Hakan Akay: ”Sinema, diziden daha büyük hayalimdir benim.”

Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Tabi ki 1982 İstanbul doğumluyum.  Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Grafik Tasarım Reklamcılık Bölümünü bitirdim. Daha sonra Craft Tiyatro’yu bitirdim İpek Bilgin önderliğinde. Ona borçluyum öğrendiğim şeyleri oyunculukla alakalı. Reklamcılık yaptım uzun süre, müzikle de uğraşıyordum üniversite yıllarında bir albüm, bir klip çektik, Barış Manço Alla Beni Pulla Beni’yi coverladık. Hala da çalıyorlar hatta. Bu pek bir başarı yakalayamadı ama en azından bir yol açmış oldu bana. Daha sonra oyunculuk teklifi geldi televizyon programlarına katıldığım dönemde. Bir şekilde kendimi bu sektörde bulmuş oldum. Yaklaşık 5.5 yıl oldu. İlk reklamlarla başladım. Daha sonra dizilerde ufak rollerle devam ettim. İlk ciddi anlamda çıkış Cesur ve Güzel dizisinde diyebiliriz. Orada bir emniyet müdürünü canlandırdım. O çok güzel bir çıkış oldu. Ay Yapım’la ilk defa çalışmış oldum. Ondan sonra Kalp Atışı’na ani bir giriş oldu. Aslında konuk olarak, bölüm başrolü olarak giriş olmasını düşünmüştük biz ama olaylar öyle bir gelişti ki karakter de çok sevildi dizinin kitlesi tarafından. Daha sonra biraz final yaptıktan sonra ufak bir ara oldu. Güzel reklamlar yaptım. Özel bir projede yer aldım ilk başrolüm, Aşkın 5 Hali diye. TRT bünyesinde olacak. 2019 başı itibari ile girmesi planlanıyor ve 5 bölümden oluşuyor bir dizi belgesel. Aşkın 5 Hali’ni her ayrı bölümde 1 hali olmak üzere anlatılıyor. Bende karakterin bir adı yok ama Aşk Rehberi diye geçiyor senaryoda. Adem ve Havva’mız var, onları, mizahsenleri üzerinden bir çok manipülasyonları anlatım yapıyorum ben. Tarihten bugüne zaman ve mekan olarak her yönüyle Aşkın 5 Hali’ni anlatıyorum. Yurt dışı yayını da olacak, TRT Belgesel formatında çekildi. Şimdi de Söz dizisindeyim. Uzun zamandır o yönde yönlendirmeler vardı, yorumlar vardı fanlar tarafından. Enterasan bir giriş oldu. Şimdiye kadar hiç kötü adam bu şekilde denk gelmemişti. Ben de sürpriz yapmak istedim. Biraz da özletmiştik kendimizi böyle bir giriş oldu güzel bir şekilde ilerliyoruz.

Craft Tiyatro’da İpek Bilgin gibi usta bir isimden eğitim aldınız. Sizin için nasıl bir deneyimdi?

Şöyle ki İpek Bilgin anlatılmaz yaşanır diyeyim ben. Örnek vermekte zorlanıyorum ama diyelim ki bizim güneş sistemimiz var, oyunculuk oymuş gibi farz edelim, İpek Bilgin de bizim galaksimiz, samanyolumuz gibi görebiliriz. Bizde öyle bir etkisi oldu. Birçok başarılı ünlü isim çıkardı kendisinin de emeği oldu onlarda. Holywood metodunun öncülerinden zaten kendisi. Çok seviyoruz kendisini.

Gelecek planlarınız neler? İlerleyen dönemlerde sizi tiyatro sahnesinde de görebilecek miyiz?

Tiyatroyu evet istiyorum aslında ama en başta ben sinema istiyorum. Hayalim hep sinemadır çocukluğumdan beri. Şöyle ki bir sinema filminde ufacık bir rol oynama şansım oldu aslında. Cem Yılmaz’ın Pek Yakında filminde yer almıştım ama sahneler biraz montajda sıkıntıya uğradı. Sarp Akkaya, Aras Bulut İynemli falan da vardı. Benim yer aldığım bölümde onlar bile çok gözükmediler aslında ufak bir paparazzi sahnemiz vardı. O minicik bir tecrübe oldu benim için. Ciddi güzel rollerde sinema, diziden daha büyük hayalimdir benim.

Peki sinemada oynamak istediğiniz, hayaliniz olan bir rol var mı?

Aslında sinemada da dikkat çekici bir kötü adam olabilir. İnsanın hoşuna gidiyor böyle şeyler. Akılda kalır her zaman kötü adamlar 😊

Merhamet, Kalp Atışı, Cesur ve Güzel gibi pek çok başarılı yapımda yer aldınız. Sette unutamadığınız komik bir anınız var mı?

Bir sürü anı var aslında. Cesur ve Güzel’de ilk defa şampiyonlar ligi kadrosunda yer almıştım. Çok büyük isimler vardı. Orada birkaç hata yaptığımı hatırlıyorum. Mesela bir sahnemiz vardı hastanede ziyaret ediyordum Erkan ve Tuba vardı, onlarlaydı sahnem. Tamer Levent hastanedeydi . Onla ilgili bir soruşturma kapsamında bir şeyler sormaya geliyorum. Orada selamlaşmıştık. Tuba Hanım demiştim ben kayıt esnasında halbuki Sühan Hanım demem gerekiyordu. Öyle ufacık bir şey geldi aklıma. Yoksa karavan muhabbetleri sığmaz röportaja 😊

Söz dizisinde şimdiye kadar oynadığınız rollerden biraz farklı bir karakterle seyirci karşısına çıktınız. Sizin için Söz serüveni nasıl başladı? İlk tepkiler nasıl?

