”Genç kuşakla tecrübeli kuşak iyi kaynaştı”

Show TV’nin fenomen dizisi ‘Çukur’da Koçovalı kadınlarından Kahraman Koçovalı’nın acılı eşi Nedret’i canlandıran Zeynep Kumral, “Aramızda güzel bir sinerji var. Genç kuşak ile tecrübeli kuşak iyi kaynaştı. Oyuncu uyumunun pozitif olduğu bir setin bir parçası olmak bana oldukça iyi geldi” diyor.

Zeynep Kumral ile Cihangir’de buluştuk. Dizide pasif bir karakteri canlandıran ünlü oyuncu, günlük yaşantısında ise oldukça aktif biri. Gençlere oyuncu koçluğu yapan Kumral ile diziye ve kendisine dair merak edilenleri konuştuk…

‘Çukur’un bir parçası olmak size ne hissettiriyor?

Teklifi kabul ettiğim günden bu yana gerek senaryo akışı gerekse oyuncu uyumunun oldukça pozitif olduğu bir setin bir parçası olmak bana oldukça iyi geldi. Senaryo önüme geldiğinde, bana çok aykırı olan Nedret’i canlandırmayı çok istemiştim. Bu hayalimi de gerçekleştirdim.

Nedret, yaşadığı evde baskıdan ötürü belini bir türlü doğrultamıyor. Bu karakter günlük hayatta sıkça karşımıza çıkıyor sanki…

Nedret, çevremizde sıkça gördüğümüz kadınlardan biri. Küçük yaşta evleniyor, âşık oluyor ama hayatı hiç bilmiyor. Ataerkil ve anaerkil yapısı olan bir evde büyüdüğü için bu evin sınırlarının dışına hiç çıkamıyor. Tek bildiği çocuklarına iyi bir anne, kocasına ise iyi bir eş olabilmek.

Az önce Nedret için “Bana aykırı bir karakter” dediniz. Oynarken sizi zorluyor mu?

Günlük hayatta daha hızlı hareket eden bir insanım. Özümde neşeli, şen şakrak biri olduğumu söyleyebilirim. Nedret’in ise iç ritmi düşük. Bazen sette, saatlerce aynı noktada durmam gerekiyor. İşte o esnada içimden bir çocuk kaçmak istiyor. Ancak sonra aklıma, “Sete girdiğin anda ceketini duvara asarsın, set bitiminde yeniden giyersin” sözü geliyor ve kendimi dizginliyorum.

Sosyal medyadan diziyle ilgili ilginç mesajlar alıyor musunuz?

Her yaştan insan gerek sosyal medya hesaplarımdan gerekse mail yoluyla olsun ‘Çukur’un kadrosuna girebilmek için bana mesaj atıyor. Buna şaşırıyorum ancak ben sadece eğitim ve oyunculukla ilgili soruları yanıtlıyorum.

‘Hem Emmi hem de Vartolu’yla yüzleşeceğim’

Geçen hafta yüzleşme serisi başladı. Seriye ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

Biz, seyircilerin sadece bir adım önündeyiz. Yüzleşmelerde durum çatışmalarının baş- layacağını söyleyebilirim. Gerek Emmi’yle gerekse Vartolu ile yüzleşeceğim.

Yüzleşmekten uzak bir toplum olduğumuz için mi bu denli ilgi çekti?

Maalesef, yüzleşmekten uzak bir toplumuz. İlk adım insanın kendisiyle yüzleşmesi olmalı. İnsanlar kendileriyle yüzleşemediği için diğer insanlarla da yüzleşemiyor. Sosyal medyada “Mutluyum” diye fotoğraf koyanlar iki dakika önce kriz geçirebiliyor. Akıllı telefonlar, bizi samimiyetten uzaklaştırdı.

‘Erkan’a bayılıyorum’

Vartolu’yu canlandıran Erkan Kolçak Köstendil’in performansı herkesin dilinde. Köstendil’i siz nasıl buluyorsunuz?

Vartolu, kötü bir karakter olmasına rağmen insanlar onun içindeki insanlığı gördü ve sevdi. Vartolu’nun Saadet’e olan aşkı çok masum. Bu da dikkat çeken bir unsur. Erkan özelinde konuşacak olursak, onun aktörlüğüne bayılıyorum. Milyonların gönlünü çalmayı başardı.

‘Mekanik değiliz, duygu paylaşımı yapıyoruz’

‘Çukur’un kadınları set haricinde de sıkça buluşuyormuş…

Sette kafanızı öne eğip cümleleri ezberlerseniz çok mekanik olursunuz. Setten arta kalan zamanlarda duygu paylaşımı da yapıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Dilan Deniz Çiçek’in evinde toplandık, bizi prensesler gibi ağırladı. Aramızda güzel bir sinerji var. Genç kuşak ile tecrübeli kuşak iyi kaynaştı.

Diğer oyuncularla diyaloğunuz nasıl?

Ercan Kesal ve Perihan Savaş gibi iki ustayla aynı seti paylaşmak çok keyifli. Kesal müthiş bir hikâyeci. Keza Boncuk Yılmaz da gördüğüm en ince ruhlardan biri. Görünen kahramanlardan ziyade Çukur’u görünmeyen kahramanlar ayakta tutuyor.

‘OYUNCUNUN GÖREVI GÖZLEM YAPMAKTIR’

Gençlere oyunculuk eğitim de veriyorsunuz. Bu yönünüzden de bahseder misiniz?

Genç oyuncu ve oyuncu adaylarına proje bazında oyuncu koçluğu hizmeti veriyorum. Naçizane tecrübelerimi paylaşıyorum.

Öğrencilerinize hangi uyarılarda bulunuyorsunuz?

Genç nesil kafasını telefondan kaldırıp etrafına baksın diye çabalıyorum. Oyuncunun birincil görevi gözlem yapmaktır. Herkes oyuncu olmak istiyor. Bunu şöhret kapısı olarak görüyorlar. Şöhret, daha çok para kazanmak değildir. Oyuncu olabilmek için eğitim şart!

Röportaj: Arif Hür

HT Magazin