tds_thumb_td_300x0
Çukur Sezon Finali Galası Bu Akşam Show TV’de!

Çukur bu akşam sezon finalinden gerçekleştireceği canlı yayın ile ikinci sezona veda etmeye hazırlanıyor.

Çukur’da Umut Var!

İlk sezon finalinde dizinin sevilen oyuncuları sahne almış ve galanın gelirleri Tohum Otizm Vakfı’na bağışlanmıştı. Çukur ekibi bu kez “Kansersiz Yaşam Derneği” için sahne alacak. Sürpriz konuklar ve oyuncular, dizinin unutulmaz şarkılarını sahnede söyleyecekler ardından ise seyirci ve davetliler ile birlikte sezon finali izlenecek.

Toygar Işıklı, Adamlar, Ender Balkır, Heja ve Şam, Hidra ve Saki, Kubilay Aka ile Ozan Doğulu, Melek Mosso, MRF, Doğan Duru (Redd), Zeynep Bakşi Karatağ ve Ercan Kesal ile Nida Ateş gibi pek çok müzisyen ve de oyuncu bu akşam sezon finali galasında dizinin şarkılarını seslendirecekler.

Çukur’un sezon finali galası bu akşam 20:00’de Show TV’de!

Çukur 66. Bölüm Yorumu: Akın Koçovalı Geldi!

Çukur’un temposu ve ters köşesi yüksek bir bölümünü geride bıraktık.

Aliço’nun kaçırılması ve Yamaç’ın eline siyah zarf’ın ulaşmasıyla geçen bölümü bitirmiştik. Aliço’nun kaçırılması Yamaç’ı tamamen yıkarken, bu sefer onu toparlayan Cumali oldu. Pes etmemesi gerektiğini, her şeyin bitmediğini vurgulayan Cumali sayesinde Yamaç Aliço’yu aramaya koyuldu.

Ama Yücel’in planları bitmek bilmiyordu, Aliço’yu bulsa bile geç kalan Yamaç patlamada yaralandı. Bu noktada kesinlikle altını çiziyorum ki Aliço ölmedi. Zaten önceki bölümlerden Aliço’nun Ali bey olduğunu ve peşinde bir adam olduğunu izlemiştik. Bu adamın Aliço’yu o yangından kurtardığına eminim. Büyük ihtimalle sezon finalinde Aliço’yu görebiliriz belki senaristimiz Gökhan Horzum daha fazla soru işareti bırakmak için Aliço’yu gelecek sezona da saklayabilir ama kesinlikle böyle bir karakteri harcamadı.

Meke ve Celasun’un kendi başlarına haraket etmesi devamında yine peşlerinden belayı da getirmelerini sağladı. Azer’in mekanını yüzlerini göstererek yakan “akıllı” ikili, Azer’in eline düştü. Azer de acır mı peki? Acımadı. Önce güzelce dayağı çekti. Bu ikilinin tam işleri bitecekken, Yamaç’ın Aliço’nun ölümü ile daha da delirip, Azer’in evini basmasıyla bu ölümler ertelendi. 

Yamaç’ın kaybettikleriyle her defasında daha fazla çökmesini, ondan koparılan her insanla daha çok kendini kaybetmesini izliyoruz. Bu bölüm Yamaç Koçovalı’nın bir şekilde dönüşüydü. Deliren Yamaç’ı izlemek keyif veriyor olsa da, kulak çınlamaları onun bir daha eskisi gibi göremeyeceğimiz konusunda korkutuyor. Özellikle gelecek bölüm sezon finali olduğundan, bundan çok daha kötü olaylara şahit olacağız, çok daha büyük kayıplar vereceğiz gibi hissediyorum. 

Cumali Damla cephesi bu bölüm istenilenden fazlasını verdi. Tam anlamıyla Cumali’nin Damla’yı sevdiğine, onun için adımlar atmasına şahit olduk. Damla da bu adımları karşılıksız bırakmadı ve ikili Çukur’un en güzel çifti olmayı başardı gözümde. Çok naif ve güzel işlendi aralarındaki bağ. Bu konuda Gökhan Horzum’u tebrik etmek gerekiyor..

Azer Yamaç kavgası bölümün favorilerim kısmında.. Kesinlikle izlemesi keyifli bir sahneydi, Azer’in kışkırtmaları gerilimi yükseltse bile bu kavga gerekliydi. Konuşmak için Yamaç yerine Vartolu’nun gitmesini beklemiştim ama Yamaç’ın abisini bu konuda koruması da ayrı hoşuma gidiyor. Azer’le Vartolu karşılaşmasının sonu mutlaka ikisinden birinin ölümü ile sonuçlanır çünkü. Yamaç mantığını kullanarak Azer’le işbirliği yapmayı tercih edecektir diye düşünüyorum. Yücel konusunda Azer’in gözünü açtığına bile inanıyorum, bu yüzden Azer’le Yücel işbirliği Yamaç’la Azer’in bir oyunu olacak bence.. Azer’i dost tarafta izlemek için de sabırsızlanıyorum. 

Gelelim bölümün bombasına! Akın Koçovalı’yı yorumlamayı kesinlikle sona saklamak istedim. Bölümün başından Yücel’in bu kez hedefinin Akın Koçovalı olduğunu görmüştük. Hapishaneye ziyarete gittiğinde Akın’ı kendi tarafına çekmeye çalışan Yücel istediğini alamayınca, bir gün sonra çıkacak olan Akın’ı öldürmeye karar verdi. Ama bilmediği bir şey vardı; görüştüğü kişi Akın Koçovalı değildi. Büyük ihtimalle kendisi gibi davranmasını istediği bir adamıydı. Bu yüzden bu adam vurulduğunda ve Selim’e “oğlunuz öldü” haberi geldiğinde gerçekliğine inanmadım. 

Sonuçta iki yıldır beklenilen bir karakter Akın Koçovalı. Herkesin sabırsızlandığı, yüzlerce oyuncunun yerine konulduğu ve gelmeden raconunun konuşulduğu Akın Koçovalı. Gelişi de ona yakışır bir şekilde oldu. Yücel’i kandırıp, hayatta kalan Akın’ın babasıyla karşı karşıya gelmesi bölüme damga vurdu diyebiliriz. Türkiye gündemine de iki kere giren Akın bir kez daha “beklenilen karakter” olduğunu herkese gösterdi. Burak Dakak seçimini oldukça yerinde buldum. Genç bir oyuncu ve Selim’in oğlu olarak da çok iyi duruyor. Ayrıca kendisine geleceğin Aras Bulut İynemli’si olarak bakılıyordu, yeteneğini zaten kanıtlamış ve herkesi bir kez kendine hayran bırakmıştı. Şimdi Akın karakteriyle neler yapacağını izlemek için sabırsızlanmamak elde değil. Beklentiler büyük.. Karşılayacağını da son sahneden anlıyoruz zaten.

Bölüm Yorumunu bitirmeden önce Çukur’un bu bölüm destek olduğu çok özel projeyi de buraya bırakıyorum. Kansersiz Yaşam Derneği bir kez daha Çukur’da umut var dedirtti. İyi ki böyle bir ekibe sahibiz diyorum..

Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim. Sizin de eklemek istediğiniz bir şeyler varsa yorum kısmına yazabilirsiniz.

Ercan Kesal ‘Çukur’ Eleştirilerine Tepki Gösterdi!

‘Çukur’ dizisinde ‘İdris Koçovalı’ karakterini canlandıran Ercan Kesal, “İnsanlar içinde olmak istedikleri dünyayı severler. Çukur’un bazen içinde fazlasıyla kavga, gürültü ögeleri barındırdığı söylense de asıl onu sevdiren tarafının bu olduğunu düşünüyorum, yani bir aile ve mahalle duygusunun olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘Çukur’ dizisinde ‘İdris Koçovalı’ karakterini canlandıran ünlü oyuncu, yönetmen ve yazar Ercan Kesal, Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te hayranlarıyla buluştu.

Pro-Za Balkan Uluslararası Edebiyat Festivali kapsamında Üsküp Yunus Emre Enstitüsü (YEE) iş birliğinde düzenlenen söyleşiye, Türkiye’nin Üsküp Büyükelçiliği Misyon Şefi Yardımcısı Umut Lütfi Öztürk, Üsküp YEE Müdürü Serhat Kula, Pro-Za Balkan Festivali Müdürü Deyan Traykoski ve yazar Tarık Tufan’ın yanı sıra ülkedeki Türk kurum ve kuruluş temsilcileri, yazar, şair ve vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.