Daha önceki işlerde takip eden, seven kitle burada da gayetmemnun kaldı. Hiç kötü yorum almadım bir kere. Daha önce tanımayanlardan bir iki ufak çaplı bu rol sana yakışmadı , kötü olsan da iyisin seviyoruz seni gibi yorumlar aldım. Gayet güzel, olumlu tatlı yorumlar yapıyorlar sağ olsunlar. Şaşıranlar çok böyle bir şey beklemiyorduk gibi. Biz sana Söz dedik de asker falan düşünmüştük, naptın sen bombacı falan diye böyle komik tepkiler oldu.

Hayatınızda dönüm noktam diyebileceğiniz bir olayla karşılaştınız mı?

Böyle bir röportaj vermiştim geçen sene Milliyet’te. Turan Komutan dönüm noktam demiştim, oyunculukta tabi ki. Geçen sene öyle bir gecede bir dönüm noktası oldu hiç beklenmedik şekilde. Dönüm noktam var aslında oyunculuğa başlamamı sağlayan o Barış Manço şarkısını coverını yapmaktır diyebilirim aslında. Çünkü çok yerde tanındı bilindi. Şimdi hala çalıyor. Orada da saçlar uzundu tabi, biraz daha tazeyim orada. Şimdi biraz daha tip oturdu, sertleşti. Aaa o sen miydin biz onu biliyoruz falan gibi tepkiler oluyor. Ben olduğumu bilmiyorlar ama şarkıyı biliyorlar. Onu bir dönüm noktası olarak sayabiliriz. O müzik albümünü yapmak dönüm noktası sayabiliriz.

Hayatınızı bir film karakteri olarak devam ettirecek olsanız bu kim olurdu?

Çok var sevdiğim.

Boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Takip ettiğiniz bir TV ya da internet dizisi var mı?

Netflix’in hepsini kuruttum zaten. Stranger Things’e hasta oldum. Benim tarihteki en sevdiğim dizi Breaking Bad’tir, ağlatmıştı finalinde. Lost’un da üzerine tanımam. Lily Hammer’ı sevdim yine son zamanlarda. Belgesel gibi olanları seviyorum ben. Gerçek hayattaki seri katillerin hayatları gibi onları baya heyecanla takip ediyorum.

Kitaplarla aranız nasıl? Birkaç kitap önerisi alsak sizden?

Eskiden deli gibi kitap okurdum. Son dönemlerde pek kitap okumaz oldum. Eskiden Netfilix yoktu, herhalde o yüzden kitap daha çok okuyordum. Yaratma Cesareti diye bir kitap var onu önerebilirim aslında.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz. Gelen yorumlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Liseli nesil zaten sosyal medyanın ustası, hepsi caps ustası müthiş capsler yapıyorlar. Baya geçen sene çok güldük yaptıkları şeylere. Çok fazla grup kuruyorlar, çok fazla gruplara ekliyorlar. Aşırı aktifler, çok üstelemeyen ama çok güzel şeyler yazanlar oluyor, anlıyorsun ki içinden gelmiş. Baya bir paragraf döktürmüş. Mesela onları okuyorum, bir emoji, bir teşekkür, bir elsallama, kalp koyuyorum mesela. Takip ediyorum yorumlara falan hepsine bakıyorum. Ben de gayet en az onlar kadar aktifim.

Siz yaşıyor musunuz bilmiyorum ama, sosyal medyada bir resmin, bir profilin arkasına sığınıp çok ilginç yorumlar gelebiliyor. Bu artık tezlere de konu insanların sosyal medyada olduğundan daha farklı görünmesi ve karşısındakini de buna göre yargılaması. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Beni de çok sert mizaçlı sanıyorlar. Fake hesaplar falan da açıyorlar canım olabiliyor öyle şeyler. Fan kulüpler de açıyorlar o güzel bir şey. İnsanın fan kulübünün olması güzel bir şey herkese nasip olmaz. Hiç olmadığımız gibi gözükebiliyorsun paylaştığun fotoğraflarda daha çok iş gereği poz olan fotoğraflar olabiliyor. Orada tamamiyle kendinizi yansıtmanız münkün değil. Ancak storylerde özel hayatınızdan, sosyal hayatınızdan birtakım şeyler koyup da kendinizi yansıtma şansınız olabilir. Onun haricinde yanılgıya düşülüyor olabilir. Ben aslında komedi oynamak istiyorum, çevrem de komedi oynamam gerektiğini söylüyor. Ben mizaçtan dolayı ve ses tonumdan dolayı bu şekilde tercih edildim. Aslında komedi oynamışlığım var. Kardeş Payı’nda bir Fransız iş adamını oynamıştım. Orada mesela çok güzel tepkiler aldım. Ama böyle absürt bir şeyler oynamak isterim. Bu çok sert, çok ciddi adamların aksine kendimi daha çok yansıtabileceğimi düşünüyorum ve bunu hep anlatıyorum aslında her seferinde elime ne zaman fırsat geçerse.

Son olarak bu röportajı okuyan okuyucularımıza, sizi izleyen destekleyen kişilere iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Çok güzel duygular ve özgüven aşılıyorlar. Çok güzel duygular veriyorlar. Hepsini tek tek öpüyorum. Çok teşekkür ediyorum. Desteklemeye devam etsinler. Biz de güzel şeyler yapalım.