tds_thumb_td_300x0
Çukur’a Kim Düştü ?

Çukur, geçtiğimiz günlerde ortalığı kasıp kavuran son bölümü ve bir o kadar önemli sezon finali galasıyla büyük ses getirdi.

Tüm ekibin katıldığı gecede Aras Bulut İynemli “Heyecanı Yok” parçasında Gazapizm ile düet yaparken,

Erkan Kolçak Köstendil ve Mustafa Kırantepe birlikte “Nemrudun Kızı” nı, Kubilay Aka ise kendi parçası “Gamzendeki Çukur” u seslendirdi.

Dizinin dillere destan bütün parçalarına yer verilen mini konserde Eypio, Allame No:1, Melek Mosso ve tabii ki dizi müziklerinin vazgeçilmez, başarılı ismi Toygar Işıklı da orkestrasıyla yer aldı. Oldukça coşkulu ve eğlenceli etkinliğin geliri Tohum Otizm Vakfı’na bağışlandı.

Ekip arkadaşlığının çok güzel bir gösterisi olan galada oyuncuların birbirleriyle samimi halleri, özellikle performanslarıyla göz dolduran Erkan-Aras ikilisinin keyifli halleri dikkat çekti. 

https://www.youtube.com/watch?v=f7SUYgZCRlg

Bu anlamlı geceyi takdir ediyor ve artık asıl bahsetmek istediğim sezon finaline gelmek istiyorum.

Öncelikle söylemem gerekir ki bölüm maalesef beklediğimin çok altındaydı. Üç aylık bir ara öncesi çok sağlam yolculamayı umduğumuz Çukur’u kesinlikle kapasitesinin altında bir hikayeyle gördük.

 

Elbette kritik noktaları vardı ancak çoğu sahne geçiştirilmişçesine özensiz, hatta hissiyatsızdı. Çoğu olay anlamsız, saçma bir şekilde işlenmiş ve dolayısıyla beklenen etkiyi verememişti.

Önceki bölümün sonunda izlediğimiz İdris-Selim olayının devamında ne olduğu muallakken, koskoca “Baba” Koçovalı’nın mahalleyi, evini terk etmesi aşırı yetersiz sahnelerle gösterildi. Vartolu’nun evini basarken bile yüzlerce kişi giden halk, babasına veda ederken on kişilik ekiple uğurluyor.. Kimse ne olduğunu merak etmiyor, plan kurulmuyor birkaç gözyaşı döküp klasik “Yeter ki Çukur yaşasın” şiirleri okunarak direk topluca göç ediliyor. Ayşe ve Karaca ne olduğunu biliyor mu ondan bile emin değiliz. Aile ihanete uğramış, hem de en yakınından ama kimse ne reaksiyon gösterdi bilinmez, koskoca iki buçuk saatte flashback olarak bile yoktu.

Evdekiler nasıl öğrendi, ne hissetti ne dedi.. Sadece Yamaç’tan abilerine bir bela okuma duyduk o kadar. O harekete geçme anları bile sıradan bir bölümdekinden çok daha sönüktü. Vartolu’yu ilk baş ne olduğunu kestiremediğimiz bakışlarla gördükten sonra ifadesi bariz şekilde mutsuzluğa ve pişmanlığa dönüştü. “Ben ne yapıyorum” tavırlarından ve son derece kasvetli havadan kurtulmasıysa maalesef hala görünce sesinin titrediği, biricik aşkı(!) Saadet’le oldu.

Her zaman yüzüstü bırakıp gitme konusunda kendinden söz ettiren pısırık kızımız hiçbir şey yokmuşçasına ailenin yeni düzenine ayak uydururken, Cemil’le nikah zamanı sevgi gösterilerini eksik etmeyen karakter yoksunu yengesi tüm tutarsızlığını gösterip dramatize şekilde “Onla aynı evde kalamam” diye çemkirip hamileliği Sultan’a anlattığı için evden kovulunca son çare olarak karnındaki bebeğin babasına sığınıyor ve birlikte komediden farksız anların yaşanacağı meşhur Erbaa’ya gidiyorlar.

Hem orada hem Çukur’da hem de Koçova cephesinde herkes, hiçbir şey yok gibi davranarak uzunca bi süre mutlu mesut geçiniyor ve anlamsız bir zaman aşımına geliyoruz. Bu kadar boğucu curcunada Nedret ve Emmiye sahne yazmayı unutmayıp bize tıpkı Nedret gibi göz devirten senaristimiz ağır depresyonda olan Yamaç o kadar zaman ne yaptı anlatma gereği duymuyor. Karaca meselesine değinmek bile istemiyorum çünkü bize önce “Kesin bir planı vardır, sinsi bu kız. Celasun’u istiyor, oyundur.” dedirttikten sonra “Değilmiş, cidden pişman olmuş. Artık iyi.” diye düşündürüp sonrasında sevimli sevimli izlettikten ve karakterin değiştiğini yansıttıktan sonra o cümleleri kurdurtup o sahneyi çekmek ters köşe değil tam anlamıyla rezilliktir.

Sezon finaline etki etsin, konuşacak bir şey daha olsun diye yapıldığını düşünüyor ve kesinlikle başarısız bir hamle olarak görüyorum. Mantık hataları saymakla bitmez ancak her dizide olduğu ve kaçınılmaz olduğu için daha fazla irdelemek istemiyorum.

Selim’in ölümü çok başarılıydı. Çaresiz, mutsuz, tükenmiş bir adamı öyle güzel gördük ki, kazandığını zannettiği zamanlardaki sahte olduğunu fark etmediği çoşkudan sonra”yalnız”ken canına kıyıyor oluşu – üstelik Cemil’in öldüğü yerde – son derece anlamlıydı.

Sonu hoş olmayan yerlere varsa da rus mafyalarını bile ezip geçen, tüm ülkeyi tek yumrukla alt eden Yamaç’ın sezon başından beri ilk kez sağlam dayak yemesi hepimizi sevindirdi. Bu adam süperkahraman değil neticede, bi kere ağzı yüzü dağılsın değil mi ama.. İnternette mizahı dönen güzel detaylardan biri de dövüş sahnesinde hem Emrah için Türk Marşı hem de Yamaç için Heyecanı Yok çalmasıydı.

Meliha olayının ucu açık bırakıldı bu güzel, demek oluyor ki yeni sezonda bir şeyler olabilir. Ancak ilk bölümlerde de rastladığımız o Bülent Ersoy şarkılarının kimseyi duygulandırmadığını söylemek istiyorum. N’olur yapmayın. O kadar şaheserin yanında öyle ağır bir mod cidden sırıtıyor. Her telden çalmanın da bir sınırı var.

Nazım ve kardeşinin birbirlerinin ipini çekmeleri de güzeldi. O ikisinin er geç bunu yapacağı belliydi. Adımlar tahmin edilebilir olsa da izlemesi keyifliydi. Tabi Emrah’ın alıkoyduğu Sena’ya ne olacak, oldu o da merak konusu.

Vartolu’nun asla unutmaması gereken düşmanı Paşa’yı almasına tam sevinecekken Salih modunu açıp geri bıraktı ve binlerce izleyicinin hevesi kursağında kaldı. İnsanın “Ne yapıyorsun Horzum, ne yapıyorsun?! ” diyesi geliyor. Öldürüp gidebilirdi o meymenetsizi, şart mıydı polyannaya dönüşmek..

Şimdi, dizide kim var kim yok tarandığı için kimler mefta kimler hayatta bilmiyoruz. Ortalık kan gölü. Kalanlar – ki varsa inşallah- nerdeler, ne durumdalar, nasıl bir halde dönerler meraktayız. Asla haz etmesem ve altı güzel doldurulamamış olsa da Çukur’un hikayesi ve yaşananlara at gözlüğüyle bakınca Yamaç’ın dönmeden önce bu yaşına kadar yaptırmadığı “Çukur” dövmesini yaptırması, o hissi benimsemesi ve kendini adeta oraya adaması çok çok güzeldi.

Gördüğümüz kadarıyla kaybedecek bir şeyi kalmayıp hırslanan, gözü kara bu adam bitmişlik konusunda kendisinden çok da farklı olmayan babasının oğluna gidiyor ve yeni gelen kimliği belirsizler tarafından ele geçirilip mahvolan Çukur’u kurtarmak için yardım istiyor. Vartolu yaşadıkları kelimelerle anlatılamayacak kadar hem iyi hem kötü olan kardeşinin uzattığı eli tutuyor ve bir kez daha düşmanlara karşı güçlerini birleştiriyorlar. Üstelik bu defa bir başlarına! İşte herkeste heyecan uyandıran belki de tek sahne;

Ya Alacağız, Ya Öleceğiz!

Sözü fazla uzattığımın farkına vararak artık yavaş yavaş bitirmek istiyorum. Umarım sıkmamışımdır. Öncelikle amacım kesinlikle diziyi kötülemek veya olumsuz eleştiri yapmak değil. Çukur’u ilk bölümünden beri, her şeye rağmen hiçbir bölümünü kaçırmadan çok severek izliyorum ve ekibin kesinlikle arkasındayım. Kimsenin en küçük emeğini, katkısını veya başarısını da asla gözardı etmem. Elbette değişmesini istediğimiz, yanlış gördüğümüz çok şey oldu ki izleyici olarak bunları dile getirmek en doğal hakkımız ancak bundan ilerisine gidemeyeceğimiz için artık yapabileceğimiz tek şey güzel olmasını ummak ve sabırla beklemek.

Sizin görüşünüz nedir bilemem. Yeni sembollerle mahalleye -diziye- girenler kim, nasıl bir etkileri olacak cidden kestiremiyorum ancak bizim ikiliyle karşı karşıya gelmeleri umut vaat ediyor. Fazla kişinin ölmesi sadece konuşulmak ve kaybedilen reytingin, popülaritenin geri kazanılması için mi onu da bilemiyorum. Belki de elde olan kült kadroyla eski canlılığı yakalamak yerine, taze kanlar alıp hikayeler farklılaştırmak istenmiş olabilir. Planlı veya plansız, ani veya zamanlı, iyi veya kötü, yerli yersiz artık pek de bir önemi kalmadı. Bu sezonu atlattık, zar zor da olsa bitirdik. Çok güzel şeylere şahit olduk, çok güzel hisler tattık. Emeği geçenlerin hepsine teker teker sonsuz teşekkürler.

Karakterlerimiz öldü ama biz hayattayız Yeni sezonu büyük bir heyecanla bekliyoruz.

Herkes yoruldu. Hem bedenen, hem zihnen. Diliyorum ki tatil herkese iyi gelir ve yeni sezona musmutlu başlarız!

Buluşmak dileğiyle..

 

Dillere Destan Sahneleriyle Çukur 30. Bölüm

-Kim bu ? 

 “Benim oğlanlardan biri

Şu sahnede kalbi küt küt atmayan, kocaman gülümsemeyen var mıdır bilmiyorum. Şahsen ben Vartolu içeri girdiğinde ona bakıp gururla gülümseyen İdris’e bile gözümden kalpler çıkarak baktım. Oldukça çetrefilli baba-oğul ilişkilerinin belki de şimdiye kadarki en güzel diyaloglarını yaşadılar. Ekran başında sevinç gözyaşları dökecektik be, öylesine güzeldi.

Salih’in babası için endişelenip gizlice yardıma gitmesi bi yana, İdris’in ona höst çekmeleri bile ayrı güzeldi bu kez. Hele bir de saniyeler içinde adamları beraber indirmeleri.. Değmeyin keyfimize.

Onlar burda şov yapıp yüzümüzü güldürürken diğer tarafta buzlaşmalarına ramak kalmış diğer ekibimiz ve kimyagerimiz depodan kurtulmanın yolunu buldular. Silahların art arda patladığı, cesetlerin devrile devrile denize yuvarlandığı aksiyon sahnesini olmazsa olmazımız Heyecanı Yok ile birlikte izledik. Yamaç’ın bu halindeki soru işaretlerinin çokluğu ve verilen bilgilerin eksikliğine göz yumarsak her şey normaldi 🙂

Onlar uğraşadursun, bizim çocuklar da kim osurdu onu konuşsun! Biz bu dörtlüyü sevdik. Vartolu’nun yanındaki Celasuna hasretten ciğerimiz solsa da bu tarafta da sırıtmıyor yiğidim. Dimdik, sağlam halleriyle kendine hayran bıraktığı yetmiyor üstüne sık sık gülüp kalbimize taht kuruyor. Kemal sivri zekasıyla abisini bezdiriyor, o da atsan atılmaz kardeştir diye tahammül ediyor. Böyle devam.

İdris’in diziye adını veren fakat, altı senaryoda altı doldurulamamış mahallemiz olan Çukur hakkındaki söylediklerini, içi boş olduğunu bildiğimiz için pek ciddiye alamasak da Yamaç’ın “Sana akıl danışmam lazım, ihtiyacım var” tarzı konuşması güzeldi. Eve ilk geldiğinde “Niye geldin” diyen İdris nerde, şimdi ortalıkta “Yamaç’ım” diye gezen adam nerde.. Keza “Gelmese miydim” diye ağlayan Yamaç’la, her an babasının yanında olup her işine koşturan, baba çakısını,silahını üstünde taşıyan adam da aynı değil.

Kötü gün parasının Aliço’ya teslim edilmesine tabii ki hiçbirimiz şaşırmadık. Sonuçta Çukurda ondan daha zeki, güvenilir biri yok. Tabi pimi çekilmiş el bombası olmasa daha iyiydi ama malum “Tedbir lütfen!” Ayrıca o da en az Yamaç kadar güzel taklit yapıyor demedi demeyin. İdrisi’e idristen daha çok benzedi yalan mı?

Evin en çok yıpranan kadını Ayşe’yi bu bölüm yaşadığı şoku henüz atlamamış hatta ağlama krizlerinden kurtulamamışken bulduk ki olması gereken buydu. Kendi başına çok savaşlar verdi ancak bu sefer Selim onun elinden tuttu, ayağa kaldırdı. Aile olduklarını hatırlattı ona, kendilerini evdekilerden ayrı tutsa da teselli oldu. Sonrasında beraber Akın’a gitmeleri de sezon finaline doğru bi ipucuydu sanki bize. Şimdiden görür müyüz yoksa yeni sezona mı kalır bilmiyoruz ama Karaca sahnelerinden anlaşılacağı üzere Celasun’umuzla çatışacak bu asi delikanlımızı merakla bekliyoruz.

