Çukur 36. Bölüm: Savaş Çanları Çalıyor

Çukur’un en iyi bölümleri arasına giren ve reytinglerde zirveye büyük bir farkla oturan 36.bölüme birlikte yeniden bir bakış atalım.

“Çukur her yerde” diyerek kendini Yamaç için feda eden Efe sayesinde, Yamaç içine düştüğü tüm umutsuzlukları bir kenara bırakmayı başarıyor ve sonunda Çukur için savaşmayı seçiyor.

Cumali intikam istiyor, Yamaç Çukur’u geri almak istiyor. 

Bu yüzden abi kardeş arasında bir sürtüşme yaşansa bile Yamaç kendi yolundan gitmesi için abisini ikna ediyor. Aras Bulut İynemli ve Necip Memili’nin bu sahnede karşılıklı oyunculuk dersi verdikleri detayını da eklemesem olmaz. İzlerken ister istemez “siz iyi ki yan yana geldiniz” diyorsunuz. 

Aliço’nun Cumali’nin evine gelerek Yamaç’ın yanında olmayı seçmesi, Çukur’u geri alma planında Aliço’nun da yer alacağını gösteriyor. Yamaç ve Aliço’nun arasındaki bağ dizide izlerken yüzümüzü güldüren, tüm kara bulutları dağıtan bir bağ. Bu yüzden bu bağı da izlemek keyif veriyor.

        Bölümün gereksiz detayı Meke!

İzlerken ne olursa olsun hak veremediğim bir karakter ve bence sezon finalinde ölmesi gereken karakterlerin başında yer alıyor. Koçovalıları satması yetmezmiş gibi, üzerine Cumali’nin peşine düşmesi Meke’yi gözümde bitirmek için yeterli oluyor. Hatırlarsanız Meke’nin babasını öldürenler Koçovalılar değil, Karakuzular’dı ve işin komik tarafı Meke’nin şu an çalıştığı taraf da Karakuzular. Eğer bir öfke varsa bunu ilk önce çalıştığı adamlara karşı göstermeliydi, onların altında çalışarak zaten aynı şekilde dağılan Koçovalılara öfke kusması, öfkesini de kinini de değersiz kılıyor. Bu yüzden izleyici tarafından düşük not alan karakterlerin başında da Meke duruyor.

Çukur’un “gerçek” adamları Metin ve Kemal’i izlemeyi seviyorum, özellikle Metin bu sezonun ilk bölümü her şeyden bıkmış, vazgeçmiş bir adam olarak karşımıza çıksa da bu bölümle Koçovalıların yanında duracağını net bir şekilde bize göstermiş oldu. İstediğimiz Kemal de geri dönmeye başladı diyebiliriz. Yine bu sezonun ilk bölümünde sesini Mahsun’a çok çıkaramayan, bakışlarını kaçıran Kemal, bu bölüm deli bakışlarını yeniden atmaya başlamıştı. Özellikle Meke’ye bir iki yumruk çaksa tadından yenmez.

  Vartolu! Ah bundan sonra Salih Koçovalı! 

Bölümde Vartolu’nun Halil’le sahneleri yüzümüzü güldürmüştü ama bir türlü Halil’in bu deliliğinin amacını anlamamıştık, neden gelmişti Halil? Bu karakterin yazılmasının amacı neydi? Bitmiş olan Vartolu’ya nasıl bir yardımı dokunacaktı? Tüm bu sorular bölüm sonunda canımız acısa bile yanıt buldu. 

Vartolu Saadettin Salih’i korumak için doğmuştu, Salih’in intikamını almak için güçlenmişti ve Salih nasıl bir “canavar” yarattığını, bu intikam için Vartolu’nun nasıl acımasız olduğunu Halil sayesinde anladı. Saadettin acımasızdı, Saadettin Salih’in intikamını almak için sadece bir abiyi değil, onunla birlikte başka bir aileyi bitirmişti. Bu gerçek zaten bitik olan Salih’in kaldıramayacağı kadar fazlaydı, bu yüzden “Öl Saadettin öl” dedi ve o gece anlatılan hikaye sayesinde Vartolu öldü.

