Kubilay Aka ve Bensu Soral’ın başrollerini paylaştığı yeni yaz dizisi ilk bölümüyle ekranlara geldi ve güzel bir başlangıç yaptı! İlk anından itibaren ısınmaya başladığım ve daha bölüm bitmeden sevdiğime karar verdiğim Cam Tavanlar’ın birinci bölümünden bahsedeceğiz bu yazıda.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, fragmanları izlediğimde çok içime sinmemişti ve biraz problematik kısımlar olabileceğini düşünmüştüm ama tüm çekincelerim yok oldu. Bu açıdan çok sevinçliyim. Diğer yaz dizilerinin akıbeti ne olur bilmiyorum ama benim birinci kontenjanım belli.
Başlangıçta sanki Leyla için biraz dikbaşlı imajı çizildi ama sonra hiç de öyle olmadığını gördük. Evet başarılı bir yönetici, işinin hakkını verme ve problem çözme konularında da gayet iyi ama mesele karakterine gelince, olaylara gerektiği kadar sesini çıkaramıyor. Birkaç sahnede görsel olarak, defalarca kez de sözlü olarak teyit ettik ne yazık ki. Haksızlık edilen durumlardan, kendini ezdirmesinden söz ediyorum.
Leyla demişken, karakteri gayet sevdim. Bensu da Kubilay da bir yaz dizisi için yeterli olacak ortalama bir oyunculuk sergiliyorlar. Cem’i de sevdim, hatta belki Leyla’dan bi tık daha fazla olabilir aramızda kalsın. 🙊
Açılıştaki sahnelerden bir tek telefonla konuşurkenki kısım hoşuma gitmedi. Tatsız bir klişeydi sürekli kime seslendiğinin karışması falan. Onun dışında, Leyla’nın hikayesini sonradan süreç içinde ara ara göstermek yerine ilk bölümde mala anlatır gibi vermeyi seçmişler, 😂 kamu spotu tadında öğrendik. Çok uzatmadan yeterli bilgiyi verdiler flashbackler ve arkada konuşan abimizin sesiyle, iyi.
Şirket çalışanının söylediği “iyi insan enerjisi var” cümlesine kesinlikle katılıyorum. Bence de var, verebilmişler karaktere o vibeı. Mutfak yangınından sonraki sahnelerde, Leyla peşpeşe telefon konuşmaları yaparken, yumurta istediği anlarda falan sebepsice duygulandım. Nova Norda’nın eşlik ettiği hazırlık sahnesi de güzeldi.
Ortaklık beklerken aldığı kötü haberden sonra bile işine dört elle sarılmasına ise bayıldım. Çok etkileyiciydi bence. Nadir insanlarda bulunacak bir azim izleyeceğiz belli ki. Buna değinmişken, hikayenin çok ütopik olduğunu da söylemeliyim. Ama beni rahatsız etmedi. Hatta ilginçtir ki bölüm boyunca cringe olduğum pek bir sahne de olmadı. Bu iyiye işaret.
Açık konuşmak gerekirse Kubilay Aka’yı çok özlemişim. Seviyorum kendisini izlemeyi. Karakteri de yer yer kalbimi kazandı zaten, anlatacağım. İlk giriş sahnesinde, yani şirkette gördüğümde bi şüpheye düştüm acaba nasıl biri, egosit ve kendini üstün görüp sonra mı evrilecek falan diye ama çok şükür ki öyle çıkmadı.
Cem’in de katıldığı ilk yönetim toplantısında, logo değişikliği konusu tartışıldı biliyorsunuz. Orada Leyla’nın arkasında durmasına sevindim. Leyla hararetle konuşurken suyu uzatması, doldurduktan sonra ise taşmasın diye geri alması ise ÇOK güzeldi. Hep böyle ona fark ettirmeden bile arkasını kollayacağına işaret bu, aşırı tatlı bir mesajdı bu, ya da ben fazla anlam yüklüyorumdur bilemiyorum. 😅
Cem’in, kendi isteği olmadan cam tavanlı kısma yerleştirilmesi.. Dedim ki kesin reddedip iner oradan ya da Leyla’nın çıkması için hamleler yapar. Çünkü öyle biri, daha ilk sahnelerinden belli etti karakterini, anladık yani. Gayet sevilesi bi çar olacak. Neyse, henüz ikisi de gerçekleşmedi ama ceoluk konusunda aynen düşündüğümüz gibi davrandığını gördük.
