Tolga Kandemir: “Beni en çok motive eden şey, hedeflerime adım adım yaklaştığımı görmek.”

Tolga Kandemir: “Beni en çok motive eden şey, hedeflerime adım adım yaklaştığımı görmek.”

Sizi daha yakından tanımayı çok isteriz. Bize dışarıdan herkesin göremediği Tolga Kandemir’i anlatır mısınız? Sizi çok iyi tanıyan bir arkadaşınıza sorsak Tolga Kandemir’i bize nasıl anlatırdı?

“Dışarıdan soğuk göründüğüme dair çok yorum alıyorum ama yakın çevremle, yani ailem ve arkadaşlarımlayken tamamen konfor alanımda hissetmemin de etkisiyle, dışarıdan görünen Tolga’nın tam aksine çok enerjik ve esprili biri olduğumu söylerler diye düşünüyorum.”

Oyunculuğa ilginiz nasıl başladı? Çocukluk hayaliniz miydi? Aile ve arkadaşlarınız bu kariyer tercihinizi nasıl karşıladı? Kendinizi ilk kez ekranda gördüğünüzde neler hissetmiştiniz?

Oyunculuğa olan ilgim aslında çocukluk yıllarıma dayanıyor. Küçükken izlediğim filmler ve diziler beni çok etkilerdi. Kendimi hep o karakterlerin yerine koyar, onların dünyasında gezinirdim.Tabii ki o zamanlar bunu bir meslek olarak düşünmekten çok, bir hayal gibi görüyordum.

Ailem başta şaşırdı, çünkü denizcilik akademisinden mezun oldum ve bambaşka bir alanda kariyer yapmamı bekliyorlardı. Ama beni desteklemeyi hiç bırakmadılar. Arkadaşlarım da aynı şekilde. Onların desteği, beni bu yola daha da motive etti.

Kendimi ilk kez ekranda gördüğümde ise garip bir duygu yaşadım. Hem inanılmaz bir heyecan hem de “Bu gerçekten ben miyim?” diye düşündüğüm bir andı. Kendi kendime “Evet Tolga, bu yola girdin ve artık buradasın” dedim

• İlk auditionınızı hatırlıyor musunuz? Anlatmak ister misiniz?

Evet, ilk audition’ımı çok iyi hatırlıyorum. Heyecan, stres ve biraz da bilinmezlik vardı. Odaya girdiğimde, önümdeki kamera, yönetmen ve cast direktörü bana bakıyordu. Kalbim deli gibi atıyordu. Kendimi toparlayıp sahneyi oynamaya başladım. O an, tüm dikkatimi role verdim. Herkesin orada olduğunu unuttum ve sadece karaktere odaklandım.

Best Model yarışmalarına hazırlanırken fiziksel ve mental olarak nasıl bir süreçten geçtiniz? En büyük zorluk neydi?

Best Model yarışmaları, benim için hem fiziksel hem de mental açıdan oldukça yoğun bir süreçti. Fiziksel olarak disiplinli bir antrenman programına başladım. Beslenme düzenimi değiştirdim, uyku saatlerime dikkat ettim ve kendimi her anlamda formda tutmaya çalıştım. Ancak en az fiziksel hazırlık kadar önemli olan bir diğer şey, mental hazırlıktı.

Podyumda yürümek, jüri karşısına çıkmak ve kendinizi en iyi şekilde ifade etmek büyük bir özgüven gerektiriyor. İlk başlarda bu baskıyı üzerimde fazlasıyla hissettim. Kendime sürekli “Başarabilirsin” demem gerekti. Ayrıca her yarışmanın getirdiği rekabet ortamı, stres yönetimini öğrenmemi sağladı.

En büyük zorluk ise, kendimle yarışmaktı. Hep en iyisini yapma isteği, bazen insanın omuzlarına fazlaca yük bindirebiliyor. Ama o süreç, bana disiplinin ve azmin ne kadar önemli olduğunu öğretti

Denizcilik akademisindeki eğitiminiz size hayatta ve kariyerinizde neler kattı? Kaptanlık becerileriniz modellik veya oyunculukta size nasıl yardımcı oluyor?

Denizcilik akademisindeki eğitimim, hayata ve kariyerime oldukça farklı bir bakış açısı kazandırdı. Bir gemiyi yönetmek, aynı zamanda bir ekibi yönetmek demektir. Bu da insana disiplin, soğukkanlılık ve kriz anlarında hızlı karar verme yetisi kazandırıyor.

Modellik ve oyunculukta da benzer bir disiplin gerekiyor aslında. Podyumda ya da set ortamında, her an bir şeyler ters gidebilir. O anda sakin kalmak, soğukkanlılığını korumak ve durumu yönetebilmek, denizcilikte öğrendiğim en önemli becerilerden biri.

“Arka Sokaklar” dizisinde Melih Komiser karakterini canlandırıyorsunuz. Bu rolü kabul etme süreciniz nasıl gelişti? Melih karakteri ile ilk tanıştığınızda neler hissetmiştiniz?

“Arka Sokaklar” gibi uzun soluklu ve güçlü bir projede yer almak, benim için büyük bir fırsattı. Melih Komiser rolü ilk teklif edildiğinde, karakteri detaylıca inceledim. Onun cesur, adalet peşinde koşan ama aynı zamanda insani yanları güçlü olan bir polis karakteri olması beni hemen cezbetti.

Senaryoyu okuduğumda, Melih’in olaylara yaklaşımı ve adaleti sağlama konusundaki tutkulu tavrı dikkatimi çekti. İlk başta karakterin sert ve mesafeli duruşu vardı. Ancak zamanla, onun iç dünyasındaki çatışmaları, duygusal yanını daha fazla keşfettim. Bu, karakteri benimsememi kolaylaştırdı.

Melih ile ilk tanıştığımda hissettiğim şey, onun büyük bir mücadeleci ruhu olduğuydu. Bu da onu canlandırırken bana büyük bir alan açtı. Kendimi onun yerine koymak, onun yaşadıklarını hissetmek benim için keyifli ve öğretici bir deneyim olmaya devam ediyor.

Melih Komiser karakteriyle izleyiciler arasında nasıl bir bağ kurduğunuzu düşünüyorsunuz?

“Melih Komiser dışarıdan güçlü ve kararlı biri gibi görünüyor ama aslında içinde çok sıcak ve insanı yanlar var. İzleyiciler de zamanla bunu fark ediyor ve Melih’le gerçek bir bağ kuruyorlar. Onun adalete olan inancı ve zor zamanlarda pes etmemesi insanlara güven veriyor.

Ama asıl önemlisi, Melih’in yaşadığı duygusal kırılmalar ve zaaflar; bu yüzden o sadece bir polis değil, gerçek bir insan gibi hissediliyor. Ben de oyuncu olarak, bu samimiyeti ekrana yansıtmak için elimden geleni yapıyorum çünkü izleyiciyle böyle güçlü bir bağ kurmak en güzel tarafı.”

•Şule ve Melih çifti sevilen, dinamiği beğenilen çiftlerden biri oldu. İzleyicilerin, Melih-Şule ikilisini ‘yeni favori çift’ olarak sahiplenmesini siz nasıl karşılıyorsunuz? Bu etkileşim size nasıl dönüyor? Sizce Melih karakteri, Şule ile olan ilişkisi sayesinde nasıl bir dönüşüm yaşadı?

Melih ve Şule ikilisinin bu kadar sevilmesi, beni gerçekten çok mutlu ediyor. İzleyiciler, onların ilişkisindeki iniş çıkışları, kırılma anlarını ve birbirlerine olan desteklerini oldukça sahiplendi.

Bu dinamiği yakalayabilmemizde, partnerim Ecem Öz’ün de katkısı büyük. İkimiz de karakterlerimizi en doğal haliyle yansıtmak için set dışında da sık sık sahnelerimizi tartışıyor, karakterlerimizin iç dünyasını konuşuyoruz.