Kesal, burada yaptığı konuşmada, 2015’te Manaki Kardeşler Film Festivali’nin ana jürisinde yer aldığını ifade ederek, oyuncu ve sinemacı kimliğinin dışında Pro-Za Balkan Festivali’ne edebiyatçı ve yazar kimliğiyle de katıldığını vurguladı.

İki yıldır devam eden Çukur dizisinde de rol aldığını anımsatan Kesal, “İnsanlar içinde olmak istedikleri dünyayı severler. Çukur’un bazen içinde fazlasıyla kavga, gürültü ögeleri barındırdığı söylense de asıl onu sevdiren tarafının bu olduğunu düşünüyorum, yani bir aile ve mahalle duygusunun olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu. 

Yaptığı birçok işin sebebinin ‘edebiyat’ olduğunu söyleyen Kesal, “Oyunculuğum da sinemayla olan ilişkim de senarist tarafım da yönetmenlik maceramın da hepsinin arkasında edebiyat var” dedi. 

İlk kitabını 2013’te kaleme aldığını kaydeden Kesal, şimdiye kadar sekiz kitaba imza attığını dile getirdi.

Pro-Za Balkan Festivali Müdürü Traykoski ise her yıl festival kapsamında Türkiye’den ünlü yazarları ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. 

Tufan ve Kesal’in hem edebiyat hem de filmle ilişkileri olduğunu söyleyen Traykoski, “Dünyada ‘A’ sınıfı bir sanatçı olan Ercan Kesal’i Üsküp’te ağırlamaktan mutluyuz. Kendisi, Cannes Film Festivali’nde ödül kazanan filmlerin senaryolarını yazdı ve dünyanın en prestijli festivallerinde yer alan birçok filmde rol aldı” ifadelerini kullandı. 

Ayrıca, Tarık Tufan da hayranları için Makedoncaya çevrilen ‘Beni onlara verme’ adlı kitabını imzaladı. 

19 Mayıs’ta başlayan Pro-Za Balkan Uluslararası Edebiyat Festivali yarın sona erecek.

Kaynak: www.ntv.com.tr

Çukur 65. Bölüm Yorumu: Siyah Zarf

Çukur’un sezon finaline adım adım ilerlerken bölümlerın heyecanı da durmadan artıyor. Son bölümün de temposu ve heyecanı oldukça yüksekti. 

Bölümü Azer Kurtuluş’un evinde açtık. Diğer düşmanlara bakacak olursak sezonun en iyi ve en keyif veren düşmanı oldu diyebilirim. Karakuzuların ilk bölüm verdiği enerjiyi de vermeyi başarıyor karakter. Azer’in Timsah’la sahneleri de izlemesi aşırı keyifli bir hale getiriyor karakteri.

Yücel’in Azer’e gelip, birlik olmak teklifi yapması ve Azer’in bu konuda sert ama net tavrı açıkcası çok hoşuma gitti. Çukur’da düşmanlar genelde hep arkadan iş yaparak kazanmayı ve intikam almayı seçmişlerdi ama Azer bu kategoriden tamamen uzak görünüyor. Tek derdi kardeşinin intikamını almak ve bunu yaparken asla kendine yakışmayan bir yolda ilerlemeyecek. Bu da racon sahibi olduğunu gösterir.

Koçovalılar cephesinde ise işler her zaman olduğu gibi yolunda gitmiyor. Tüm herkes sinirli, diken üzerinde. Yücel zaten büyük bir sorunken, Azer’in de intikam istemesi gerilimi yükseltmiş durumda. Bu yüzden kendi aralarında kavga etmeye başlamaları daha doğrusu artık ceplerinde ne varsa ortaya dökmeleri kaçınılmaz oldu. Sahneyi izlemek keyifliydi çünkü gerçekten böyle yüzleşmelere ihtiyaç duyuyoruz. Tabii aşırıya kaçıldığı bir gerçek olduğu için olaya İdris Koçovalı dahil oluyor ve tüm kontrolü kendi eline alıyor.

