Ata Artman: Anlattığım hikayelerle insanların hayatlarına dokunmak istiyorum

Ata Artman: Anlattığım hikayelerle insanların hayatlarına dokunmak istiyorum

  • Seni çok iyi tanıyan birine sorsak bize Ata Artman’ı nasıl anlatırdı?

Bu röportajın sorularını öğrendiğim gün çocukluk arkadaşlarımla benim vedamı yapıyorduk. Ben de ‘’Beyler’’ ya biri beni size sorsa ne derdiniz?’’ dedim: Cem, cömert, enerji dolu ve akışında dedi. Teoman, hayatta küçük sihirli anları arayan hedefin değil yolun tadını çıkaran dedi. Bora da aktif ve heyecan dolu kendi doğrularını aramaktan çekinmeyen bol bol hataya içten inan biri dedi. Beni en iyi onlar anlatırlar gerçekten. 

  • Harry Potter, Doctor Who, Skins, Sherlock, Merlin, Fleabag gibi tüm dünyanın hayran olduğu yapımların merkezinde oyunculuk eğitimi almışsın. Londrada aldığın eğitim kariyerini ve mesleğine bakışını nasıl şekillendirdi?

Üretmenin çok fazla yolu olduğunu gördüm. Özgürlüğün getirdiği fütursuzluğu ve bazen de kayıp olmayı gözlemledim. Her zaman bir yerde benden daha fazla kafa yoran biri olduğunu anladım. Dünyanın ufak olduğunu insanın gerçekten isterse hayallerine ulaşabileceğini gördüm. İleriye gitmek istiyorsam hep kendi potansiyelimi kovalamam gerektiğini öğrendim.

  • Seni birçoğumuz Bir Derdim Varda Kuzey rolün ile tanıdı. Kuzey üstün zekalı, trajik bir hikayeye sahip rehabilitasyona ihtiyaç duyan bir gençti. Kuzeyin dramını ve ataklarını çok iyi canlandırmıştın. Dizinin ekran ömrü kısa sürse de Kuzeyin ve senin performansının seyirci üzerindeki etkisi uzun soluklu oldu bence. Kuzeyi canlandırmak senin için nasıl bir deneyimdi? Role nasıl hazırlanmıştın?

Kuzeyle acılarımız, hayatlarımız ve dertlerimiz aynı olmasa da onun anlaşılma ihtiyacını kendi hayatımda hissettiğim yerler var. Aslında kendimi anlamaya çalıştıkça Kuzeyle bir bağ kurmaya başladım. Onun kendi hikayesinde bulduğu şifayla ben de bir dönüşüm geçirdim. Bizi kabul eden bir seyircimiz vardı. Yekta Torun ve Deniz Gürlek ekibiyle beraber senaryoya kalbini koydu. Lale Hanım, Duygu Hanım ve Sultan Hanım Kuzeyi bana emanet etti. Sette ekip olarak birbirimizi tamamladık.

Burak Hoca ilk günden son güne kadar bana güvendi ve özgürlük tanıdı. Birce ve Mert Abi elllerini uzatmaktan hiçbir zaman çekinmedi. Gülay Hanım’ın ev sahipliğinde genç ekip olarak bolca toplu prova yapma şansımız elde ettik. Beraberlik hissinin çok faydası oldu. Son olarak oyunculuk yolculuğumun bir noktasında Hakan Karsak ve Arzu Gamze Kılınç ile tanışma fırsatım oldu. Gamze Hanım kendi ışığıma inanmayı öğretirken Hakan Abi de kafamın içindeki o şalteri buldurtmuştu bana. Fiziksel olarak beraber yürüyemesek de sırtımda elini hissettiğim birkaç büyüğümden birileri.

  • Bir Derdim Var dizisinde özellikle Özzey shipi sevilmiş sosyal medyada fandomunu oluşturmuştu. Bu soru #ÖzZey shipperları için gelsin. ☺ Sen o çifti nasıl değerlendiriyordun? Dizi devam edecek olsa Kuzey karakteri ve ÖzZey çifti için nasıl bir son hayal ederdin?

Ava müthiş yetenekli ve gerçekten çok büyük bir kalbi var. Özgeye de bunu aktarmayı çok iyi başarmıştı bence. Kuzeyin anlaşılma ihtiyacını karşılayan onu kendi potansiyeline ulaştırmaya çalışan bir Özge vardı. Birbirileri için endişelenen ve birbirlerine iyi gelen bir ikililerdi. Kuzey’i hayatında bekleyen daha farklı olaylar vardı ama hastaneden kopsa bile Özge den asla kopmazdı.

  • Seni geçtiğimiz sezon Yabani dizisinde de izledik. Orada daha ‘’bad boy’’ bir karaktere hayat veriyordun. Denizi canlandırmak eğlenceli miydi? Anti kahramanları sever misin?

Deniz’in hikayesi yarım kalsa da inanılmaz keyifliydi. İyi Adamın On Gününde Tevfik’i oynarken de çok eğlenmiştim. Bence anti-kahramanlar daha dürüst oluyor çünkü kahraman arkını işlemediğinden keşfedilebilecek çok fazla alan yaratılabiliyor. Anti-kahraman kendinden nefret ettirirken hikayesinin altı doluysa ve güzel işleniyorsa seyircide empati duygusunu yaratabiliyor ve kendini sevdirmeyi de başarıyor. Gelecekte de merakla oynayacağım karakter türlerinden.

  • Unutamadığın bir audition ya da set anın var mı?

Ben 16 yaşımdan beri oyunculuk sınıflarında monolog seçin dediklerinde hep aynı iki monologdan birini seçtim. ‘’Sarmaşık’’ Nadir Sarıbacak’ın ve Nejat İşlerin ‘’Barda’’ filmindeki monoloğu. Onların sadeliği ve oyun kurma beceresi hep örnek oldu bana. O yüzden ‘’İyi Adamın 10 Günü”nde o güne kadar yaptıklarını ders gibi dikkatle izlediğim Nejat Beyle çalışmak benim için büyük gururdu. Bir sahnemizde Sadık (Nejat Beyin karakteri) Tevfiki (benim karakterim) kaçırıp azını ellerini ve ayaklarını bantlayıp eski bir lpgli jipin bagajına koyuyor.

Tabii birçok kez farklı açılardan çekiyoruz, sürekli bagaja girip çıkıyorum ve girdirilip çıkartılıyorum. Bagajda tüp olduğu için zar zor sığıyorum. Hiçbir şikayetim yok haliyle kimsenin de yapabileceği bir şey yok zaten, hayatımın en güzel tecrübelerinden biriydi. Bir anını bile asla değiştirmem, inanılmaz insanlar tanıdım. Neyse bir yerden sonra Nejat Bey fark etmiş olucak ki ekibe döndü kibar bir şekilde, ‘’Çözün çocuğun ağzını elini kolunu tekrar aralarında” dedi. Sonra biraz sohbet ettik.

Ayrıca set boyunca kendisinden bir oyuncunun setteki duruşu, bekleyişi, hitabı ve profesyonelliği hakkında da çok şey öğrendim.

  • Sosyal medya hesaplarımız artık dijital personalarımız haline geldi. Instagram hesabına baktığımızda mesleğine tutkuyla bağlı, sanatsever ve dostlarına değer verip onlarla eğlenmeyi bilen birini görür gibiyiz. Yine de sosyal medyada çok aktif değil gibisin. Hatta sevenlerin Twittera (Yeni adıyla X) gelmen için ısrar ediyorlar. Sosyal medyayla arandaki mesafeyi nasıl değerlendiriyorsun? Özellikle tanınmaya başladığından beri sosyal medya platformlarından gelen yorumları ne derece dikkate alıyorsun?

Bu aslında bir seçenek, sosyal medyada kimse sizi var olmaya zorlamıyor, bence orda bulunurken verdiğiniz kararlar kim olduğunuzu söylüyor sanırım. Ben de hem kendim hem de gereklilik arasında kalırken kendimi yoruyorum. Biraz kendimi aramaya çalışmamanın ne olmadığıma sarılmanın verdiği özgürlüğü deneyimlediğim bir dönemdeyim. Bu karışıklığın içerisinde sürekli ve düzenli var olmanın zorunlu olmadığı bir platformda kendimi olduğum gibi yansıtamamak var edememekten var olmaktan çekiniyorum. Fazla düşündüğümü söyleyenler oluyor ama sanırım ben de böyleyim 🙂 Yoksa mesafeli bir duruş değil benimki…

Açıkçası yorumları olabildiğince okumaya çalışıyorum kötüsü de var iyisi de var. Vakit ayırılıp yazılan her şey değerli bence. Aralarda benim için gerçekten kıymetli mesajlar ve yorumlar oluyor. Elimden gelen en iyi şekilde karakterlerimin hikayelerini ve kalplerini ortaya koymaya aktarmaya çalışıyorum dokunabildiğimi belirli bir seviyede başarabildiğimi görmek mutlu ediyor. Ayrıca Twitterda varım 🙂

  • Diyelim ki çok sevdiğin bir dizi Türkiyeye uyarlanıyor ve sen de kadrodasın. Hangi karaktere hayat veriyor olurdun?

