tds_thumb_td_300x0
Green Book Film İncelemesi

Yönetmen koltuğunda Peter Farrelly’nin oturduğu, senaryosunu Peter Farrelly, Brian Curie ve Nick Vallelonga tarafından kaleme alınan, başrollerinde Viggo Montensen ve Mahershala Ali’nin bulunduğu Green Book, filmin senaristlerinden olan Nick Vallelonga’nın babasının yaşam öyküsünü anlatıyor. Film, 1960’ların Amerikası’nda siyahilerin yaşadıkları ırk ayrımcılığının en yoğun olduğu bir dönemde geçiyor.

Tony Lip, Copaccabana isimli bir barda fedailik yapan bir İtalyandır. Kurnaz, düşük eğitimli, sürekli küfür eden ve aynı zamanda ırkçı olan Tony, karısı Dolores ve iki çocuğu ile New York’un The Bronx bölgesinde yaşamaktadır. KarısıTony, babası ve erkek kardeşleriyle birlikte geleneksel büyük bir aile profili çizmektedir. Birgün Tony’nin çalıştığı bar iki aylık bir tadilat sürecine girince Tony işsiz kalır. Kardeşi Johnny, Tony’e onun için bir doktorun yanında iş bulduğunu söyler. Tony, Carnegie Hall isimli büyük bir salonun üst katında yaşayan Doktor Don Shirley’nin yanına çıkar. Doktor Shirley’in doktor olduğunu zanneden Tony, aslında onun çok ünlü bir klasik müzik piyanisti olduğunu öğrenir.

Doktor Don Shirley ise siyahi, iyi eğitim almış, kültürlü bir piyano virtüözüdür ve Amerika’nın güney eyaletlerine konser vermeye gidecektir. Fakat yanında ona eşlik etmesi için şoför ve bir fedaiye ihtiyaç vardır. Bu yüzden Tony Lip’i işe alır ve onun kendisine iki ay boyunca eşlik etmesini ister. Tony, ırkçı biri olduğu için bu teklife pek sıcak bakmaz fakat alacağı ücret için zor da olsa kabul eder. 1960’lı yılların Amerika’sında siyahilere karşı gösterilen ırkçı hareketlerin tavan olduğu zamanda siyahi biri ile yolculuk yapmak Tony için çok zor olacaktır. Beyazlar kendilerini siyahilerden üstün gördükleri için siyahiler ile ortak alanda yemek yiyemezler, aynı yerlerde yatamazlar hatta aynı yoldan bile yolculuk yapamazlar. Bu yüzden beyazların rahat bir yaşam sürmesi için siyahilere özel ‘Zenci Yolcunun El Kitabı’ ya da ‘The Green Book’ diye adlandırılan bir kitapçık ile yola çıkacaklardır. Bu kitapçık siyahiler için yemek yenilen yerleri, konaklayacakları otelleri, gidecekleri yolları gösteren bir rehberdir. Yolculuğa çıkmadan önce Doktor Shirley’in plak şirketindeki görevliler Tony’e turne ve yolculuk esnasında ciddi problemlerle karşılaşmamaları için, yolculuk esnasında çıkabilecek problemleri engellemek için bu kitapçığı verirler. Tony Lip’in ve Doktor Don Shirley’in ırkçılığın yoğun olduğu Amerika’nın Güney eyaletlerine olan yolculukları başlar.

1875 yılında kabul edilen Jim Crow yasaları filmdeki sinemasal zamanda yani 1960’lı yıllarda bile etkisini göstermektedir. Jim Crow, İngiliz bir komedyenin 1800’lü yıllarda yarattığı karakterdir ve ilkel, salak ve her türlü aşağılamaya maruz kalan bir siyahidir. Demir yolları ve tramvaylarda ırk ayrımını benimseyen yasanın adı da Jim Crow yasalarıdır. 1875 yılında Tennessee’de kabul edilmiştir ve Güney eyaletlerinde demir yollarında ırk ayrımına gidilmiştir. Artık siyahlar beyazlar ile aynı yerde yolculuk yapamayacaktır, aynı yerlerden yemek yiyemeyecektir. Hatta tuvaletleri bile ayrı yerlerdedir. Sadece demir yolları için kabul edilen bu yasa, zaman geçtikçe otelleri, kütüphaneleri hatta kiliseleri bile kapsıyordu. Bu uygulama 1960’lı yıllara kadar gelmiştir. Bu yüzden Doktor Don Shirley her ne kadar zengin olsa da ten rengi yüzünden beyazlar ile aynı yerlerde yemek yiyemeyecektir, aynı otellerde kalamayacaktır hatta aynı yollardan bile gidemeyecektir. Bu yüzden yeşil rehber isimli kitapçıkta belirtilen, gösterilen yerlerde kalacaktır, oralarda yemek yiyecektir. Tony Lip’in ekonmik durumu her ne kadar Doktor Don Shirley’den çok düşük olsa da beyaz olduğu için pek çok fırsattan yararlanmaktadır.

. Bu yeşil rehber filmde çok basit bir detay gibi gösterilse de aslında 1960’lı yılların Amerika’sında kendisini yoğun bir şekilde hissettiren ırkçılık sorununun bir yansımasıdır. Fakat yönetmen bu ciddi ırkçılık sorununu filmde sert bir şekilde değil de daha zarif bir söylem ile seyirciye aktarıyor. Tony, sorunlarını halletmek için kaba kuvvetten çekinmeyen, eğitimsiz, kaba ve küfürbaz bir beyaz adam. Doktor Don Shirley ise sorunlarını konuşarak çözmeye çalışan, bilgi birikimi yüksek, entelektüel bir siyahi piyanist. Bu birbirine zıt karakterlerin arasındaki tek farklar ten renkleri ve eğitim seviyeleri değil, aralarında ciddi bir ekonomik olarak sınıfsal bir fark da var. Yani yönetmen, filmin en başında klişeleri yıkmış ve tüm bunların öğrenilmiş ırkçılık olduğunu zarif bir dille vurgulamıştır. Yönetmen aynı zamanda derdini yani ırkçılık sorununu klişe bir biçimde anlatmayı seçmeyip, insanların aklındaki tabuları yıkmak için daha naif ve mizahi bir yöntem seçmiştir. Tony her ne kadar ırkçı olsa da daha doğrusu toplumun ona empoze ettiği öğrenilmiş bir ırkçılıkla hareket etse de sağduyu sahibi iyi kalpli bir insandır. Bu yüzden ilk başta Doktor Don Shirley’i yadırgasa da onu tanımaya başladıkça kafasındaki bu yargıları yıkmakta hiçbir sakınca görmüyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!