Koçovalıların maç keyfi uzun zaman sonra Çukur’da nefes aldıran bir sahneydi bana göre. Güldük; onların dertleri bir kenara koyup maça odaklanmalarına, itiraz etmelerine hatta en sonunda Aliço ile sevinmelerine.. Gerçekten çok keyifli ve doğal bir sahneydi aynı zamanda gelecekte olacak kötü günler için bir ihtiyaç molası gibiydi.

Yücel’le birlikte Uluç’un da hain olduğunun öğrenilmesi onu köşeye sıkıştırdı ve kaçmayı seçti. Bu sırada tek yardım isteyeceği kızı vardı, ki Damla da babası için her şeyi yapabilecek bir kız. Damla’nın babasına giderken Cumali’nin onun yolunu kesmesi ve Akşın’ın kolyesini verip mükemmel bir konuşma yapması, bölümün ilerleyen sahnelerinde Damla’nın da vicdanın daha ağır basacağının sinyallerini verdi.

Cumali Damla’yı seviyor! Evet, işte uzun zamandan sonra Çukur’da olan en güzel olay kesinlikle bu. Damla’nın da boş olmadığı bir gerçek zaten ama Cumali’nin Yıldız defterini tamamen kapattığını izlemek, bu bölüm Damla için elinden geleni yapması ve gerçekten ona değer verdiğini anlaması çok güzeldi. Damla usul usul işlemiş kalbine ve Cumali kendisi de fark etmeden sahiplenmiş Damla’yı.. Bu ikilinin daha güzel sahnelerini de izleyeceğiz diye umut ediyorum.

Bölümde Azer, Vartolu ve Yamaç’ın ‘Çukurspor’ sahnesi muazzamdı. Yamaç’ın Azer’e düşmanımız değilsin diye altını çizmesi, Vartolu’nun Azer’e top atarak aslında el uzatması kesinlikle Koçovalıların yeni bir düşman istemediklerini gösteriyordu ama sonrasında gelişen olaylar özellikle Azer Kurtuluş’un haberi olmadan Koçovalıların mekanı basılarak onun adından selam gönderilmesi gelecek bölüm bu düşmanlığı mecburen izleyeceğimizi gösteriyor. İki taraf da suçsuz ama iki tarafın da bundan haberi yok. Azer- Koçovalılar düşmanlığı sezon sonuna kadar devam edecektir hatta yeni sezona bile sıçrayabilir. Azer’in üçüncü sezonda kesinlikle olacağını düşünüyorum, bunun dışında Azer’in kardeşinin gerçek katilini öğrendikten sonra Koçovalıların tarafına da geçeceğinden eminim.

Bölüm sonu Aliço’nun kaçırılması ve siyah zarf olayı..Yamaç gibi tepki vermemizi sağladı. “İstemiyorum..” gerçekten istemiyoruz.. Sezon finaline çıkmadan önce yine önemli karakterli kaybedeceğimizi biliyor olsak da kesinlikle bu karakterlden biri Aliço olmamalı.  Aliço’nun hikayesine de daha yeni girildiğini bildiğimiz için çoğumuz gelecek bölüm veda edeceğimiz karakterin Aliço olmadığından emin.

Bölüm yorumu burada bitiyor, eklemek istediğiniz ya da eleştirmek istediğiniz bir sahne varsa yorum kısmına ekleyebilirsiniz..

Çukur’un Akın Koçovalı’sı Belli Oldu!

Uzun zamandır kimin oynayacağı merak konusu olan Selim ve Ayşe’nin hapisteki oğulları Akın Koçovalı’yı kimin oynayacağı sonunda belli oldu.

İll bölümden beri dizide adı geçen ancak henüz kadroya katılmamış olan Akın karakteri önümüzdeki hafta diziye dahil olacak. Merakla beklenen karaktere en son Show TV’de yayınlanan Gülperi dizisinde Hasan karakteri ile izlediğimiz Burak Dadak hayat verecek.

Burak Dadak Kimdir?

8 Haziran 1998’de Ankara’da dünyaya gelen Burak Dakak 20 yaşındadır. 2009 yılında Ezel dizisinde çocuk oyuncu olarak rol almıştır. Çocukluğundan beri birçok dizide rol almış olan Burak Dadak, ilk olarak Benim Adım Gültepe dizisindeki rolü ile dikkatleri üzerine çekmiştir.

error: Korunan İçerik!