LeyCem’in kısacık geçmişi de baya tatlıydı. Ben başta daha uzun süreli bir ilişkileri olmuştur diye düşünmüştür ama öyle değilmiş. Cem’in direkt hoşlandığını belli edip davette bulunması falan da güzeldi. Zaten aralarında hiç negatif bir enerji yok, tartışsalar bile. Cem Leyla’dan daha sempatik ve pozitif davranıyor çoğu zaman, ama Leyla’nın da karşı koyamayacağı şimdiden belli. Hisleri çoktan harekete geçti çünkü.
Leyla’nın aşırı sinirlenip “bana hanım diyeceksin” diye çocuğa çıkışmasına üzüldüm, gereksizdi. Keşke anlayıp dinleseydi bi, her şeyi çok yanlış anladı maalesef. Ama Cem eninde sonunda düzeltecek her şeyi, inanıyorum. İkisi birleşip çok güçlü olacaklar sektörde aşırı eminim buna.
Bu bölüm başımıza gelen bazı şeyler: Leyla’nın kelimenin tam anlamıyla işkolik olduğunu öğrenmemiz, davette yaşanan klişe kıskançlık bakışması, şirketin karakter yoksunu kurulu yüzünden defalarca sinir krizi geçirmek.
Yeri gelmişken hemen saydıralım. Edecek küfür bile bulamıyorum. Partideyken sabah için toplantıya çağrılınca nasıl heveslendi Leyla, kıyamam. Utanmadan emeklerine sağlık dediler kıza, dalga geçer gibi saha müdürü ol muhabbeti yaptılar, gülerek konuştular. Rezil, aşırı cinsiyetçi, pislik, arsız ve pişkinler. Acayip tiksindim izlerken, çok rahatsız oldum. En kötüsü de gerçek hayatta böylelerinin çokça var olması.
O kadar akılsızlar ki, Cem aşkım karşı çıkıp tepki gösterince “aCımIştIr” dediler. Gözlerinin önünde markayı bu hale getiren, her şeyi halleden başaran Leyla olmasına rağmen önyargıları yok olmamış, o kadar kör gözlü ve kıtlar. BUNLAR VALLAHİ EĞİTİLMEZDİR
Sona doğru Cem Leyla’nın yanına tekrar gidince, içeri girdiği için çok sevinmiştim. Kendini açıklayacak Leyla öğrenecek onun her şeyden habersiz olduğunu diye. Ama hayallerim suya düştü tabi. Konuştular konuşmasına da, Leyla ağzına tıktı her şeyi çocuğun, müsade etmedi düzgünce açıklamasına. Dolayısıyla Cem de daha fazla dayanamayıp kabul etti savaşmayı, napsın gariban. 😂
Şaka bir yana, o sahnede bile aralarındaki enerji çok tatlıydı. Bir de Cem “bir gün anlayacaksın beni” dedi ya, mutlu oldum. Böyle ılımlı olması çok hoşuma gidiyor.
Pes etmeyen Leyla’yı gördüğümüz ikinci bölüm fragmanına dair söylemek istediğim ufak bir şey var. Eğer yanlış bakmadıysam “lujuria” şehvet demekmiş. “Tutku” gibi bir anlama da geliyor olabilir bence. Öyle işte..
Son olarak, Cem’i resmen çıkmaza soktular. Oyuna geldi ve şu an yapabileceği bir şey yok. Bakalım şirkette işler nasıl ilerleyecek, çok eğleneceğimize inanıyor ve o herkesi kendileri gibi aptal ve cinsiyetçi zanneden karaktersizlerin layıklarını bulacağı anları iple çekiyorum. Umarım çabuk kavuşuruz o anlara ve umarım Leyla gerçeği çok geçmeden herhangi bir şekilde öğrenir.
Muhtemelen her bölümden sonra buluşacağız, dizinin kaliteli şekilde devam etmesini diliyor ve iyi günler diyorum. Görüşürüz!