Bölüme dair güzel sahneler dedim o yüzden Sena’nın kafayı yemesine, Emrah’ın oyunlarına ve aşırı yersiz Deren-Meke sahnelerine girmiyorum. Saadetin hamileliğine gelirseek, burası tam da zurnanın zırt dediği yer. Aranızda bu çifti destekleyenler ve bu çocuğu hevesle bekleyenler olabilir ama ben içimdeki matmazeli ortaya çıkarıyor ve “Dizinin başından beri bize büyük özenle takdim edilen böylesi değerli bi karakterin yaşadığı bazı değişimlerden son derece rahatsız olduğumu belirtiyor ve daha önce iması dahi yapılmamış böylesi korkunç ve klişe bi senaryo değişkliğinin dizimize yakışmayacağını savunarak canım Salih’in ne mekan ne zaman olarak babalığa uygun olmadığı bu dönemde  bu çocuğun doğmasına şiddetle karşı çıktığımı” belirtmek istiyorum.

Huh! Nefesimi bırakabilirim artık. Siz bunu okuyun, ben de gidip rakınrolcuyla babamın oğlunun arası düzelsin diye dua edeyim! Nice güzel, kalp ritmi değiştiren bölümlerde görüşmek üzere. 

Vartolu ve Koçovalılar Arasında Soğuk Savaş!

Çukur’un 27. Bölümünde Koçovalılar ile Vartolu arasında büyük hesaplaşma yaşandı.

VARTOLU’DAN DÖNÜŞÜ OLMAYAN BÜYÜK HATA!

Vartolu’nun, Çukur’u ele geçirme hamleleri karşısında İdris Koçovalı, Saadet’i evlendireceğini mahalleliye duyurarak Vartolu’ya meydan okudu. Bölümün finalinde Saadet’in, Cemil’le evlendirileceğini öğrenen Vartolu öfkesine yenik düşerek Cemil’in içinde olduğu aracı kurşun yağmuruna tuttu. Ancak aracın kapısını açınca karşısında sadece Saadet’i bulduğu an hem Vartolu’yu hem de ekran başındakileri şaşkınlığa uğrattı. Saadet’in, Vartolu’nun bu hamlesi karşısında ne yapacağı büyük merakla beklenecek.

#ÇUKURDAHESAPZAMANI!

Çukur, dün akşam yayınlanan 27’nci bölümüyle AB’de 7,23 izlenme oranı (rating), 19,12 izlenme payı (share), ABC1 20+’da 7,99 izlenme oranı (rating), 19,40 izlenme payı (share), Total’de ise 6,32 izlenme oranı (rating), 15,67 izlenme payı (share) elde etti. Çukur’un heyecanla beklenen 27’nci bölümünün başlamasıyla birlikte izleyiciler #cukurdahesapzamanı etiketi ile Twitter’da yorumlarını paylaştı. #cukurdahesapzamanı etiketi Twitter’ın Türkiye gündeminde 12 saat 20 dakika, dünyada 3 saat 45 dakika TT listesinde kaldı.

YAMAÇ’IN İNTİKAMI ACI OLDU!

Bir yandan Vartolu ile babası İdris arasında kalan, diğer yanda ise Sena’nın sakladığı sırrın peşine düşen Yamaç, her şeyin sorumlusunun Vartolu olduğunu öğrenince intikam için harekete geçti. Gözü hiçbir şeyi görmeyen Yamaç, Vartolu’nun laboratuarını havaya uçurdu.

Çukur’un merakla beklenen 28. bölümü 7 Mayıs Pazartesi günü saat 20.00’de Show TV’de!

Ekranların 7 Güzel Adamı!

İlker Kaleli

11 Mayıs 1984 doğumlu,boğa burcu insanı İlker Kaleli.  Yurtdışında eğitim alıp Türkiye’ye dönenlerden biri de o.

Kayıp Şehir’le Kayıp dizilerinde ve Silsile filminde yer aldıktan sonra en büyük çıkışını Poyraz Karayel’le yaptı. Üç sezon boyunca bizi ekranlara kitlemeyi başaran dizide duygusallığın,deliliğin,manyaklığın dibine biricik Ayşegül’ü ve Sinan’ıyla vurdu Poyraz. Eşsiz dert ortağı albayına söylediği sözler hala aklımızda Poyraz’ın.

Yüreğimizde buruk bir hüzün bırakan vedasından sonra çok bekledik İlker’i. Ondan başkasının oynayamayacağı bir proje ile döndü ve beklediğimize değdi gerçekten. Dip’in Sahir Kaan’ı uzunca bir süre bizi etkisi altında bırakacağa benziyor,hala izlemediyseniz daha fazla düşünmeyin.

Erkan Kolçak Köstendil

Çukur’un çok konuşulan karakteri Vartolu yani Salih Helvacı’yla son dönemlerin en gözde adamı oldu Erkan Kolçak. 1983,16 Ocak,Bursa. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi çıkışlı yetenekli oyuncu.

Sakarya Fırat’ta Er Mahmut Karakum’u, Muhteşem Yüzyıl’da da Şahin Giray’ı canlandıran oyuncu asıl çıkışını Ulan İstanbul’daki Karlos karakteriyle yaptı. Yaren’e hayat veren Şebnem Bozoklu’yla birlikte yaptığı düetlerin yankısı hala kulağımızda.

Erkan Bey’in bir diğer güzelliği ise çektiği kısa filmler ile çeşitli ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül alması! Cansu Tosun’la yakın zamanda nişanlanan yetenekli aktöre aman nazar değmesin diyoruz.

Burak Deniz

GQ Men of the Year seçilmesiyle ve Barış’a hayat verdiği Bizim Hikaye dizisiyle gündemde şu sıralar. 17 Şubat,1991,İzmit doğumlu ekranların güzel kirpikli oyuncusu.

Oyunculuk serüvenine Furkan Andıç’la rol aldığı Kolej Günlüğü dizisiyle başlamış ardından Sultan,Kaçak ve Medcezir dizileri bu serüveni devam ettirmiş. Büşra Develi’yle tanışmasına vesile olan Tatlı Küçük Yalancılar dizisinden sonra Gecenin Kraliçesi’nde rol aldı. Hande Erçel’le rol aldığı Aşk Laftan Anlamaz dizisiyle çıkışını yaptı ve ilk başrolü bu dizi oldu.

Dizi kariyerinin yanında Arada isimli film projesiyle de merak uyandırıyor yakışıklı oyuncu. Büşra Develi’yle oynadığı Arada filmi vizyonda!

Seçkin Özdemir

Pek çok dizide yer alarak her rolüyle seyirciye kendini sevdiren Seçkin Özdemir,iktisat eğitimi almış. 25 Ağustos,1981 doğumlu güzel gözlü aktör aslen Sinop doğumlu.

Oyunculuğun yanında dj’lik ve sunuculuk da yapmış. Oyunculuk eğitimini Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde alan Özdemir,kariyerine ilk adımı Yaban Gülü dizisiyle atmıştır. İlyas karakterine hayat verdiği Al Yazmalım dizisiyle kendini göstermiş,Bir Aşk Hikayesi’ndeki Korkut Ali karakteriyle de asıl çıkışını yapmıştır. Günahkar,Racon-Ailem İçin,Acı Aşk ve Kiralık Aşk dizileri kariyerinin ilerlemesinde yardımcı olmuştur.

Yaz sezonunda Nilay Deniz’le mükemmel bir uyum yakaladığı Ateşböceği dizisi yayın hayatına uzun süre devam edemeyince çok üzülmüştük. Ancaaak yakışıklı beyimiz bizi çok bekletmedi ve Tehlikeli Karım dizisiyle nokta atışı gerçekleştirdi.