Melih, Şule ile olan ilişkisi sayesinde daha yumuşak ve duygusal bir yanını göstermeye başladı. Şule, onun sadece sert ve disiplinli tarafını değil, aynı zamanda kırılgan yanını da ortaya çıkardı.

Bu da Melih’in gelişim yolculuğunu daha da derinleştirdi. İzleyicilerin bunu fark edip olumlu geri dönüşlerde bulunması ise benim için büyük bir motivasyon kaynağı.

Dizideki ilk gününüzü hatırlıyor musunuz? Set ortamı ve ekip arkadaşlarınızla ilk etkileşiminiz nasıldı? “Arka Sokaklar” gibi uzun soluklu bir dizide yeni bir karakteri canlandırmak sizin için nasıl bir deneyimdi?

Dizideki ilk günüm dün gibi aklımda. O gün setteki enerjiyi hissetmek ve yıllardır devam eden bir projeye dahil olmak oldukça heyecan vericiydi. “Arka Sokaklar” ekibi yıllardır bir arada çalıştığı için adeta bir aile gibiydi. Bu büyük ailenin içine yeni bir karakterle katılmak, ilk başta biraz tedirginlik yarattı. Ancak herkes çok samimi ve destekleyici davrandı.

Bu kadar köklü bir dizide yeni bir karakteri canlandırmak, büyük bir sorumluluk. İzleyicilerin zaten alışık olduğu bir dünyaya yeni bir soluk getirmek, hem heyecan verici hem de biraz riskliydi. Ancak Melih’in karakter yolculuğu, onu izleyicilerin gözünde kısa sürede kabul ettirdi ve bu da benim için çok kıymetli bir deneyim oldu.

Size setin enlerini sorsak cevabınız ne olurdu?

En Komik: Özgür Ozan kesinlikle setin en komik ismi. Onunla sahne çekmek, her zaman kahkaha garantili.

En Ciddi: Yıllardır projede olan Zafer Ergin. Onun setteki duruşu, ciddiyeti ve disiplini gerçekten örnek alınacak cinsten.

En Dakik: Sette aksaklık olmuyor genelde, herkes çoğu zaman vaktinde orda olur

En Enerjik: Şevket Çoruh. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjisi var ve bu enerji sete her zaman pozitif yansıyor.

En Disiplinli: Şevket Çoruh. Yılların tecrübesi ve profesyonelliği onda fazlasıyla mevcut.

En Uykucu: Sanırım ben. Uzun sahneler ve yorucu çekim günleri sonrasında ilk fırsatta kestiririm.

En Şakacı: Özgür Ozan Burak Satıbol. Setteki atmosferi anında değiştirebilecek bir mizah anlayışlarıı var.

En fazla sosyal medyayla ilgilenen: Ecem Öz

Kariyeriniz boyunca sizi en çok motive eden kişi veya olay ne oldu?

“Kariyerim boyunca beni en çok motive eden kişi, çocukluk hayallerimi her zaman destekleyen ve inancını hiç kaybetmeyen annem oldu. Onun ‘Sen yapabilirsin’ sözü, en zor anlarımda bile kulağımda yankılanır.

Bunun yanında, sevenlerimizden sosyal medya üzerinden gelen olumlu geri dönüşler de büyük bir güç kaynağı benim için. Onların destekleri ve güzel mesajları, motivasyonumu sürekli canlı tutuyor ve yaptığım işe daha da aşkla bağlanmamı sağlıyor.

Kendinizi geliştirmek için takip ettiğiniz oyuncular veya mentörler var mı?

“Sette gerçekten çok tecrübeli isimlerle çalışıyorum ve bu benim için büyük bir şans. Mesela Zafer Ergin, Şevket Çoruh gibi ustalarla aynı projede olmak, benim için adeta bir okul gibi. Onların sahnedeki duruşlarını, role nasıl hazırlandıklarını izlemek, oyunculuk adına çok şey katıyor. Ayrıca setteki her anı değerlendirmeye çalışıyorum; onlarla sohbet etmek, deneyimlerini dinlemek bile benim için büyük bir öğrenme fırsatı.”

