tds_thumb_td_300x0
Merve Ateş: ”Okumak ve öğrenmek benim en büyük arzum.”

Merve Ateş: ”Okumak ve öğrenmek benim en büyük arzum.”

Merhaba Merve, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğin için hem Ne İzledik ailesi hem de sevenlerin adına çok teşekkür ediyoruz. Umarız, senin için de keyifli bir röportaj olur. 😊

  • Seni çok iyi tanıyan birine sorsak Merve Ateş’i bize nasıl anlatırdı? Merve Ateş en yakınları tarafından nasıl tanınır?

Azimli derler genelde benim için. Aklıma koyduğum her şeyi sırf yapabiliyor muyum görmek için bile yaparmışım.  

(yaparım da 🙃) Bir de olgun ve hırslı derler, en yakınlarım da zorba olduğumu iddia ediyor zaman zaman…

  • Çocuk yaştayken setlere adım attın. Setlerde, bu sektörün içinde büyümek nasıldı? Avantajları ve dezavantajları neler oldu senin için?

Sette büyümenin en büyük avantajı benim için; bu konuda hiç saklamayacağım bir sömürme aşkım vardır. Çalıştığım usta isimlerin her birinden çok değerli dersler öğrendim, öğreniyorum. Sorular sormaktan, gözlem yapmaktan, dinlemekten hiç çekinmediğimden her set günü bana bir okul niteliğindedir. Sette büyümenin dezavantajları ise yıldan yıla yaştan yaşa değişiyor. Küçükken ailem beni yetiştirmek için bazı şeylerden geri kalıyordu, okul zamanı eğitimimden geri kalıyordum, şu an ise yine eğitim noktasında eksik kalıyor, arkadaşlarıma yeteri kadar zaman ayıramayabiliyorum ama işim için bu fedakarlıkları yapmak bana hiç zulüm gelmedi.

  • İlk audition’ını hatırlıyor musun? Hatırlıyorsan bizlere anlatmak ister misin? 😊

İlk audition’ımı hatırlamıyorum bu sanki çok mümkün değil gibi 😄 ancak çok eski bir audition’ımı hatırlıyorum ısrar kıyamet bir yetenek kanıtlaması içine girip Tarkan’ın Öp şarkısı ile kısa bir konser vermiştim kamera karşısında. 

  • Takip ettiğimiz kadarıyla sıkı sıkıya işine bağlı, birbirinden farklı projeleri deneyimlemeye çalışan azimli bir oyuncusun. İşine de sana da hayran olmamak elde değil. Filmografine baktığımızda korku, komedi, dram, polisiye, dönem ve fantastik konulu projelerde yer aldığını görüyoruz. Bu türler içerisinde senin favorin hangisiydi? Gelecekte şu türde; şöyle bir karakteri de canlandırmak isterim dediğin bir rol var mı?

Benim favori türüm kesinlikle polisiye. Çünkü her şeyin daha gerçek işlendiği hayatın olağan akışında ki meselelere dokunma alanının daha fazla olduğu bir tür, polisiye kurgularda hareket alanı daha geniş karakterler daha keskin çiziliyor benim kafamda. Hele ki biyografi tarzı polisiyelere aşığım. Gelecekte de en çok bir suçlu katil psikolojisine hayat vermeyi isterim. Bir de tabii ki komedi sevdamı es geçemem ve kült bir komedi işinde yer almayı çok ama çok isterim. 

  • Bir korku filmi gurmesi olarak Siccin sürecini merak etmiyor değiliz. Birçok oyuncunun bilhassa paranormal işlerde yer aldığında psikolojik olarak yıprandığına şahit oluyoruz. Siccin senin için nasıl bir süreçti? Filme katılma hikayenden, çekim sürecine kadar yaşananları dinlemeyi çok isteriz.

