Çukur 86. Bölüm Yorumu: Büyük Yüzleşme

Çukur’un yayınlanan son bölümünde 3.sezonun en çok beklenilen “büyük yüzleşmesi” yaşandı. Yeni sezon başladığından bu yana neredeyse her bölüm Vartolu-Yamaç yüzleşmesinin yaşanacağının sinyallerini almıştık. Vartolu’nun babasını kimin öldürdüğünü araması, Yamaç’ın Vartolu onu bulsun diye beklemesi derken nihayet yüzleşme bölümüne gelebildik.

Öncelikle “büyük yüzleşme” dediğimiz olay, Yamaç ve Vartolu’nun yüzleşmesi değil, Vartolu’nun Yamaç’ı kendisiyle yüzleştirmesiydi bence. Vartolu, “Salih’in babasını” Yamaç’ın öldürdüğü gerçeğiyle yüzleşmişti. Vartolu Yamaç’ın kendi babasını öldürdüğü gerçeğiyle de yüzleşmişti. Asıl olay Yamaç’ın da bu gerçekle yüzleşmesi, kaçmaktan vazgeçmesiydi.

Önceki bölümde Yamaç’ı öldü gösterip, aynı ilk sezon Yamaç’ın ona yaptığı gibi kilit altında tutan Vartolu ile bölümü bitirmiştik. Yamaç Vartolu’dan “cezasını kesmesini” istedi çünkü Yamaç’a göre aralarında ona ceza kesecek tek kişi Vartolu’ydu. Vartolu ne olursa olsun intikamını alırdı, Vartolu acımasızdı çünkü zamanında kimse ona acımamıştı.

Ama… İşler Yamaç’ın beklediği gibi gitmedi. Vartolu cezasını kesmeden önce Yamaç’tan anlatmasını istedi. Babasını öldürdüğünü ona itiraf ettirmek istedi. Bu yüzden de onu Çukur’dan uzaklaştırıp, uzun bir yola çıkardı. Bu yolun amacı neydi? Neden Vartolu böyle bir hamle yapmak istedi? O an için biz bu soruların cevabını bilmiyorduk ve Yamaç gibi sadece Vartolu’ya uyum sağladık.

Yol üzerinde bir otelde kalmaya karar vermelerinin ardından yemek için pavyona inen ikili arasında yine güzel bir konuşma yaşandı. Yamaç ve Vartolu’nun pavyonda hayallerinden konuşması bölümün en sevdiğim sahnelerinden biriydi. Vartolu türkçe öğretmeni hayalinden bahsederken Yamaç’ın gülmek istemesi, kendisini tutması ama laf sokmadan da bırakmaması eğlenceliydi.

Diğer taraftan Yamaç’ın bir hayali yok. Ölümü bekleyen birinin hayalleri olmasını da bekleyemeyiz aslında ama bir hayali varken çocukları olmasından özellikle Sena’dan bahsetmesi üzülmemi sağladı. Bu sahne Yamaç‘ın Sena’ya olan aşkının asla bitmeyeceğinin kanıtı niteliğindeydi. Yamaç Koçovalı Sena ile aşkı tatmıştı muhtemelen aşk diyeceği tek kadın da hep Sena Koçovalı olacak.

“İyi olmak için iyi şeyler yapmak yetmiyor bazen, bazen iyi olabilmek için kötü şeyler yapman gerekiyor.” Vartolu’nun bu sözü Yamaç’ın durumunu en güzel şekilde açıklıyordu aslında. Bu cümleyle Vartolu, bu yolculuğa Yamaç’ın babasını öldürerek ailesini koruduğuna onu ikna etmek için çıktığının sinyalini verdi.

Uzun yolun sonunda anlıyoruz ki Vartolu Yamaç’ı Erbaa’ya getirmiştir. Yamaç artık Vartolu’nun onu öldüreceğine inancı kalmasa bile onu takip etmeye devam eder. Bu bölümün favori sahnelerimden biri kesinlikle Yamaç ve Vartolu’nun çocukluğuna bir dönüş yaşamamızdı. Yamaç’ın küçüklüğünde hiç dayak yememesinden bahsetmesi, Vartolu’nun ise olabilecek en kötü şekilde büyüdüğünü anlatması… İki karakterin de derinliğine ulaştığımızda Vartolu’nun hep kötü seçenekler arasında seçim yaptığını, Yamaç’ın tam tersi hep iyi bir seçeneği olduğunu görüyoruz ve Yamaç ilk kez iki kötü seçenek arasında kalıp, ailesi yaşasın diye babasını öldürmeyi seçmişti.

Bu Vartolu tarafından anlaşılabilir bir durumdu. Yamaç kötülük yapmıştı ama en kötüsü yerine kötüyü seçmişti. Vartolu tüm hayatı boyunca zaten hep en kötü ve kötü arasında bir seçim yaptığı için Yamaç’ı da bu gerçekle yaşatmayı istiyordu.

Yamaç’ın itiraf sahnesi de bu bakımdan çok özel bir sahneydi. Acısına son vermesini istediği kişi ona “Ben bu kadar kötü biri miyim?” diye sorunca bölümün zirve anlarından biri yaşandı. Erkan Kolçak Köstendil ve Aras Bulut İynemli’nin karakterlerini yaşayarak sahnedeki tüm duyguları izleyiciye geçirmesi zaten bu sahnenin zirveye ulaşmasını sağladı.

Bölümde özellikle karakterlerin geçmişiyle şu anlarının yapboz parçaları gibi birbirini tamamlaması çok hoşuma gitti. Muazzam düşünülmüş, muazzam yazılmış, muazzam oynanmıştı.

Vartolu’nun Yamaç’a sunduğu iki seçenek vardı. Yamaç’ın iki yolu vardı; ya ölecekti, ya da yeni biri olarak hayatına devam edecekti.

Yeni biri olmayı seçen Yamaç’ın da ilk işi Yücel’i öldürmekti. Bu konuda Vartolu’nun yönlendirmesi, Yamaç için büyük bir artıydı. Bölüm boyunca Yamaç’ı iyileştirmeyi, onu ölüm fikrinden uzaklaştırmayı amaçlayan Vartolu, Yamaç’ın Yücel’i öldürmesinim onun iyileşmesi için son adımı olduğunu düşünüyordu. Ve öyle de oldu. Yamaç’ın Yücel’i öldürdükten sonra çok uykusu olduğunu söylemesi bölümler boyunca rahat bir uyku çekemeyen Yamaç’ın zihninin sustuğunu, iyileştiğini gösteriyordu.

Yamaç ve Vartolu neredeyse bölümün tamamını ele geçirmişti ama sahneleri o kadar duygularla doluydu ki sadece ikisini izlemek asla sıkmadı aksine eski Çukur tadını aldım bu bölümden. ‘Bizim izlemek istediğimiz tam olarak bu!’ da demiş olabilirim. Bölümün beğenilmesi benim gibi düşünen büyük bir kitlenin olduğunu gösteriyor. Umarım gelecek bölümler de eski Çukur tadını böyle güzel bir şekilde almaya devam ederiz.