tds_thumb_td_300x0
”Bir Aile Hikayesi” 4. Bölüm Yorumu: Muhteşem Üçlü

Bir Aile Hikayesi, 2016 yapımı This Is Us dizisinin uyarlaması olarak geçtiğimiz haftalarda yayın hayatına başladı. Elbette orijinalinin yeri ayrı, Bir Aile Hikayesi’nin yeri ayrı. Kült bir diziden uyarlanmış olsa da; televizyonlarımızda böyle bir dizinin eksikliği varmış dedirtti. Bir Aile Hikayesi, üçüz çocukları olan bir ailenin geçmişini ve bugünü anlatan bir hikaye. Bugün 35 yaşında olan üçüzlerin bir çocukluklarını bir de günümüzdeki hallerini izliyor, geçmiş ile paralel sahneler görüyoruz. Büyürken neler kazanmışlar, neler kaybetmişler, hayatları nasıl değişmiş… Son derece basit konuları ele alan, sıradan ve birbirini seven bir aile örneği aslında Bir Aile Hikayesi. Biraz ”Süper Baba” tadı var. Eski dizileri anımsatıyor o özünde ki sevgi teması. Reytinglerinin iyi olması ve sosyal medyada da çok konuşuluyor olması ise insanın televizyona karşı umutlarını yeşertiyor. Demek ki içinde aşiret, töre, intikam, mafya olmayan ya da insanın zekasıyla alay eden romantik komedi türde olmayan diziler de izlenebiliyormuş. Bir Aile Hikayesi, umarım bu tip dizilerin önünü açar diyor yavaştan bölüm yorumuna geçiyorum.

”Tamam ben büyüğüm. Ama ben de ilk kez baba oluyorum. Arada hatalar yapabilirim.”

Bir Aile Hikayesi, bir anda üç çocuğu olan bir çiftin hikayesi aslında. İlk kez anne-baba oluyorsunuz ve aynı anda üç yaşıt çocuğunuz oluyor. Bu bir hayli bocalama demek sanırım. Bu çocuklardan birinin kilo problemleri var, biri evlatlık. Her çocuk gibi ayrı ayrı dertleri var özetle. Bir de kardeşleri gibi problemleri olmayan, bu nedenle de görmezlikten gelinen bir Berk var tabii. 

Bu bölüm Mahur evlatlık olduğunu öğrendi. Bu kısım orijinalinden biraz farklı. Randall, siyahi olduğu için evlatlık olduğu başından beri biliniyordu. Bizde ise bunu çocukken öğreniyor. Ancak ilk bölümlerde ortaya çıkartarak orijinalinden çok da farklı bir akış izlememiş oldular.

Sihirli Tişört

Jack Pearson’ın yeşil tişörtünü hatırlayanların gözleri yaşlı… Burada olay havuzda değil, bir kermeste geçiyor. Cem, Beste’ye siyah tişörtünü veriyor. Aynı anda günümüzde Beste’nin babasının ölümünden sorumlu olması ile yüzleşmesini izliyoruz. Bir geçmiş sahnesini görüyoruz Cem ve Beste sarılıyor; Cem dünyanın en iyi babası, Beste babasına aşık. Günümüzde ise Beste ”Babamı ben öldürdüm.” diyor. 

Bu kısım biraz kafa karıştırıcı. Kate için de benzer sahneler vardı ama burada bir de ”Berk ve diğerleri bilmiyor” gibi bir cümle eklenmiş. Bu durumda Cem’in ölüm şekli Jack’ten farklı mı olacak diye şüphelenmedim değil. Ama her şey bu kadar aynı giderken ve telif haklı bir uyarlama söz konusu iken değişebilir mi böyle şeyler bilmiyorum. Göreceğiz.

Günümüzdeki sahnelerden devam edecek olursak; Berk, televizyonda biten oyunculuk kariyerine tiyatroda devem edecek. Tiyatrocu kızla konulan fotoğrafın altına gelen yorumlar da güzel bir sosyal medya göndermesiydi. O kırıcı yorumları, gerçek insanlar okuyor sonuçta değil mi? 🙂 Berk’in, ”O yorumlara katılmıyorum” demesi, güzel bir ship doğuyor. Ama daha Sophia gelecek tabii! This Is Us izlemeyenler Sophia kim diyor şimdi, şşşt spoiler! 🙂

Son olarak, dizinin uyarlandığı This Is Us dizi yorumumuza buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!