tds_thumb_td_300x0
Çukur 50. Bölüm Yorumu: Çukur Vs Koçovalılar

Çukur’un tatmin etmeyen bir bölümünü geride bıraktık. 

Dün gece yayınlanan bölümü Çukur’daki bölünme ile açtık. Geçen bölüm Çukur’da sorunlar çıkacağının sinyalleri zaten verilmişti ve bunun için de zemini hazırlayan hain Veysel’di. Bu bölümün konusu aslında Çukur’un kendi iç savaşıydı. Karakuzu belası mahalleden uzaklaşmışken Koçovalılar tam olarak geri dönüş sağlayamadan Çukur halkı arasında bir çatırdama başladı. 

Bu savaşın devamında getireceği yıkıntıyı farkeden ilk kişi Vartolu oldu. Bu konuda ilk önce kavgayı ayırmak isteyen Vartolu olsa da, mahallelinin tepkisi net ve kesindi; Vartolu’ya güvenilmiyordu, bu yüzden de sözünü umursayan bir kesim yoktu. Bunu anladığı için Vartolu gelecek olan sarsıntıyı Cumali’ye anlatıp, Cumali’nin Çukur’da büyük etkisi olduğu için kavgayı bitirmesini bekledi. 

Ama asıl sorun Cumali bir Yamaç değildi. Cumali Koçovalı karakterinin çizgileri net bir şekilde çizilmişti. Uzlaşmaya asla varmayan ve ne olursa olsun sabırlı davranmayı kabul etmeyen bir adam Cumali Koçovalı. Son iki bölümdür racon sahnesini ne kadar çok beğensem de yaşanan bir krizi asla aşabilecek bir karakter olmadığı net bir şekilde gösterildi. Hani olur ya ilk sezondan çoğunuz ne dediğimi anlamışsınızdır, bir sahne gelir “bu olaydan nasıl çıkacağız şimdi?” diye düşünürüz ve Yamaç Koçovalı beklenmedik bir yol bulur ama daha sakin ve uzlaşmaya varan bir yol. Normalde silahların konuşacağı bir ortamı bile yumuşattığını görmüşüzdür. Bu yüzden Yamaç’ın bu konularda gerçekten Cumali ile farkı gösterilmiştir. Cumali lafının üzerine laf getirmemeyi daha çok önemserken, Yamaç ilk önce sorunu dinlemeyi seçiyor. Tüm bu karşılaştırmaları yapıyorum çünkü Gökhan Horzum’un da tam olarak bunu göstermek istediğini düşünüyorum. Cumali’nin krize karşı sert tavrı, kavgayı sanki iki çocuğun kavgası gibi ciddiye almaması ve silahını çekip iki el ateş edince olayların çözüleceğini sanması aşırı saçmaydı. Cumali Koçovalı karakteri bu sezon en çok sevilen karakterlerden biri olarak diziye dahil oldu. Karakterin çizgileri netti ama hiç bu kadar saçmaladığı olmamıştı. İzlediğimiz Cumali karakterinden farklı ve zorlama bir karakter izliyormuş gibi hissettim. Cumali sabırsız biri olabilirdi ama en büyük abi olarak bu kadar özensiz yazılmamalıydı. Vartolu ile çocuk gib inatlaşıp asıl sorunu görmek istemeyen ve sorunu çözmek için adım bile atmayan bir karaktere dönüştü. Bir bölümde kendinden o kadar çok uzaklaştırdı ki, ben dahil izleyici empati yapamadı karakterle. Gökhan Horzum’un Cumali’yi neden böyle aniden yere vurduğunu anlamıyorum ama her şekilde güzel yazılabilecek bir karakterdi. Tüm bunlara rağmen güzel detaylar vardı. Salih’in konuşmasına hak verip, Salih haklı dediğinde gerçekten istediğinde anlayışlı biri olduğunu da gösteriyordu aslında. 

Vartolu’nun sorunu hâlâ gözlemlemeye devam etmesi ve bir şekilde sakinleştirme çabaları çok hoşuma gitti. Bu sefer olgun bir Vartolu izledik, öyle ateş olup etrafı yakan bir Vartolu değil de yanan ateşe odun atmak yerine söndürmeyi seçen bir adam. Bu konuyu bu kadar umursama sebebi de “benim kardeşim boşuna vurulmadı” repliğinde saklı. Vartolu belki de Çukur’a ilk kez bu kadar önem veriyor çünkü kardeşi Çukur için vuruldu. 

Geçen bölüm eksik kalan hastane sahneleri bu bölüm daha iyi işlenmişti. Yamaç’ın eksikliği belli olurken, uyanması da diziye bir nefes aldırdı diyebiliriz. Yamaç’ı önce Selim’in, sonra Cumali’nin ve en sonda da Vartolu’nun ziyaret etmesi çok güzeldi. Açıkcası abileriyle ilişkisi en güzel işlenen karakter Yamaç. Yamaç’ın Selime arasının düzelmesi bu vurulmanın güzel bir olayla sonuçlanmasını sağladı. Cumali ile sahneleri hâlâ eksik gibi geldi benim için çünkü Cumali’den daha büyük ve daha duygusal tepkiler bekliyordum. Vartolu ile sahnesinde ise tamamen eski VarYam duygusunu aldım; güzel, samimi ve içten bir sahneydi.

Çukur’da iç savaş devam ederken, Karakuzular da yeniden toparlanmaya odaklandılar bu bölüm, ki toparlanmaya başladıklarına da şahit olduk. Bölümün yavaşlığının, tek konunun uzamasının aksine Karakuzular’ın bu kadar hızlı toparlanması da bana göre aşırı saçmaydı. Bir taraf gerçekten çok yavaş toparlanıyor ama en çok hasar gören diğer taraf yeni baştan doğmasına rağmen çok hızlı ilerliyor. Bu durumda kolayca Çukur’u ele geçirebilirler gibi görünüyor. 

Bu kadar beklenmesine rağmen Yamaç’ı kimin vurduğunu yine öğrenemedik ama ben çoktan cevabı aldığımızı düşünüyorum. Rahatlıkla ters köşe olmadan Yamaç’ı Metin vurdu diyebiliriz. Metin’in tavırları bu bölüm de net bir şekilde Yamaç’ı vurmaya zorlandığını belli etti. Ama Metin bu kadar saklanmaya, uzatılan bir konuda büyük yer tutmaya değecek bir karakter mi? Kesinlikle değil.

Bölüm sonu Cumali ve Vartolu arasında gerilim yükseldi. Cumali silahını Vartolu da bıçağını çekti. Bu yükselmenin de bir sonucu olmayacağı ortada. Daha yeni birbirlerini öldürmekten geri dönen ikiliyi yeniden karşı karşıya getirmek konu bulamamaktan mı ileri geliyor diye düşünmeden edemedim. Cumali beye “çatı akıyor ev sahibi” denilmesine rağmen  çatıyı umursamadan evdeki konukla ilgilenen biri gibi davrandı bu bölüm. Bu bölümün tek konu üzerinde dönmesi bu kadar çok tek konuya odaklanılması da sıkıcıydı. Çukur’un ilk sezon muazzam bölümlerine baktığımızda, şimdi izlediğimiz bir “Çukur bölümü” kategorisinde miydi? Kesinlikle hayır. Gökhan Horzum bundan daha iyisini yapabilecek bir senarist. Bu yüzden artık eleştirilerden sonuç çıkaracağını umuyorum. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!