Siccin süreci dürüstçe konuşmak gerekirse yaptığım işler arasında ki en keyifli dönemimdi. İlk audition’ımı hatırlıyorum da yapamamıştım hatta… ikinci denemede kapmıştım ilk filmde ki rolümü, sonra da çok keyifli bir dönem başladı bizim en çok da benim için. Küçüktüm ve evet aslında birçok oyuncu psikolojik olarak yıpranıyor bu gibi süreçlerde ancak bana oyun gibi geliyordu, bunda hala abim ablam diye saydığım insanların bana yaklaşımının da büyük önemi var. Komik bir setti aslında, karnım ağrıyana kadar güldüğüm, bazen gülmekten çekemediğim tonlarca sahnem oldu. Bunun yanında inanılmaz ekstra sahneler de çektik ama kanımda akan “ŞU AN OYNUYORUM İŞTE” hazzını hiçbir şeye değişmeyeceğim.

  • Yargı’dan önce de polisiye bir dizide rol almıştın. Evet, BluTV yapımı Masum’dan bahsediyoruz. Haluk Bilginer, Ali Atay ve Okan Yalabık gibi isimlerle genç yaşta, hem de Türkiye’nin ilk dijital dizisinin setinde çalışmak nasıldı?

İlk süreçten bu yana ara ara “Ben ne yaşayacağım, ben ne yaşıyorum, ben ne yaşadım, ben ne yaşamışım…” dedirten çok güzel bir deneyimdi. Haluk Bilginer sevdam o yaşımdan da eskiye dayanırdı ve heyecanım hala dipdiri. Performans sergilediğim bu insanların yanında bir de bu işi Berkun Oya gibi bir isimle yapmak da bana küçük yaştan çok büyük özgüven ve iş bilinci aşıladı.

  • Yargı, Türk televizyonun en başarılı işlerinden biri. Sen de üç sezondur çok sevilen bir karaktere hayat veriyorsun. Özellikle de sosyal medyada EfTuğ çifti çok beğeniliyor. Ulvi Kahyaoğlu ile partnerliğinizin bu denli tutacağını düşünmüş müydün?

Düşünmemiştim tabii ki. Hele ki Tuğçe kadar aşka uzak bir karakterin şapşal bir aşığa dönüşme ihtimalini kafamda tartmamıştım bile. Ama sonrasında çok tatlı bir Eftuğ çiftimiz oldu. Bu yolda Efe ve Tuğçe nasıl birbirinin şansıysa Ulvi de benim şansım. Onunla oynamak bir noktada beni hep çok konforlu hissettiriyor. Bu kadar naif bir çift ekrana ve izleyiciye de güzel yansıyorsa zaten iç kimyanın doğru tutmasındandır diye düşünüyorum. 

  • Unutamadığın bir set anın var mı? 🙂

Henüz 6 yaşındaydım sanırım çok sevgili Fatih Aksoy’un sette birkaç kişiye çok hafif sesini yükseltmesi üzerine üzerime alınıp korkmuştum. Fatih Aksoy bunu anlayıp yanıma geldiğinde  “ben sana bağırmadım ki” demişti bende büyük bir sinirle “Ben nereden bilirim kime bağırıp bağırmadığını, çocuğum daha!” gibisinden bir tepki vermiştim. 

  • Dudu Peri’ymişçesine zamanı geriye alıyor ve o soruyu soruyoruz! Sihirli Annem evreninde yer almak nasıl bir histi?

İnanılmaz keyifliydi! Rüya gibiydi resmen benim için. O prenses kıyafetleri, yapılan sihirler, abimin ablamın olması çok zeki küçük bir periye hayat vermek o dönem bana kendimi gerçek bir peri gibi hissettiriyordu. Annem bazen beni sete gitmek için okuldan erken alıyordu, küçüktüm de tabii ve ben aslında okuldan çıkıp sihir yapmaya gidiyordum o dönem… 

  • Diyelim ki çok sevdiğin bir yabancı dizi Türkiye’ye uyarlanıyor. Sen de kadrosunda yer alacaksın. Hangi karaktere hayat veriyor olurdun?

Kesinlikle Modern Family dizisinde ki Haley Dunphy karakterine hayat veriyor olurdum! Benim için seyir zevki çok yüksek bir karakter ikonikliği de cabası.

  • Yakın gelecekteki planlarından bize bahsetmek ister misin? Hem oyunculuk hem akademik kariyerinde belirlediğin hedeflerin neler?