Seçkin’in bir diğer yeteneği de sesiyle bizleri büyülemesi. Dinlemeniz için Ver Bana Düşlerimi parçası tavsiyemdir!

Mert Fırat

Sosyal yaşamın en büyük destekçisi,ekranların karizmatik oyuncusu Mert Fırat 10 Ocak 1981,Ankara doğumlu. Eğitimi boyunca Ankara Devlet Tiyatrosu’nda toplam 22 oyunda sahne almıştır. Seçmelerine katıldığı İstanbul Oyun Atölyesi’nde William Shakespeare’in “Hırçın Kız” oyununa seçilmiş ve İstanbul’a taşınmış.

Bizim Evin Halleri,Yersiz Yurtsuz,Binbir Gece ve Kapalı Çarşı gibi başarılı dizilerde yer aldı. Beren Saat’le İntikam dizisinde başrolü paylaştı ardından Songül Öden’le,kısa süren Serçe Sarayı dizisinde yer almıştır.Ölümsüz eser Gurur ve Önyargı’nın uyarlamasında başrol oynadı ama bu dizide uzun ömürlü olmadı. Yıllardır ekranlarda olan oyuncu Ufak Tefek Cinayetler dizisindeki Serhan Aksak rolüyle daha fazla ön plana çıktı.

Dizilerin yanında beyaz perdede de iddialı olan oyuncu seslendirdiği şarkılarla da kulaklarımızın pasını siliyor. Türkiye’nin ilk İyi Niyet Elçisi seçilen Fırat, internet üzerinden kurduğu sosyal yardımlaşma projesiyle ve kurucusu olduğu DasDas ve Moda Sahnesindeki oyunlarıyla da tam bir idol!

Boran Kuzum

1 Ekim 1992,Ankara doğumlu Vatanım Sensin’in teğmeni,Hilal’in Leon’u. Eğitimini İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Sahne Sanatları Bölümü-Tiyatro Anasanat Dalı’nda tamamlayan genç yetenek ilk dizi deneyimini Analar ve Anneler dizisiyle yaşamış.

Dizinin kısa sürede ekranlara veda etmesinden sonra Muhteşem Yüzyıl:Kösem kadrosunda yer alarak tanınmaya başladı. Şu anki popülaritesinin sebebi ise Milli Mücadele yıllarının anlatıldığı Vatanım Sensin dizisindeki yeteneği ve bir de HiLeon. Miray Daner’le yakaladıkları güzel uyum sosyal medyada pek tutuldu.

Hepimizin gözdesi Boran Kuzum ayrıca geçtiğimiz yaz başarılı oyuncu kadrosundan oluşan Cingöz Recai filminde de yer aldı. Başrol Boran olmasa da çoğumuzun sırf onu izlemeye gittiğini biliyoruz J Pürtelaş Tiyatrosu’nun sahnelediği Martı oyununda Treplev karakterini canlandıran Kuzum’u bir filmde başrol olarak göreceğimiz günü sabırsızlıkla bekliyoruz.

Baran Bölükbaşı

İzleyicinin henüz içindeki cevheri keşfetmeye zaman bulamadığı Baran,12 Nisan 1994,İskenderun doğumlu. Yapımcılar keşfetti ama seyirci henüz keşfedemedi. Böyle diyorum çünkü uzun soluklu bir projede izlemek henüz bizlere nasip olamadı.

Bilenler bilir Fikret Yurdakul olarak Adı Efsane’de kendini kanıtladı o ama geniş kitlelere duyuramadık Bölükbaşı’nın adını. Özgü Kaya ile partner olduğu dizide oyunculuğu ve sesiyle güzel anılar bıraktı bizlere,Fiko ve Sibel’den anılar…

Ardından Emre Kınay’ın başrol olduğu Sevdanın Bahçesi dizisinde oynayacağını duyduk,sevindik artık herkes tanıyacak diye ama o dizi de talihsizliğe uğradı.

Uzun zaman haberlerini bekledik ve sonunda Ortaks Yapım’ın Servet dizisiyle döndü ekranlara Baran.Korkmaz karakteriyle ekranlara dönen sevgili Baran’ımız daha ilk bölümden kendini belli etti. Anlaşılan bu sefer Baran Bölükbaşı herkesin dilinde olacak ve uzunca bir süre gözlerimizi bayran ettirmeye devam edecek!

Burası Suçlar Dünyası: Çukur
 
Çukur'da neler oluyor?
1 | 14

Çukur! Burası bir mahalleden çok daha fazlası burası suçlar dünyası!

İdris Koçovalı işlerini yürütmesi için oğlu Kahraman’ı seçmişti. Daha ufak oğlu Selim ise babasının işlerinden ne hoşlanıyor ne de yaşam tarzını benimsiyordu. Mahalleli İdris Koçovalı için gerekirse canını verir bunun için gözünü dahi kırpmazdı. Burada düzen de nizam da İdris Koçovalı’ydı! Tek ıslığı ile Çukur’u ayağa kaldırır tek sözü ile Çukur’u dağıtırdı.

İdris Koçovalı dürüst ve merttir. Uyuşturucu işi için kendisine gelen Vartolu’ya hayır demiş, mahallesini korumuştur.

Çukur’da önemli olan insanların kendilerini güvende hissetmeleri diyerek ona kapıyı göstermiştir.

Ancak Vartolu geride durmaz! Çukur’a girmeyi kafasına koymuştur. Ve İdris Koçovalı’nın kendisinden sonraki veliahtı, oğlu Kahraman’ı pusuda öldürtmüştür.

İdris Koçovalı bu acıya dayanamaz ve yoğun bakıma kaldırılır.

Şimdi Vartolu’nun Çukur’a gelmesi ile dağılan Koçovalı ailesinin tek ve son umudu Yamaç, sevdiği kadını, eşini, Sena’sını geride bırakarak Çukur’a geri dönecek ve büyük savaşı başlatacaktır!

 
Çukur'da neler oluyor?
2 | 14

Yamaç, Çukur’a geri dönmüştür! 10 yıl önce her şeyi geride bırakarak gittiği Çukur’da şimdi ailesini bir araya getirmek ve Çukur’a eski günlerini kazandırmak için bulunuyordur.

Babasını ziyaret ettiği sırada Vartolu’nu suikast girişimini engelleyen Yamaç giderek insanları kendine hayran bırakmaya başlamıştır. Yalnız bu durumdan içten içe şikayetçi olan biri vardır o da Selim’dir! 

Annesinin ve diğerlerinin ilgisinin Yamaç’ta olması onun hoşuna gitmiyordur! 

Yamaç bir yandan işleri yoluna koymaya çalışırken diğer yandan sevdiği kadın Sena’yı uzaktan uzağa sevmeye kollamaya devam ediyordur!

Vartolu, Paşa ve Selim’in iade-i ziyaretini karşılıksız bırakmayıp Çukur’a bir saldırı da daha bulunmuştur.

Ve bu olay Yamaç’ın işleri kontrol altına almasını sağlamıştır. 

Artık Çukur’da hiçbir kuş Yamaç Koçovalı’dan habersiz uçmayacaktır. Yamaç yaptığı planla Vartolu’nun canını ve malını öyle bir yakmıştır ki…

Artık Yamaç, Çukur’da herkesin saygısını ve sevgisini kazanmıştır.

