Çukur 40. Bölüm: Yamaç Koçovalı’yı Siz Delirttiniz!

Bu bölüm Çukur’da “yeni başlıyoruz” dedik ve resmen başladık.

Bölümü abileri kaçırıldığı için teli atmış Yamaç Koçovalı ile açtık. Normal kalmasını beklemiyorduk hatta diziyi hiç izlemeyen biri bu dediğime gülecek bile olsa aslında tam olarak bu sezon hepimiz Yamaç’ın delirmesini bekliyorduk. Görmek istediğimiz sahnelerin gelmesi için Yamaç’ta kayışların kopması gerekiyordu. Ve beklenilen de oldu bu bölüm tam anlamıyla Yamaç Koçovalı şov izledik.. Salih’i kurtarmadan önce Cumali’yi kurtarması gerekiyordu, bu yüzden tüm planını yaptı Yamaç ama bu planların ana konusu sadece “delirmekti” çünkü Yamaç delirince devamı mutlaka geliyordu. 

Cumali ve Çeto’nun ilk kez karşılıklı konuşmalarını gördük aslında buna sebep ikisinin de bağlı olmasıydı yoksa konuşmak yerine çoktan birbirlerini boğazlamaya başlamışlardı. Son bölümlerde göremediğimiz Cumali Koçovalı’nın ağırlığını bu bölüm nihayet tam anlamıyla görebildik. Cumali karakterinin komedi tarafına ağırlık verilmesi hiç hoşuma gitmiyordu ve bu konuda güzel bir geri dönüş geldi bence. Yamaç’ın “heyecanı yok” şovunu bu kez süpürgesiyle yapması komik ama tam “Yamaç’tan beklenilen” bir delilikti. Aşırıya kaçmadan, temiz bir şekilde delirdiğine seyirciyi çok rahat bir şekilde inandırdı Yamaç.

Abisini kurtardı, Çeto’yu da ele geçirdi ama sorunlarından biri duruyordu. Salih hâlâ afganların elindeydi. Yamaç Cumali’yi ikna etmeye çalıştı ama Cumali Salih’i umursamıyordu. Salih kimdi? Onun için kardeşinin katiliydi bu adam. Bu yüzden Çeto’yu öldürmemesi için önünde hiçbir engel yoktu. Ama Yamaç “babanın oğlu” dedi, “babamızın oğlu” ve öyle bir bakışla ifade etti ki, ne yaparsan yap kardeşinin katili olduğu gerçeğinden kaçamıyorsan, bu gerçekten de kaçamazsın demek istedi. Cumali Koçovalı’nın önünde titremeden konuşan, ona karşı gelen iki kişiden biriydi Yamaç. Çünkü kendi doğruları önce geliyordu hep. 

Karakuzuların kapısına geldi sonra Yamaç. Çeto’nun elinde olduğunu “benim babam” diyerek belli etti Mahsun’a. Çocuğu alacak Çeto’yu verecekti plan belliydi. Bu arada ayrı bir başlık açarak Aras Bulut İynemli’nin taklit yeteneğini de buradan alkışlamak istiyorum. Delirmek konusunda zaten iyi olduğunu defalarca kanıtladı ama taklit yeteneği cidden hayran bıraktırdı, herkesin yine onu konuşmasına sebep oldu.

Salih ve Medet sahnelerini bu bölüm aşırı gereksiz buldum. Bizim ilk sezon tanıdığımız Vartolu oradan kurtulmanın yolunu mutlaka bulurdu ya da en azından bunun için “ciddi” bir şekilde çabalardı. Bunun yerine tamamen komikliğe odaklanılmış ama aşırı itici sahneler çekilmişti. Bu Salih’i sevemedim, sevemedik ve hiçbir türlü de Vartolu’nun yerini dolduramıyor. Salih Koçovalı diyoruz ama Koçovalı gibi bile haraket edemiyor, bundan sonra senarist Gökhan Horzum nasıl bir yol izleyecek merak ediyorum ama karakterin düştüğü boşluk ortada. Çok sevilen bir karakteri içi boş sahneler yazarak harcamayı mı planlıyor merak ediyorum. Umarım çok çok iyi bir iş çıkarır da hepimiz tüm bu eleştirilerimizi kenara bırakmak zorunda kalırız.

Celasun’un Akşın’la sahneleri ne kadar güzel naif yazılıyorsa, Karaca’nın da bu ilişkiye dahil olması mide bulandırıcı bir hal aldı. Tamamen iyi niyetli bir yaklaşımı olduğunu düşünemiyorum çünkü ilk sezon bize tanıtılan karakter ne olursa olsun Celasun’u elde edeceğini söylüyordu. Şimdi böyle evli bir ilişkide neden bu kadar ön plana geldiğini anlamıyorum. Umarım kısa sürede bu yoldan vazgeçilir ya da sadece dert ortağı olarak kalırlar. Bu bölüm Meke karakterinin hiç olmaması mutlu etti ve Celasun’un da sonunda Yamaç ve Cumali ile birlikte haraket etmesi haftalardır beklediğimiz bir birleşmeydi. Bundan sonra Celasun Yamaç’ın tarafında yer alacak gibi duruyor.

Selim ve İdris sahnesi beklenilen bir yüzleşmeydi ama sadece ucundan görebildik. Bu bölüm Meliha’nın konuşmaları sayesinde güç bulup babasının karşısına çıkarak “neden beni istemedin?” diye sormayı başardı Selim. En gerçek yazılan karakterlerin başında geliyor Selim ve iyisiyle kötüsüyle hepimiz bu karakteri bir şekilde benimsedik. Bu yüzden yüzleşmenin devamında nasıl bir cevap geleceği hepimiz için merak konusu.

Çocuğu verdiler ve afganlar karşılığında Salih’i bıraktı. Salih’e elini uzatan da Yamaç’ın zoruyla Cumali oldu. Ama sahne o kadar güzeldi ki, hiçbir replik kullanılmadan sadece bakışlarla konuştular. Salih teşekkür etti, Cumali kabul etti. Bölümdeki favori sahnelerimden biri olmayı başardı bu sahne. 

Bölümü bu bölüm en çok sırtlayan Aras Bulut İynemliydi. Cidden üzerine çok büyük bir yük verilmişti bana göre, böyle sahneler çekerek “itici” olmamayı başarmak, aksine alkışlanmak her oyuncunun yapabileceği bir şey değil. Bu yüzden bu bölüm tam anlamıyla Yamaç Koçovalı karakterinin bölümüydü. İki abisini de tüm deliliğine rağmen kurtarmayı başardı.

Bölüm sonu Ersoy’un da Yamaç Koçovalı’nın eline düştüğünü gördük. Bundan sonra Koçovalılar ve Karakuzular arasındaki savaş tam olarak başlayacak gibi duruyor..

Bölüm yorumumuz burada bitiyor, sizin de eklemek istediğiniz bir şey ya da eleştirmek istediğiniz bir sahne varsa yorumlar olarak yazabilirsiniz.