tds_thumb_td_300x0
Arrow 8.Sezon 9.Bölüm İncelemesi: Green Arrow & The Canaries

Oliver Queen’in olmadığı bir bölüm izlemek mi? İtiraf etmeliyim, oldukça zor oldu.

Düşündüğüm tek şey, herkes yaşıyorken, Oliver’ın ölü oluşuydu. Herkes, her şeyi unutmuşken.

Açık konuşmak gerekirse, şu an dizide öne çıkan üç kadın karakter, zaten sezonlar boyunca bir nevi izlemeye katlandığım karakterlerdi. Dövüş sahneleri dışında kendilerini izlemeyi pek sevmiyordum. Ve bu üç kadın karakterin ‘kanaryaları’ konu alacak olan dizide başrolü paylaşacakları spin off için, çok da heyecanlı değilim. Belki bir göz atarım ama inanın söz veremiyorum.

Peki bölümde neler oldu? Öncelikle Mia Queen’den başlayalım. E tabi geçmişin izleri silindi herkesin kafasından. Sabah uyandığında Mia’nın yanında JJ’yi görmek bir nebze korkutucuydu ama oldukça tahmin edilebilirdi de. Bu sefer kendini kötülük batağına düşüren ise Connor olmuş. Bütün bu tersliklere rağmen, William ile birlikte büyümüş olmaları beni o kadar mutlu etti ki! Oliver’ın gözü arkada kalmayacak anlaşılan. Şaşırtıcı bir şekilde 20 senedir suç da işlenmemiş Star City’de… Hayırdır İnşallah? O kadar da değildir canım dedirtiyor insana.

Mia’nın hayatında neler olup bittiğini öğreniyor ve esas onun kendi hayatında neler olup bittiğini hatırladığı kısma geçiyoruz. Açıkçası biraz üzüldüm kıza. Bu anılar öyle acı dolu ki… İki hayatın anıları taşıyor olmak kolay olmasa gerek. Özellikle beyni için… Aslında ufak bir komaya girseydi daha gerçekçi dururdu sanki ama, neyse.

Anıları ne kadar acı dolu olursa olsun, babasıyla geçirdiği son anıları ve öğretileri de saklıydı onda. Hatırlamadan önce eksik hissediyordu, sadece bir sosyete kızıydı. Ama hatırladıktan sonra kim olduğunu keşfetti. Yayı tuttuğu an tamamlanmış hissetti. Bunu görebiliyorduk.

Ana konu, Mia’nın da arkadaşı olan Bianca’yı bulmaktı. O kızın ölümü sonucunda, Star City’nin büyük bir kaosa sürüklendiğini öğrendik. Nasıl bir etken olabilir ki diyor insan? Ve şunu soruyor; Kanaryaların olabilmesi için suç olması lazım. Star City’de illaki ipler kopacak. E Oliver boşuna mı öldü? Defalarca hem de? Adam güzel bir dünya, güzel bir şehir bırakmak uğruna canını verdi be! Bari güzel bitirseydiniz şu diziyi. Son bölüm için oldukça heyecanlıyım.

Bianca’yı ise meğer eski sevgilisi kaçırmış. Fakat anlıyoruz ki çocuk aslında onunla hiç sevgili olmamış. Onu gözlemlemek, belki ağzından laf alabilmek, belki kullanabilmek amacıyla onun yakınında durmuş sadece. Peki neden?

Karşımızda yine işini bilen bir çete var. Üstelik Lian Yu’dan da haberi olan bir çete. Herkes olabilir bu herkes! Ra’s-al Ghul’dan tutun onun kızına, Oliver’ın dostundan düşmanına herkes olabilir. O kadar kapalı bir mesaj ki insanı merakta bırakıyor.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi en olmasın dediğim şey oldu ve JJ’ye geçmiş hatırlatıldı. Eğer JJ kötü adam olursa bu hiç yakışık almaz. Sen o zaman farklı şartlarda büyüdün, bugün farklı. İki noktada sıkışıp kalmasını bekliyorum ben. Tamamen kötü adam olacağına inanmıyorum. Lütfen birisi Connor’a hatırlatsın ama. Onun buna çok itiyacı var. Peki ya Mia? O hangi tarafta olacak?

Bütün bunların yanında bölümden zevk aldığım tek nokta kesinlikle dövüş sahnesiydi. Müzikle oturan sahneler, eski bölümleri aratmadı ama eski bölümleri aratmaması için daha çok uğraşmaları gerekecek.

Şunu da söylemeden geçmeyelim. Oliver’ın William’a verdiği taşın üzerindeki işlemenin aynısından Bianca’nın eski sevgilisinin kolunda da vardı. Mia bunu fark etti tabi. Bayılması da bir oldu! Babasının heykelinin başında yığılıverdi. Oliver’ın mezarı olsaydı kemiklerinin sızladığını söyleyebilirdik. Sanki her an çıkıp gelecekmiş gibi geliyor. Onu eski sahnelerle değil de yeni bir sahneyle finalde görmek istiyorum. Felicity ve Oliver’ı yeniden el ele görmek istiyorum. İkisini de çok özledim. Finalde görüşmek üzere sayın Arrow severler. Gözyaşlarınıza hakim olun. Lazım olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Korunan İçerik!