tds_thumb_td_300x0
Çukur 52.Bölüm Yorumu: Mahalle Bizim Kesin!

Çukur’un uzun zamandır son sahnesiyle zirve yaptıran bir bölümünü izlememiştik. En son bu zirveyi 2.sezonun ilk bölümlerinde tatmıştık. Dün yayınlanan bölüm son sahnesiyle resmen eski Çukur geri döndü dememizi sağladı. Son sahne muazzamlığına geçmeden önce bölüme genel bir bakış atalım.

Bölümü İdris Koçovalı’nın Çeto ile karşılaşmasıyla açtık. Diziye giren yeni karakter Uluç reis’in davetiyle gelmişti Emmi ve İdris. Masada oturan kabadayıların hepsinin babasını tanıyan İdris’in Çeto’ya gelince “Herkesin babasını bildik de seninkini çıkartamadık, sen kimin oğlusun aslan parçası?” diye sorması oldukça keyifli bir sahne izlememizi sağladı. Karakuzuların çabaları İdris’e karşı “Karakuzular Çukur’a geri dönmek istiyor” cümlesinin kurulmasını sağladı. İdris kabul etmeyip mekanı terk etti.

Geçen bölüm Mahsun’a silah çeken Sena, bu bölüm Mahsun’un aşk itirafıyla o tetiği çekemedi, ki Mahsun konuşmasa bile o tetiği çekeceğini sanmıyorduk izleyiciler olarak. Sena karakteri zaten seyir keyfi olmayan bir karakter, yaptığı bu salak hamleler de izleyicinin Sena’ya tepkisinin daha fazla büyümesine sebep oluyor. Mahsun’un aşkından yola çıkarak kendini onun zayıf noktası olarak görmesi ve bunu Selim’e söylemesi bir an için “biz ne izliyoruz?” sorusunu sormamı sağladı. En başından beri dikkatli ol diyen Yamaç’a inat gidip tanımadığı bir adamın dertlerini dinleyip, arkadaş olan Sena, Fikret’in (Mahsun’un) “ihaneti” sonrası öyle tepkiler verdi ki, Yamaç’la evli olduğunu ve onu sevdiğini bilmesek, kesinlikle bu kız Fikret’e aşık diyeceğiz. Kısaca Sena karakteri bu bölüm yine Yamaç’ın karısı olduğunu hatırlamadı. 

Karakuzular Çukur’a geri dönecek mi sorusu Yamaç’ın olaya dahil olmasıyla “evet” cevabına dönüştü. Yamaç’ın bu duruma olumlu bakması Emmi’yi şaşırtsa bile, İdris bu durumda Yamaç’ın kafasındaki planları önceden tahmin ediyor gibiydi. Bu yüzden o da oğluna destek çıktı.

Yamaç ve İdris bu kararı Selim, Vartolu ve Cumali’ye söylemek için onları güvenli eve getirdiler. Yamaç Karakuzular’ın arkasında biri olduğu ve onları desteklediği düşüncesini savundu. Karakuzular cidden birinden yardım alıyordu ve bu kişi de Koçovalılar’dan nefret eden biri olmalıydı. İlk düşünülen isim Baykal beydi ve bu bölüm telefon konuşmasında Baykal beyin adının geçmesi büyük bir heyecan yarattı. Yine de Baykal beyi oynayan oyuncunun başka bir dizide oynadığı gerçeğini de buraya yazalım. Büyük ihtimalle bu konuda bize bir ters köşe yapılacaktır. Karakuzular’ın Çukur’a gelmesini kabul etmesi aslında Yamaç’ın Karakuzular’ın arkasında kimin olduğunu bulup, bu işi kökten bitirme isteğinden başka bir şey değildi. Çünkü biliyordu arkasındaki adamı bulamadığı sürece Karakuzular konusu hiç kapanmayacaktı. 

Bu bölüm sevdiğim sahnelerden biri Cumali ve Vartolu’nun birlikte Çeto’nun peşine düşmeleriydi. Cumali’nin Vartolu’yu vurulmaktan kurtarması ve aynı şekilde Vartolu’nun Cumali’yi vurulmaktan kurtarması muazzam yazılmıştı. İmkansız dediğimiz bir bağ gerçekten de aralarında olacak gibi duruyor. 

Bu baskından Karakuzuların eski başlarından birini ele geçirmeyi başardı Cumali ve Vartolu ama ben niyeyse bu adamın “bir kurban” olduğunu düşünmüyorum. Gökhan Horzum bu konuda ters köşeye gidecektir ve hatta Karakuzular’ın arkasında bu adam da olabilir.

Sena’nın Deren’i eve getirmesi, Deren’in depresyonu ve Sena’nın onunla ilgilenmesi ve yine bir filmin reklamının dizide konu olarak gösterilmesi.. Bölümü izlerken tam bu anda yine mi Çukur’un başına kaldı film tanıtımı dedim. Bu kadar reklama yer verilmesi dizinin gerçekliğini kaybetmesini sağlıyor artık bir şekilde ayyapıma biri dur demeli diye düşünüyorum. Bir yılda iki film çıkarıp ikisinin de reklamını Çukur’da suyunu çıkarana kadar yaptırması izleyiciyi filme meraklandırmıyor aksine durumu itici bir hale getiriyor. Deren sahneleri de yine gereksiz bulduğum, hatta oyuncuyu hikayeye dahil etmek için zorunlu yazılmış sahneler gibi geldi. Kemal, Celasun gibi karakterler dururken neden Deren’i bu kadar izledik anlamış değilim..

Metin’in vicdan azabı ve herkesten uzaklaşıp Aliço’nun mekanında kalması Yamaç’ın bir karar vermesini sağladı. Daha önce Emmi, Paşa, İdris’le, ve Selim, Yamaç arasında izlediğimiz efsane sahneyi, şimdi de Yamaç ve Metin arasında izlemiş olduk. Sahnenin muazzamlığını komediye çeviren kişiler de Emmi ve Kemal’di kesinlikle. Kemal’in tepkilerini izlemekten sahnenin güzelliğine odaklanamadım ve bu tepkiler geceye damgasını vurdu diyebiliriz.

Karakuzular’ın Çukur’a gelmesiyle tüm Çukur halkı ortadan kayboldu. O kadar kişiye karşı, tek başına duran Koçovalılar. Sahne tam olarak buydu. Karşısında duran 5 kişiye bakarak “Bu mahalle sizin değil orası kesin, bu mahalle kimin ya?” diye dalgaya alan Çeto’ya cevabı veren bu kez Çukur halkı oldu. Koçovalılar’ın işaretinin yazılı olduğu bayraklar tek tek asılırken, Çeto ve Mahsun’un değişen yüz ifadelerinden keyif almamak imkansızdı. Muazzam bir sahne demiştim değil mi? Kesinlikle sahneyi tanımlamak için az kalır dediğim. İkinci sezon başından beri beklediğimiz böyle bir hamleydi. Tüm bunların üzerine Yamaç’ın o ilk sezonlardan ezbere tanıdığımız deli bakışı ve yüzüne yerleştirdiği gülüşü ile “Çukur’uma hoş geldiniz” demesi bundan sonra Karakuzular’ın yüzünün gülmeyeceğini gösteriyor.

Bölümü böyle efsane kapatarak gelecek bölüm için beklentiyi yükseltmemizi sağladılar. Bu yüzden gelecek bölüm neler olacağı konusunda şimdiden heyecanlı bir beklenti söz konusu.

Bölüm yorumu burada bitiyor, okuduğunuz için teşekkür ederim. Eklemek istediğiniz bir şey varsa yorum olarak yazabilirsiniz.. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!