Geriye Sena’ya ulaşmak kalmıştır. Ancak tam Sena’ya ulaştığı anda Vartolu’nun adamları ikisinin üzerine ateş açmıştır.

Şimdi Yamaç’ın öfkesini kontrol etmek hiç kolay olmayacaktır!

Vartolu’nun sırtındaki ‘Çukur’ dövmesi ise Vartolu’nun aslında kim? olduğu sorusunu sordurmuştur.

 
Çukur'da neler oluyor?
3 | 14

Yamaç Çukur’a barışı getirmek için ilk hamle olarak Vartolu ile görüşme ayarlamıştır. Bu arada günlerdir bekleyen cenazelerini kaldırmak içinde harekete geçmiştir. Abisi Kahraman’ı tüm Çukur uğurlamıştır. Sultan oğlunu toprağa vermiştir ancak henüz acısını yaşamamıştır. 

Cenazede Yamaç’ın yanına gelen Sena sevdiği adamın yanında yer almıştır. Sena’nın yanında olması Yamaç’ı daha da güçlü kılmıştır. 

Vartolu ile görüşen Yamaç ona Çukur’da değil de bir arka sokağı Dere’de imalathane kurmalarını söylemiştir. Korumalağını yapacaktır ancak uyuşturucu Çukur’a girerse anlaşma bitecek demiştir. Vartolu bu teklifi kabul etmiştir tek şartı kendisinin Çukur’da yaşayacak olmasıdır.

Yamaç’ın anlaşmayı sağlamış olması Emmi ve Paşa’yı şaşırtmıştır. Uyuşturucu işine girmiş olmaları hoşlarına gitmemiştir. Ancak asıl Yamaç onları şaşırtmış. Ve Koçovalılar’ın adı uyuşturucu ile anılmayacak diyerek Vartolu’nun uyuşturucu imalat ettiğini zannedeceğini ancak bu işin olmayacağını söylemiştir. Şimdi neler olacağı merak edilmektedir!

Yamaç içeride bir köstebeğin olduğuna emindir. Bunu Selim’le paylaşır. 

Ve İdris Koçovalı uyanır.

Artık Çukur’da yeni bir dönem başlayacaktır!

 
Çukur'da neler oluyor?
4 | 14

İdris Koçovalı’nın uyanmasıyla Çukur’da tüm dengeler değişmeye başladı!

Yamaç içerdeki hainin kim olduğunu bulmak için Aliço’ya ve Meke’ye emir vermiştir. Selim ise hırsına iyice yenik düşerek Çukur’a gelecek para akışına da zarar vermek için harekete geçmiş ve Vartolu’yu bu duruma el koyması için uyarmıştır.

İdris oğlu Kahraman’ın intikamını almak için Celasun’a Vartolu’yu vur emri verdirmiştir. Ancak son anda Yamaç’ın yetişmesi ile Celasun Vartolu’yu öldüremedi.

Yamaç bu olanlar karşısında tüm öfkesi ile İdris Koçovalı’nın karşısına geçti ve bu ölüm emrinin hesabını sordu. İdris sinirlense de Yamaç hiç alttan almadı silahı babasının eline vererek; “bu tetiği çektiğin gün buradan gideceğim ama o güne kadar benim işime karışma” diyerek son sözünü söyledi.

Vartolu’nu tüm adamlarını toplayarak Çukur’da şanını gösterecek bir geçiş töreni yaptı. Mahalleli bu duruma kayıtsız kalamadı. 

Yamaç ise sıcak para akışını sağlamak için Çukur’un adamı Doğukan’ın alacağını çözmeye gitti. Buradaki soluksuz izlediğimiz dövüş sahnesi aslında Yamaç Koçovalı’nın buz dağının görünen kısmının altında daha da fazlası olduğunu gösterdi. Parayı alıp Doğukan’ı kurtarsa da Vartolu’nun gizlice yaptığı planlardan habersizdi.

Hain planın ucunda Doğukan babasını öldürdüğünü sanıyordu. Yamaç ise onun polise teslim olması için ikna etti. Birlikte karakola doğru giderken Doğukan’ın birden direksiyonu kırmasıyla uçurumdan aşağı yuvarlandılar. Yamaç ölümün kıyısındayken bir anda giren geçmişteki görüntülerde mezuniyet töreninde yalnız olduğunu sanan Yamaç’ı uzaktan izleyen biri vardı o da İdris Koçovalı’ydı!

İdris koçovalı aslında hep Yamaç’ın yanındaydı!

 

 
Çukur'da neler oluyor?
5 | 14

Kaza sonrasında Yamaç ağır bir şekilde yaralanırken, Doğukan olay yerinde hayatını kaybeder.  Doğukan’ı kurtaramayan Yamaç büyük bir üzüntü yaşar. Selim ise Yamaç’ın başına gelenlerden ötürü çok korkar. Bir kardeşini daha kaybetmek istemez. Bu yüzden Vartolu’nun karşısına çıkar ve iş ortaklığını bitirir. Ancak bitirmesi kolay değildir. Onları yöneten bir gölge (Beyefendi), Selim’i tehdit eder. 

Yamaç  olaylar’ı İdris’e anlatır. Aralarında bir hain olduğunu söyler. Ancak İdris’in tepkisi serttir. Ekmeğini yiyen, ona baba diyen kimse böyle bir hainliği yapamaz. Yamaç’a tek bir şart koyar. Kanıtı olmadan kimseyi karşısına getirmeyecektir. Aliço’nun yardımıyla Yamaç içlerindeki hainin İsa olduğunu öğrenir. İsa’yı yakalayan Yamaç, onu babasının karşına çıkartır. Yamaç, İsa dışanda başka bir hain olduğundan da şüphelenir. Sorgu sırasında İsa’nın sözleri Yamaç’ın şüphelerini haklı çıkartır. Başka bir hain vardır. 

Bu sırada Vartolu’nun adamı Çiyan mahaledeki gençlere uyuşturucu dağıtır. Çocuklardan biri ölürken, diğerini Çiyan susması için bıçaklar. Ancak mahalleli Çiyan’ın yaptıklarını öğrenir. Olaya müdahale eden Yamaç, Çiyan’dan bıçakladığı gencin yerini öğrenir. Genci hemen hastaneye götüren Yamaç, Çukur halkı tarafından kabul görür. Onlar için Yamaç artık bir abi, bir babadır. 

Vartolu ise Çukur sakinlerinin güvenini kazanmaya başlar. Yavaş yavaş Vartolu, Çukurlu oluyordu. Selim şüpheleri kendinden uzaklaştırmak için Yamaç’a hainin Emmi ya da Paşa olabileceğini söyer.  Silah sevkiyatı sırasında yapılan baskında çatışma çıkar. Aliço, Yamaç’ın verdiği komutla birini vuracaktır. Aliço’nun hedefindeki kişi kim?

 

 
Çukur'da neler oluyor?
6 | 14

Yamaç, babası gibi gördüğü iki adamın Emmi ve Paşa’nın pusuda ölmesine izin vermeyip hayatlarını kurtarmıştır. 

Selim yüzünden ikisinden de şüphe etse de tam emin olana kadar bir hamle yapmayacaktır.

Selim gittikçe kendine güveniyor ipleri eline alıyor ve ortalığı karıştırmaya başlamıştır.