Nelerle motive olursunuz? Hayattaki motivasyon kaynaklarınız neler? Günlük hayatınızda neler yaparsınız?

Beni en çok motive eden şey, hedeflerime adım adım yaklaştığımı görmek. Kendimi geliştirdiğimi hissetmek, bir projede rolümle ilgili olumlu geri dönüşler almak ya da izleyicilerden gelen mesajlar, motivasyonumu sürekli diri tutuyor.

Günlük hayatımda ise sakin kalabilmek ve dengede kalmak benim için çok önemli. Bunun için düzenli olarak spor yaparım. Spor, hem fiziksel olarak formda kalmamı sağlıyor hem de zihinsel olarak rahatlamama yardımcı oluyor.

Röportajlarımızın uğuru vardır dersek mübalağa olmaz. Burada ne manifestler ne dilekler gördük kısa zamanda gerçekleşen. 😊 Kariyerinizde ya da hayatınızda gerçekleşmesini çok istediğiniz bir hayaliniz var mı? Anlatabilir misiniz bize?

Buna kesinlikle inanırım. Hayatta hedef koymanın ve bunu sık sık dillendirmenin gerçekleşme ihtimalini artırdığına inanıyorum.

Kariyerimde en büyük hayallerimden biri, uluslararası bir projede yer almak. Yurt dışında bir yapımda, farklı kültürlerden oyuncularla çalışmak ve oyunculuk yeteneğimi global bir platformda sergilemek benim için büyük bir adım olurdu.

Sosyal Medyadan Gelenler 🌼

Sette yaşadığı en ilginç anı neydi?

Sette yaşadığım en ilginç an, Melih’in vurulma sahnesiydi. Bu benim ilk kez vurulma sahnesi çekimimdi ve o sahneye hazırlanırken gerçekten çok heyecanlandım. Yapay kan, patlama efekti, yere düşme derken adeta küçük bir aksiyon filmindeydik. İlk başta biraz zorlandım ama o heyecan sayesinde sahne çok gerçekçi oldu.

Melih  karakteri ile ortak yanlarınız ve farklı yanlarınız neler? 

Melih’le ortak yanlarımız var tabii. İkimiz de sevdiklerimiz için gözümüzü karartabilecek insanlarız. Ama Melih, duygularını kontrol etme konusunda benden daha fevri. Ben daha sakin kalmaya çalışırım, Melih ise anında tepki verir. Bir de Melih adalet peşinde koşarken bazen kendi sınırlarını zorluyor; ben ise her zaman mantıklı kalmaya çalışırım. Ama onun bu gözü kara tarafını oynamak, beni oyunculuk anlamında çok besliyor.

Kendi  hakkında şaşırtıcı bir şey söyleyecek olsanız bu  ne olurdu?

“Dışarıdan güçlü ve kararlı biri olarak görülüyorum. Hatta yer yer soğuk göründüğüm de söylenir ama aslında oldukça duygusal biriyim. Hissettiklerimi derin yaşarım; bazen bunu göstermekten çekinsem de, içimde büyük bir hassasiyet ve samimiyet var. Sanırım bu dengem, hem hayatıma hem de oyunculuğuma farklı bir renk katıyor

Ecem Öz ile aranızdaki oyunculuk uyumunu nasıl tanımlarsınız? Karakterler arası kimya sete nasıl yansıyor?

“Ecem sette daha uzun zamandır olduğu için ortama çok hakim ve bu deneyimi sahnelerimize yansıtıyor. Ben daha yeni olmama rağmen, enerjisi ve duruşu bana çok iyi geliyor. Sanki uzun zamandır birlikte çalışıyormuşuz gibi bir uyum yakaladık. Bu da sete çok güzel yansıyor; o uyum sayesinde sahneler daha samimi ve inandırıcı oluyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!