Aslında Salih geçen sezon Çukur’un babası olmak yerine Saadet’le aile olmayı seçerek Vartolu olmaktan vazgeçmişti ama Vartolu hep içinde bir yerlerde yaşıyordu. Şimdi Salih tamamen Vartolu’dan vazgeçti.

Bundan sonra Salih Koçovalı’yı izleyeceğiz ve açıkcası Erkan Kolçak Köstendil’in yeni bir karakter daha eklenecek demesi üzerine, ben yeni Salih’i merakla bekliyorum.

          Yamaç Koçovalı yine şov yaptı!                                                                          

Bölümün en güzel sahnelerinden biri Yamaç’ın Karakuzulara hazırladığı plandı. İçi boş mayınları hazırlayıp Karakuzular’ı köşeye sıkıştıran Yamaç, Çukur’un adamlarının da serbest bırakılmasını sağladı. Bu şekilde Karakuzular ilk kez etkisiz hale getirildi ve geri adım atmak zorunda kaldılar.

İdris Koçovalı yaşıyor! Aslında en başından çoğumuz İdris Koçovalı’nın yaşadığını biliyorduk ama bu bölüm bilmeyen kesim de İdris’in yaşadığını öğrenmiş oldu. İdris Koçovalı “İdris Baba” olmaktan da, Çukur’dan da vazgeçmiş ve tek derdi karısı olan bir adama dönüşmüş. Ama bu sakin ve sessiz hayatının çok uzun süreceğini sanmıyorum, özellikle oğulları ile yeniden yan yana geldiğinde o da Çukur’u geri alma planına bir katkıda bulunacaktır bence. 

Selim Koçovalı bu bölüm kendini çok gösteremedi ama kısa bir sahnesi bile beni etkilemeyi başardı. Ailesi onu bıraksa bile, o ailesini bırakamamış hatta anne babasını izlemek için evlerini önüne kadar geliyormuş. Selim o kadar derin bir karakter ki ve anlatılan hikayesi o kadar sarsıyor ki insanı ister istemez etkilenirken buluyorsunuz kendinizi. Bu yüzden bozulmadan giderse bu karakter sezon boyunca ilgi çekmeye devam edecek.

Sena.. Sanırım bu karakter hakkında konuşmak bile istemiyorum, bu bölüm fazla rahatsız etmese bile hâlâ Çukur’a bir türlü giremeyen karakter. Sena karakteri dizide bir türlü kendi yerini bulamıyor ve sürekli gerekli gereksiz her sahnede yazılıyor. Dizinin erkek karakterleri ne kadar derin ve iyi yazılıyorsa, kadın karakterleri o kadar gereksiz yazılıyor bence. Özellikle Yamaç gibi birinin Sena’dan akıl alması ve Sena’nın her şeyi biliyorum tavrı çok gereksizdi bu bölüm. Aynı Sena daha geçen bölüm Yamaç’ın acısını umursamadan kendi bencilliğinde boğulmuştu. Bu yüzden Sena karakteri seyirci tarafından hiç desteklenmiyor ve sevilmiyor.

Çukur’un son sahnesi, sezon finalinin son sahnesiydi ama tek bir farkla Cumali Koçovalı’nın yüzünü görmüş olduk. Açıkcası bundan sonraki bölümler için çok heyecanlıyım. Yamaç’ın Cumali’yi nasıl ikna ettiğini merak ediyorum, Vartolu ve Cumali arasında yaşanacak sürtüşmeleri de merak ediyorum. Büyük ihtimalle bir süre Yamaç Cumali ve Salih arasında kalacaktır ama denge sağlanacak mı bunu da merak ediyorum. Bu bölüm tek kelimeyle efsaneydi bana göre. Savaş çanları çalıyor ve artık üç silahşörler (ve Selim) Çukur’u almak için geliyor.