Bahar Yeni Sezon Yorumu! İlk Bölüm Nasıldı?
Hasretiyle gönlümüzün yandığı sevgili Bahar’ımız nihayet geri döndü. Döndü dönmesine ama bakalım yeni sezonda neler oldu. Öncelikle şunu söylemeliyim ki ben bölümü hiç fena bulmadım. Dizinin dokusu pek değişmemiş, yabancı hissettirmedi. Bazı dizilerde ne yazık ki bunu yaşayabiliyor ve uzaklaşabiliyoruz. O anlamda bir sıkıntı yaşamadım.
Yeni başhekim karakterine inanılmaz önyargılıydım ama itiraf ediyorum beni şaşırttı. Tam “çiğ durabilecek, iticilikten içimizi bayabilecek” bi yeni tipleme, ama inanın asla o kadar rahatsız etmedi. Emeği geçenleri ve Büşra Pekin‘i tebrik ederim bu konuda.
Karakter benim gözümde inandırıcı. Tek falsosu o özgüvene, cool duruşlara, yenilmez sağlam hallerine karşın Evren’in karşısında elinin ayağına dolaşması. Biraz daha gizleyebilirdi o hallerini diye düşünüyorum. Özetle, of niye geldi bu derim sanıyordum ama şimdilik “eh, katlanılır” gibi. Tabii ilk bölümden belli olmaz bu işler, bi anda canımızdan bezdirir hale de gelebilir, tetikteyim.
Madem Evren dedik ona geçelim. Sahneler biraz hızlı yazılmış, bakın şöyle şöyle oldu demek için geçiştirerek çekmişler Bahar’la olan konuşmaları.. Olsun. Bağrımıza taş basar izlemeye devam ederiz. Aziz Uras beni şok etti. Onca samimiyete, adamı tanımasına rağmen direkt “babamı öldürmeye çalıştı” fikrine kapılması biraz garip. (O konunun işlenmeyişi, detaylandırılmaması ayrı can sıkıcı bu arada ama neyse.)
Timur saftiriğinden bahsedecek olursak, tam yine kendisini sempatik bulacaktım ki gidip Bahar’a dünyanın en saçma, en şereften yoksun, en hadsiz ve haksız şeylerini söyledi. Yani gerçekten fıtrat değişir sanma kan yine o kandır. Ne pişmanlık ne ölümden dönmek ne de başka bir şey düzeltmez bu adamı belli.
Rengin hakkında konuşmak istemiyorum. O zavallı, kendini beğendirmeye çalışan gurursuz halleri artık tahammül edilemeyecek boyutta. Bi gram olgunlaşıp akıllanmamış da, kızların kavgasında utanmadan sidik yarıştırıyor Bahar’la. Zekasız. İyi oluyor ona çeksin Yavuzoğlu ailesinin kahrını.
Parla ve Umay daha iyi yazılabilirdi. Kıskançlık ve ergenlik çatışmaları nereye kadar götürülebilir bilmiyorum. Tamam altı doldurulmaya çalışılıyor, gördüm. Salağa anlatır gibi sürekli seyirciye bağırıyolar BAKIN ŞUNDAN OLDU BU HALLERİ, KAZA YAŞANDI YA HANİ, ŞUNLAR DA ŞÖYLE DEMİŞ ŞÖYLE YAPMIŞ TAMAM MI HEH şeklinde cümlelerle.
Ama bence ikisinin de daha durulmuş, yeri geldiğinde çevrelerindeki yetişkinlerden daha aklıselim, belki sağduyulu, yapıcı olduğu anlar veya güçlü bir kardeşlik-arkadaşlık bağı izlemek açısından daha keyifli olabilir gibi geliyor. Elbet zamanı gelecektir. (Ayrıca Umay’ın aşırı bencilce annesine dünyayı dar edip yıllarını heba eden babasını bu kadar özleyip geri istemesi.. cinnet.)
Süreyya’nın sağkolu olan asistana fena kuruldum. Kraldan çok kralcı olan böyle tiplere her zaman ayar olurum. Umarım değişim geçirir veya başka bir şey olur ne bileyim mucizevi bir şekilde hastanedeki herkes barış içinde el ele yaşar falan (finalsiz) noluyosa olsun ama olsun. Mümkünse çabucak Ruh sağlığımız için.
Velhasıl kelam akıp giden bir bölümdü. Ciddi anlamda güldüğüm anlar da oldu. Ama çok daha güçlü, etkileyici bir açılış beklerdim. (Bahar’ın cesaretini toplayıp Evren’e gidişi favori anım, başlarına gelecekleri tahmin edebilsem de…) Bu sezondan en büyük dileğim Bahar’ın mesleği, doktorluğu konusunda önüne daha fazla engel çıkarılmasın ve biz bu kadının kariyerinde ciddi zaferler görelim artık. Her gelenin tehditleri sıktı çünkü. Yetti yani. Veya engeller çıksın ama aşırı tatmin edici şekilde aşılsın hani. Evet bu daha doğru bi istek oldu sanırım.
Şimdi biraz da gelen tepkilere bakalım: