This Is Us 3. Sezon 2. Bölüm Yorumu: “Babam beni hiç sahnede görmedi”

Yeni sezonun ilk göz yaşını döktük sanırım?

William’ı görünce gözlerim dolmaya başladı benim. O yetmedi Randall vurdu bir de hem William hem de Jack Pearson’ın oğlu olduğunu göstererek. O da yetmedi Kate’in babasından bir parça görmek için bebek sahibi olmak istemesi geldi, sonra Jack’in yangından hemen önce Rebecca’ya taşınmak için bir ev gösterdiğini izledik, taşınsalar her şey farklı olurmuş belki. Düşünsenize ufacık bir karar alıyorsunuz. Taşınmak istemiyorum, evimizi seviyorum diye sadece alışkanlıklarınızdan kaynaklı küçük bir karar. Aldığınız en ufak bir karardan ilerde ölesiye pişman olma ihtimaliniz çok korkutucu değil mi? Rebecca şimdi tam olarak bunu yaşıyor.

“Sonsuza kadar bu evde mi yaşayacağız?”

“Kulağa güzel geliyor.”

Böyle bahsettikleri evde yangın çıkması, Jack’in ölmesi. İşte böyle sıradan ve küçük detaylarla ağlattıkça ağlatıyor bu dizi. Bana kalırsa zoru başarıyor. Büyük dramlara değil de hayatın bu kadar içinden senaryolar yakalamak, seyircinin içine işlemek zor iş. Bu dizi artık adaylıktan öteye geçip bir Emmy’i hak ediyor eninde sonunda almasını umduğumuzu bir dipnot olarak düşelim!

Bu bölümün son darbesi ise Kevin’dan geldi.

Kevin’i izlediği son maçta “That’s my boy!” diye bağırması Jack’in Kevin’dan fazlasını beklediğini vurguluyormuş. Kevin bu bölüm de o anı hatırladı ve beni tek ciddiye alan babamdı dedi filminin galasına gelen Kate’e. Filmdeki oyunculuğuna göre ciddiye alınmaya değer miymişim göreceğiz demesi…

“beni hiç sahnede rol yaparken görmedi.”

Kevin’ın futbola vedasının babasına da veda olması, oyunculukta ise Jack’in onu izleyememesi üzücü detaylardı. Sen çok güzel bir karaktersin Kevin Pearson.

Dizinin bir 1998, bir 2018 sahneleri ise ayrı güzel…

Kate ve Toby ise bebek sahibi olmak için tedaviye başladıkları riskli bir dönemdeler. Kate’in kilo almaya başlaması 1998’de babasını kaybettikten sonra olmuş ve Jack’i kaybettikten sonra kendine gelemeyen Rebecca Kate’i ihmal edip buna göz yummuş. Günümüzde Rebecca’nın o zamanlar farkına varamadığı için kendini suçladığını gördük.

Kate ise günümüzde bambaşka birinin kalbini kırdı: Randall. Randall babalarına kişilik olarak en çok benzeyen ama Kate biyolıjik açıdan babamın varlığını yalnızca ben devam ettirebilirim deyince Randall’ın bu sözlere bozulduğunu gördük. Birdahaki bölüm bu konu sürecektir muhtemelen. Üstelik 98 yılında Randall’ın ailemi bırakamam diye Harvard’ı reddettiğini de görmüşken….

Yine birbirinden anlamlı ve güzel geçmiş//günümüz bağlantılarıyla dolu bir bölüm izledik kısacası. Bu bölüm süper baba Jack’i az görmemiz de gözümüzden kaçmadı. Ama 3. bölümden gelen görsellere bakılırsa birdahaki bölüm fetüs Jack ve Rebecca izleyeceğiz! 🙂