tds_thumb_td_300x0
Çukur 57.Bölüm: Karakuzuların Bitişi!

Çukur’un önceki bölümünü Mahsun’un kendi babasını bıçaklaması ile bitirmiştik. Yeni bölüme de bu sahneyle başladık. Annesini hatırladıktan sonra Mahsun öldürdüğü kişinin gerçekten babası olduğunu anlıyor ve ortadan kayboluyor.

Mahsun’un öldüğü bilgisini alan Çeto adeta yıkılıyor ve Koçovalılara kendi sonunu getirecek bir savaş açıyor. Aslında bu bölümün ana konusu Koçovalılar ve Karakuzular arasındaki savaşın sonunda bitecek olmasıydı. Sezon başından beri izlediğimiz bu savaş sonunda bir sonuca ulaştı. 

Bölümde beni rahatsız eden sahnelerden biri Karaca ve Celasun arasındaki konuşmaydı. Celasun’un bu kadar çabuk gözden düşeceğini, karakterin bu kadar çabuk bozulacağını hiç tahmin etmemiştim. Karaca ilk sezondan zaten sürekli nefret alan bir karakterdi ama bu bölüm Celasun’a karşı duruşunu sevdim. Yine de bu duruşu koruyabileceğini sanmıyorum, umarım bu “mide bulandıran” ilişkiye girilmez, eğer girilecekse de Celasun Karaca’yı alıp çekip gitsin, bir izleyici olarak böyle sahnelere tahammül edebileceğimi sanmıyorum.

Karakuzular önce Emmi’ye daha sonra İdris’e, Vartolu’ya ve Yamaç’a saldırdı. Tüm bu saldırılar aynı anda gerçekleşirken Koçovalıların evine de adamlar gönderdiler. Kısaca Karakuzular ve Koçovalılar arasındaki çatışma her yerdeydi bu bölüm.

Cumali ve Damla bu bölümün parlayan karakterleriydi. Kesinlikle aralarındaki ilişki çok güzel yazılıyor, özellikle Damla karakterinin susmayan, rahatsız olduğu her şeyi rahat bir şekilde konuşabilen bir kadın karakter olması uzun zamandır dizilerde görmek istediğim hamleydi. Damla’yı izlerken ister istemez tam Cumali’nin eşi olacak bir kadın diyebiliyoruz. Ayrıca bu bölüm babasının ihanetinden habersiz olduğunu da öğrendik. Şimdilik kendileri de fark etmeden birbirlerine attıkları adımları gelecekte Uluç reisin ihanetiyle sarsılacaktır mutlaka. Bu yüzden merakla bu ilişkinin nasıl devam edeceğini izlemek istiyorum.

Çeto karakterinin aslında Mahsun’un gerçek babasını bilmesi ve ondan saklaması, bu karaktere veda etmeden önce onun nasıl bencil ve kötü bir karakter olduğunu fark etmemizi sağladı. Çeto tamamen siyahtı, Mahsun’un içinde bir yerlerde onu gri yapacak yanları vardı ama Çeto kesin bir şekilde siyah olan taraftı. Koçovalı erkekleri kadınları korumak için eve koşarken, evin boş olduğunu gördüler. Uluç reis ve Cumali kadınları güvenli bir yere götürmüşlerdi. Uluç reisin bu hamlesi her ne kadar kendi kızını korumak için atılmış bir adım olsa da Koçovalıların güvenini daha çok kazanmıştı.

Çeto oğulları olan eve saldırınca, İdris oğullarını korumak için tek başına Karakuzuların karşısında durdu. Bu sırada mahalleliye de Koçovalıların yanında durmak isteyenler bugün durmalı çağrısı yapıldı. Kısaca Koçovalılara borçlanan herkes İdris’in arkasında durdu. İdris Koçovalı’nın “biz insan biriktiririz..” lafı tam olarak şimdi anlam kazandı. Çekilen sahneye gelicek olursak, bölüm yayınlandığı günden durmadan bu konuda eleştiri alıyor. Bir izleyici olarak çekilen sahnenin hatalarla dolu olduğunu kabul edebilirim. Çatışmada çok fazla hata vardı ve özensiz çekilmişti ama bu sahnenin son anda yetiştirildiğini ve bunun için de kısıtlı zamanları olduğunu biliyordum izlerken. Özellikle Çukur’un dünyasına çok yabancı bir sahne değildi, sadece özensiz çekilmişti. Bu yüzden bu kadar çok eleştiri almasını sadece dizinin fenomen oluşuna yoruyorum.

Mahsun’un Çeto’yu “Fikret” olarak vurması ve Çeto’nun daha büyük bakarsak “Karakuzuların” sonunun Fikret’in elinden olması muazzam düşünülmüş, muazzam oynanmıştı. Erkan Avcı gibi usta bir oyuncuya da bu bölüm veda etmiş olduk. Çeto’nun gidişine sevinmiş olsam da, Erken Avcı’nın gidişine üzüldüm. İzlerken zevk aldığım hatta kötü oluşuna hayran kaldığım bir karakterdi. İyi ki Çeto rolünü o üstlenmişti.

Bölüm sonu Mahsun’un giderken Sena’yı da yanına aldığını öğrendik. Sena “ailesini koruma” karşılığında Mahsun’la gitmeyi kabul etmişti. Açıkcası bu durum bana çok saçma geldi, sonuçta Koçovalılar büyük bir aile ve ne olursa olsun bu zamana kadar kendilerini korudulur. Bir kişinin sözü bu kadar önemli olmamalıydı. Sena karakteri hiçbir zaman anlayamayacağım bir karakter ama Yamaç’ın gelecek bölüm nasıl delireceğini de izlemiş olacağız. Tek güzel yanı bu..

Okuyan herkese teşekkürler, eklemek istediğiniz bir şey varsa yorum kısmına yazabilirsiniz..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!