The Kominsky Method İzlemek İçin 7 Sebep

Herkese merhaba Dark genel yorumumdan sonra (buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz) başka bir konseptte yazmak istedim.

Ağır 5 sezon 30 bölüm ve her biri ortalama 55 dakikalık Peaky Blinders’ten sonra biraz nefes almak amacıyla kısa, biraz komik, rahatlatıcı ve yormayan bir şeyler izleme arayışına girdim  Linç yemek istemiyorum 🙂 ama Friends gibi sit-com tarzı dizileri pek sevmem (Ben sit-com tercihimi Avrupa Yakası, Yahşi Cazibe, Belalı Baldız gibi Türk dizilerinden yana kullandım, bu dizileri hala açar açar rastgele bir bölüm izlerim ve çok gülerim. Moralim bozukken bir Burhan Altıntop sahnesi izlemek beni aşırı yükseltir ya da ödül alma sevdasıyla yanıp tutuşan Arzu Parlak izlemek 🙂 )

Ve tercihimi Netflix kütüphanesinde yer alan The Kominsky Method’tan yana kullandım. Öncelikle, iyi ki izlemişim dediğim yapımlar arasında yerini alan diziden kısaca bahsetmek istiyorum:

The Kominsky Method’da, Michael Douglas kısa süren oyunculuk kariyerinin ardından Hollywood’da oyuncu koçu olarak yaşamını sürdüren Sandy Kominsky karakterine hayat verirken, Alan Arkin ise Sandy’nin menajeri Norman’ı canlandırıyor. Aynı zaman da çok yakın arkadaş olan bu ikilinin dostluğunu ve yaşamın, yaşlılığın hem güldüren hem de hüzünlendiren taraflarını ve yaşlanmış olmanın verdiği kaçınılmaz sorunları anlatıyor. Konusunu okuduğunuzda bu mu komedi diyebilirsiniz ama öyle etkili  diyalog ve sahnelerle anlatıyorlar ki bir tarafınız gülerken, diğer tarafınız sorgulama yapıyor.

Yazımın ana konusu yani İZLEMEK İÇİN 7 SEBEP yazacak olursam;

1- Güçlü bir kadro!

Michael Douglas ve Alan Arkin gibi rüştünü kanıtlamış aktörleri bir arada görmeyi seviyorsanız kesinlikle düşünmeden tercih edebilirsiniz Irishman faciasını izledikten sonra bu düşünceniz değişmediyse tabi 🙂 Ama eğer değiştiyse bu diziyi izleyerek tekrar usta aktörleri bir arada görmek diziyi izlemek için tercih sebebiniz olabilir.

2- Kısa olsun, sıkmasın diyenlere…

Kısa soluklu bir yapım arıyorsanız The Kominsky Method tam size göre. Çünkü sadece 2 sezon toplamda 16 bölüm ve ortalama 24 dakikadan oluşuyor.

3- Sadece sit-com’da gülünmez!

Benim gibi sit-com sevmiyorsanız ve gülmek istiyorsanız, The Kominsky Method izleme listenizde bulunması gereken bir yapım.

4- İçimizden bir dizi!

Ben sadece gülmek istemiyorum hayat da olsun diyorsanız, The Kominsky Method tam size göre. Spoiler vermek istemiyorum ama dizide güldüğüm bir sahnenin hemen ardından gözlerimdeki yaşlara hakim olamadım diyebilirim ama bunun sebebi dram veya trajedi olduğu için değil, tamamen hayattan olduğu için ve kendimi onların yerine koyduğum/koyabildiğim için.

5- Bildiğiniz playboylardan değil…

Genç badboy yada playboy’ları her yapımda görüyoruz peki ya yaşlanınca ne oluyor bunlara? Eski badboy ya da playboy’lardan kim kaldı ki? Diyorsanız Sandy Kominsky diye cevap veririm herhalde. 🙂 Yani Sandy’i antropozda ve prostat problemi olan bir yaşlı badboy olarak düşünebilirsiniz ve onun maceralarını izlemek son derece keyifli olacak.

6- Her dizinin olmazsa olması ”kanka”

Badboy olur da onu uslu kankası olmaz mı? Bu noktada Norman ile tanışıyoruz. Norman’ın eşine olan bağlılığı (üzücü bitse de 🙁 ) sizi son derece etkiyelecek ve kızına olan davranışları da bir o kadar eğlendirecek.

7- Sonumuz nereye gidiyor diyorsanız…

Yaşanınca ne olacak nasıl olacağız sorusuna cevap arıyorsanız, aradığınız cevaplar The Kominsky Method’un içinde.

Yazımın bitirmeden önce The Kominsky Method’u izlemek için emin olun 7’den fazla sebep gösterebilirim. Çünkü hayata dair her şey var ve o kadar naif anlatıyor ki sevmemek mümkün değil. Bir kere bile ileriye sarmadan, sıkılmadan izledim. Kesinlikle şans verilmesi gereken yapımlar ve izleme listenizde olması gereken bir yapım. Listeniz de yoksa bile mutlaka eklemelisiniz.

Ayrıca ben izlediğim yapımlar hakkında yorum okumayı severim, eğer benim gibiyseniz The Kominsky Method’u izlediyseniz, düşüncelerinizi merak ediyor ve  yorumlarınızı bekliyorum. Bu yazıdan sonra izlemeye karar verdiyseniz benimle aynı fikirde olup olmadığınızın da yorumlarını bekliyorum…

Veeee Sandy Kominsky’nin hayata dair verdiği derslerin bir repliği ile yazımı sonlandırıyorum: