Herkesin çok sevdiği, gönüllerimizde taht kurmuş, kötülükle savaşan, birbirine tutunan, muhteşem üçlü olan Poyraz Karayel’deki Kuru Fasülye – Pilav – Cacık üçlümüze hep birlikte bi göz atsak mı?
Kuru Fasülye – Pilav – Cacık
Birbirilerine tutunma biçimi, aralarındaki sınırsız sevgi, her şeyleri mükemmeldi. Bu aile türk televizyon tarihinde yerini belirtti. Hem ne demişler? “Tarih yalnızca mutsuzları yazar.” Hakkatten de öyleydi. Hiç mutlu olamadılar. Hiç istedikleri hayatı yaşayamadılar. Hep savaşmak zorunda kaldılar. Hep direnmek zorunda kaldılar başlarına gelen onca kötülüğe. Ama ne olursa olsun hep birbirine tutundular. Çıkış yolunu hep birbirinde aradılar. İkili olarak başlattıkları hikayeye aralarına Ayşegül’ü de katarak çok güçlü ve çok güzel bir AİLE oldular. Poyraz Ayşegül ve Sinan için kendi canını bile verirdi, verdi de zaten. Zaten verdiği savaşlar hep onlar içindi. Ayşegül, Sinan’ı kendisi doğurmuşçasına çok sevdi, sahiplendi. Sinan’a anne sevgisi gösterdi ve annesinin olmadığı zamanlarda Sinan asla anne eksikliği hissetmedi.
Poyraz’la küs olmasına rağmen sanki kendi oğluyla kavuşuyormuş gibiydi. İşte Ayşegül’ün Sinan’a karşı hissettikleri de tam buydu. Sinan onun oğluydu. Ve ne olursa olsun hiç bir şey bunu değiştiremezdi. Tanıştıkları ilk günden beri belliydi böyle güzel Anne – Oğul olacaklarını.
Ayşegül ve Sinan’ın kavuşmasını buraya koymuşken Poyraz ve Sinan’ınkini de koyalım ama dimi 😉
Türk televizyon tarihin en güzel Baba Oğul ikilisi.
Ya ama çok güzel değiller mi ya? Bu üçlü sevilmez de kimi seveceğiz?
Şimdi buraya baktıkça içimizi ısıtan, güldürün, ağlatan Kuru Fasülye – Pilav – Cacık üçlüsü anlar bırakıyorum.
Ben bu üçlü için ne yazarsam yazayım anlamsız kalacak, boş kalacak. Umarım hayatları boyunca hep beraber olurlar. Biz asla unutmayacağız sizi. Poyraz Karayel de daima en özel hikayemiz kalacak. Hep mutlu olun… İlkercim Kaleli’nin dediği gibi “Yıllar geçtikçe, akıllarda kaldığın kadarıyla, yer ettiğin hafızalarda, hatırladıkça, ömrün boyunca aradığın sevgi hep seninle olsun…”
Güzel üçlümüze ben aynısını demek istiyorum. İyi ki siz olmuşsunuz. İyi ki bir araya geldiniz. Ne kadar da güzel olmuşsunuz. İlker Kaleli’nin Poyraz için yazdığı satırlarda görebiliyoruz Poyraz’ı ne kadar sevdiğini. Burçin Terzioğlu’nun Ayşegül için dediklerinden görebiliyoruz Ayşegül’ü ne kadar sevdiğini. Ata Berk Mutlu’nun Sinan için dediklerinden görebiliyoruz onu ne kadar sevdiğini… Sizin için çok özel kalacaklar biliyoruz… Sizde bizler için hep en özel kalacaksınız. Seviliyorsunuz…