Yamaç bir yandan Çukur’un içindeki işleri yoluna koyup Vartolu ile soğuk savaşı sürdürürken bir yandan da Sena ile yaşamını yürütmeye çalışmaktadır. 

İki arada kalmıştır. 

Vartolu Çukur’un yeni lideri olmak için her şeyi hızlandırmıştır. Mahalledeki çocukların sünnetlerini gerçekleştirmek için mahalleliye maddi yardım yaparken bir yandan da mahalleyi karıştırıp kendisi çözerek huzuru sağlayan lider olma yolunda hareket etmektedir. 

Yalnız bilmediği şey Yamaç’ın Vartolu’nun ensesinde olduğu gerçeğidir.

Yamaç, Vatrolu’dan Doğukan’ın parasını istemiştir. Vartolu ise bunu bi kazanıma döndürmek için parayı mahalleye getirmiş ve mahalleyiye hediye etmiştir.

Yamaç o paranın yetimlerin hakkını söylemesi üzerine Vartolu parayı fırlatmıştır. Havaya saçılan paraları mahalleli toplamış getirip Yamaç’a uzatmıştır.

Vartolu bu durum karşısında dumur olmuştur. Bilmediği bir şey vardır o da burası Çukur’dur! Ve Çukur ailedir!

Yamaç, Aliço ve Meke’nin yardımları ile Vartolu’nun oyununu bozsa da… Celasun konusunda yanılmıştır. 

Hem de bu yanılmaya Sena’da bile isteye ortak olmuştur.

Mahalledeki silah deposunu soyan Celasun ve arkadaşları yakalanınca Koçovalılar’ın malını çalmanın cezası ya elinin kesilmesi ya da ölümdür.

Ancak Sena’nın isteği üzerine Yamaç’ta iç sesine kulak vererek Celasun’u bağışlamıştır. Tek bir şartla sol elini kullanmama şartı ile.

Celasun bu affı Vartolu’nun adamı olarak karşılayınca hem Sena hem de Yamaç neye uğradıklarını şaşırmış en büyük darbeyi yemişlerdir.

Vartolu’nun çocukluğuna dair en belirgin hatırası ve de sevgisi annesinden sonra Saadet’ti ve Saadet’i bulmuştu.

Henüz karşısına çıkmasa da onun Çukur’da olması Vartolu’yu mutlu etmişti. 

Tabii Koçovalılar’ın konağında olması bakalım geleceği nasıl değiştirecekti?

 
Çukur'da neler oluyor?
7 | 14

Yamaç bir yandan Çukur’daki işleri düzene sokmaya çalışırken bir yandan da Sena’ya yaşadıkları bu durumu açıklamaya çalışmaktaydı. Selim’in kirli oyunlarından haberi henüz olmasa da Vartolu’nun cezasını kesecekti. Ve bu an meselesiydi. Tek yapması gereken şey ise Vartolu’nun zaafını öğrenmekti. Bunun için Muhittin’den yardım istemişti.

Celasun’un Vartolu’ya çalışması hem Akşın’ı hem Meke’yi hem de Yamaç ve Sena’yı şoka uğratmıştı. Celasun’dan bu yaptığı yanlışın hesabını sormak için Meke karşısına dikildi. Uzun süre boyunca hafızalardan silinmeyecek olan ikilinin nefes kesen düellosu heyecanı doruklara ulaştırdı. Emmi ile Paşa peşindeki adamların farkına vardıklarında Yamaç’tan hesap sordular. Yamaç onları ikna edecek bir cevap verdi. Ancak durumun aslı öyle değildi. Öbür yandan Vartolu mahalleyi içten içe zehirlemeye insanları korkutmaya zorla işler yaptırmaya devam ediyordu. Yamaç’ın indirdiği büyük darbe sonucu parasız kalması bakalım durumu nasıl değiştirecekti? Sena’nın Yamaç’a hazırladığı romantik sürpriz #YaSen fanlarını ekran başını kilitledi. İdris’in yeniden ayağa kalkıp mahalleye gelmesi ve Vartolu’nun zaafının açığa çıkması ile Çukur’da neler değişecek?

 
 
 
Çukur'da neler oluyor?
8 | 14

Zaafı açığa çıkan Vartolu oldukça öfkeliydi! Hem içerideki haini bulmak istiyor hem de Koçovalı ailesini çökertme işlemlerini hızlandırmak istiyordu! 

Bunun için harekete geçti! Çukur’da yaşayan insanların hayatını tehdit etmeye başlayınca Yamaç herkesi koruyacağına dair Çukur’a söz verdi! Ancak merak ettiği bir şey vardı o da Çukur’un kendisini koruyup korumayacağını merak ediyordu?

Ancak Çukur bu sınavı başarı ile verdi. Çukur ahalisi arkadaşlarını ve birbirlerini korudu.

Yamaç’ın Emmi ve Paşa’dan şüphelendiğini Anlayan İdris Koçovalı çılgına döndü. Emmi ve Paşa’yı yanına çağıran İdris, Yamaç’a onların gözlerini dahi kırpmadan birbirleri için canlarını vereceğini gösterdi. Yamaç tüm yaşadıkların şoku ile ne yapacağını bilemedi.

Koçovalı kadınları arasında da sular durulmuyordu. Sultan evdeki hakimiyetini sarsan Sena’ya bir ders vermek için herkesin odasında arama yapmaya başladı ancak Sena bu duruma karşı oldukça dik durdu. Ve Sultan’ı susturdu.

Sultan bu yaşanılanlarla kalmayıp Sena’yı cezalandırmanın bir yolunu bulacaktı. Gidip yaşadıklarını İdris’e anlattı. İdris Koçovalı Sena’nın karakterini sevse de Yamaç’ın işlerini yaparken engellediğini fark edince ona yaptıkları işleri yakından göstermek istedi. Ve Sena Yamaç’ın Çukur’daki yüzünü görmüş oldu. Şimdi ne karar vereceği büyük merak konusu!

Selim ortalığı karıştırmaya devam ediyordu. Tombalacıdaki olaylar sonucunda Serdar tarafından İdris Koçovalı ve Vartolu rehin alındı! Babasını kurtarmaya giderken Yamaç’a bir büyük darbede yine Selim’den geldi! Selim, Sena’yı kaçırmıştı.

Olanlar karşısında Yamaç çılgına döndü! Yamaç şimdi ne yapacak?

 
Çukur'da neler oluyor?
9 | 14

Artık Çukur’da hiçbir şey eskisi gibi değildir.

Yamaç resmen çıldırmıştır. Hem sevdiği kadın Sena hem de babası Serdar’ın elindedir. Yamaç şimdi herkesin cezasını kesecektir!

Serdar, Yamaç’ın delirmiş halini gördükçe korkmaya başlamış ne yapacağını şaşırmıştır!

Selim’in ortalarda olmaması Yamaç’ın sinirlerini bozmuş belki de ilk defa ondan şüphelenmesini sağlamıştır. Selim’i koklayarak “Sen de bir koku var ama tam çıkaramıyorum” dediği anlar da Selim’i açığa çıkıp çıkmayacağının korkusu sarmıştır. Öbür yanda yanına Aliço’yu alarak birbir Sedar’ın mekanlarını depolarını evini ve ailesini bulan Yamaç kendisinden korkulduğu kadar olduğunu göstermiştir. Serdar’ın neyi varsa bulup ardından havaya uçurmaktadırç

Serdar korkuyla babasını gibi gördüğü Feyyaz’ın yanına giderek yardım ister. Ancak raconu çiğnemiş ve İdris’le Yamaç’ın eşini kaçırmış olmasından dolayıo Feyyaz, Serdar’a yardımcı olmaz gönderir. Serdar yalnız ve korku dolu olmasından dolayı saldırmaya çalışmaktadır ancak yaptıkları Yamaç’a işlemez karşısındaki bu delirmiş adamla ne yapacağını bilemeyen Serdar beklemektedir.