Önceliğim Yargı serüvenini kazasız belasız atlatmak olmakla birlikte… 😄 Kesinlikle tiyatro yapmayı çok istiyorum. Oyunculuk kariyerimde en önemli hedefim sanırım tiyatro yapmak. Akademik kariyerimde ise çocuk yaştan beri hep setlerde olduğumdan istemeden aksattığım bir akademik hayatım var onu yoluna koymak istiyorum ve okumak… aklım yettiğince elimden geldiğince okumak ve öğrenmek benim en büyük arzum.  

  • Bize en sevdiğin dizi, film ve kitaplardan önerilerde bulunabilir misin?

Ben biraz popüler kültür çocuğuyum ama eğer benim gibi komedi işlerini izlemeyi seviyorsanız Modern Family dizisini herkese öneririm, film olarak ise ezici çoğunluk kitlesinden Fight Club favori filmimdir, herkes izlediyse bile ben herkese bu filmi önermeye devam ederdim. Kitap olarak ise distopik kurgular dikkatinizi çekerse Jean Teulé İntihar Dükkanı, dünya tarihinin en ilginç histeri vakasını öğrenmek istiyorsanız da yine aynı yazardan Dansa Davet kitabını öneriyorum. İkisi de mutlaka bir noktadan hayatınıza dokunacaktır.

Şimdi sırada Ne İzledik takipçilerinden gelen sorular var 😊

  • Beş Kardeş’te Fransızca’yı nasıl öğrenmiş?

Fransızca öğrenmedim aslında ezberliyordum. Çok sevdiğim bir Ömer hocam vardı nasıl telaffuz etmem gerektiğini bana o öğretiyordu dilimin dönmediği kelimeleri değiştiriyordu, öğrenmiş kadar oluyordum zaten.

  • Tuğçe ve Merve gerçek hayatta arkadaş olur muydu?

Bence kesinlikle olurlardı ama ben asla Tuğçe kadar aşırılıklar yapamayacağım için başlarda onu yanıma yaklaştırmazdım. Çünkü fazlasıyla baş belası bir tipti. Büyüdüğü süreçte de Tuğçe fazla cool ve işine sıkı sıkıya bağlı bir kadına dönüştü, ben yanında fazla rahat kalırdım ve bu defa o benimle arkadaş olmak istemezdi ama zıtlıktan doğan bir noktada hayat bizi arkadaştan öte bir bağ ile sarardı. Zaten şu anda da 3 senedir en yakın arkadaşım Tuğçe… 🤍

  • Yargı’da son üç bölümdür çok ağır sahneler çekmesi gerekti bu sahneleri çekerken ve bu sahnelere hazırlanırken herhangi bir psikolojik destek aldı mı? Nasıl hazırlandı?

Çok zordu. Daha çok fazla şey diyebilirim bu süreçteki hislerim için. O yüzden psikolojik destek aldım. Hala da alıyorum çünkü bu kolay kolay atlatılacak bir şey değil. En yakın arkadaşınız ellerinizin arasından kayarken sessizce ona hayat veriyorsunuz. Sizin bacaklarınızda güç var ama onun yok, sizin sesiniz çıkıyor ama onun çıkamıyor, yalnızca onun yaşadıklarını her zerrenizde hissedip göstermekle yükümlüsünüz.

Tuğçe benim çok içselleştirdiğim bir karakter onun her hissini kolayca hissedip yaşadığı her şeyi yaşamaya başlamam birkaç saniyemi alıyor kendi içimde. Hele ki işlediğimiz konu bu kadar sert ve gerçek bir meseleyken daha da hızlı işliyor bu süreç… O yüzden böyle ağır bir süreci yaşarken benim hazırlığım daha çok kendi içimde oldu. Bu meseleyi kendi benliğime bir tecrübe olarak almamak, bunun bir performans olduğunu unutmamak kısacası gerçek ile kurguyu ayırmak üzerine hazırladım kendimi. Ağır bir mesele… şu an iyiyim ama yara aldık. O yara da kalacak hem Tuğçe’de hem bende ama iyileşeceğiz…

Teşekkürler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!