. Pagidevmenoi şu ana kadar on bölüm yayınlandı. Dizinin 7, 8 ve 9. Bölümleri Yargı’nın 4. Bölümünden oluşuyor. Biz Türk dizilerini yaparken ne yaşıyoruz! Ne zaman bitecek bu çile gerçekten merak ediyorum.

Son olarak meraklılarına gelecek (11.) bölümün fragmanını bırakayım:

BİR DE NOT J

Yargının 5 ve 6. bölümlerinin ayrı ayrı iki buçuk saate yakın sürdüğü düşünülürse eğer her bölümden üç bölüm çıkaracaklarsa meşhur “evlendiler” sahnesine –dün akşamki bölümle birlikte– yaklaşık 6 bölüm olmalı. Yunanların Pars’ının şaşkınlığını izlemek isterseniz birkaç bölüm daha sabredeceksiniz 🙂

@meftungeldim