Öbür tarafta Vartolu ve Selim işleri batırdıklarından dolayı Beyefendi’yi devreye sokmak isterler. Devreye giren Beyfendi’nin ise aslında Baykal olduğu açığa çıkar. Tabi bu gerçeği henüz kimse bilmiyordur.

Yamaç, babasını ve Sena’yı Serdar’ın elinden kurtarır ve eve getirir. Sultan’ın Sena’ya sarılması ve birlikte ağlamaları izleyen herkesin göz yaşlarının akmasına sebep oldu. 

Vartolu da annesinin mezarına gider ve babası İdris’e içten içe beslediği sevgi duygusunu görürüz.

Karanlığın ardında temiz bir kalbi vardır aslında Vartolu’nun.

Yamaç ise hala sakinleşememiştir. Serdar’ı ortadan kaldırmak için yeminlidir.

Ve Serdar’ı köşeye sıkıştırmış tam vuracakken bi’ anda Sena’nın gelmesiyle her şey karışır.

Silahtan çıkan kurşun birini vurmuştur! Ama vurulan kimdir?

 
Çukur'da neler oluyor?
10 | 14

Silahlardan çıkan kurşunlar Yamaç ve Serdar’a isabet eder. Yamaç ensesinden yaralanırken, Serdar karnından yaralanır.

Vartolu, Serdar’ın adamlarının İdris’in evini bastığını görür.  Saadet’i kurtarmak için Koçavalılar’ın evine yardıma gelen Vartolu, Sultan’ın da hayatını kurtarır.

Karaca’nın yaralandığını öğrenen Selim deliye döner. Serdar’ın kendisini aramasıyla yerini öğrenir. Kızına yapılanları affedemeyen Selim, Serdar’ı  boğarak öldürür. Serdar’ın sonu Selim’in elinden olur.

Olanlardan sonra Sultan korkularını Sena’yla paylaşır. Aralarında duygusal bir konuşma gerçekleşir. İlk defa Sultan acılarını Sena’ya gösterir. Bu konuşmanın sonunda Sultan, Sena’ya bir karar vermesini söyler. 

Vartolu’nun ailesini kurtardığını öğrenen Yamaç’ın kafası karmıştır. Vartolu neden onlara yardım etmiştir. Bu sorusunun cavabını almak için Vartolu’nun yanına gider. Aralarındaki konuşma sırasında Yamaç’ın sen kimsin sözü Vartolu’yu köşeye sıkıştırmıştır.

Karaca’nın durumunu uzaktan takip eden Celasun, Akşın’a “Ben kötü biri değilim, bir gün anlayacaksın” dedi, ikili sarıldığı anda ise Nedret’e yakalandı.

Aliço’ya çok benzeyen biri Feyyaz’ın oğlu Oğuz’u öldürdü. Feyyaz öfkeden kudurarak Aliço’yu kaçırdı. Durumdan haberdar olan Yamaç, tüm mahalleliyi alarak Aliço’yu kurtarmaya gitti. Yamaç, Aliço’nun yapmadığına inandırmaya çalışırken Feyyaz’ın öfkesiyle kaşılaşır. 

Büyük buluşma gerçekleşti. Vartolu, Sadiş’iyle buluştu. Ancak Vartolu buluşmada yüzünü göstermemesi Saadet’in kafasındaki soru işaretlerini iyice arttı.

Sena olan bitene daha fazla dayanamayarak Yamaç’a eski evlerine dönmeye karar verdiğini söyledi. Yamaç’ın da gelmesini istiyordu. Ondan bir karar vermesini istedi. Yamaç’ın Çukur’a ve ailesine bağlılığı daha ağır bastı ve Sena’ya gitmek yerine babasının yanına meyhaneye gitti. Yamaç’ı sabırsızlıkla bekleyen Sena büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Kapıyı açtığında bavulları oradaydı. Yamaç’ın Çukur’u seçtiğini anlamıştı.

Yamaç, babasının Emmi ve Paşa’ya yaptığı bağlılık sınavının aynısını Selim’e yaptı. Yamaç silahı önce kendi kafasına dayayarak tetiği çekti.  Silah ateş almayınca aynısının Selim’in de yapmasını istedi. Tereddüt eden Selim  çaresiz olduğunu görünce silahı kafasına dayadı. Peki Selim, Yamaç’ın bu zor sınavını geçebilecek mi? 

 
Çukur'da neler oluyor?
11 | 14

Sena’nın evi terk edişi Yamaç’ın kolunu kanadını kırmıştı. Çukur’da Kumburgazlı Serdar’dan sonra parasal sıkıntılar da baş göstermeye başlamıştı.

Meke’nin de Vartolu’nun elinde rehin tutulmasıyla Yamaç her köşeden tutulmuş gibiydi.

Selim’in güven testini şimdilik aralarındaki şüpheyi ortadan kaldırmıştı.

Hiçbir sırrın gizli kalmayacağı aşikardı, İdris’e gelen gizemli mektupta Mihriban’dan bir oğlu olduğu gerçeği söylenmiş oldu.

Hem bir zamanlar sevdiği kadının ölümünü hem de ondan bir oğlu olduğunu öğrenen İdris, oğluna ulaşmak için harekete geçecek mi?

Vartolu tüm bu karanlığın içerisinde kendine, kendi deyimi ile çiçekler çizmeye başlamış ve Sadiş’le aşkın kıvılcımlarını yakalamıştı. Bu masum aşkı kirletmekten korkan Vartolu ne gidebiliyordu ne de kalabiliyordu. Aynı şekilde Sadiş de Vartolu’ya git dese de kalmasını istiyordu.

Karaca’nın kendisi için hayatını tehlikeye atması ile ona karşı sevgi gösteren Celasun’u Akşın gördü. Ve Karaca’nın ihanetiyle yıkıldı.

Selim ve Vartolu’nun işleri karıştırması nedeniyle oyuna dahil olan Baykal belki de ilk defa Çukur tam anlamıyla fethetmişti! İdris Koçovalı’ya ait tapular şimdi onlar elindeydi! 

Karşısındaki masada hem Baykal hem Vartolu hem de Selim olan Yamaç’ın işi giderek zorlaşıyor!

 
Çukur'da neler oluyor?
12 | 14

Yamaç’ın her cepheden etrafı sarılmıştı. Aynı zamanda Sena’nın boşanma kararıyla da tam anlamıyla sarsılmıştı.

Yamaç paralarında kaptırılması üzerine içlerinden birinin ya Emmi’nin ya Paşa’nın ya da Selim’in hain olduğundan emindir bunun için Aliço’nun yardımını istemiştir. Aliço’ya, İsa’yı bulduğu gibi hangisi hainse onu ortaya çıkarmasını istemiştir.