Çok fazla dizi izleme alışkanlığım yok ama lise yıllarımda izlediğim ve bende yer etmiş ‘’Californication’’ dizisinde Hank Moody diye bir karakter var. Dizinin Türkiye uyarlaması efsane olurdu diye düşünüyorum. Tabii şimdi ufak kalırım ama biraz yaş aldığımda kesinlikle hayat vermek isterdim.

  • Bizim röportajlarımızın bir özelliği var. Yanıtlarda geçen cümleler gerçeğe dönüşebiliyor, bir çeşit manifest gibi.  Belki bir gün gerçekleşir biz de bu röportajı hatırlarız diyerek; soruma geçiyorum. Hayranı olduğun, onunla çalışmayı çok isterim dediğin oyuncular ya da yönetmenler var mı?

Haluk Bilginer, Erdal Beşikçioğlu, Yorgos Lanthimos, Tarantino, Zeki Demirkubuz, Ümit Ünal Fatih Akın, Selcen Ergun, Melisa Eryüksel, Ali Abbasi

  • Sosyal medyada takip ettiğim bir Sinema&Televizyon öğrencisinin yazdığı ‘’En Güzel Yaşım’’ adlı Wattpad kitabının bir karakteri için senin düşünüldüğünü gördüm. Kitabın yazarı hayalindeki casta seni yerleştirmiş. Başka bir evrende, Antalyada annesinin pastanesini işletip yanık dondurma satan üniversite öğrencisi bir karakterin olduğunu biliyor muydun?

Öyleymiş, evet ben de sizler sayesinde öğrendim ve okuma fırsatım oldu. Çınar’ın hikayesini de çok beğendim. Emeğine sağlık yazarımızın, beni seçerek çok mutlu etti, gurur duydum.

  • Buradan hareketle dünya çapında sektöre birçok dizi ve film uyarlaması kazandırmış, ücretsiz bir kitap okuma ve yazma platformu olan Wattpade ülkemizde erişim engeli getirilmesine dair ne düşündüğünü de sormak isterim. 

Kendimizi ifade edebildiğimiz ve insanlara ulaşabildiğimiz platformlara erişim engeli getirilmesini doğru bulmuyorum.

  • Bu yaz neler izledin, neler dinledin ve okudun? Bizimle önerilerini paylaşır mısın?

Bu yazdan paylaşmak isteyeceklerim:

Ömer Hayyam Rubailer

Jack Kerouac Book of Blues/Dharma Bums

Galip Tekin

Kerim Çaplı, Mor ve Ötesi, Baba Zula, Benjamin Clementine, John Lee Hooker

(Manga ve Linkin Park her zaman)

Filmler:

Angel Heart

Kinds of Kindness

Monster

Hakkari de bir Mevsim

Yurt

Ve bir karışık playlist bırakıyorum dinleyip de unutmazsam güncelliyorum.

  • ”Oyunculuktaki motivasyonu ve onu besleyen alanlar nelerdir?”

Anlattığım hikayelerle insanların hayatlarına dokunmak istiyorum. Bu yüzden daha ileriye gitmek ve kendi potansiyelimi keşfetmek için daha farklı ne yapabilirim diye soruyorum kendime. Şimdi de hayatımda yepyeni bir macera başlıyor.  Rose Bruford’da oyunculuk üstüne yüksek lisans için Londra’ya geri dönüyorum. Zor günlerimde aklıma dostlarım, ailem, bu yolda elimden tutmuş insanlar, beni izleyen insanların güzel sözleri ve en önemlisi 16 yaşındaki Ata’ya verdiğim sözler geliyor. Hiç olmayı becerebildiğim sokakta insanların hikayelerine ve hayatın o büyüsüne şahit olduğum anlar beni inanılmaz besliyor. Sanırım insan kalbini açtıkça hayat da bir o kadar mucizeleriyle geri geliyor.

  • Sırada o mu bu mu köşemiz var!

Yaz mı kış mı? YAZ

İstanbul mu Londra mı? İstanbul

Kedi mi köpek mi? Köpek

Gündüz insanı mısın gece mi? Gündüz

Dizisini izlemek mi kitabını okumak mı? Kitabını Okumak

Friends mi How i Met Your Mother mı? İkisini de izlemedim 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!