Bir Zamanlar Çukurova 6. Bölüm: Uhuletle ve Suhuletle

Hem kendi hem de sevdiği kadının hayatı tepetaklak olmuşken, aşık bir adam aşkı için neleri göze alabilir? Kalbindeki yangınla herkesi yakmalı mı yoksa yangını söndürüp o kıvılcımı çakanlardan hesap mı sormalı?

Bölümün ilk yarısında fazlasıyka sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Konak ahalisi iyi hoş ama esas karakterlerimizi daha çok görmek istiyorum ben.

Deliyim gözü kara deliyim, yakarım affını da yakarım

Demir Yaman. Şimdiye kadar aklına her koyduğunu yapmış biri. Planınj yapar, uygular ve başarılı olur. Daha fazlasını istediğinde de hep sahip olmuş. Ama bu bölümde ilk defa Demir Yaman’ın tökezlediğini gördük. Tökezledi, korktu ve çaresiz kaldı. Etrafına tehditler savurup, parası ve gücünü kullanmaya çalışsa da belki de hayatında ilk defa yenildi.

Bana kalırsa ilk yenilgisi bu da değildi. Güçlü, kudretli, Çukurova’nın tek hakimi olmak isteyen Demir Yaman; Züleyha’yı trenin camından gördüğü o gün, yenildiği gündü. Gerçek aşkın karşısında kim yenilmeden durabilmiş ki? Çaresizce Yılmaz’ın canına kastetme planları yapması da içindeki o yenilginin farkında olduğu ve bunu hazmedemediğinden dolayı.

Koynundaki yılanlardan değil de yerdeki yılandan korkan koca yürekli Züleyha

Züleyha’ya gelecek olursam. Bölümün ilk yarısında bu bizim bildiğimiz Züleyha mı yoksa yerine kötü ikiz kardeşi mi geçti diye sorguladım. Tamam konak ahalisi bazen fazla gıcık davranıyorlar. Ama bu dizlerine kapanıp af dileten bu Züleyha’yı tanınıdığımızı sanmıyorum. Zamanında kendisi de aynı konumda bulunmuşken, hemen ben konağın hanımıyım demesi güce ve paraya zaafı olduğunu gösteriyor.

Gündüz ne kadar Demir Yaman’ın karısı ise, akşamları da bir o kadar Yılmaz’ın Züleyhası. Gülten bir nevi onun aynası gibi. Geceleri o aynaya bakarak asıl Züleyha’yı -Yılmaz’ın Züleyhasını- görüyor. Çünkü ancak Yılmaz’ın Züleyhası olarak onunla dertleşebilir. O nedenle Gülten ile olan sahnelerini seviyorum.

*şimdi de reklamlar* Detoks suyu,ülkemize ilk olarak 70’lerde Hünkar Yaman tarafından getirilmiştir.

Geçen haftaki bölüm yorumumu okuyanlar da hatırlayacaktır, Yılmaz’ı bir zümrüdü anka kuşuna benzetmiştim. Yangından kurtuldu belki ama o yangınla beraber içindeki birkaç parça da yandı,bitti, kül oldu. Yerine yepyeni, kendine yapılanların intikamınj almak isteyen bir Yılmaz geldi.

O noktada diziye yeni katılan Kerem Alışık nam-ı diğer Fekeli Baba devreye giriyor. Oldum olası ilişkileri zıtlaşma ve atışma ile başlayan dinamik ikilileri çok sevmişimdir. Yılmaz ve Fekeli ikilisi de aynen öyle oldu. Her ne kadar Yılmaz kendisiyle zıt gitse de, Fekeli babamız 20 yıldır hapiste olmanın verdiği tecrübe ile Yılmaz’ın hamurunun sapasağlam ve glutensiz olduğunu hemen anlıyor.

Tabi biz bu Fekeli babanın Yamanların düşmanı olduğunu ilk bölümlerden biliyoruz. Karakter tanıtımlarında da aynen böyle bahsetmişlerdi. Yılmaz bilmiyor tabi 70’lerde açıp bakacak instagram twitter yok.

“Senin olan sana geri döner elbet”

Ve belirtmeden geçemeyeceğim Kerem Alışık diziye çok yakışmış. Hoş gelmiş, sefa gelmiş. Uğur Güneş ile karşılıklı sahneleriye bana dizinin ilk yarısındaki sıkıcı halini unutturdular. Bu ikili ortalığı uhuletle ve suhuletle* yakacak, işte şimdi Yamanlar düşünsün!

Demir’in tüm engellemelerine rağmen genel afla serbest kalan Yılmaz’a sevindim. Çıkmadan Fekeli baba’ya intikam alacağı kişiyi söylemesi ve Fekeli’nin şaşırması asıl hikayenin bundan sonra başlayacağını gösteriyor.

*Uhuletle ve Suhuletle, yordamına uygun ve kolaylıkla demektir.

Aynı zanansa 1980 yılında TRT 1’de yayınlanan, senaryosynu Attilâ İlhan’ın kaleme aldığı Kartallar Yüksek Uçar isimli dizide Sadri Alışık’ın canlandırdığı Banazlı İsmail karakterinin mottosudur.

Böylesine güzel bir gönderme yapmaları da harika bir jest olmuş doğrusu.

BZÇ hikayesi daha yeni başlıyor.  İki garip aşığımız Yılmaz ve Züleyha için işler, bebeğin doğumundan sonra daha da zor olacak. Yılmaz’ın gelişiyle Züleyha’nın doğumunun aynı anda olmasını çok sevdim. Sanki babası evladına, evladı da babasına kavuşmak için can atıyormuş gibi…

Tüm ekibin ve oyuncuların tekrar eline yüreğine sağlık.

Bu haftalık da bu kadar, haftaya görüşmek üzere. Yorumlarınızı bizimle de paylaşmayı unutmayın! 🙂