Bu sırada Vartolu ve Selim’de Beyefendi Baykal tarafından köşeye sıkışmışlardır. Hem ona hizmet ediyor hem de tüm iplerin Baykal’ın elinde olmasından rahatsız oluyorlardır. Baykal’ın Vartolu’yu tehdit etmesi üzerine Sadettin, Sadiş’in hayatının tehlikeye girmesinden korkarak ondan ayrılma kararı aldı. Hayatında başka biri olduğunu söyledi. Ancak bu durum ikisinde yüreğine kor gibi düştü.

Şimdi tapuları alan Münir’in bulunmasındaydı sıra. Münir’in ortadan kaybolduğu sırada pavyonda Yıldız’a denk gelince. Hemen Yıldız bu haberi Sena’ya ulaştırdı. Sena ise pavyona giderek Münir ağzından laf alıp Yamaç’ı zor durumdan kurtarmak istedi. Ancak Sena, pavyona girer girmez Çukur’un adamları anında haber uçurdu.

Ve Sena’yı oradan çıkardılar. Yamaç Sena’nın pavyona girdiğini öğrenince deliye döndü. Ve hesap sormaya gittiğinde karşısında dimdik güçlü bir Sena gördü.

Yamaç’a belki de o zamana kadar farketmediği tüm gerçekleri birbir suratına vurmuştu Sena.

Ve masada 3 kişi olduğunu ve birinin Beyefendi olduğunu öğrendiğini söyledi.

Yamaç şimdi kendine Beyefendi diyen bu adamın peşindeydi!

O sırada Münir’i ele geçirmeye çalışsa da Baykal – Vartolu ve Selim üçlüsü.

Feyyaz’ın yardımıyla Münir’i Yamaç ele geçirdi. 

Ve Yamaç, Baykal’ın karşısına geçerek Beyefendi’nin kim olduğunu sordu.

Aynı zamanda geçmişin sırrı ortaya çıkınca İdris, Mihriban’dan olan oğlunu bulma peşindeydi. Ancak Sultan ve Paşa bunu engellemeye çalışıyordu.

Ne kadar engellemeye çalışsalar da gerçekler bir bir İdris’in önüne geliyordu.

Çukur’da çember giderek daralıyor!

 
Çukur'da neler oluyor?
13 | 14

Artık dengeler değişiyordu!

Yamaç, Feyyaz’ın yardımıyla Münir’i ele geçirmiş Beyefendi’nin kim olduğunu öğrenmesine ramak kalmıştı.

Yamaç, Beyefendi’nin kim olduğunu öğrenmek için bilgisinin olabileceğini düşünden Baykal’ın yanına gitti. Ona Beyefendi’nin kim olduğunu biliyor musun diye sordu. Yamaç’ın yanına kadar gitmiş olması Baykal’ı rahatsız etmişti.

Ancak Baykal, iyi bir planla Münir’i Vartolu’ya kaçırttı. Feyyaz gerçekleri öğrenmişti.

Münir’e ait dükkanı üzerine geçiren Vartolu, onu öldürerek aynı zamanda Celasun’a hem ders hem de göz dağı verdi.

Feyyaz, Yamaç’ın yanına giderek Beyefendi’nin kim olduğunu söyleyecekti ki Baykal müdahele ederek keskin nişancı yardımıyla Feyyaz’ı öldürdü.

Yamaç hem Feyyaz’ı kaybetmiş hem de tüm cephelerinde sarılmış olmanın rahatsızlığı içerisindeydi.

Vartolu’nun Koçovalı konağına gelmesi ile Saadet, artık Salih’in Vartolu olduğunu biliyordu.

Bu gerçek Saadet’i yıkmıştı. Çukur’un baş düşmanının çocuk aşkı, sevdiği adam Salih olması gerçeği Saadet’i yerle bir etmişti.

 Yamaç, Çukur’daki düzeni korumaya çalışırken bir yandan da Sena ile sarsılan ilişkisini istemese de kaybetmemek için elinden geleni yapıyordu.

Sena ise bir türlü Çukur’dan ayrılamıyordu. Dertlerine derman olmaya gidiyordu.

Vartolu tapuları İdris’e teslim etmek için Koçovalı ile karşı karşıya geldi.

İdris’e tapuları vermesi için tek bir şartı olduğunu söyledi o da kendisine bir masal anlatmasıydı.

Bu istek karşısında İdris Koçovalı şaşırsa da masalı anlatmaya başladı.

Vartolu’nun yüreği yangın yeriydi. Ancak hiçbir şey belli etmemeye çalışıyordu. Tapuları İdris Koçovalı’ya verdi sadece bir tanesi hariç. O da çocukluğunun geçtiği evdi.

Yamaç, Vartolu’nun o evi aldığını öğrenince Sadettin’in karşısına dikildi ve onun açığını bulacağını söyledi!

Çukur’da gerçekler daha fazla gizli kalabilecek mi?

 
Çukur'da neler oluyor?
14 | 14

Yamaç gerçeklerin ensesindeydi.

Kasım’ı gizlice ele geçirmiş ve tüm bu olanları çözmesine ramak kalmıştı.

Bir yandan çocukluk aşkı salih’in Vartolu Sadrettin olduğunu öğrenen Saadet ne yapacağını bilemez haldeydi. Kendini Sena’nın kollarına bırakarak bütün bu olanlarla nasıl baş edeceğinin yolunu arıyordu.

Yamaç, Paşa’nın sakladığı sırrı görmüş ancak çözümleyememişti sadece Paşa’nın kendisine zarar vermesinden korkuyordu. Ve onu sorguluyordu. Geçmişin altındaki sır perdesini kaldırmak gerçeklere ulaşmak istiyordu.

Bir yandan tapuları İdris’e geri vermesinden dolayı Baykal’la savaşan Vartolu bir yandan da nerede olduğunu bilmediği Kasım’ı bulmaya geçmişin intikamını almak istiyordu.

Saadet ne yapacağını bilemiyordu ve Salih’le yüzleşmeye gitti. Kimliği açığa çıkan Vartolu, Sadiş’in karşısında hem o saf Salih’i hem de yılların kendisinden intikamla yarattığı karanlık Sadettin duruyordu.

Sadettin, ne olursa olsun geçmişin hesabını kapatacağın söylediğinde Sadiş artık Koçovalı ailesinin karşısında bulunan bu adamın sevdiği adamla hem yakın hem de bu denli uzak olması gerçeği ile karşı karşıya kaldı.

Yamaç, Paşa’dan ve Sadiş’ten öğrendiği bilgiler doğrultusunda kendisini dumur olmuş bir şekilde Kasım’ın yani Salih’in üvey babasının karşısında buldu.

Kasım, ona Salih’in annesinin Mihriban olduğunu söylemesi ile Yamaç, eksik kalan tüm parçaları birbir tamamlamıştır.

Ve bu gerçek onu yıkıp geçmiştir. Ezeli düşmanı, Kahraman abisinin katili, Çukur’un baş düşmanı Vartolu bildiği adam babası İdris Koçovalı’nın öz be öz oğlu, Yamaç’ın abisidir.

Bu gerçek karşısında dağılan Yamaç, ve Sadiş’le karşılaşıp hem çocukluğu yıkılan hem sakladığı gerçekler ortaya dökülen Vartolu karşı karşıyadır.

Vartolu annesinin vurulduğu her şeyin mahvolduğu o evde yerde sızmış, Yamaç ise bu gerçek karşısında daha fazla güçlü duramamış ve yıkılmış!

İşte hepimizin yüreğini kasıp kavuran o anlara imzasını atmıştır!

Show Tv

error: Korunan İçerik!